Osman Gençer
Terazi var, tartı var, herşeyin bir vakti var
27.06.2009 06:21:48
MADEM gündem belgelere, raporlara mahkûm, öyleyse kopmayalım.
Ben de bir rapordan bahsedeyim.
Son birkaç yıldaki bebek ölümlerini hatırlıyorsunuzdur.
Önce Edirne, Kayseri ve Manisa'daki hastanelerde 18 bebek hayatını kaybetmişti.
Yetkililer, olaydan sonra kendilerine göre suçlulan-sorumlulan saptayıp, bir bir açıklamalar yapmışlardı:
- Suçlu: Hastane mikrobu..
- Suçlu: Bulaşıcı hastalıklar..
- Suçlu: Ventilatör azlığı..
- Suçlu: Hemşire yetersizliği..
- Suçlu: Ellerin iyi yıkanmaması..
- Suçlu: Sıvı sabun, su, kağıt peçete bulunmaması..
- Suçlu: Eğitimsiz, yetersiz personel..
- Suçlu: Bebeklere verilen solüsyonun, cihazda değil de elde hazırlanması..
- Suçlu: Hastaneleri liyakata göre değil, sadakata göre atanan sorumluların yönetmesi..
- Suçlu: Klebsiella bakteriyemisi salgın..
Peki, ya sonuç nedir? Ona da bomba gibi açıklamalar getirmişlerdi:
- Bakanlık müfettişleri ve ilgili kurumlar incelemelerini tamamlasınlar. Onların raporuna göre her türlü tedbir alınacaktır. Bir daha böyle acı olaylar yaşanmaz.
Tedbir beklerken, bir süre sonra..
İstanbul ve Ankara'da üç günde 31 bebek daha öldü.
Suçlu: Yukarıdaki suçlu sıralamasının aynısıydı.
Sonuç: Rapora göre her türlü tedbir alınacaktı.
Yine tedbir beklerken, bir süre sonra..
Eylül 2008 günü İzmir'de 13 bebek daha hayatını kaybetti.
Bilumum yetkililer suçluları saptadılar.
Yukarıdaki listenin aynısını verdiler.
Sonuç olarak da, "rapora göre her türlü tedbir alınacaktır" dediler.
Bu sözler üzerine, "terazi var, tartı var, her şeyin bir vakti var" diye yeniden bekleşmeye koyulurken, meşhur rapor sonunda düştü önümüze.
Sağlık Bakanlığı müfettişleri, ölümlerden hiç kimsenin sorumlu olmadığını açıklayıp, defteri kapattıklarını duyurdular.
İşte, aylarca beklenen muhteşem sonuç budur.
62 bebeğini kaybeden Türkiye'nin sorumluluk tablosu bu kadar
Terazi var, tartı var, herşeyin bir vakti var
27.06.2009 06:21:48
MADEM gündem belgelere, raporlara mahkûm, öyleyse kopmayalım.
Ben de bir rapordan bahsedeyim.
Son birkaç yıldaki bebek ölümlerini hatırlıyorsunuzdur.
Önce Edirne, Kayseri ve Manisa'daki hastanelerde 18 bebek hayatını kaybetmişti.
Yetkililer, olaydan sonra kendilerine göre suçlulan-sorumlulan saptayıp, bir bir açıklamalar yapmışlardı:
- Suçlu: Hastane mikrobu..
- Suçlu: Bulaşıcı hastalıklar..
- Suçlu: Ventilatör azlığı..
- Suçlu: Hemşire yetersizliği..
- Suçlu: Ellerin iyi yıkanmaması..
- Suçlu: Sıvı sabun, su, kağıt peçete bulunmaması..
- Suçlu: Eğitimsiz, yetersiz personel..
- Suçlu: Bebeklere verilen solüsyonun, cihazda değil de elde hazırlanması..
- Suçlu: Hastaneleri liyakata göre değil, sadakata göre atanan sorumluların yönetmesi..
- Suçlu: Klebsiella bakteriyemisi salgın..
Peki, ya sonuç nedir? Ona da bomba gibi açıklamalar getirmişlerdi:
- Bakanlık müfettişleri ve ilgili kurumlar incelemelerini tamamlasınlar. Onların raporuna göre her türlü tedbir alınacaktır. Bir daha böyle acı olaylar yaşanmaz.
Tedbir beklerken, bir süre sonra..
İstanbul ve Ankara'da üç günde 31 bebek daha öldü.
Suçlu: Yukarıdaki suçlu sıralamasının aynısıydı.
Sonuç: Rapora göre her türlü tedbir alınacaktı.
Yine tedbir beklerken, bir süre sonra..
Eylül 2008 günü İzmir'de 13 bebek daha hayatını kaybetti.
Bilumum yetkililer suçluları saptadılar.
Yukarıdaki listenin aynısını verdiler.
Sonuç olarak da, "rapora göre her türlü tedbir alınacaktır" dediler.
Bu sözler üzerine, "terazi var, tartı var, her şeyin bir vakti var" diye yeniden bekleşmeye koyulurken, meşhur rapor sonunda düştü önümüze.
Sağlık Bakanlığı müfettişleri, ölümlerden hiç kimsenin sorumlu olmadığını açıklayıp, defteri kapattıklarını duyurdular.
İşte, aylarca beklenen muhteşem sonuç budur.
62 bebeğini kaybeden Türkiye'nin sorumluluk tablosu bu kadar
Yorum