Ahmet İnam ahmet.inam@aksam.com.tr
Sayın Muhalefet, Sayın İktidar
Sayın Muhalefet,
Düşündünüz mü, bu tavrınızla, eleştirdiğiniz iktidarın iktidarının sürüp gitmesine yardım etmiş olmuyor musunuz? İktidarın uygulamalarını, uygulamayı düşündüklerini eleştirirken, bu konularda kendinizin üzerinde çalıştığı ya da çalışmayı düşündüğü görüşleriniz var mı? Her an iktidara geçmeye hazır mısınız? İktidar için düşünsel, uygulamaya yönelik ekibiniz hazır mı? Dersinizi sürekli çalışıyor, eleştirdiğiniz konularda alternatifi olan fikirler üretebiliyor musunuz?
Düşündünüz mü, eleştirme rehaveti denen bir rehavet vardır. Nasılsa iktidarda değilsinizdir, pek yakında iktidar olacağınız da yoktur, artık tribünlere oynayabilirsiniz rahatça. Düşündünüz mü, yalnızca iktidarın kirli çamaşırlarını ortaya koymaya çalışmakla muhalefet yapılamaz. Salt kavga çıkararak, karşı çıkarak; kısacası iktidarın şu ya da bu biçimde altını oyarak başarılı bir muhalefet olunmaz. Muhalefet olmanın bir olgunluğu vardır. Olumlu gördüğünüz noktalarda, ülkenin ortak değerlerinin yaşayabilmesi için gerekli gördüğünüz konularda iktidara destek vermek de muhalefetin görevidir.
Düşündünüz mü, liderinize körü körüne bağlı bireyler misiniz? Kendi liderine muhalefet edemeyen bir muhalefet partisi muhalefet partisi olabilir mi? Kendi partiniz içinde 'demokrasinin' yokluğu ile nasıl olacak da bu ül***e demokrasi getireceksiniz? Partinizin savunduğu fikir ne olursa olsun, o fikri nasıl savunduğunuz, nasıl uygulayacağınızın bir göstergesidir. Örneğin sürekli olarak, özgürlük, eşitlik, demokrasi diyorsunuz, oysa bu düşüncelerinizi, öf***le, kinle, kendinizin hep haklı olduğunu düşündürecek bir hınçla, bir tehdit havası içinde savunuyorsunuz. Size inanırlar mı?
Düşündünüz mü, salt seçmen tabanınızı memnun etmeye çalışmak her zaman ülke yararına bir muhalefet yapmak değildir. Seçmeni ülkenin geleceği açısından dar boğazlardan çıkarabilecek yeni düşüncelerle karşılaştırmak, onlara saygılı bir eğiticilik yapmak da muhalefetin görevleri arasında değil midir?
Ülkenin sağlıklı düşünebilmesi, aklını yerli yerinde kullanabilmesi için, gerginlik yaratmamak da sorumluluklarınız arasında değil midir?
Sayın İktidar,
Düşündünüz mü, siz, sizin gibi düşünmeyen herkesin yanıldığını, sizin tarzınızda bu vatanı sevmeyenin vatan haini olduğunu mu sanıyorsunuz? Sizce bu vatanı ancak sizin savunduğunuz fikirler mi kurtarır? Sizden o kadar rahatsız olan neden bu kadar insan var? Sizde onları rahatsız eden, korkutan nedir? Neden sizin fikirlerinizi edepsizce savunan medyaya tavır almıyorsunuz? Neden ordunun vesayetini kaldırmaya çalışırken ordunun yıpratılmasına izin veriyorsunuz? Neden cumhuriyet mitinglerine koşan insanların çoğunu düşman görüyorsunuz? Onların savunduğu değerlerin bu vatanın geleceği için zararlı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Sizin gibi düşünmeyenlerin, dar kafalı, dünyayla 'entegre' olmaya yaramayan fikirler taşıyan, 'iki üç koyunu gütmekten aciz', beceriksiz, sığ insanlar olduğunu mu sanıyorsunuz? Kaçını ne kadar tanıyorsunuz? Sadece, sürekli saldırılarla, sizi eleştirenlere laf yetiştirerek iktidar olunabileceğini sanıyorsunuz? Sussanız, bu susuşun muhalefetin suçlamalarını kabul anlamına geleceğini mi düşünüyorsunuz? Kendine güveni olan, icraatını başarıyla yapan bir iktidarın, daha yumuşak, daha arifane, daha bilgece davranması gerekmez mi? Neden daha salim davranmanın koyun gibi olmak olduğunu sanıyorsunuz?
Düşündünüz mü, sürekli saldıran, kavga eden bir iktidarın öz güveninden kuşku duymamız gerekmez mi? Unutmayın siz iktidarsınız. Nedense, o yıllardır alışılageldiğimiz muhalefet gibi davranma tavrından bir türlü vazgeçemiyorsunuz.
Öfkenin bir üslup olduğunu söylüyorsunuz. Mutedil olanı için öyle. Düşündünüz mü, sürekli öfke hali, sizi haklı olduğunuz, doğru yaptığınız konusunda aldatabilir. Öz eleştiri yapamazsınız. Herkese laf yetiştirme tutumu sizin eleştirilerden öğrenmenize zarar verebilir.
Sizin gibi düşünmeyen bazı kesimlere düşmanlığınız, ön yargılı bakışınız sürdüğü sürece Anadolu insanını bir araya getirecek huzur ve güven ortamını sağlayamazsınız. Muhalefetinize, düşman saydığınız, anlamak istemediğiniz görüşlere açılamadığınız sürece, bu ülkenin hiçbir kesimine sağlıklı biçimde açılamazsınız.
Sayın Muhalefet, Sayın İktidar
Sayın Muhalefet,
Düşündünüz mü, bu tavrınızla, eleştirdiğiniz iktidarın iktidarının sürüp gitmesine yardım etmiş olmuyor musunuz? İktidarın uygulamalarını, uygulamayı düşündüklerini eleştirirken, bu konularda kendinizin üzerinde çalıştığı ya da çalışmayı düşündüğü görüşleriniz var mı? Her an iktidara geçmeye hazır mısınız? İktidar için düşünsel, uygulamaya yönelik ekibiniz hazır mı? Dersinizi sürekli çalışıyor, eleştirdiğiniz konularda alternatifi olan fikirler üretebiliyor musunuz?
Düşündünüz mü, eleştirme rehaveti denen bir rehavet vardır. Nasılsa iktidarda değilsinizdir, pek yakında iktidar olacağınız da yoktur, artık tribünlere oynayabilirsiniz rahatça. Düşündünüz mü, yalnızca iktidarın kirli çamaşırlarını ortaya koymaya çalışmakla muhalefet yapılamaz. Salt kavga çıkararak, karşı çıkarak; kısacası iktidarın şu ya da bu biçimde altını oyarak başarılı bir muhalefet olunmaz. Muhalefet olmanın bir olgunluğu vardır. Olumlu gördüğünüz noktalarda, ülkenin ortak değerlerinin yaşayabilmesi için gerekli gördüğünüz konularda iktidara destek vermek de muhalefetin görevidir.
Düşündünüz mü, liderinize körü körüne bağlı bireyler misiniz? Kendi liderine muhalefet edemeyen bir muhalefet partisi muhalefet partisi olabilir mi? Kendi partiniz içinde 'demokrasinin' yokluğu ile nasıl olacak da bu ül***e demokrasi getireceksiniz? Partinizin savunduğu fikir ne olursa olsun, o fikri nasıl savunduğunuz, nasıl uygulayacağınızın bir göstergesidir. Örneğin sürekli olarak, özgürlük, eşitlik, demokrasi diyorsunuz, oysa bu düşüncelerinizi, öf***le, kinle, kendinizin hep haklı olduğunu düşündürecek bir hınçla, bir tehdit havası içinde savunuyorsunuz. Size inanırlar mı?
Düşündünüz mü, salt seçmen tabanınızı memnun etmeye çalışmak her zaman ülke yararına bir muhalefet yapmak değildir. Seçmeni ülkenin geleceği açısından dar boğazlardan çıkarabilecek yeni düşüncelerle karşılaştırmak, onlara saygılı bir eğiticilik yapmak da muhalefetin görevleri arasında değil midir?
Ülkenin sağlıklı düşünebilmesi, aklını yerli yerinde kullanabilmesi için, gerginlik yaratmamak da sorumluluklarınız arasında değil midir?
Sayın İktidar,
Düşündünüz mü, siz, sizin gibi düşünmeyen herkesin yanıldığını, sizin tarzınızda bu vatanı sevmeyenin vatan haini olduğunu mu sanıyorsunuz? Sizce bu vatanı ancak sizin savunduğunuz fikirler mi kurtarır? Sizden o kadar rahatsız olan neden bu kadar insan var? Sizde onları rahatsız eden, korkutan nedir? Neden sizin fikirlerinizi edepsizce savunan medyaya tavır almıyorsunuz? Neden ordunun vesayetini kaldırmaya çalışırken ordunun yıpratılmasına izin veriyorsunuz? Neden cumhuriyet mitinglerine koşan insanların çoğunu düşman görüyorsunuz? Onların savunduğu değerlerin bu vatanın geleceği için zararlı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Sizin gibi düşünmeyenlerin, dar kafalı, dünyayla 'entegre' olmaya yaramayan fikirler taşıyan, 'iki üç koyunu gütmekten aciz', beceriksiz, sığ insanlar olduğunu mu sanıyorsunuz? Kaçını ne kadar tanıyorsunuz? Sadece, sürekli saldırılarla, sizi eleştirenlere laf yetiştirerek iktidar olunabileceğini sanıyorsunuz? Sussanız, bu susuşun muhalefetin suçlamalarını kabul anlamına geleceğini mi düşünüyorsunuz? Kendine güveni olan, icraatını başarıyla yapan bir iktidarın, daha yumuşak, daha arifane, daha bilgece davranması gerekmez mi? Neden daha salim davranmanın koyun gibi olmak olduğunu sanıyorsunuz?
Düşündünüz mü, sürekli saldıran, kavga eden bir iktidarın öz güveninden kuşku duymamız gerekmez mi? Unutmayın siz iktidarsınız. Nedense, o yıllardır alışılageldiğimiz muhalefet gibi davranma tavrından bir türlü vazgeçemiyorsunuz.
Öfkenin bir üslup olduğunu söylüyorsunuz. Mutedil olanı için öyle. Düşündünüz mü, sürekli öfke hali, sizi haklı olduğunuz, doğru yaptığınız konusunda aldatabilir. Öz eleştiri yapamazsınız. Herkese laf yetiştirme tutumu sizin eleştirilerden öğrenmenize zarar verebilir.
Sizin gibi düşünmeyen bazı kesimlere düşmanlığınız, ön yargılı bakışınız sürdüğü sürece Anadolu insanını bir araya getirecek huzur ve güven ortamını sağlayamazsınız. Muhalefetinize, düşman saydığınız, anlamak istemediğiniz görüşlere açılamadığınız sürece, bu ülkenin hiçbir kesimine sağlıklı biçimde açılamazsınız.