Dedik ki, 71 yaşına gelmiş Halis Ağa’nın, tanımadığı, görmediği, bilmediği 17 yaşındaki genç bir kızla “velisinden onay alarak evlenmesi” yasal olarak evlilik gözükse bile hukuken evlilik değildir...
Dedik ancak henüz anlatamadık...
Millet hâlâ aradaki yaş farkının geyiğinde...
***
Söyleyeyim...
Bu olay bir yaş farkı fantezisi değildir...
Mesele aradaki yaş farkı değil, öncelikle Nazlıcan Tağızade’nin 18 yaşını doldurup reşit olmadan tam 71 yaşındaki bir adamla aile onayı alınarak evlendirilmesidir...
Velisinden kağıt getirirek, 71 yaşındaki bir adamla evlenemez 17 yaşında genç bir kız...
Yasal olarak evlenebilir gözükse de, manen, ruhen, psikolojikman, kalben 17 yaşında reşit olmamış bir genç kızın 71 yaşında bir adamla evlenmesi, ağır çöküntüye yol açar...
Evlilik adı altına meşrulaştırılmaya çalışılsa bile, cinsel olarak böyle bir birliktelik genç kız üzerinde ilerde ağır hasarlar bırakabilir...
Psikolojik olarak uygun değildir...
***
Bu olay 17-18 yaşlarında birlikte olan iki gencin durumuna benzemez...
O iki genç yaşıttırlar, birarada olduklarında ilerde bazı komplikasyonlar çıkabilecek olsa da, 71 yaşında bir adamla beraber olmanın vereceği hasarla aynı olmaz...
Evlenmiş olmak bu gerçeği değiştirmez...
Bu ne biçim bir balayıdır ki, balayına gelinin ailesi de katılmaktadır...
Çiftler balayına kendi başlarına giderler, kendi başlarına kalırlar, kendi başlarına romantik ve cinsel tatmini sağlarlar...
Kızın annesiyle balayı yapılmaz...
Sadece bu bile, olayın sadece maddi boyutlu olduğunu göstermektedir...
***
Biz ahlak polisi değiliz...
Karşı çıktığımız şey, genç bir kızın, hayallerinin, umutlarının, duygusallığının, cinselliğinin, karşı cinsle ilişkilerinin tarumar olması ve ilerde karşılanamayacak derecede hasar görmesidir...
Aslında konu muhafazakarlık ve muhafazakar kültürle çok yakından ilgilidir...
Hatırlanırsa, 17 yaşındaki Münevver’in ölümüyle sonuçlanan olayda, Emniyet Müdürü’nden başlayarak Başbakan’a kadar bir dizi yetkili, “Kızlarına sahip çıkmayan ailelerden” dem vurdu...
Oysa orada Münevver’cik sonradan ölüme yol açacak olayla karşılaşsa da kendine yakın bir yaştaki gençle arkadaşlık etmekten fazla bir şey yapmamıştı...
Onun ailesine reva görülen “Kızınıza sahip çıkın” telkini, niçin Nazlıcan için yapılmıyor.
Yoksa Münevver’in yaşıtıyla arkadaşlığı “davulcuya ve zurnacıya gitmek”, Nazlıcan’ın 71 yaşındaki adamla imza karşılığı birlikte olması “mutlu bir evlilik midir.”
***
Bu sorunun cevabı Türkiye’deki muhafazakarlık anlayışının nerelere gidebileceğini gösterecektir...
Her halükarda Münevver için konuşmaktan çekinmeyen Başbakan, Nazlıcan için mutlaka konuşmalıdır...
Yoksa Nazlıcan’ın Halis Ağa’ya 17 yaşında kız veren ailesi, aynı yaşlardaki bir erkekle arkadaşlık eden Münevver’ciğin sorumsuzlukla suçlanan ailesinden daha mı makbuldür.
Merakla cevabı beklemekteyim...
***
İMAM HATİPLİLERE ARTIK HAKSIZLIK YAPILMAYACAK... AMA İMAM HATİPLER NİYE BU KADAR ÇOKLAR.
Yine ortalık anlamsız ve düşüncesiz fikirlerden geçilmiyor...
Demokrasi havarisi, ve laikperest arkadaşlar...
İkinizin de bilmesi gereken ayrı şeyler var:
Önce laikperest arkadaşlara;
Sevgili arkadaşlar,
İmam hatip mezunu arkadaşa ne diye fazladan katsayı uyguluyorsun.
Bırak diğer öğrenciler gibi o da aynı şartlarla üniversite sınavına girsin!..
Zaten o üniversite sınavında lisede okuduğu derslerden dolayı dezavantajlı.
Bir de katsayı uygulayıp niye dezavantajını iki katına çıkarıyorsun ki.
Demetevler Lisesi’nden doktor çıkacak da, İmam hatip lisesinden niye çıkmasın doktor.
14 yaşında çocuk ailesi imam hatipe gönderdi diye, bir ömür boyu bunun ceremesini niye çeksin.
Nereyi istiyorsa, nereyi kazanabiliyorsa oraya gitsin...
Bunlar örgütlenecekler diye devletin okulu “öcü” gibi gösterilir mi.
***
Ve demokrasi havarisi, fazlaca liberal meşrepli arkadaşlara:
Sevgili arkadaşlar,
Şu İsa’nın havarileri gibi demokrasi havarisi şekliyle etrafta dolaşırken, hiç düşünür müsünüz bu kadar imam hatip ne aramaktadır.
Niye habire imam hatip açılmaktadır.
Dini eğitimi bu kadar çok veren lisenin olduğu bir Avrrupa ülkesi biliyor musunuz.
Bir ülkenin imam ihtiyacı belliyse, hatip talebi kısıtlıysa, ne diye habire imam hatip açılmakta, bunu demokrasi havariliği kimliğinizle bir değerlendirir misiniz.
İmam hatiplere farklı katsayı uygulaması olmasın...
Elbette doğru...
Ama bu kadar imam hatip niye açılmış ve açılıyor bunu sorgulamaz mısınız.
Yoksa bir gün herkes imam hatip çıkışlı olarak mı üniversiteye girecek.
Bu ihtimali sorgulamaz mısınız.
Yeterse daha fazla konuşturmayın isterseniz beni...
Dedik ancak henüz anlatamadık...
Millet hâlâ aradaki yaş farkının geyiğinde...
***
Söyleyeyim...
Bu olay bir yaş farkı fantezisi değildir...
Mesele aradaki yaş farkı değil, öncelikle Nazlıcan Tağızade’nin 18 yaşını doldurup reşit olmadan tam 71 yaşındaki bir adamla aile onayı alınarak evlendirilmesidir...
Velisinden kağıt getirirek, 71 yaşındaki bir adamla evlenemez 17 yaşında genç bir kız...
Yasal olarak evlenebilir gözükse de, manen, ruhen, psikolojikman, kalben 17 yaşında reşit olmamış bir genç kızın 71 yaşında bir adamla evlenmesi, ağır çöküntüye yol açar...
Evlilik adı altına meşrulaştırılmaya çalışılsa bile, cinsel olarak böyle bir birliktelik genç kız üzerinde ilerde ağır hasarlar bırakabilir...
Psikolojik olarak uygun değildir...
***
Bu olay 17-18 yaşlarında birlikte olan iki gencin durumuna benzemez...
O iki genç yaşıttırlar, birarada olduklarında ilerde bazı komplikasyonlar çıkabilecek olsa da, 71 yaşında bir adamla beraber olmanın vereceği hasarla aynı olmaz...
Evlenmiş olmak bu gerçeği değiştirmez...
Bu ne biçim bir balayıdır ki, balayına gelinin ailesi de katılmaktadır...
Çiftler balayına kendi başlarına giderler, kendi başlarına kalırlar, kendi başlarına romantik ve cinsel tatmini sağlarlar...
Kızın annesiyle balayı yapılmaz...
Sadece bu bile, olayın sadece maddi boyutlu olduğunu göstermektedir...
***
Biz ahlak polisi değiliz...
Karşı çıktığımız şey, genç bir kızın, hayallerinin, umutlarının, duygusallığının, cinselliğinin, karşı cinsle ilişkilerinin tarumar olması ve ilerde karşılanamayacak derecede hasar görmesidir...
Aslında konu muhafazakarlık ve muhafazakar kültürle çok yakından ilgilidir...
Hatırlanırsa, 17 yaşındaki Münevver’in ölümüyle sonuçlanan olayda, Emniyet Müdürü’nden başlayarak Başbakan’a kadar bir dizi yetkili, “Kızlarına sahip çıkmayan ailelerden” dem vurdu...
Oysa orada Münevver’cik sonradan ölüme yol açacak olayla karşılaşsa da kendine yakın bir yaştaki gençle arkadaşlık etmekten fazla bir şey yapmamıştı...
Onun ailesine reva görülen “Kızınıza sahip çıkın” telkini, niçin Nazlıcan için yapılmıyor.
Yoksa Münevver’in yaşıtıyla arkadaşlığı “davulcuya ve zurnacıya gitmek”, Nazlıcan’ın 71 yaşındaki adamla imza karşılığı birlikte olması “mutlu bir evlilik midir.”
***
Bu sorunun cevabı Türkiye’deki muhafazakarlık anlayışının nerelere gidebileceğini gösterecektir...
Her halükarda Münevver için konuşmaktan çekinmeyen Başbakan, Nazlıcan için mutlaka konuşmalıdır...
Yoksa Nazlıcan’ın Halis Ağa’ya 17 yaşında kız veren ailesi, aynı yaşlardaki bir erkekle arkadaşlık eden Münevver’ciğin sorumsuzlukla suçlanan ailesinden daha mı makbuldür.
Merakla cevabı beklemekteyim...
***
İMAM HATİPLİLERE ARTIK HAKSIZLIK YAPILMAYACAK... AMA İMAM HATİPLER NİYE BU KADAR ÇOKLAR.
Yine ortalık anlamsız ve düşüncesiz fikirlerden geçilmiyor...
Demokrasi havarisi, ve laikperest arkadaşlar...
İkinizin de bilmesi gereken ayrı şeyler var:
Önce laikperest arkadaşlara;
Sevgili arkadaşlar,
İmam hatip mezunu arkadaşa ne diye fazladan katsayı uyguluyorsun.
Bırak diğer öğrenciler gibi o da aynı şartlarla üniversite sınavına girsin!..
Zaten o üniversite sınavında lisede okuduğu derslerden dolayı dezavantajlı.
Bir de katsayı uygulayıp niye dezavantajını iki katına çıkarıyorsun ki.
Demetevler Lisesi’nden doktor çıkacak da, İmam hatip lisesinden niye çıkmasın doktor.
14 yaşında çocuk ailesi imam hatipe gönderdi diye, bir ömür boyu bunun ceremesini niye çeksin.
Nereyi istiyorsa, nereyi kazanabiliyorsa oraya gitsin...
Bunlar örgütlenecekler diye devletin okulu “öcü” gibi gösterilir mi.
***
Ve demokrasi havarisi, fazlaca liberal meşrepli arkadaşlara:
Sevgili arkadaşlar,
Şu İsa’nın havarileri gibi demokrasi havarisi şekliyle etrafta dolaşırken, hiç düşünür müsünüz bu kadar imam hatip ne aramaktadır.
Niye habire imam hatip açılmaktadır.
Dini eğitimi bu kadar çok veren lisenin olduğu bir Avrrupa ülkesi biliyor musunuz.
Bir ülkenin imam ihtiyacı belliyse, hatip talebi kısıtlıysa, ne diye habire imam hatip açılmakta, bunu demokrasi havariliği kimliğinizle bir değerlendirir misiniz.
İmam hatiplere farklı katsayı uygulaması olmasın...
Elbette doğru...
Ama bu kadar imam hatip niye açılmış ve açılıyor bunu sorgulamaz mısınız.
Yoksa bir gün herkes imam hatip çıkışlı olarak mı üniversiteye girecek.
Bu ihtimali sorgulamaz mısınız.
Yeterse daha fazla konuşturmayın isterseniz beni...