Erkam Tufan AYTAV Haber 7 Haritada 'Doğu Türkistan'ı göster' diyen Cumhurbaşkanı
Uygurlar'ın lideri İsa Yusuf Alptekin’i
kahrından ağlatan Cumhurbaşkanı kimdi?
Günlerden beri Doğu Türkistan’da yaşanan insanlık dramını konuşuyoruz. Zaten konuşmamız için illaki böylesine bir dram yaşanması gerekiyordu. Yoksa kesinlikle Doğu Türkistan ve Uygur halkı gündemimize giremezdi.
Bir baktık sokaklar birden hareketleniverdi. Mitinglerin merkez noktasında Uygur vatandaşlarımız vardı. Ekranlarda ‘bizim Uygurları’ görmeye başladık. Böylelikle Uygur vatandaşlarımızla aynı ülkede birlikte yaşadığımızın ‘farkına varmış’ olduk.
Geçen sene de Gürcistan ile Abhazya arasında problem çıkınca İstanbul sokakları gene hareketlenmiş ellerinde Abhazya ve Türkiye bayrakları ile Abhaz vatandaşlarımız sokaklara dökülmüşlerdi. Uzun araba konvoyları oluşturmuşlardı.
Hiç unutuyorum, bir televizyon kanalı bu anı görüntülemiş, haberini yapmıştı. Ekranda bayraklarla, klaksiyon çalarak konvoy yapan Abhazlar vardı. Muhabir Abhazları göstererek o sırada kaldırımda yürüyen bir amcaya kim bunlar diye sormuştu. Amca da herhalde Amasya ikinci lige çıkmış oğlum, ona seviniyorlar demişti. Abhazya, Abhazya diye bağırmaları garibim Amasya diye anlamış.
Bosna’da Boşnak katliamı olduğunda da içimizdeki Boşnakları keşfetmiştik.
Bizim Uygurları, bizim Abhazları, bizim Boşnakları.
Bu tür olaylar sayesinde kendi kapalı dünyalarında kendi kültürlerini yaşayan vatandaşlarımızın farkına varıyoruz
maalesef. Ne eğitim müfredatımızda ne de medyamızda bu güne kadar bu alt kimlikler gündeme getirilmedi. Toplum olarak mono blok bir yapımızın olmadığını, Osmanlı bakiyesi çok kültürlü, çok etnili bir millet olduğumuzu yeni yeni farkına varmaya başladık.
Farklı etnik yapıdaki vatandaşlarımızın yanı sıra, tarihi ve kültürel irtibatlarımızın olduğu coğrafyalara karşı da ilgi duymaya yeni yeni başlıyoruz.
Aslında bu olumlu gelişme bizim kendi gayretlerimizden ziyade şartların ve olayların zorlaması ile gerçekleşiyor.
Özellikle Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu ve Ortaasya’da yaşanan olaylar bizleri doğrudan ilgilendiriyor. Kayıtsız kalmamız mümkün olmuyor. Tarih ve tarihi sorumluluklarımız yakamızı bırakmıyor. Ahmet Davutoğulu’nun ifadesi ile Türkiye coğrafyasında merkez ülke.
Gelelim gene Doğu Türkistan meselesine. Şimdi yaşanan dram sayesinde milletçe gündemimize biraz biraz girmeye başladı.
İsa Yusuf Alptekin adını bilmeyenlerimiz olabilir. Alptekin yıllarca Türkiye’de sürgün yaşamış Uygurlar'ın efsanevi lideridir. Çok ilginç bir hatırasını bir gün Rahmetli Ahmet Kabaklı’ya anlatır. Ahmet Kabaklı da daha sonra Ergün Göze’ye bu hatıraya aktarır. Ergün Göze’den de ben dinledim. Hatırımda kaldığı kadarı ile hatıra şöyle;
Kabaklı'ya bir gün Alptekin demiş ki; ‘hayatımda sadece bir kez katıla katıla kahrımdan ağladığımı bilirim’. Kabaklı da üstat neydi o an diye sormuş. Bunun üzerine İsa Yusuf Alptekin başlamış anlatmaya.
Bir gün dönemin ABD başkanından randevu almış ve Uygur bölgesinde yaşanan sıkıntıları dile getirmek için ABD’ye görüşmeye gitmiş. Başkana uzun uzun anlatmış yaşanıla gelen dramı. Problemleri ile ilgilenmelerini talep etmiş.
ABD başkanı masasındaki düğmeye basmış odaya giren görevliden son altı ayda Doğu Türkistan hakkında yapılmış çalışmaları ve yazışmaları getirmesini söylemiş. Kısa bir süre sonra elinde pek çok klasör ile görevli içeriye girmiş. Başkan dosyaları Alptekin’e göstermiş ve konu ile çok yakından ilgilendiklerini ifade etmiş. Alptekin bu durumdan çok etkilenmiş.
Görüşme bitmiş ve Türkiye’ye dönmüş. Ayağının tozu ile dönemin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'ndan randevu almış ve görüşmeye gitmiş. Alptekin’in derdi dost ve kardeş ülke Türkiye’nin konuya daha bir dikkatini çekmek. Kahveler içilmiş ve sonra Cumhurbaşkanı Alptekin’e şöyle bir soru sormuş,
‘İsa Bey yıllardan beri söyler durursun Doğu Türkistan, Doğu Türkistan diye, şimdi haritadan göstersene bu Doğu Türkistan nerede?’
İşte o an İsa Yusuf Alptekin için sözün bittiği andır. Koltuğuna çöker ve kahrından hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar. Bu derece kayıtsızlığa, ilgisizliğe karşı sadece ağlar, ağlar.
Şimdi bana sormayın kınamak için o cumhurbaşkanı hangisiydi diye. Ne fark eder ki. Siz çok mu biliyorsunuz Doğu Türkistan’ı. Gündemimize ne kadar girmiştir?
Buna tencere kapak ilişkisi denir.
Gerek halk gerek yönetim planında artık bu silik dönemin geride kaldığını ümit ediyorum.
Erkam Tufan AYTAV / Haber 7
erkamaytav@hotmail.com
- 14 Temmuz 2009 14:35
- YAZARIN DİÐER YAZILARI
Uygurlar'ın lideri İsa Yusuf Alptekin’i
kahrından ağlatan Cumhurbaşkanı kimdi?
Günlerden beri Doğu Türkistan’da yaşanan insanlık dramını konuşuyoruz. Zaten konuşmamız için illaki böylesine bir dram yaşanması gerekiyordu. Yoksa kesinlikle Doğu Türkistan ve Uygur halkı gündemimize giremezdi.
Bir baktık sokaklar birden hareketleniverdi. Mitinglerin merkez noktasında Uygur vatandaşlarımız vardı. Ekranlarda ‘bizim Uygurları’ görmeye başladık. Böylelikle Uygur vatandaşlarımızla aynı ülkede birlikte yaşadığımızın ‘farkına varmış’ olduk.
Geçen sene de Gürcistan ile Abhazya arasında problem çıkınca İstanbul sokakları gene hareketlenmiş ellerinde Abhazya ve Türkiye bayrakları ile Abhaz vatandaşlarımız sokaklara dökülmüşlerdi. Uzun araba konvoyları oluşturmuşlardı.
Hiç unutuyorum, bir televizyon kanalı bu anı görüntülemiş, haberini yapmıştı. Ekranda bayraklarla, klaksiyon çalarak konvoy yapan Abhazlar vardı. Muhabir Abhazları göstererek o sırada kaldırımda yürüyen bir amcaya kim bunlar diye sormuştu. Amca da herhalde Amasya ikinci lige çıkmış oğlum, ona seviniyorlar demişti. Abhazya, Abhazya diye bağırmaları garibim Amasya diye anlamış.
Bosna’da Boşnak katliamı olduğunda da içimizdeki Boşnakları keşfetmiştik.
Bizim Uygurları, bizim Abhazları, bizim Boşnakları.
Bu tür olaylar sayesinde kendi kapalı dünyalarında kendi kültürlerini yaşayan vatandaşlarımızın farkına varıyoruz
maalesef. Ne eğitim müfredatımızda ne de medyamızda bu güne kadar bu alt kimlikler gündeme getirilmedi. Toplum olarak mono blok bir yapımızın olmadığını, Osmanlı bakiyesi çok kültürlü, çok etnili bir millet olduğumuzu yeni yeni farkına varmaya başladık.
Farklı etnik yapıdaki vatandaşlarımızın yanı sıra, tarihi ve kültürel irtibatlarımızın olduğu coğrafyalara karşı da ilgi duymaya yeni yeni başlıyoruz.
Aslında bu olumlu gelişme bizim kendi gayretlerimizden ziyade şartların ve olayların zorlaması ile gerçekleşiyor.
Özellikle Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu ve Ortaasya’da yaşanan olaylar bizleri doğrudan ilgilendiriyor. Kayıtsız kalmamız mümkün olmuyor. Tarih ve tarihi sorumluluklarımız yakamızı bırakmıyor. Ahmet Davutoğulu’nun ifadesi ile Türkiye coğrafyasında merkez ülke.
Gelelim gene Doğu Türkistan meselesine. Şimdi yaşanan dram sayesinde milletçe gündemimize biraz biraz girmeye başladı.
İsa Yusuf Alptekin adını bilmeyenlerimiz olabilir. Alptekin yıllarca Türkiye’de sürgün yaşamış Uygurlar'ın efsanevi lideridir. Çok ilginç bir hatırasını bir gün Rahmetli Ahmet Kabaklı’ya anlatır. Ahmet Kabaklı da daha sonra Ergün Göze’ye bu hatıraya aktarır. Ergün Göze’den de ben dinledim. Hatırımda kaldığı kadarı ile hatıra şöyle;
Kabaklı'ya bir gün Alptekin demiş ki; ‘hayatımda sadece bir kez katıla katıla kahrımdan ağladığımı bilirim’. Kabaklı da üstat neydi o an diye sormuş. Bunun üzerine İsa Yusuf Alptekin başlamış anlatmaya.
Bir gün dönemin ABD başkanından randevu almış ve Uygur bölgesinde yaşanan sıkıntıları dile getirmek için ABD’ye görüşmeye gitmiş. Başkana uzun uzun anlatmış yaşanıla gelen dramı. Problemleri ile ilgilenmelerini talep etmiş.
ABD başkanı masasındaki düğmeye basmış odaya giren görevliden son altı ayda Doğu Türkistan hakkında yapılmış çalışmaları ve yazışmaları getirmesini söylemiş. Kısa bir süre sonra elinde pek çok klasör ile görevli içeriye girmiş. Başkan dosyaları Alptekin’e göstermiş ve konu ile çok yakından ilgilendiklerini ifade etmiş. Alptekin bu durumdan çok etkilenmiş.
Görüşme bitmiş ve Türkiye’ye dönmüş. Ayağının tozu ile dönemin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'ndan randevu almış ve görüşmeye gitmiş. Alptekin’in derdi dost ve kardeş ülke Türkiye’nin konuya daha bir dikkatini çekmek. Kahveler içilmiş ve sonra Cumhurbaşkanı Alptekin’e şöyle bir soru sormuş,
‘İsa Bey yıllardan beri söyler durursun Doğu Türkistan, Doğu Türkistan diye, şimdi haritadan göstersene bu Doğu Türkistan nerede?’
İşte o an İsa Yusuf Alptekin için sözün bittiği andır. Koltuğuna çöker ve kahrından hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar. Bu derece kayıtsızlığa, ilgisizliğe karşı sadece ağlar, ağlar.
Şimdi bana sormayın kınamak için o cumhurbaşkanı hangisiydi diye. Ne fark eder ki. Siz çok mu biliyorsunuz Doğu Türkistan’ı. Gündemimize ne kadar girmiştir?
Buna tencere kapak ilişkisi denir.
Gerek halk gerek yönetim planında artık bu silik dönemin geride kaldığını ümit ediyorum.
Erkam Tufan AYTAV / Haber 7
erkamaytav@hotmail.com
Yorum