Türkiye'nin gizli cennetleri

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • serdo
    Senior Member
    • 30-04-2006
    • 5368

    Türkiye'nin gizli cennetleri

    Türkiye'nin gizli cennetleri: Akdeniz

    Sahip olduğu lüks konaklama tesisleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Antalya'da, turizmin her çeşidine hitap edebilen doğal güzellikler, arkeolojik yerler bulunuyor. Antalya'nın hemen hemen tüm ilçeleri yerli ve yabancı gezginler, macerasever turistler için ilginç olabilecek mekanlara sahip -dalış, kano turları, doğa yürüyüşleri yapılabilen kaş, dünyanın ilk demokratik parlamentosunu da bünyesinde barındırıyor.

    İlişkili fotoğrafları göster









    AA
    Güncelleme: 09:42 TSİ 22 Haziran. 2009 Pazartesi

    ANKARA - Yaz tatilini bulunduğu kentin dışında geçirmek isteyenlerin, Türkiye'nin dört bir yanında ziyaret edebilecekleri pek çok yer var. Yaz aylarıyla birlikte tatil planları da yapılmaya başlandı.
    Yorucu ve stresli bir yıldan çıkanlar, evlerinden bir süreliğine uzaklaşıp yılın yorgunluğunu atacakları, yeni maceralara atılacakları, yeni lezzetlerin tadına bakacakları veya dinlenebilecekleri tatil mekanları arıyor.
    Binlerce yıllık tarihinde pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, farklı iklim ve coğrafyalara sahip ülke topraklarında keşfe çıkacakları ise birçok seçenek bekliyor.
    Haberin devamı ↓ reklam


    İlgi alanlarına göre yurdun dört bir köşesinde görülmesi gereken pek çok kent bulunurken, yaşadığı yerden uzun süre ayrılamayacaklar için de günübirlik ziyaret edilebilecek yerler mevcut.
    İşte tatil planı yapanların listelerine dahil etmeleri gereken birkaç seçenek:
    AKDENİZ BÖLGESİ
    Deniz, kum, güneş turizmiyle turizmin lokomotifi olan Akdeniz Bölgesi, sadece kıyılarındaki değil, iç kesimlerindeki zenginlikleriyle de tatilcileri ağırlamak istiyor. Her yıl ağırladığı 10 milyondan fazla yerli ve yabancı turistle ''Turizmin başkenti'', sahip olduğu arkeolojik ve doğal güzellikler sayesinde de ''Türk Rivierası'' olarak adlandırılan Antalya, hemen her kesimden tatilciye, farklı olanaklar sunuyor. Güneş, deniz, doğa ve tarihin sihirli bir uyum içinde bütünleştiği Antalya, Akdeniz'in en güzel ve temiz kıyılarına sahip. 647 kilometre uzunluğundaki Antalya kıyıları boyunca, antik kentler, antik limanlar, anıt mezarlar, dantel gibi koylar, kumsallar, yemyeşil ormanlar, şehir merkezinde ve bazı ilçelerde müzeler, iç kesimlere doğru da, yazın sıcaktan kurtulmak isteyenler için serin yaylalar yer alıyor. Antalya kent merkezinde, Konyaltı ya da Lara-Kundu sahilinde konaklayan tatilciler, otellerdeki etkinliklerin yanı sıra, şehir merkezinde de dolu dolu bir gün geçirebilirler. Tarih meraklıları, güne Kaleiçi'nin dar sokaklarında tur atarak başlayabilir. Kaleiçi'ne, Kalekapısı'ndan giren gezginler, Yivli Minare'yi görerek başlayacakları Kaleiçi turunda, Kesik Minare, Surlar, Hadrianus Kapısı (Üçkapılar), Osmanlı ve Rum mimarisinin izini taşıyan, bir çoğu restore edilmiş evleri görebilir. Buradan Yat Limanı'na inip, Şelaleler mevkisine bir-iki saatlik tur yapan teknelerle şehri ve falezleri denizden gören turistler, son olarak Yat Limanı'nın Mermerli Plajı'ndaki merdivenleri tırmanarak, Karaalioğlu Parkı'ndan şehrin panoramik görüntüsünü izleyip, hatıra fotoğrafı çektirebilirler. Konakladıkları otelin sahili ve havuzundan sıkılan turistler için Konyaaltı ve Lara plajlarının yanı sıra, Kemer istikametine doğru 10 kilometre mesafedeki Topçam'da ya da 15 kilometre ilerideki Çaltıcak günübirlik kamp alanları, çam ağaçları altında denize girmek isteyenler için bulunmaz bir fırsat sunuyor. Antalya kent merkezinde gece hayatını sevenler için, çeşitli alternatifler bulunuyor. Konyaaltı Beach Park, Lara Beach Park, Şirinyalı ve Kaleiçi'ndeki hemen her zevke hitap eden diskotek, gazino, kulüp, bar ve kafeler, günün ilk ışıklarına kadar hizmet veriyor. Türk ve dünya mutfağının yanı sıra, yöresel yemeklerden tatmak isteyenler küçük esnaf lokantalarına uğrayabilir. Türkiye'de yalnızca Antalya'da tadılabilecek ''Antalya Usulü Piyaz'' yemek isteyenler, kentteki hemen hemen tüm piyazcıların ustası sayılan Piyazcı Sami'nin oğlu Piyazcı Recep'in Cumhuriyet Meydanı yakınındaki Cengiz Toytunç Caddesindeki (52. Sokak) küçük dükkanına uğrayabilirler. Kent merkezindeki ''Çorbacı Ali Baba''da, çorbanın yanı sıra Arap Kadayıfı'nın tadına bakabilir, havaalanı civarındaki Sedir Lokantası'nda ise çeşitli pidelerden önce bamya ya da arabaşı çorbası içebilir. Sabah kahvaltısını otel yerine farklı bir mekanda yapmak isteyenler için şehir merkezine 15 kilometre mesafedeki Çakırlar köyü, köy kahvaltısı için en uygun mekan. Burada köylü kadınların geleneksel yöntemlerle yaptıkları gözleme ya da bazlamalarla kahvaltı yapan konuklar, ardından pazar günleri kurulan köy pazarında taze sebze meyve satın alabilirler. Arkeoloji meraklıları için kent merkezinde Konyaaltı varyantındaki Antalya Müzesi, dünyanın en zengin arkeolojik müzeleri arasında gösteriliyor. Bu müzeyi gezebilmek için en az 2 saat ayırmak gerekiyor. Müzenin yanı sıra yöredeki antik kentleri tanımak isteyenler, acentelerin düzenlediği ve PAS turu olarak adlandırılan Perge, Aspendos ve Side antik kentlerine bir tam gün ayırmalı. Korkuteli kara yolu üzerindeki Termessos Antik Kenti ile şehir merkezine 27 kilometre mesafedeki Karain Mağarası da, ziyaret edilmesi gereken yerlerden. 1946 yılından beri kazı yapılan Karain Mağarası'nda 50 bin yıl önce yaşamış insanların izine rastlamak umudu, arkeoloji sevenler için heyecanlı olacaktır. Tatilde spor yapmayı tercih edenler için sınırsız olanak bulunan Antalya'da su sporlarının yanı sıra, kışın Saklıkent'te kayak, tüm yıl boyunca da günü birlik yürüyüş (trekking), kanyon geçişleri, kaya tırmanışı, dağcılık sporları yapılabiliyor. Bu sporları kendi başınıza yapabileceğiniz gibi, profesyonel acentelerden hizmet satın alabilir ya da çok sık etkinlikler düzenleyen Toroslar Doğa Sporları Kulübü'nün (TODOSK) etkinliklerine katılabilirsiniz.
    İLÇELERDEKİ POTANSİYEL DE ÇOK ZENGİN
    Antalya'nın hemen hemen tüm ilçeleri yerli ve yabancı gezginler, macerasever turistler için ilginç olabilecek mekanlara sahip. Antalya-Konya kara yolundaki Akseki ilçesine Antalya'dan 2,5 saatlik bir yolculukla ya da Ankara'dan Antalya'ya otomobiliyle gelenler için Konya-Seydişehir'den sonra ulaşmak mümkün. Akseki, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan ve koruma altına alınan kardelen çiçeğinin anavatanı sayılıyor. Kardelen çiçeğini, karların erimeye başladığı Nisan ayı başında görebilirsiniz. Av turizminden hoşlananlar için Akseki yakınlarındaki Gidengelmez Dağları'ndaki dağ keçisi koruma ve av sahası, avcılara ücretli hizmet sunuyor. Burada, giriş ücretinin yanı sıra, avlanan dağ keçisinin boynuz uzunluğuna göre ayrı bir ücret ödemek gerekiyor. Emiraşıklar köyünde turizmci Mustafa Kaya'nın kurduğu lama ve alpaka çiftliği ile yöresel ''Düğmeli Evler''den oluşan butik oteller de alternatif turizmin ilginç örneklerinden birini yansıtıyor. Bölgedeki Göktepe Yaylası, Çimi Yaylası, Irmak Vadisi son aylarda keşfedilen 340 metre derinliğindeki Bucakalan Mağarası, ilçe merkezindeki Ulu Camii ve Medresesi görülmeye değer. Akseki'ye yakın İbradı ilçesi Ürünlü köyü civarındaki Altınbeşik Mağarası da dünyanın en ilginç mağaralarından birisi olarak biliniyor. Altınbeşik Düdeni ve Mağarası'na ulaşmak için Antalya-Alanya kara yolunda Manavgat'tan sonra kuzeye Akseki yönüne 70 kilometre gidilip, İbradı'ya ulaşıldıktan sonra 23 kilometre daha devam edip Ürünlü köyüne gitmek gerekiyor. Mağarayı görmek isteyenlerin köyden bir rehber almaları ve mutlaka araziye uygun ayakkabı giymeleri öneriliyor.
    ELMALI HAZİNELERİ
    1984 yılında yapılan kaçak kazılarda bulunup, ABD'ye kaçırılan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın uzun süren girişimleri sonucu ait olduğu topraklara dönen Elmalı Hazineleri'nin bulunduğu Antalya'nın kuzey batısındaki Elmalı ilçesi de önemli eserler barındırıyor. Antalya'dan 1,5 saatlik bir yolculukla ulaşılabilen Elmalı'da, höyükler, tümülüsler, camiler ve anıt mezarlar görülmeye değer. Antalya'nın kuzeyindeki 67 kilometre mesafedeki Korkuteli de, daha çok Antalyalıların yazlık olarak kullandığı bir yayla olarak tanınıyor. Adını, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'in kardeşi Şehzade Korkut'tan alan Korkuteli'de bugün yalnız kapısı ayakta kalan Alaaddin Camisi ve yine aynı yörede, 1319'da Hamidoğulları'ndan El Emin Sinaeddin tarafından yaptırılan ve aynı adla anılan Selçuklu Medresesi görülebilir. Korkuteli'ye gidenler, ''Şişçi Ramazan''a uğrayıp, satır kıymasından yapılan şiş köfteyi de mutlaka yemeli.
    AVRUPAİ ALANYA
    Adı belki de Antalya kadar bilinen Alanya, kentin en önemli turistik ilçeleri arasında yer alıyor. Sahip olduğu her sınıftan konaklama tesisinin yanı sıra, 10 binden fazla yabancının yerleşik yaşadığı Alanya, adeta bir Avrupa şehri görünümünde. Alanya, geniş plajları, tarihi eserleri, modern otel ve motelleri, sayısız balık lokantaları, kafe ve barlarıyla mükemmel bir tatil merkezi olarak görülüyor. Gelenleri ilk karşılayan, Alanya Yarımadası'nın üzerinde bir taç gibi kurulmuş olan ve 13. yüzyıldan kalma şahane Selçuklu Kalesi. Etkileyici kalenin yanı sıra, sekizgen Kızıl Kule, görülmeye değer eserler arasında sayılabilir. Liman yolu boyunca el sanatları, deri, giysi, mücevherat, çanta ve yöreye özgü desenlerle süslenmiş rengarenk su kabaklarının satıldığı dükkanların yer aldığı Alanya'da, turistlerin mutlaka görmesi gereken yerlerin başında ise ilçe merkezindeki Damlataş Mağarası geliyor. Mağara yakınında Etnografya Müzesi de mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Tekneyle yapılacak bir gezintiyle de Fosforlu Mağara, korsanların kadın esirleri tuttukları Kızlar Mağarası ve Aşıklar Mağarası görülebilir. Alanya'nın 15 kilometre kuzey doğusunda yer alan Dim Çayı Vadisi, gölgelerin serinliğinde dinlenmek ve alabalık yemek için gözde bir yer. Tüm sahillerinden denize girilebilen Alanya, tam bir güneş, deniz, kum cenneti olarak gösteriliyor.
    DOÐASI BOZULMAMIŞ BİR YÖRE: GAZİPAŞA
    Antalya'ya 2,5 saat mesafedeki Gazipaşa ise, henüz bozulmamış doğası, yeni yapılan ve kısa süre sonra uçuşlara açılması beklenen havaalanı ile turizm için önemli bir potansiyel olarak turistleri bekliyor. Yaklaşık 10 kilometrelik kumsalı, orman kaplı alanları, Turkuaz mavisi koyları, doğal güzellikleriyle şirin bir ilçe olan Gazipaşa, gözde bir turizm merkezi olma yolunda ilerliyor. Gazipaşa'daki Koru Plajı ise konuklarına doğal jakuzi ***fi yaşatıyor. Koru Plajı'ndaki 3 büyük ve onlarca küçük doğal havuz, deniz canlılarını yakından izlemek isteyenlere imkan sağlarken, muhteşem manzarasıyla da büyülüyor.
    DÜNYANIN İLK PARLAMENTOSU KAŞ
    Antalya'nın en batısındaki Kaş ise kent merkezine kara yoluyla 2 saat 45 dakika mesafede. Likya'nın önemli kentlerinden olan Kaş, ilçeyi çevreleyen antik döneme ait kentler ve tarihsel değerlerle dikkati çekiyor. Dalış, yamaç paraşütü, kano ve tekne turları, doğa yürüyüşleri yapılabilen Kaş, dünyanın ilk demokratik parlamentosunu da bünyesinde barındırıyor. Kaş'a 30 dakika mesafedeki Patara Antik Kenti, TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın girişimiyle, önümüzdeki yıllarda dünyanın tüm parlamento başkanlarının buluşmasına hazırlanıyor. ABD'nin bugünkü parlamenter sisteminin örnek alındığı antik uygarlığa ev sahibi olan Patara, eşsiz kumsalları ve bu kumsallarda atla yapılan gezilerle de tatilcileri heyecanlandırıyor. Kaş'ta deniz ürünlerinin yanı sıra, çeşit çeşit kokulu otlarla yapılan yemeklerin de tadına bakmak gerekiyor.
    RUS TURİSTLERİN TERCİHİ: KEMER
    Antalya'ya 40 kilometre mesafedeki Kemer'i özellikle Rus turistler tercih ediyor. Beldibi'nden Tekirova'ya kadarki sahil şeridindeki lüks otellerin yanı sıra, pansiyon ve motellerin de yer aldığı Kemer'de, günübirlik tekne turları gözde. Gece eğlencelerinin ünlü olduğu Kemer'de, geçtiğimiz yıl kurulan ve Türkiye'nin en uzun teleferiği olan Tahtalı Teleferiği ile 2365 metrelik Tahtalı Dağı'nın zirvesine çıkıp, Akdeniz'in maviliklerini izleyip, oksijen depolayabilirsiniz. Kemer'e yaklaşık 10 kilometre mesafedeki Phaselis antik kenti ve koyu da mutlaka görülmeli. Milli Park statüsündeki Phaselis koyunda antik kenti gezip, çam ormanının hemen önündeki koyda denize girebilirsiniz. Ancak burada ateş yakarak piknik yapmanın yasak olduğunu da hatırlatmak gerek.
    MANAVGAT
    ''Side'' deyince belki herkes tanır ama Türkiye'nin turizme açılan bu ilk köyünün bağlı olduğu Manavgat ilçesi, belki de çoğu kişi tarafından bilinmez. Ünlü Manavgat Şelalesi'nin adını taşıyan ilçe, Side'den sonra sahiline yapılan çok sayıda konaklama tesisiyle, turizmde söz sahibi haline geldi. Manavgat, Side, Çolaklı, Titreyengöl, Kızılot, Kızılağaç bölgesindeki tesislerde konaklayanlar, Manavgat'ın 4 kilometre doğusundaki Manavgat Şelalesi'ni mutlaka görmeli. Manavgat Irmağı'nda, günübirlik tekne gezilerine de katılmak mümkün. Side Antik Kenti'ni ve Side Tiyatrosu'nu görmeden Manavgat'tan dönmek eksiklik olacaktır. Side'de tatil yapıp da, Apollon Tapınağı'nda mini bir klasik müzik konseri dinleyip, güneşin batışını izlememek de olmaz.
    KOKU TURİZMİNİN GÖZDESİ
    Portakalıyla ünlü Finike, geçtiğimiz yıllarda kurulan beş yıldızlı bir otelle, kitle turizmiyle tanıştı. Finike daha çok, Nisan ayı başında portakal çiçeğinin kokusunu ciğerlerine çekmek isteyen Avrupalı turistlerin ilgi alanına giriyor. Finike'de Limyra ve Arykanda antik kenti kalıntıları da ilgi görüyor. Alakır Çayı ile Gavur Deresinin dağlardan sürükleyip getirdiği alüvyonlu bir ovada yer alan Kumluca da, sahil boyunca plajlar, konaklama tesisleri ve koylara sahip. Kumluca'nın 27 kilometre kuzeyindeki Altınyaka yaylası, Alabalık üretme çiftliği, sedir ormanları ve bol suları olan güzel bir yayla olarak tanınıyor. Korydalla, Olympos ve Rhadiopolis antik kentleri, Kumluca ilçesi sınırlarında yer alıyor. Kumluca, son yıllarda Kemer ile birlikte Dünya Ralli Şampiyonası'nın Türkiye ayağına da ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, Çavuşköy (Adrasan) köyü de son yıllarda özellikle gençlerin ve yalnız gezginlerin rağbet ettiği bir tatil mekanı olarak giderek ünleniyor.
    NOEL BABA BU TOPRAKLARDA YAŞADI
    Dünya çocuklarının Noel Baba olarak bildiği Aziz Nicholaus, Antalya'nın Demre ilçesinde yaşadı. Kaş yakınlarındaki Patara'da doğan, ancak yaşamının büyük bölümünü Demre'de geçiren Noel Baba'nın mezarının yer aldığı Noel Baba Müzesi ile hemen ilçe merkezi yanındaki Myra Antik Kenti, özellikle Ortodoks Rus turistlerin mutlaka ziyaret ettiği ören yerleri arasında yer alıyor. Deprem nedeniyle deniz altında kalan Kekova Antik Kenti de Demre'de bulunuyor. İlçe merkezinden 25 kilometrelik bir yolla ulaşılan Kekova koyunda, tabanı camla kaplı teknelerle yapılacak turlarda, Kekova antik kentinin kalıntılarını ve su altında yatan amforaları izlemek, tatilcilere ayrı bir heyecan veriyor.
    LÜKS VE İHTİŞAMDA SINIR TANIMIYOR: BELEK
    Serik ilçesine bağlı olmakla birlikte, adı daha ünlü olan Belek, üst sınıftaki lüks otellerin yer aldığı, çam ormanıyla çevrili, dünyaca tanınan bir tatil beldesi oldu. Golf sahalarıyla daha çok zengin turistlerin rağbet ettiği Belek'te, kimi otellerdeki lüks ve ihtişam adeta sınır tanımıyor. Belek'te konaklayan turistler için Aspendos Antik Tiyatrosu yaklaşık 15 kilometre, Antalya ise 50 kilometre uzaklıkta. Haziran-Temmuz ayları arasında düzenlenen Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali'nde klasik müzik, bale, opera gösterisini, akustiği mükemmel antik tiyatroda izlemenin ***fini mutlaka yaşamalı. Yolun dar ve virajlı olması yüzünden en az bir saatte ulaşılan Köprüçay'da rafting yapmak mümkün. Köprüçay, akıntının çok fazla ve tehlikeli olmaması nedeniyle, 7'den 70'e herkesin rafting yapmasına olanak sağlıyor. (Sürecek)
    DEVAMI 1 | 2 | 3 | 4 | Sonraki >
  • Nejat Levent
    Junior Member
    • 30-08-2008
    • 43

    #2
    Konu: Türkiye'nin gizli cennetleri

    Verdigin bilgiler icin tesekkurler.Basarilarinin devamini dilerim.

    Yorum

    • Sniper®
      Senior Member
      • 22-06-2005
      • 12987

      #3
      Konu: Türkiye'nin gizli cennetleri

      Ya benim bir anlamadığım bir konu var. Nejat Levent kardeşim nerde serdo arkadaşımızın mesajlarını görsem hemen senin altında teşekkürünü ve artı mesajını buluyorum. Mesajlarına baktım hemen hemen hepsi aynı örnek. Hayırdır anlayalım bizde :D

      Yorum

      İşlem Yapılıyor