Meşhur Prut Bataklığı’nı bize nasıl anlatmışlardı?
Malûm.
Osmanlı Ordusu, Rusları bataklıkta kuşatmış. (1711)
Çare olarak Katerina, Baltacı Mehmet Paşa’nın çadırına gitmiş... Miş. Dil döküp yalvarmış... Ve kuşatmayı kaldırtmış... Mış.
Bizim versiyon böyle.
***
Türkler bununla daima övünmüşlerdir.
Bilmez misiniz? Baltacı’nın adı her geçtiğinde bıyık altından güleriz. Anlaşılmaz bir gurur kaplar yüreğimizi.
Oysa tam bir zavallılık bu.
Savaş alanında bir kadın vücuduna tav olup görevini ihmal eden bir Paşa’nın nesiyle övünülür?
***
Kaldı ki Ruslar’ın versiyonu başka.
Olay öyle olmamış.
Nasıl olmuş?
5 yıl önce Putin’in bir sohbette bize anlattığına göre:
Katerina, kendi mücevherleri dahil bir dizi Rus kadınının mücevherlerini bir torbaya doldurup bizimkilere rüşvet olarak vermiş.
Ve kuşatmada bir gedik açılmasını sağlamış. Rus askerleri öyle kurtulmuş.
Rüşveti kimin aldığı belli değil.
Baltacı Mehmet Paşa mı, yoksa emrindeki askerler mi? Orası meçhul... Ama önemi yok. Önemli olan rüşvet.
***
İster bize anlatılan gibi olsun ister Ruslar’ın anlattığı gibi olsun. Neticede yine aşağılanan taraf Türk tarafı.
Çünkü...
Ruslar, Katerina’nın iffetini özenle saklayıp mücevherlerini öne çıkarmışlar, böylece onu yüceltmişler, Türkler ise Paşa’nın uçkurunu öne çıkartıp gurur duymuşlar.
Ne erkek milletiz, değil mi?
***
Putin’i görünce yine Prut’u hatırladım:
- Uçkuru düşük bir Paşa mı, yoksa rüşvet yiyen bir Paşa mı?
(Yahut şürekâsı mı?)
Sanırım Putin, bu tercihi bize bıraktı. Buyrun seçin. Kırk katır mı, kırk satır mı?
En iyisi biz bu Prut lâfını unutalım.
Çünkü dibinde yatan nesne, bir galibiyet falan değil, fena halde bir zafiyet. Kimse duymasın.
Malûm.
Osmanlı Ordusu, Rusları bataklıkta kuşatmış. (1711)
Çare olarak Katerina, Baltacı Mehmet Paşa’nın çadırına gitmiş... Miş. Dil döküp yalvarmış... Ve kuşatmayı kaldırtmış... Mış.
Bizim versiyon böyle.
***
Türkler bununla daima övünmüşlerdir.
Bilmez misiniz? Baltacı’nın adı her geçtiğinde bıyık altından güleriz. Anlaşılmaz bir gurur kaplar yüreğimizi.
Oysa tam bir zavallılık bu.
Savaş alanında bir kadın vücuduna tav olup görevini ihmal eden bir Paşa’nın nesiyle övünülür?
***
Kaldı ki Ruslar’ın versiyonu başka.
Olay öyle olmamış.
Nasıl olmuş?
5 yıl önce Putin’in bir sohbette bize anlattığına göre:
Katerina, kendi mücevherleri dahil bir dizi Rus kadınının mücevherlerini bir torbaya doldurup bizimkilere rüşvet olarak vermiş.
Ve kuşatmada bir gedik açılmasını sağlamış. Rus askerleri öyle kurtulmuş.
Rüşveti kimin aldığı belli değil.
Baltacı Mehmet Paşa mı, yoksa emrindeki askerler mi? Orası meçhul... Ama önemi yok. Önemli olan rüşvet.
***
İster bize anlatılan gibi olsun ister Ruslar’ın anlattığı gibi olsun. Neticede yine aşağılanan taraf Türk tarafı.
Çünkü...
Ruslar, Katerina’nın iffetini özenle saklayıp mücevherlerini öne çıkarmışlar, böylece onu yüceltmişler, Türkler ise Paşa’nın uçkurunu öne çıkartıp gurur duymuşlar.
Ne erkek milletiz, değil mi?
***
Putin’i görünce yine Prut’u hatırladım:
- Uçkuru düşük bir Paşa mı, yoksa rüşvet yiyen bir Paşa mı?
(Yahut şürekâsı mı?)
Sanırım Putin, bu tercihi bize bıraktı. Buyrun seçin. Kırk katır mı, kırk satır mı?
En iyisi biz bu Prut lâfını unutalım.
Çünkü dibinde yatan nesne, bir galibiyet falan değil, fena halde bir zafiyet. Kimse duymasın.
Yorum