ÜLKE ekonomisinde tam bir sahipsizlik var.
İktidar, enflasyon, milli gelir, borç ve büyüme oranlarındaki değişiklikleri kendine göre yorumlayarak ekonominin iyi yolda olduğunu iddia ediyor.
Peki, biz de “İyi” diyelim ama hemen soralım: “Bu zam yağmurları niye?” Neden artırılıyor vergiler?
Cevap basit: Bütçe açık veriyor da ondan...
Büyümenin durduğu, küçülmenin artarak yüzde 13,6’lara ulaştığı bir ülkede ekonomi iyi olur mu?
Yılın ilk yarısında bütçe açığı 22,5 milyar lira... Yıl sonunda bu açığın 50 milyar lira dolayında olacağı belirtiliyor.
Bu açık neyle kapanır? Elbette ki borç alarak ya da ağır zamlar yaparak... İktidar, ikisini de acımasızca yapıyor! Belediye seçimleri sırasında, oy kapabilmek için o kadar çok “seçim harcaması” yaptılar ki, şimdi bunun acısını halkımız çekiyor.
Bugün yaşanan işsizlik ve yoksullaşma AKP’nin eseridir!
AKP emeklileri ezerek, işçiyi, çiftçiyi, memuru yoksullaştırarak bu döneme damgasını vurdu. Şimdi “açılım-maçılım” gibi işlerle uğraşarak dikkatleri başka yöne çekmek istiyorlar.
* * *
“Bir dokun bin ah işit.”
İnsanlarımız, dokunsanız ağlayacak halde... Bunu bize gelen mesajlardan anlıyoruz.
Bir örnek: Nurettin Korkmaz (nurettinkorkmaz@yahoo.com ) yazıyor:
“1962 doğumluyum. 47 yaşındayım yani... İki yıldır SSK’dan emekliyim... Ve son 8 aydır işsizim. Binden fazla işverene özgeçmişimi gönderip, birçok iş görüşmesine gittim bu sürece.
Yüzde 60 ret nedeni yaşlı olmam...
Yüzde 20 ret nedeni yabancı bir dili çok iyi bilmemem...
Yüzde 10 ret nedeni sürücü ehliyetimizin olmaması...
Yüzde 10 ret nedeni diğer sebepler olarak gösterildi.
Emekli maaşım yetmiyor ve bu hayat yükünü artık omuzlarım kaldırmıyor.
Bazen, bir partiye üye olmadığıma veya bir cemaate girmediğime ya da azınlık olmadığıma hayıflanıyorum. O tür kişiler için bir yerde iş bulmak sorun olmuyor.
Para bulursam günlük gazete alıp iş ilanlarına bakabiliyorum. İşyerlerinde kapıdaki güvenliği geçip ilgiliye ulaşılamıyor. ‘Adam lazım değil dayı’ diye kapıdan çevriliyorum.
Her geçen gün daha da batıyorum. Sabahları ortaokul ikinci sınıfa giden oğluma 1 lira poğaça parası veremediğim için artık oğlumun gözlerine bakamıyorum; UTANIYORUM!
Şimdi 18 yaşında olan ve 17 yaşına kadar 6 kez beyin ameliyatı geçiren kızım, eğitimini boş verip çalışmaya başladı şimdilerde... 12-14 saat çalışan kızım yorgun argın eve geldiğinde gözlerine bakamıyorum; UTANIYORUM!
İşsizlikten kaynaklanan parasızlık nedeniyle faturalar geciktiği için sık sık elektrik, su, doğalgaz kesiliyor. Ailemi bu duruma düşürdüğüm, yoksulluk, umutsuzluk ve çaresizlik acısını yaşattığım için eşimin yüzüne bakamıyorum; UTANIYORUM!
Bazıları gibi şov olsun diye köprüye çıkmak, yüksek binadan kendini atar gibi yapmak, ya da bizi yönetenlerin yol güzergâhında kendini yakmaya kalkmak, cinnet geçirip onun bunun canını yakmayı düşünmek yerine ben sadece dua ediyorum.
İşimiz Allah’a kalmış çünkü... Artık, tek sahibimiz o kalmış belli ki... Duam da çok kolay:
‘Allahım, ya rızkımı ver, ya bu canı al!’
Ve bu dua sırasında hiç ama hiç UTANMIYORUM!”
Okurumuz böyle yazıyor. Ne diyelim? İnsanlarımıza bu çaresizliği yaşatanlar utansın!
İktidar, enflasyon, milli gelir, borç ve büyüme oranlarındaki değişiklikleri kendine göre yorumlayarak ekonominin iyi yolda olduğunu iddia ediyor.
Peki, biz de “İyi” diyelim ama hemen soralım: “Bu zam yağmurları niye?” Neden artırılıyor vergiler?
Cevap basit: Bütçe açık veriyor da ondan...
Büyümenin durduğu, küçülmenin artarak yüzde 13,6’lara ulaştığı bir ülkede ekonomi iyi olur mu?
Yılın ilk yarısında bütçe açığı 22,5 milyar lira... Yıl sonunda bu açığın 50 milyar lira dolayında olacağı belirtiliyor.
Bu açık neyle kapanır? Elbette ki borç alarak ya da ağır zamlar yaparak... İktidar, ikisini de acımasızca yapıyor! Belediye seçimleri sırasında, oy kapabilmek için o kadar çok “seçim harcaması” yaptılar ki, şimdi bunun acısını halkımız çekiyor.
Bugün yaşanan işsizlik ve yoksullaşma AKP’nin eseridir!
AKP emeklileri ezerek, işçiyi, çiftçiyi, memuru yoksullaştırarak bu döneme damgasını vurdu. Şimdi “açılım-maçılım” gibi işlerle uğraşarak dikkatleri başka yöne çekmek istiyorlar.
* * *
“Bir dokun bin ah işit.”
İnsanlarımız, dokunsanız ağlayacak halde... Bunu bize gelen mesajlardan anlıyoruz.
Bir örnek: Nurettin Korkmaz (nurettinkorkmaz@yahoo.com ) yazıyor:
“1962 doğumluyum. 47 yaşındayım yani... İki yıldır SSK’dan emekliyim... Ve son 8 aydır işsizim. Binden fazla işverene özgeçmişimi gönderip, birçok iş görüşmesine gittim bu sürece.
Yüzde 60 ret nedeni yaşlı olmam...
Yüzde 20 ret nedeni yabancı bir dili çok iyi bilmemem...
Yüzde 10 ret nedeni sürücü ehliyetimizin olmaması...
Yüzde 10 ret nedeni diğer sebepler olarak gösterildi.
Emekli maaşım yetmiyor ve bu hayat yükünü artık omuzlarım kaldırmıyor.
Bazen, bir partiye üye olmadığıma veya bir cemaate girmediğime ya da azınlık olmadığıma hayıflanıyorum. O tür kişiler için bir yerde iş bulmak sorun olmuyor.
Para bulursam günlük gazete alıp iş ilanlarına bakabiliyorum. İşyerlerinde kapıdaki güvenliği geçip ilgiliye ulaşılamıyor. ‘Adam lazım değil dayı’ diye kapıdan çevriliyorum.
Her geçen gün daha da batıyorum. Sabahları ortaokul ikinci sınıfa giden oğluma 1 lira poğaça parası veremediğim için artık oğlumun gözlerine bakamıyorum; UTANIYORUM!
Şimdi 18 yaşında olan ve 17 yaşına kadar 6 kez beyin ameliyatı geçiren kızım, eğitimini boş verip çalışmaya başladı şimdilerde... 12-14 saat çalışan kızım yorgun argın eve geldiğinde gözlerine bakamıyorum; UTANIYORUM!
İşsizlikten kaynaklanan parasızlık nedeniyle faturalar geciktiği için sık sık elektrik, su, doğalgaz kesiliyor. Ailemi bu duruma düşürdüğüm, yoksulluk, umutsuzluk ve çaresizlik acısını yaşattığım için eşimin yüzüne bakamıyorum; UTANIYORUM!
Bazıları gibi şov olsun diye köprüye çıkmak, yüksek binadan kendini atar gibi yapmak, ya da bizi yönetenlerin yol güzergâhında kendini yakmaya kalkmak, cinnet geçirip onun bunun canını yakmayı düşünmek yerine ben sadece dua ediyorum.
İşimiz Allah’a kalmış çünkü... Artık, tek sahibimiz o kalmış belli ki... Duam da çok kolay:
‘Allahım, ya rızkımı ver, ya bu canı al!’
Ve bu dua sırasında hiç ama hiç UTANMIYORUM!”
Okurumuz böyle yazıyor. Ne diyelim? İnsanlarımıza bu çaresizliği yaşatanlar utansın!
Yorum