Bu ülkede 'olanları' çok mu beğeniyorum?

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    Bu ülkede 'olanları' çok mu beğeniyorum?

    BAZI okuyucularımdan çok sık aynı mesaj geliyor ve sürekli şu soruyu soruyorlar: "Yiğit Bey, siyasi otoritenin yerleşik düzene karşı adım atması gerektiğini söylüyorsunuz, sonuna kadar katılıyoruz. Peki siz ülkenin genel durumundan çok mu memnun ve mutlusunuz. Yapılanları ve genel gidişatı çok mu beğeniyorsunuz."
    Sevgili dostlar, "olması gerekenleri" yazarak bazı mekanizmaları harekete geçirmek ve "olanlardan memnun olmak" arasında büyük fark var!
    Benim de "asla olamaz" dediğim o kadar çok "olay ve durum" var ki!
    Sayayım isterseniz...
    Sondan başlayalım...
    ★★★
    ■ Bir ülkede "demokratikleşme" diye yola çıkılıp daha başında "bölünme ve taviz" kaygıları "ortalama vatandaşlarda" giderilememişse!
    ■ Konuyu derinlemesine düşünenlerde; yeni açılım "sermayenin yeni petrol oyunu mu" fikri hâkim olmaya başlamışsa!
    ■ Uluslararası ilişkilerimiz "devlet ciddiyetinde" yürümemeye başlamışsa! Örnek: Türkiye'ye "Rasmussen'in seçimi" sırasında sözler verilmiş ve hiçbiri tutulmamış ise! Veya hiç resmi söz verilmemiş ama siyasetçilerimiz bize öyle aktarmış ise! Daha açıkçası; bizi "kandırmışlarsa"!
    ■ Yerleşiklere "savaş gibi" başlayan operasyonlarda; bazı isimlerin gözaltına alınması "aklileştirilememiş", buna karşılık gözümüzün bebeği TSK'ya emanet ettiğimiz "silah varlığımızın" bir kısmı, kimsenin giremediği bir araziden
    çıkmış ise! Ve buna TSK hâlâ "sessiz" ise! Olaylar "hâlâ tam bir kaos" ise!
    ■ Canımızı, ülkemizi ve geleceğimizi "emanet ettiğimiz" TSK, "tehdidi" tanımlarken küresel olanı görmezden gelip işi sadece "terör-irtica" düzlemine indirgemiş ise! Daha açıkçası, TSK'nın "tehdit algılaması" güdük kalmışsa ve saplantılar bunun gelişmesini engelliyorsa!
    ■ TSK "psikolojik olarak" 4 Temmuz 2003'ten bugüne "kendini köşeye sıkışmış" hissediyor ve "dış baskı" sürekli artıyorsa! Açılım yapamıyorsa!
    ■ Bazıları kendini "hâlâ dışlanmış" hissediyor ve vatandaşların bir bölümü "seve seve ölüme" giderken, bir bölümü "malı götürme" sevdasına düşmüş, "hangi toprakta yaşadığını bile umursamadan" kendilerine doları "efendi" edinmişler ise!
    ■ Siyasi otorite "askerlerimizi öldüren" Barzani'yi, gülerek "muhatap" kabul etmek için adım atıyorsa! Sermaye de bunu "Kuzey Irak petrolü" için destekliyorsa!
    ■ Sıcak para "ekonomi dinamiklerine" yeniden hâkim olmaya başlamış ve "ekonomi IMF'ye", "dış siyaset Avrupa Birliği ve Amerika'ya endekslenmiş" ise!
    ■ Siyasetçi, "finansal entelektüel" zümre eksikliğinden faydalanarak "sıcak paranın yarattığı" kısa süreli "cenneti", siyasi rantını maksimize etmek için kullanıyorsa!
    ■ IMF ile o milletin menfaatlerini korumak adına pazarlık etmesi gerekenler, olayın ciddiyetini anlayamıyor ve "sermaye" sürekli anlaş
    baskısı yapıyorsa! Üretim refleksleri kaybolmuş, sıcak paranın bastığı kur ile "üreten dinamikler" ithalatçı olma yoluna girmiş ise!
    ■ Dış politikada alınması gereken kararlar, güvenlikte atılması gereken adımlar, devletin en yetkili makamlarında aman "piyasa bozulmasın" diye gecikiyorsa!
    ■ Vatandaşların yabancı bankalara borcu 50 milyar doları geçmiş ise! Kimsenin umurunda değilse!
    ■ Yılda ödenen faiz, bütçe içinde "eğitim ve sağlık" harcamalarının 10 katı ise. Ve en acısı 5000 gerçek-tüzel kişi, 72 milyon insandan yılda "50 milyar dolara yakın ve üstü" faiz alıyorsa!
    ■ İçeride çok güçlü bir "yerleşik örgütlenme", yürüyen operasyonlara rağmen hâlâ tam olarak ortaya çıkarılamamış ise! Ve en önemlisi "siyasi otorite" son dönemde "yerleşiklere karşı savaşında" yorgunluk işaretleri veriyorsa...
    O ülkede "her şey çok iyi gidiyor" denemez!
    ★★★
    Sevgili dostlar, daha sayfalarca madde yazarım. Ama yazmadım ve "makul bir noktada" kestim.
    Merak etmeyin "yanlışların" nerede olduğunu ve bazı konularda "nereye" gittiğimizi çok iyi biliyorum ve görüyorum. Ama sizlerden de bir ricam var; yapılan bütün "hatalar" var olan siyasi otoriteyi, "yerleşiklere" karşı savaşında "desteksiz" bırakmamızı gerektirmez!
    Sapla samanı "ayırabilir" ve gerektiğinde eleştiri ve desteğimizi dürüst bir şekilde ortaya koyarsak daha kolay yol alabiliriz. Ortak "noktalarımızı" arayalım ve bulalım. Bu ülke "bizim" ve bazıları gibi "gidecek yerimiz de" yok!

İşlem Yapılıyor