Albay Aziz Hacıbektaşoğlu'nu Ordu'dan attıran Medya Grubu hangisi?

Kapat
Konu Kapalı.
X
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • cunuyil
    Senior Member
    • 27-09-2005
    • 7297

    Albay Aziz Hacıbektaşoğlu'nu Ordu'dan attıran Medya Grubu hangisi?

    Tabip Albay Mustafa Kahramanyol’un, 28 Şubat döneminde bazı hukuk dışı yöntemlerle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden uzaklaştırıldığının ortaya çıkması, başka dosyaların açılmasını da beraberinde getirdi.

    Son 3 yazımda bu konulara ışık tutmaya çalıştım. Gördüm ki kamuoyunda bu konuyla ilgili ciddi bir huzursuzluk var.

    Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mensup subay ve astsubaylar, 12 Eylül anayasından bu yana, kendilerine savunma hakkı bile tanınmadan, YAŞ tarafından, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden atılabiliyor, ellerinden tüm özlük hakları alınarak.


    Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde, hatta demokrasi tecrübesi Türkiye’den daha geride olan ülkelerde bile, subaylar, ihraçı gerektiren suçların tespiti için, Askeri Mahkemelere sevkediliyor. Suçlu bulunmaları durumunda, Ordu ile ilişkileri kesiliyor. Ancak subaylar bu kararı bir yüksek mahkemeye götürerek temyiz edebiliyorlar.

    Bizde ise YAŞ, hem mahkeme, hem savcı, hem de hakim konumunda. Şu ana dek sayıları binlerle ifade edilen subay ve astsubay, belirgin bir suç tanımı yapılmadan, Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edildiler.

    Öyle ki, bu insanların, devlete karşı suç işlemiş oldukları kabul edilerek, emekli sandığından yararlanmaları bile engellendi.

    Ordudan atılan bu insanlar nasıl insanlardı? İddia edildiği gibi bu insanların laik, demokratik sistemle bir problemleri mi vardı? Geçen zaman içinde kamuoyu bu insanları yakından tanıdı ve YAŞ ile ilgili ciddi kuşkular oluştu.

    Bu kuşkuların oluşmasında, belki de en etkili olan, Tabip Albay Aziz Hacıbektaşoğlu’nun olayıydı.

    İlk defa 14 Kasım 2000 tarihinde gündeme getirdiğim bu olayla ilgili son yazımda bazı detaylar vermiştim. Demiştim ki, son derece laik bir gelenekten gelen Albay Aziz Bektaşoğlu, irtica kavramıyla uzaktan yakından ilişkisi olmamasına rağmen ordudan atıldı.


    Kendisi o sırada GATA’da bölüm başkanıydı. Herşey üst düzey bir firma yetkilisinin Aziz Albay’ı makamında ziyaretiyle başlamıştı. Bu ziyarette üst düzey firma yetkilisi, Albay Hacıbektaşoğlu’na üzerinde ilgili Orgeneral’in imzası bulunan tavsiye mektubuyla beraber Ordu’ya AİDS test malzemesi satmak istiyordu. Bunun bedeli ise o dönemin parasıyla trilyonları buluyordu.


    Albay söz konusu test malzemesinin kalitesiz olduğunu kurul raporlarıyla kanıtlayarak alımını engelledi? Tehditlere ve rüşvet tekliflerine direndi.

    Bir süre sonra, hiç beklemediği bir şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edildi. Acaba o firma yetkilisi kimdi? Yoksa o firma, Türkiye’nin en büyük medya grubuna ait şirketlerden biri olabilir miydi? Acaba bu trilyonluk test olayı, söz konusu medya grubuna bir tür 28 Şubat rüşveti miydi?

    Bir medya kuruluşu, şerefli bir albayı, sırf istediklerini yapmadı diye Ordu’dan attırabilmeli miydi? Bir kısım medya, acaba YAŞ kararlarını bu yüzden mi görmezden geliyordu?

    Son yılların en utanç verici dosyalarından birini açmak zorundayız. Şimdi biraz geriye gidiyoruz. Herkesin gözünden kaçan bu alıntıyı, TBMM Tutanak Dergisi’nin 61. Cilt, 130. Birleşim’inden yapıyorum.

    Tarih 29 Temmuz 1998…Türkiye Büyük Millet Meclisi…Fazilet Partisi Grubu adına Trabzon milletvekili Kemallettin Göktaş söz alıyor:


    – Değerli arkadaşlar, yeri gelmişken, YAŞ kararlarından da bahsetmeden geçemeyeceğim. Yüksek Askerî Şûra kararlarının, öteden beri, yargı denetiminden geçmesi gerektiğini ifade etmiştik; burada, zaman zaman, birtakım haksızlıkların olduğunu söylemiştik.


    Zaman zaman birtakım haksızlıklar oluyor, haksız ihbarlar sonucunda, çok kıymetli bazı subaylarımız ordudan atılmak mecburiyetinde kalıyor ve bu insanlarımız, dışlanmış bir vaziyette yaşamlarını devam ettiriyor. Bu itibarla, Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla ordudan atılan subaylarımıza, askerlerimize yargı denetimi yolunu açmamız lazım.

    Bakınız, arkadaşlar, size canlı bir örnek vereceğim ve eğer dinleme lütfunda bulunursanız, gerçekten, sizler de bu olayı üzüntüyle karşılayacaksınız. Son Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla, Gülhane Askerî Hastanesini İntaniye Anabilim Dalı Başkanı Prof. Albay Aziz Hacıbektaşoğlu diye bir arkadaşımız ordudan atılıyor -hemşerimiz olduğu için kendini biliyorum- ve bu arkadaşımız, hakikaten, milletine, vatanına, ordusuna bağlı, çok çalışkan, gayretli ve her zaman da takdir almış bir arkadaşımızdır.

    Kendisiyle yapmış olduğum görüşmede “ben, orduya 14 yaşımda, imtihanı, 15 bin kişi içinde yedinci olarak kazanarak girdim ve bugüne kadar da, her yaptığım görevi başarıyla yaptım; ama, nedense, bizim, ordudan atıldıktan sonra, profesör olarak, bir öğretim üyesi olarak görev yapma hakkımız olmadığı gibi; orduda yıllarca hizmet eden bir profesörün, görev yaptığı hastanede muayene olma hakkı da yoktur”dedi.

    Yıllarca orduda görev yapıyor, hastanede görev yapıyor; ama, Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla ihraç ediliyor; o hastanede muayene olma hakkını dahi elinden almışlar, ordunun vermiş olduğu silahı belinden almışlar.

    Bakınız, niye bunlar oldu; niçin senin başına böyle işler geldi; sen, böyle, bahsedildiği gibi irticacı bir subaya da benzemiyorsun, senin yaşam tarzını biliyoruz, düşünce yapını da biliyoruz, senin irticayla bir ilişkin yok; niçin, bu hadise senin başına geldi; senin kafanda, mutlaka birtakım sorular, bunun neden başına geldiğine dair birtakım şüpheler, kuşkular vardır dedim.


    Bana, şöyle bir şey anlattı:


    Kartel medyası mensuplarından biri, yurt dışından, AIDS hastalığını teşhis etmek için test ithal ediyor. Tabiî, Türkiye’de, istedikleri ölçüde bunun pazarını bulamıyorlar. Düşünüyor bizim bu cin fikirli kartel medyasına mensup yöneticiler, bunun en iyi pazarı nerede olur, olsa olsa, ordumuzdur, Türk Silahlı Kuvvetlerimizdir, oraya bunu pazarlayalım diyorlar. Tanesi 2,5 milyon, her askere bu yaptırılacak, orduya intikal eden her erimize ve diğer subaylarımıza yaptırılacak. Düşünün, 3 ayda bir 500 bin yeni asker intikal ediyor ve her 500 bin askere de, AIDS hastalığı var mı, yok mu diye bu test yaptırılacak.

    AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Güzel...

    KEMALETTİN GÖKTAŞ (Devamla) – Güzel, tabiî güzel; ama, sonrasını dinlerseniz, herhalde, iyi mi, değil mi anlarsınız onu.

    Bu, İstanbul’dan birtakım profesörlerin raporlarıyla, Genelkurmayın yazısıyla beraber, ordudan atılan İntaniye Anabilim Dalı Başkanına geliyor. 40 tane testi de kendisine veriyorlar. Arkadaşımız, bu testleri, kendisi bizatihi yapıyor, arzulanan netice çıkmıyor; ama, tatmin olmuyor, İnternetten tarama yapıyor, Amerika’daki makalelere bakıyor; ilaç Amerika’dan ithal ediliyor, Amerika’da kullanılıp kullanılmadığına da bakıyor, Amerika’da kullanılmıyor, bir makale yazılmamış.

    Bunlar nerede kullanılıyor diye... Kendi yaptığı testlerde de olumlu netice çıkmıyor. Peki, bu nerede, hangi ülkelerde kullanılıyor diye araştırdığında görüyor ki, Tayland’da, Kolombiya’da, Venezuella’da kullanılıyormuş. Bunun dışında, olumsuz bir rapor yazmak suretiyle Genelkurmaya görüş bildiriliyor; arkasından, 50 testle beraber bunun yeniden kontrol edilmesi, yeniden olumlu rapor verilmesi isteniyor herhalde ki, yine aynı şekilde olumsuz rapor verilince, Genelkurmaydaki bir orgenaral kendisini makamına çağırıyor.

    Makamına çağrıldığında –tabiî ki hastane başhekiminden mutlaka izin alınması gerekiyor- hastane başhekimi de “önemli değil, gitme” diyor ve bunun neticesi olarak da, bu değerli subayımız, maalesef, ordudan atılmış oluyor. “Olsa olsa bu olabilir” diye, kendisi, kanaatini, bize bu şekilde açıkladı.

    Arkadaşlar, burada, böyle, maalesef, bu tip haksızlıklar oluyor. Benden önce konuşan arkadaşlarımız da, bu haksızlıklardan bir kısmını dile getirdiler. Size de, zannediyorum, milletvekili olarak, bölgenizden birçok insan, bu şekilde gelmiş, bu haksızlıklardan bahsetmiştir. Şimdi, en azından bunlara, bu yargı yolunu açmamız lazım arkadaşlar, bu yanlışlıkların düzeltilmesi lazım.

    Bir de, bir profesör... Biz, bunu ordudan attık. Hiç olmazsa, bir diğer üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışabilme hakkını vermemiz lazım bu insanlara. Devlet, bunlara, yıllarca hizmet etmiş, emek vermiş, para harcamış, masraf etmiş, yetiştirmiş; biz, bu insanı, almışız, kolundan tutup kapı dışarı koymuşuz. Bu yanlışlıkların mutlaka düzeltilmesi lazımdır; çünkü, bunlarda, herkesin, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hakkı vardır, herkesin faydalanması lazım bunlardan.

    Bu yanlışların üzerine gidilmesi dileğiyle, hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

    ***
    Değerli okurlarım, işte hadise bu. Türk Medyası böyle bir olayda yıllardır nasıl uyumuş, hayretler içerisindeyim. Böyle bir olayı ortaya çıkarmak bütün dünyada büyük olaydır.
    Albay Aziz Hacıbektaşoğlu’nun hangi nedenlerden ötürü Ordu’dan atıldığını hep beraber görmüş olduk. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmamalı ve bu konunun üzerine, bu işin içinden kim çıkarsa çıksın sonuna kadar gitmek hepimizin görevi. Bu konuda şimdi AKP Trabzon milletvekili olan sayın Kemalettin Göktaş’a ve Emekli Tabip Albay Aziz Hacıbektaşoğlu’na çok önemli görevler düşüyor.
    Bu konu daha fazla yerde kalmamalı!

    Aydoğan VATANDAŞ / Haber 7
  • cunuyil
    Senior Member
    • 27-09-2005
    • 7297

    #2
    Konu: Albay Aziz Hacıbektaşoğlu'nu Ordu'dan attıran Medya Grubu hangisi?

    Haber amaçlı olarak açılmıştır,yoruma kapalıdır.

    Yorum

    İşlem Yapılıyor