EMEKLİ bir maliyecinin oğlundan, bir süre önce yaşadıkları trajikomik olayla ilgili, okurken içinizin cız edeceği bir elektronik posta aldım.
Aşağıda aynen aktarıyorum.
ALS VE TEKERLEKLİ SANDALYE
“Eski maliyecilerden (Ş.C)'nin oğluyum. Köşenizi sürekli takip eden biri olarak, yaşadığımız trajikomik bir olayı açıklamak istiyorum.
Babam maalesef yaklaşık 2 sene önce çok fazla bilinmeyen ama sonu yine maalesef belli olan bir hastalığa, ALS (Türkçe açılımı; sinir sistemine bağlı kas erimesi) hastalığına yakalandı... Parmaklarda uyuşmayla başlayan hastalık ileriki zamanlarda bütün kol ve bacaklarına sirayet etti. Yatalak olmasa da yine de başkalarına muhtaç bir şekilde yaşıyor.
Yazacağım olay bu bağlamda gelişti.
Sonuçta babamın bir ‘tekerlekli iskemle' ihtiyacı oluştu.
Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) başvurdum. Prosedür gereği önce babamın iskemleyi alıp alamayacağına baktılar.
Alacağına karar verince, ellerinde ikinci el bir iskemle olup olmadığına baktılar.
Ellerinde babamın kullanabileceği bir iskemle olmayınca, yine prosedür gereği bana bir medikalciden alıp kendilerine göstermemi, uygun görürlerse almamı söylediler.
Medikalciden aldığım iskemleyi gösterdim. SGK'dan onay aldıktan sonra, komedi başladı...
SGK alınan ‘tekerlekli iskemle'nin parasının 300 TL'sini karşılıyor.
Benim aldığımın fiyatı ise 450 TL idi.
300 TL'yi geri alabilmem için bana bir kağıt verdiler.
NOTERDEN BELGE
Bu kağıtta, Ziraat Bankası'nın herhangi bir şubesinden alınmak üzere ‘Babamın' adı yazıyordu!..
Babamın bankaya gidemeyeceğini söylediğimde, ‘noterden vekaletname' istediler!..
Babamın vekalet vermek için notere gidemeyeceğini söylediğimde, ‘Tanıdık noterin eve gelebileceğini' söylediler!..
Noterin 65 yaş üstü için sağlık raporu isteyeceğini söylediğimde, ‘hastaneye gidip sağlık kurul raporu' alabileceğimi söylediler!..
Babam, bütün bunları yapabilecek durumda olsaydı, bunlara gerek kalmadan bankaya gidip parayı almaz mıydı?
Daha ötesi, o kağıda, zaten hasta ve parayı alabilecek gücü olmayan babamın adının yerine annemin veya benim adım yazılamaz mıydı?
Adı üstünde ‘hasta'... Hasta olmasaydı da iskemleye ihtiyacı olmasaydı...
O parayı almasam da olur, demiyorum.
Çünkü babam yıllarca devleti için çalışan bir adam ve devletin ona bir katkısıdır bu...
Zaten bir de emekli olması var gerçekte...
Şimdi bana ‘neremiz doğru ki' dediğinizi duyar gibiyim...
Ama bir şekilde bunu sizin gibi insanların dile getirmesi ve doğrunun bulunması gerekiyor.
En azından, o paraya gerçekten ihtiyacı olanların çaresi olacağınızı
ve çıkış yolunu sizin bulacağınızı
ümit ediyorum...”
Bir trajikomik olay daha
BU da okurlarımızdan Aydın Akbıyık'ın yazdıkları:
“Kazandığım bir davanın yaptığım masraflarının bir kısmını icradan alırken, Damga Vergisi ödemem gerekiyormuş. İcra Dairelerinin damga vergisini tahsil yetkisi yokmuş. Bu sebeple Maliye'ye gittim. Şef dahil dört memuru ve bilgisayarlarını meşgul ettim. Hepsi 3.10 TL (üç lira on kuruş) için. Yaşım 74. Yazık değil mi bu bürokrasiye ve de bana?”
Aşağıda aynen aktarıyorum.
ALS VE TEKERLEKLİ SANDALYE
“Eski maliyecilerden (Ş.C)'nin oğluyum. Köşenizi sürekli takip eden biri olarak, yaşadığımız trajikomik bir olayı açıklamak istiyorum.
Babam maalesef yaklaşık 2 sene önce çok fazla bilinmeyen ama sonu yine maalesef belli olan bir hastalığa, ALS (Türkçe açılımı; sinir sistemine bağlı kas erimesi) hastalığına yakalandı... Parmaklarda uyuşmayla başlayan hastalık ileriki zamanlarda bütün kol ve bacaklarına sirayet etti. Yatalak olmasa da yine de başkalarına muhtaç bir şekilde yaşıyor.
Yazacağım olay bu bağlamda gelişti.
Sonuçta babamın bir ‘tekerlekli iskemle' ihtiyacı oluştu.
Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) başvurdum. Prosedür gereği önce babamın iskemleyi alıp alamayacağına baktılar.
Alacağına karar verince, ellerinde ikinci el bir iskemle olup olmadığına baktılar.
Ellerinde babamın kullanabileceği bir iskemle olmayınca, yine prosedür gereği bana bir medikalciden alıp kendilerine göstermemi, uygun görürlerse almamı söylediler.
Medikalciden aldığım iskemleyi gösterdim. SGK'dan onay aldıktan sonra, komedi başladı...
SGK alınan ‘tekerlekli iskemle'nin parasının 300 TL'sini karşılıyor.
Benim aldığımın fiyatı ise 450 TL idi.
300 TL'yi geri alabilmem için bana bir kağıt verdiler.
NOTERDEN BELGE
Bu kağıtta, Ziraat Bankası'nın herhangi bir şubesinden alınmak üzere ‘Babamın' adı yazıyordu!..
Babamın bankaya gidemeyeceğini söylediğimde, ‘noterden vekaletname' istediler!..
Babamın vekalet vermek için notere gidemeyeceğini söylediğimde, ‘Tanıdık noterin eve gelebileceğini' söylediler!..
Noterin 65 yaş üstü için sağlık raporu isteyeceğini söylediğimde, ‘hastaneye gidip sağlık kurul raporu' alabileceğimi söylediler!..
Babam, bütün bunları yapabilecek durumda olsaydı, bunlara gerek kalmadan bankaya gidip parayı almaz mıydı?
Daha ötesi, o kağıda, zaten hasta ve parayı alabilecek gücü olmayan babamın adının yerine annemin veya benim adım yazılamaz mıydı?
Adı üstünde ‘hasta'... Hasta olmasaydı da iskemleye ihtiyacı olmasaydı...
O parayı almasam da olur, demiyorum.
Çünkü babam yıllarca devleti için çalışan bir adam ve devletin ona bir katkısıdır bu...
Zaten bir de emekli olması var gerçekte...
Şimdi bana ‘neremiz doğru ki' dediğinizi duyar gibiyim...
Ama bir şekilde bunu sizin gibi insanların dile getirmesi ve doğrunun bulunması gerekiyor.
En azından, o paraya gerçekten ihtiyacı olanların çaresi olacağınızı
ve çıkış yolunu sizin bulacağınızı
ümit ediyorum...”
Bir trajikomik olay daha
BU da okurlarımızdan Aydın Akbıyık'ın yazdıkları:
“Kazandığım bir davanın yaptığım masraflarının bir kısmını icradan alırken, Damga Vergisi ödemem gerekiyormuş. İcra Dairelerinin damga vergisini tahsil yetkisi yokmuş. Bu sebeple Maliye'ye gittim. Şef dahil dört memuru ve bilgisayarlarını meşgul ettim. Hepsi 3.10 TL (üç lira on kuruş) için. Yaşım 74. Yazık değil mi bu bürokrasiye ve de bana?”