Tweet
Tavuk itlafı ile KKKA bağlantılı değil
"Tavuk itlafı ile KKKA bağlantısı bilimsel değil"
Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, kuş gribi nedeniyle yapılan tavuk itlaflarının Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarını artırdığı iddialarının bilimsel gerçeklere dayanmadığı belirtildi.
İlişkili fotoğrafları göster
AA
Güncelleme: 14:15 TSİ 07 Temmuz. 2009 Salı
ANKARA - Açıklamada, ''KKKA hastalığı ülkemizde 2002 yılından beri görülmekle birlikte tavuk itlafları 2005-2006 yılında yapılmıştır. Tavuk itlafının olmadığı dönemde de ülkemizde KKKA hastalığı mevcuttu'' denildi.
Bazı basın yayın organlarında kuş gribi nedeniyle yapılan tavuk itlafının Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarını artırdığı yönünde iddiaların yer aldığı hatırlatılarak, KKKA hastalığının 2002 yılında fark edildiğine ve 2003 yılında da tanısının konulduğuna dikkat çekilerek, hastalığı bulaştıran kene türünün özellikle meşelik orman yapısına ve kurak iklime sahip bölgelerde yoğun olarak bulunduğu belirtildi.
Kuş gribi hastalığının ise ilk kez Ekim 2005 tarihinde Manyas Kızıksa beldesinde bir hindi sürüsünde tespit edildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, devam eden aylarda özellik köy tavuklarında görüldüğü ve Ocak 2006'da insan vakalarında ortaya çıktığı ifade edildi. Açıklamada, 2005 yılı Aralık ayı ile 2006 Şubat ayı döneminde kuş gribi hastalığının tespit edildiği bölgelerde itlaf çalışmasının yürütüldüğü ve böylelikle hastalığın kolaylıkla kısa sürede kontrol altına alındığı kaydedilerek, şöyle denildi:
KENE YERLER AMA KENE İÇİN DE ÖNEMLİ BESİNDİRLER
''KKKA hastalığı ülkemizde 2002 yılından beri görülmekle birlikte tavuk itlafları 2005-2006 yılında yapılmıştır. Yani tavuk itlafının olmadığı dönemde de ülkemizde KKKA hastalığı mevcuttu. KKKA vakalarının görüldüğü iller ile tavuk itlafı yapılan iller ve bölgeler birbirinden farklılık göstermektedir. İtlaf çalışması Ağrı ve Van başta olmak üzere ağırlıklı olarak Doğu Anadolu bölgemizde yapılmış, KKKA hastalığı ise Kelkit vadisi ve Orta Anadolu'ya doğru uzanan diğer vadilerde görülmektedir. KKKA hastalığının görüldüğü bölgeler ve itlafın yapıldığı bölgeler arasında uyumsuzluk söz konusudur.
KKKA virüsünü taşıyan kene türü yoğun olarak orman içi arazilerinin bulunduğu tarla kenarlarında bulunmaktadır. Genel olarak kanatlı hayvanlar kene yemekle birlikte aynı zamanda kene için önemli bir beslenme kaynağı da oluşturmaktadır. Belirtilen gerçekleri göz önüne aldığımızda tavuk itlafı ile KKKA hastalığı arasında bağlantı kurulması bilimsel gerçeklere dayanmayan bir iddiadır.''
Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, kuş gribi nedeniyle yapılan tavuk itlaflarının Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarını artırdığı iddialarının bilimsel gerçeklere dayanmadığı belirtildi.
İlişkili fotoğrafları gösterAA
Güncelleme: 14:15 TSİ 07 Temmuz. 2009 Salı
ANKARA - Açıklamada, ''KKKA hastalığı ülkemizde 2002 yılından beri görülmekle birlikte tavuk itlafları 2005-2006 yılında yapılmıştır. Tavuk itlafının olmadığı dönemde de ülkemizde KKKA hastalığı mevcuttu'' denildi.
Bazı basın yayın organlarında kuş gribi nedeniyle yapılan tavuk itlafının Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarını artırdığı yönünde iddiaların yer aldığı hatırlatılarak, KKKA hastalığının 2002 yılında fark edildiğine ve 2003 yılında da tanısının konulduğuna dikkat çekilerek, hastalığı bulaştıran kene türünün özellikle meşelik orman yapısına ve kurak iklime sahip bölgelerde yoğun olarak bulunduğu belirtildi.
Kuş gribi hastalığının ise ilk kez Ekim 2005 tarihinde Manyas Kızıksa beldesinde bir hindi sürüsünde tespit edildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, devam eden aylarda özellik köy tavuklarında görüldüğü ve Ocak 2006'da insan vakalarında ortaya çıktığı ifade edildi. Açıklamada, 2005 yılı Aralık ayı ile 2006 Şubat ayı döneminde kuş gribi hastalığının tespit edildiği bölgelerde itlaf çalışmasının yürütüldüğü ve böylelikle hastalığın kolaylıkla kısa sürede kontrol altına alındığı kaydedilerek, şöyle denildi:
KENE YERLER AMA KENE İÇİN DE ÖNEMLİ BESİNDİRLER
''KKKA hastalığı ülkemizde 2002 yılından beri görülmekle birlikte tavuk itlafları 2005-2006 yılında yapılmıştır. Yani tavuk itlafının olmadığı dönemde de ülkemizde KKKA hastalığı mevcuttu. KKKA vakalarının görüldüğü iller ile tavuk itlafı yapılan iller ve bölgeler birbirinden farklılık göstermektedir. İtlaf çalışması Ağrı ve Van başta olmak üzere ağırlıklı olarak Doğu Anadolu bölgemizde yapılmış, KKKA hastalığı ise Kelkit vadisi ve Orta Anadolu'ya doğru uzanan diğer vadilerde görülmektedir. KKKA hastalığının görüldüğü bölgeler ve itlafın yapıldığı bölgeler arasında uyumsuzluk söz konusudur.
KKKA virüsünü taşıyan kene türü yoğun olarak orman içi arazilerinin bulunduğu tarla kenarlarında bulunmaktadır. Genel olarak kanatlı hayvanlar kene yemekle birlikte aynı zamanda kene için önemli bir beslenme kaynağı da oluşturmaktadır. Belirtilen gerçekleri göz önüne aldığımızda tavuk itlafı ile KKKA hastalığı arasında bağlantı kurulması bilimsel gerçeklere dayanmayan bir iddiadır.''