Zülfü Livaneli Yazara ulaşmak için : zlivaneli@gazetevatan.com Neden bazı ülkeler zengin bazıları yoksul?
Her gün birkaç saatim internette geçtiği için, kendimi okyanus kıyısına oturmuş, içinde mektup bulunan bir şişenin kıyıya vurmasını bekleyen adama benzetiyorum. Aradaki tek fark o şişeyi sizin çağırıyor olmanız.
Bir de anonim mesajlar dolaşıyor ortalıkta. Fıkralar, karikatürler, pseudo düşünceler...
Haliyle bunlara pek itibar etmiyorum.
Ama son günlerde gelen bir mesaj çok hoşuma gitti. Size de iletmek istedim.
Şöyle:
***
“Zengin ülkeler ile yoksul ülkeler arasındaki fark, geçmişlerinden kaynaklanmaz.
2000 yıllık bir tarihe sahip olduğu halde hâlâ yoksulluğu yenemeyen Hindistan ve Mısır gibi ülkeler buna örnektir.
Diğer taraftan, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda 150 yıl öncesinde bir anlam ifade etmiyor iken, bugün gelişmiş ve zengin ülkeler arasındadırlar.
***
Zengin ve yoksul ülkeler arasındaki fark; mevcut, kullanılabilir doğal kaynakları da değil.
Japonya yüzde 80 oranında dağlık, tarım ve hayvancılık için elverişli olmayan bir ülke; fakat ekonomide dünyada ikincisi.
Hammadde ithal edip, bütün dünyaya işlenmiş maddeyi ihraç eden, çok geniş, dinamik ve esnek bir fabrika gibi.
Diğer bir örnek ise kakao yetiştirmeyen fakat dünyanın en iyi çikolatasını yapan İsviçre.
Kendi sınırlı alanında hayvancılık yapıp, toprağı her yıl dört ay ekiyor. Bununla yetinmeyerek, en iyi kalitede süt ürünleri imal ediyor. Küçük bir ülke olarak, dünyanın en sağlam kasası imajına sahip.
***
Zengin ülke yöneticilerinin, iletişim halinde oldukları fakir ülkelerdeki meslektaşlarıyla aralarında önemli entelektüel farklar yoktur.
Ayrıca ırk ve ten rengi de önemli değil:
Kendi anavatanlarında tembel olarak tanımlanan göçmenler, zengin Avrupa ülkelerinin üretici gücünü oluşturuyor.”
O halde aradaki fark nedir?
Fark, yıllar boyunca eğitim ve kültürün biçimlendirdiği insan davranışında.
Zengin ve gelişmiş ülkelerde yaşayanların davranışlarını analiz ettiğimizde, büyük bir çoğunluğun yaşamlarında şu temel ilkelere uyduğunu saptarız.
1. Temel kural olarak ahlak
2. Dürüstlük
3. Sorumluluk
4. Kanun ve kurallara saygı
5. Diğer yurttaşların haklarına saygı
6. Çalışma sevgisi
7. Birikim ve yatırım için çaba
8. İş yapma isteği
9. Dakiklik
Yoksul ülkelerdeyse, sadece küçük bir azınlık günlük yaşamlarında bu kurallara uyar.
Bizler doğal kaynaklarımız olmadığı ya da doğa bize karşı cömert davranmadığı için yoksul değiliz.
Yoksuluz, çünkü davranış biçimimiz yanlış.
Her gün birkaç saatim internette geçtiği için, kendimi okyanus kıyısına oturmuş, içinde mektup bulunan bir şişenin kıyıya vurmasını bekleyen adama benzetiyorum. Aradaki tek fark o şişeyi sizin çağırıyor olmanız.
Bir de anonim mesajlar dolaşıyor ortalıkta. Fıkralar, karikatürler, pseudo düşünceler...
Haliyle bunlara pek itibar etmiyorum.
Ama son günlerde gelen bir mesaj çok hoşuma gitti. Size de iletmek istedim.
Şöyle:
***
“Zengin ülkeler ile yoksul ülkeler arasındaki fark, geçmişlerinden kaynaklanmaz.
2000 yıllık bir tarihe sahip olduğu halde hâlâ yoksulluğu yenemeyen Hindistan ve Mısır gibi ülkeler buna örnektir.
Diğer taraftan, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda 150 yıl öncesinde bir anlam ifade etmiyor iken, bugün gelişmiş ve zengin ülkeler arasındadırlar.
***
Zengin ve yoksul ülkeler arasındaki fark; mevcut, kullanılabilir doğal kaynakları da değil.
Japonya yüzde 80 oranında dağlık, tarım ve hayvancılık için elverişli olmayan bir ülke; fakat ekonomide dünyada ikincisi.
Hammadde ithal edip, bütün dünyaya işlenmiş maddeyi ihraç eden, çok geniş, dinamik ve esnek bir fabrika gibi.
Diğer bir örnek ise kakao yetiştirmeyen fakat dünyanın en iyi çikolatasını yapan İsviçre.
Kendi sınırlı alanında hayvancılık yapıp, toprağı her yıl dört ay ekiyor. Bununla yetinmeyerek, en iyi kalitede süt ürünleri imal ediyor. Küçük bir ülke olarak, dünyanın en sağlam kasası imajına sahip.
***
Zengin ülke yöneticilerinin, iletişim halinde oldukları fakir ülkelerdeki meslektaşlarıyla aralarında önemli entelektüel farklar yoktur.
Ayrıca ırk ve ten rengi de önemli değil:
Kendi anavatanlarında tembel olarak tanımlanan göçmenler, zengin Avrupa ülkelerinin üretici gücünü oluşturuyor.”
O halde aradaki fark nedir?
Fark, yıllar boyunca eğitim ve kültürün biçimlendirdiği insan davranışında.
Zengin ve gelişmiş ülkelerde yaşayanların davranışlarını analiz ettiğimizde, büyük bir çoğunluğun yaşamlarında şu temel ilkelere uyduğunu saptarız.
1. Temel kural olarak ahlak
2. Dürüstlük
3. Sorumluluk
4. Kanun ve kurallara saygı
5. Diğer yurttaşların haklarına saygı
6. Çalışma sevgisi
7. Birikim ve yatırım için çaba
8. İş yapma isteği
9. Dakiklik
Yoksul ülkelerdeyse, sadece küçük bir azınlık günlük yaşamlarında bu kurallara uyar.
Bizler doğal kaynaklarımız olmadığı ya da doğa bize karşı cömert davranmadığı için yoksul değiliz.
Yoksuluz, çünkü davranış biçimimiz yanlış.
Yorum