Birçok ülkede yoğun olarak kullanılıyor.
02.07.2009 09:47Gazi Üniversitesi (GÜ) Medikal Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çimen Karasu, gıda bütünleyici ya da zayıflamaya yardımcı bitkisel ürünlerin içeriklerinin tam olarak bilinmediğini ve zararlı olabileceğini belirterek, bu ürünlerin içerisine bazı kimyasal bileşiklerin yüksek dozlarda katılabildiği uyarısında bulundu.
Antiaging ve Estetik Tıp Derneği Başkanlığı görevini de yürüten Karasu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle bitkisel ürünlerin çoğunun hekim önerisi olmadan kullanıldığını ve bunların bilinçsiz tüketildiğinde sağlığı ciddi şekilde bozabileceğini söyledi.
Doğadan elde edilen çeşitli bitkiler, kökler, yapraklar, çiçekler ile ile bunların karışımlarının çoğunlukla aktarlar tarafından hazırlanarak vatandaşa sunulduğunu belirten Karasu, ''Eczane ve marketlerde satılan (ilaç olmayan) ürünler de Tarım Bakanlığından ruhsatlıdır. Oysa bu ürünler Sağlık Bakanlığından ruhsat almalıdır'' dedi.
Karasu, bitkisel destekleyicilerin herkes için uygun olup olmadığının bilimsel olarak tespit edilmiş ve güvenilirliklerinin ispatlanmış olması gerektiğini ifade ederek, özellikle zayıflatma amacıyla kullanılan ürünlerin iştah kesici ilaç olarak kullanılan çok sayıda etkili maddeyi içerebildiğini bildirdi. Karasu, ''İçerisinde 'krom pikolinat' gibi elementleri içeren ve zayıflatıcı iddiasıyla satılan ürünlerin ambalajlarında ya da internet sitelerinde önerilen dozlar da uluslararası değerlerin oldukça üzerindedir. Bu çok tehlikelidir'' diye konuştu.
Zayıflamak amaçlı kullanılan ürünlerin ''bitkisel kökenli ilaç'' olmadığını vurgulayan Karasu, ''Sentetik, bitkisel, hayvansal ya da mantarlardan elde edilen etken maddenin ilaç olabilmesi için belli standartları içermesi gerekiyor'' dedi. Karasu, belli bir miktarda bitkisel ekstrayı içeren herhangi karışımın ilaç olabilmesi için faz deneylerinin tamamlanmış olması gerektiğini ifade etti.
-''MİKRO BESLEYİCİLER ALINAMIYOR''-
Karasu, doğru kullanılmadığında bitkisel destekleyicilerin de en az ilaç kadar ölümcül olabileceğine işaret etti.
Aşırı şişmanlık tedavisinde kullanılan anti-obezite ilaçlarının bir kısmında santral sinir sistemini etkiyerek iştah kesen ''sibutramin'' maddesinin bulunduğunu ve doğal olarak tanıtılan ürünlerde bunun olabildiğini anlatan Karasu, şunları kaydetti:
''Santral sinir sistemini etkileyen bu tür ilaçlarda 'ephedra' bitkisinden elde edilmiş 'efedrin' adlı etkili bir madde kullanılmaktadır. Doz aşımında oldukça tehlikeli olabilecek bu etkili maddenin ya da ona benzer feniletilamin türevlerinin (fenfluramin, fentermin, amfetamin gibi) zayıflama amacıyla satılan bitkisel ürünlerde bulunmaktadır.
Tamamen bitkisel diye tanıtılan Lida isimli üründe, merkezi sinir sistemini etkileyerek iştahı baskılayan ve çok sayıda istenmeyen etkiye sahip 'sibutramin' maddesinden yüksek miktarlarda çıkmıştı.
Günümüzde ayrıca yağ emilimini engelleyen ve kolayca dışkı yoluyla atılımını sağlayan anti-obezite ilaçları da mevcuttur. Orlistat adlı ilaç da kontrolsüz ve uzun süre kullanıldığında, mikrobesleyiciler ve yağda çözünen antioksidanların emilimini dolaylı yolla engellemektedir ve buna bağlı ciddi metabolik ve kardiyak bozukluklar oluşturmaktadır.''
Doygunluk hissi veren lifli bitkiler ile reçinelerin de zayıflama amaçlı bitkisel ürünlerin içeriğinde yer aldığını dile getiren Karasu, lifli besinlerin midede şişerek doygunluk hissi sağladığını söyledi. Reçinelerin ise bağırsakta özellikle yağları tuttuğunu ve emilmeden atılımını sağladığını anlatan Karasu, şöyle devam etti:
''Bu ürünler kullanıldığında vücutta kilo kaybı oluyor ama temel gıdalar ve yaşamsal öneme sahip esansiyel yağ asitleri, eser elementler, aminoasitler, bazı antioksidanlar, vitaminler, ko-enzimler, ko-faktörler yeterince alınamıyor. Bunlar emilemeden atılıyor ve zamanla ciddi sağlık problemleri doğurabiliyor. Bu nedenle, bu tür ürünler mutlaka hekim kontrolünde kullanılmalıdır.
Bu ürünlerin kullanımı yerine kalori kısıtlaması yapılmalı, ılımlı egzersiz ile zayıflamaya çalışılmalıdır. Her şeyin aşırısından kaçınılmalıdır.''
-''LİTERATÜRDE HENÜZ TANIMLANMAMIŞ BİTKİLER BULUNUYOR''-
Bu ürünlerin içerisinde, etkileri, etkili maddeleri, etki mekanizmaları ve sakıncaları uluslararası literatürde yer almayan bitkilerin bulunduğuna da dikkati çeken Karasu, hatta bazı ürünlerde birkaç bitkinin bir arada olduğunu söyledi.
Karasu, bu tür bitkisel ürünlerin, herhangi bir ilaç kullanımı halinde ciddi endikasyonlara yol açabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''İlaçtaki ya da üründeki etken maddeler, birbirlerinin etkilerini kuvvetlendirebilir ve pıhtılaşmayı engelleyerek istenmeyen kanamalara, pıhtı atma reaksiyonlarına ve ölümlere yol açabilir. Sinir sistemi üzerinde etkili iştah kesici ürün ya da ilaç, ister bitkisel isterse sentez kaynaklı olsun, kullanılıp bırakıldıklarında, mutsuzluk, aşırı depresyon, hatta intihar eğilimi yaratabilir.
Hipertansiyon, kalp, dolaşım bozukluğu, diyabet, obezite, tiroit hastaları ile düzenli ilaç kullananlar bu ürünleri doktor kontrolü olmadan kullanmamalıdır. ''
02.07.2009 09:47Gazi Üniversitesi (GÜ) Medikal Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çimen Karasu, gıda bütünleyici ya da zayıflamaya yardımcı bitkisel ürünlerin içeriklerinin tam olarak bilinmediğini ve zararlı olabileceğini belirterek, bu ürünlerin içerisine bazı kimyasal bileşiklerin yüksek dozlarda katılabildiği uyarısında bulundu.
Antiaging ve Estetik Tıp Derneği Başkanlığı görevini de yürüten Karasu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle bitkisel ürünlerin çoğunun hekim önerisi olmadan kullanıldığını ve bunların bilinçsiz tüketildiğinde sağlığı ciddi şekilde bozabileceğini söyledi.
Doğadan elde edilen çeşitli bitkiler, kökler, yapraklar, çiçekler ile ile bunların karışımlarının çoğunlukla aktarlar tarafından hazırlanarak vatandaşa sunulduğunu belirten Karasu, ''Eczane ve marketlerde satılan (ilaç olmayan) ürünler de Tarım Bakanlığından ruhsatlıdır. Oysa bu ürünler Sağlık Bakanlığından ruhsat almalıdır'' dedi.
Karasu, bitkisel destekleyicilerin herkes için uygun olup olmadığının bilimsel olarak tespit edilmiş ve güvenilirliklerinin ispatlanmış olması gerektiğini ifade ederek, özellikle zayıflatma amacıyla kullanılan ürünlerin iştah kesici ilaç olarak kullanılan çok sayıda etkili maddeyi içerebildiğini bildirdi. Karasu, ''İçerisinde 'krom pikolinat' gibi elementleri içeren ve zayıflatıcı iddiasıyla satılan ürünlerin ambalajlarında ya da internet sitelerinde önerilen dozlar da uluslararası değerlerin oldukça üzerindedir. Bu çok tehlikelidir'' diye konuştu.
Zayıflamak amaçlı kullanılan ürünlerin ''bitkisel kökenli ilaç'' olmadığını vurgulayan Karasu, ''Sentetik, bitkisel, hayvansal ya da mantarlardan elde edilen etken maddenin ilaç olabilmesi için belli standartları içermesi gerekiyor'' dedi. Karasu, belli bir miktarda bitkisel ekstrayı içeren herhangi karışımın ilaç olabilmesi için faz deneylerinin tamamlanmış olması gerektiğini ifade etti.
-''MİKRO BESLEYİCİLER ALINAMIYOR''-
Karasu, doğru kullanılmadığında bitkisel destekleyicilerin de en az ilaç kadar ölümcül olabileceğine işaret etti.
Aşırı şişmanlık tedavisinde kullanılan anti-obezite ilaçlarının bir kısmında santral sinir sistemini etkiyerek iştah kesen ''sibutramin'' maddesinin bulunduğunu ve doğal olarak tanıtılan ürünlerde bunun olabildiğini anlatan Karasu, şunları kaydetti:
''Santral sinir sistemini etkileyen bu tür ilaçlarda 'ephedra' bitkisinden elde edilmiş 'efedrin' adlı etkili bir madde kullanılmaktadır. Doz aşımında oldukça tehlikeli olabilecek bu etkili maddenin ya da ona benzer feniletilamin türevlerinin (fenfluramin, fentermin, amfetamin gibi) zayıflama amacıyla satılan bitkisel ürünlerde bulunmaktadır.
Tamamen bitkisel diye tanıtılan Lida isimli üründe, merkezi sinir sistemini etkileyerek iştahı baskılayan ve çok sayıda istenmeyen etkiye sahip 'sibutramin' maddesinden yüksek miktarlarda çıkmıştı.
Günümüzde ayrıca yağ emilimini engelleyen ve kolayca dışkı yoluyla atılımını sağlayan anti-obezite ilaçları da mevcuttur. Orlistat adlı ilaç da kontrolsüz ve uzun süre kullanıldığında, mikrobesleyiciler ve yağda çözünen antioksidanların emilimini dolaylı yolla engellemektedir ve buna bağlı ciddi metabolik ve kardiyak bozukluklar oluşturmaktadır.''
Doygunluk hissi veren lifli bitkiler ile reçinelerin de zayıflama amaçlı bitkisel ürünlerin içeriğinde yer aldığını dile getiren Karasu, lifli besinlerin midede şişerek doygunluk hissi sağladığını söyledi. Reçinelerin ise bağırsakta özellikle yağları tuttuğunu ve emilmeden atılımını sağladığını anlatan Karasu, şöyle devam etti:
''Bu ürünler kullanıldığında vücutta kilo kaybı oluyor ama temel gıdalar ve yaşamsal öneme sahip esansiyel yağ asitleri, eser elementler, aminoasitler, bazı antioksidanlar, vitaminler, ko-enzimler, ko-faktörler yeterince alınamıyor. Bunlar emilemeden atılıyor ve zamanla ciddi sağlık problemleri doğurabiliyor. Bu nedenle, bu tür ürünler mutlaka hekim kontrolünde kullanılmalıdır.
Bu ürünlerin kullanımı yerine kalori kısıtlaması yapılmalı, ılımlı egzersiz ile zayıflamaya çalışılmalıdır. Her şeyin aşırısından kaçınılmalıdır.''
-''LİTERATÜRDE HENÜZ TANIMLANMAMIŞ BİTKİLER BULUNUYOR''-
Bu ürünlerin içerisinde, etkileri, etkili maddeleri, etki mekanizmaları ve sakıncaları uluslararası literatürde yer almayan bitkilerin bulunduğuna da dikkati çeken Karasu, hatta bazı ürünlerde birkaç bitkinin bir arada olduğunu söyledi.
Karasu, bu tür bitkisel ürünlerin, herhangi bir ilaç kullanımı halinde ciddi endikasyonlara yol açabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''İlaçtaki ya da üründeki etken maddeler, birbirlerinin etkilerini kuvvetlendirebilir ve pıhtılaşmayı engelleyerek istenmeyen kanamalara, pıhtı atma reaksiyonlarına ve ölümlere yol açabilir. Sinir sistemi üzerinde etkili iştah kesici ürün ya da ilaç, ister bitkisel isterse sentez kaynaklı olsun, kullanılıp bırakıldıklarında, mutsuzluk, aşırı depresyon, hatta intihar eğilimi yaratabilir.
Hipertansiyon, kalp, dolaşım bozukluğu, diyabet, obezite, tiroit hastaları ile düzenli ilaç kullananlar bu ürünleri doktor kontrolü olmadan kullanmamalıdır. ''
Yorum