Akaryakıttaki ÖTV artışını yorumladığımız perşembe günkü yazımızda, haziran ayı itibarıyla gerçekleşen rekor bütçe açığının bir şekilde kapatılması gerektiğinin altını çizmiştik.
'Açığı kapatmak için ya kamu harcamaları kısılacak ya da gelirler artırılacak. İkisini bir arada yapmak da mümkün elbette. Görünen o ki, harcamaları kısma yolu pek kabul görmemiş. Tercihin, gelirleri artırmaktan yana kullanıldığı anlaşılıyor. Nitekim önce sigarada ÖTV oranı artırıldı. Ardından pasaport ve sürücü belgesi gibi değerli kağıt bedelleri, dün de akaryakıt ürünlerinin ÖTV'si artırıldı' dedikten sonra da 'Bakalım sırada ne var?' diye sormuştuk.
Sorumuz sayfada yerini bulamadı ama hükümetten yanıt gecikmedi.
Akaryakıt zammının ardından şekere de yüzde 5 zam yapıldı...
Yüksek öğrenim harçları artırıldı...
Şimdi aynı soruyu tekrar sorup yanıt arayalım.
BAKALIM SIRADA NE VAR?
Başta akaryakıt olmak üzere petrol ürünlerinin ÖTV tutarlarında yapılan artışın ardından şekere yapılan zam, vergi artışı ve zamların arkasının geleceğine işaret.
Ekonomik kriz nedeniyle işletmelerin karları azaldı. Hatta sıfırlandı. Bu nedenle gelir üzerinden alınan vergilerde bir artış söz konusu olmaz.
Kalıyor ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergiler. Bunlarda da yolun sonuna gelindiği görülüyor.
Sigarada ve petrol ürünlerinde ÖTV artışı yapıldı. Lokanta ve otel lokantalarında yenen yemeğin KDV'si artırıldı. Herhalde temel gıda maddelerinin de KDV'si artırılmayacak...
Bundan sonra ne yapılabilir?
Bazı ürünlerde uygulanan ÖTV indirimine ilişkin sürenin bitiminde bu süre uzatılmaz.
Eskiden kriz dönemlerinde bir defaya mahsus kriz vergileri getiriliyordu. Ek emlak vergisi, ek motorlu taşıtlar vergisi, net aktif vergisi gibi...
Vatandaşın artık bu tür vergileri ödeyecek durumu yok. Dolayısıyla bu yol kapalı gözüküyor.
Kalıyor kamu tarafından üretilen mal ve hizmetlere zam yapma yolu.
Buna da tatlı bir ürünle (şekerle) başlandı.
Sırada otoyol ve köprü geçiş ücretleri olabilir.
Elektrik çarpabilir,
Yurtdışına çıkış harcı artırılabilir.
Belediyelere genel bütçeden aktarılan pay kısıtlanabilir.
Belediyeler de bunu telafi için kendi ürettikleri mal ve hizmetlere zam yapabilir.
Nitekim İstanbul Büyükşehir Belediyesi suya yüzde 8,5 zammı yaptı bile...
IMF'YE ŞİRİN GÖRÜNME ÇABASI
Vergi artışı ve zamların birinci sebebinin bütçe gelirlerinin artırılması ve bütçe açığının azaltılmasına yönelik olduğu belli.
Ancak bu çabanın, amacın gerçekleşmesine yetmeyeceği de açık.
Bu bağlamda diğer bir neden IMF ile yapılacak anlaşmaya zemin hazırlamak olabilir mi?
Bizce olabilir.
IMF'de aynı şeyleri istemeyecek mi?
Vergileri artırın, KİT ürünlerine zam yapın...
ASLINDA BAŞKA BİR YOL VAR
Devletin birikmiş vergi ve sosyal güvenlik primi alacakları var.
Gecikme zammı hariç devletin anapara alacağı; 25 milyar TL'si vergi, 10 milyar TL'si SSK, 30 milyar TL'si Bağ-Kur olmak üzere 65 milyar TL'ye ulaşmış durumda.
Tam rakam bilinmemekle birlikte belediyelerin, başta emlak vergisi başta olmak üzere milyarlarca liralık tahsil edemediği alacağı var.
Yaşanan ekonomik kriz ve uygulanan fahiş gecikme zammı nedeniyle vergi ve prim borçları ödenemez hale geldi.
Belediyelere olan borçlar da dahil olmak üzere, birikmiş bu borçlar için af değil ama ödeme kolaylığı getirilebilir.
Borç asıllarına dokunmadan, gecikme zamları TÜFE oranına göre yeniden yapılandırılıp, taksitle ödeme imkanı sağlanabilir.
Peşin ödeyenlere indirimli ödeme imkanı sağlanabilir.
Bunun da hemen, IMF ile görüşmeye başlamadan önce yapılması gerekir. Zira IMF karşı çıkabilir.
DEVLET MEMURU OLDUÐUMDA SSK GÜNLERİM BİRLEŞTİRİLİR Mİ?
BENİM SSK'lı olarak önceden yatmış olan 1400 prim günüm var. Herhangi bir resmi kuruma 657 sayılı Kanuna tabi kadrolu veya sözleşmeli devlet memuru olarak atandığım zaman SSK'lı olarak çalışmış olduğum sürenin birleştirilmesi söz konusu mudur? Recep
Kadrolu memur veya sözleşmeli personel olarak çalışmaya başladığınızda, SSK sigortalısı olarak geçen süreler birleştirilir ve emeklilik için aranan hizmet süresinin hesabında dikkate alınır.
Kadrolu memur olarak atanırsanız, emekli keseneğine esas aylık intibakınız, SSK sigortalısı olarak geçen süreler dikkate alınarak yapılır. SSK sigortalısı olarak çalışmanız, gireceğiniz memuriyet görevinizle ilgili ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. maddesinde belirtilen oranlarda kazanılmış hak aylığınızın intibakında dikkate alınır.
EŞDEÐER İLAÇTA ÖDEME SINIRI DÜŞÜRÜLDÜ
DEVLET memuru, kamu personeli ve bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri ile yeşil kart sahiplerine sağlanan tedavi yardımları kapsamında eşdeğer ilaçlar için yapılacak ödemede üst sınır aşağıya çekildi. Halen eşdeğer ilaç bedellerinin ödenmesinde, referans alınan en ucuz ilacın yüzde 22 fazlası olarak uygulanan üst sınır, 1 Ağustos 2009 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 15'e çekildi. Böylece, kamu kurumları eşdeğer ilaç uygulamasında yüzde 7 oranında tasarruf sağlayacak.
GÜNÜN SÖZÜ
'Çiçeğin dikeni var diye üzüleceğimize, dikenin çiçeği var diye sevinelim.' (Goethe)
'Açığı kapatmak için ya kamu harcamaları kısılacak ya da gelirler artırılacak. İkisini bir arada yapmak da mümkün elbette. Görünen o ki, harcamaları kısma yolu pek kabul görmemiş. Tercihin, gelirleri artırmaktan yana kullanıldığı anlaşılıyor. Nitekim önce sigarada ÖTV oranı artırıldı. Ardından pasaport ve sürücü belgesi gibi değerli kağıt bedelleri, dün de akaryakıt ürünlerinin ÖTV'si artırıldı' dedikten sonra da 'Bakalım sırada ne var?' diye sormuştuk.
Sorumuz sayfada yerini bulamadı ama hükümetten yanıt gecikmedi.
Akaryakıt zammının ardından şekere de yüzde 5 zam yapıldı...
Yüksek öğrenim harçları artırıldı...
Şimdi aynı soruyu tekrar sorup yanıt arayalım.
BAKALIM SIRADA NE VAR?
Başta akaryakıt olmak üzere petrol ürünlerinin ÖTV tutarlarında yapılan artışın ardından şekere yapılan zam, vergi artışı ve zamların arkasının geleceğine işaret.
Ekonomik kriz nedeniyle işletmelerin karları azaldı. Hatta sıfırlandı. Bu nedenle gelir üzerinden alınan vergilerde bir artış söz konusu olmaz.
Kalıyor ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergiler. Bunlarda da yolun sonuna gelindiği görülüyor.
Sigarada ve petrol ürünlerinde ÖTV artışı yapıldı. Lokanta ve otel lokantalarında yenen yemeğin KDV'si artırıldı. Herhalde temel gıda maddelerinin de KDV'si artırılmayacak...
Bundan sonra ne yapılabilir?
Bazı ürünlerde uygulanan ÖTV indirimine ilişkin sürenin bitiminde bu süre uzatılmaz.
Eskiden kriz dönemlerinde bir defaya mahsus kriz vergileri getiriliyordu. Ek emlak vergisi, ek motorlu taşıtlar vergisi, net aktif vergisi gibi...
Vatandaşın artık bu tür vergileri ödeyecek durumu yok. Dolayısıyla bu yol kapalı gözüküyor.
Kalıyor kamu tarafından üretilen mal ve hizmetlere zam yapma yolu.
Buna da tatlı bir ürünle (şekerle) başlandı.
Sırada otoyol ve köprü geçiş ücretleri olabilir.
Elektrik çarpabilir,
Yurtdışına çıkış harcı artırılabilir.
Belediyelere genel bütçeden aktarılan pay kısıtlanabilir.
Belediyeler de bunu telafi için kendi ürettikleri mal ve hizmetlere zam yapabilir.
Nitekim İstanbul Büyükşehir Belediyesi suya yüzde 8,5 zammı yaptı bile...
IMF'YE ŞİRİN GÖRÜNME ÇABASI
Vergi artışı ve zamların birinci sebebinin bütçe gelirlerinin artırılması ve bütçe açığının azaltılmasına yönelik olduğu belli.
Ancak bu çabanın, amacın gerçekleşmesine yetmeyeceği de açık.
Bu bağlamda diğer bir neden IMF ile yapılacak anlaşmaya zemin hazırlamak olabilir mi?
Bizce olabilir.
IMF'de aynı şeyleri istemeyecek mi?
Vergileri artırın, KİT ürünlerine zam yapın...
ASLINDA BAŞKA BİR YOL VAR
Devletin birikmiş vergi ve sosyal güvenlik primi alacakları var.
Gecikme zammı hariç devletin anapara alacağı; 25 milyar TL'si vergi, 10 milyar TL'si SSK, 30 milyar TL'si Bağ-Kur olmak üzere 65 milyar TL'ye ulaşmış durumda.
Tam rakam bilinmemekle birlikte belediyelerin, başta emlak vergisi başta olmak üzere milyarlarca liralık tahsil edemediği alacağı var.
Yaşanan ekonomik kriz ve uygulanan fahiş gecikme zammı nedeniyle vergi ve prim borçları ödenemez hale geldi.
Belediyelere olan borçlar da dahil olmak üzere, birikmiş bu borçlar için af değil ama ödeme kolaylığı getirilebilir.
Borç asıllarına dokunmadan, gecikme zamları TÜFE oranına göre yeniden yapılandırılıp, taksitle ödeme imkanı sağlanabilir.
Peşin ödeyenlere indirimli ödeme imkanı sağlanabilir.
Bunun da hemen, IMF ile görüşmeye başlamadan önce yapılması gerekir. Zira IMF karşı çıkabilir.
DEVLET MEMURU OLDUÐUMDA SSK GÜNLERİM BİRLEŞTİRİLİR Mİ?
BENİM SSK'lı olarak önceden yatmış olan 1400 prim günüm var. Herhangi bir resmi kuruma 657 sayılı Kanuna tabi kadrolu veya sözleşmeli devlet memuru olarak atandığım zaman SSK'lı olarak çalışmış olduğum sürenin birleştirilmesi söz konusu mudur? Recep
Kadrolu memur veya sözleşmeli personel olarak çalışmaya başladığınızda, SSK sigortalısı olarak geçen süreler birleştirilir ve emeklilik için aranan hizmet süresinin hesabında dikkate alınır.
Kadrolu memur olarak atanırsanız, emekli keseneğine esas aylık intibakınız, SSK sigortalısı olarak geçen süreler dikkate alınarak yapılır. SSK sigortalısı olarak çalışmanız, gireceğiniz memuriyet görevinizle ilgili ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. maddesinde belirtilen oranlarda kazanılmış hak aylığınızın intibakında dikkate alınır.
EŞDEÐER İLAÇTA ÖDEME SINIRI DÜŞÜRÜLDÜ
DEVLET memuru, kamu personeli ve bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri ile yeşil kart sahiplerine sağlanan tedavi yardımları kapsamında eşdeğer ilaçlar için yapılacak ödemede üst sınır aşağıya çekildi. Halen eşdeğer ilaç bedellerinin ödenmesinde, referans alınan en ucuz ilacın yüzde 22 fazlası olarak uygulanan üst sınır, 1 Ağustos 2009 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 15'e çekildi. Böylece, kamu kurumları eşdeğer ilaç uygulamasında yüzde 7 oranında tasarruf sağlayacak.
GÜNÜN SÖZÜ
'Çiçeğin dikeni var diye üzüleceğimize, dikenin çiçeği var diye sevinelim.' (Goethe)
Yorum