Necati Doğru Yazara ulaşmak için : ndogru@gazetevatan.com Kıbrıslı Bakan’ın isyanı!
Az rastlanan bir isyandı. Asil bir başkaldırı, örnek davranıştı. Yavru Vatan Kıbrıs’ın hesap uzmanlığından gelme Maliye Bakanı Ersin Tatar’dan yükselen öfkede herkesin örnek alması gereken dersler vardı.
Hay-huy içinde kaynayıp gitti.
“Türkiye’den al.
Kıbrıslı’ya yedir.
Buna izin vermeyeceğim.
Bu yapıyı kazıyıp atacağım.
Geri adım atmayacağım.
Biz Çingene kabilesi değiliz.
Biz Kıbrıs’ta devletiz.”
Bakan bunları söylüyordu. Önceki hükümet, Türkiye’den bir yılda harcanmak üzere alınan yardımı, 4 ayda yiyip-yedirip çekip gitmişti.
Kıbrıs’ın Maliye Bakanı’nın asil, erdemli, soylu isyanı bu tavraydı. Kıbrıslı Bakan’ın, bu başkaldırısı üzerine Kıbrıs’a yerleşmiş emekli gazeteci bir arkadaşımdan, “bakanı isyana götüren tabloyu daha da netleştirecek” bilgiler ve gözlemler göndermesini rica ettim.
***
Arkadaşım bilgileri dün gönderdi:
Şunları yazıyordu:
“KKTC’nin nüfusu 300 bin.
Vekil sayısı 50.
Her seçimden sonra tüm yönetim (bürokrat) tabakası değiştiriliyor.
Görevden alınan 200 kadar yüksek mevki sahibi, 5 bin TL maaşını alarak müşavir adı altında evde yatıyor. Kamuda çalışan personelin yüzde 20-30’u hiç işe gitmeden maaş alıyor. Burada esnafların büyük bir çoğunluğu fiş kesmiyor.
Vergi ödemiyorlar.
Türkiye’de gazi maaşı 400 TL.
KKTC 2 bin 800 TL.
Türkiye’de 20 yıllık öğretmen, 1.700 TL, burada ise 4 bin 600 TL maaş alıyor.
Mesleki okullardaki teknik öğretim görevlileri hiç derse girmiyor, sınav yapmıyor, onarım yapmıyor. Ama kendilerini öğretmen olarak adlandırıyorlar. Bu teknik öğretim görevlileri (yani teknisyenler) yılda sadece 100 gün okula geliyorlar. Ama 4 bin TL kadar maaş alıyorlar. Her yerde devasa klimalar olduğu halde sıcaklar bahane edilerek resmi kurumlar senenin büyük bir diliminde öğleye kadar çalışıyor. 250 bin nüfuslu adada 211 bin adet taşıt var. Çok yaşlıları ve bebekleri çıkarırsak kişi başına 1-2 tane araba düşüyor. Kamuda çalışanların sendikaları en ufak bir durumu protesto etmek için hemen iş bırakıyorlar. Sürekli olarak eylem ve tatil söz konusu.
***
Çok az sayıda Kıbrıslı hariç İslam dininin hiçbir ilkesini uygulamıyorlar ama kandil günleri resmi tatil yapıyorlar.
Türkiye’de tüp gaz 45 TL.
Burada ise 20 TL.
Türkiye’de 1 litre akaryakıt 3.25 TL dolayında.
Burada ise 1.8 TL.
Sigaralar Türkiye’den yüzde 10-20 daha ucuz. Alkollü içkiler Türkiye’den yüzde 25-50 daha ucuz. 100’lük cep telefonu kontörü TC’de 20 TL, KKTC’de 5 TL.
KKTC yurttaşlarının oturduğu evlerin büyüklüğü 150-350 metrekare. Küçük evlerde sadece öğrenciler, TC’li işçiler oturuyor. Türkiye’den gelen paralarla herkes villa sahibi olmuş durumda. TC’den buraya okumaya gelen 40 bin kadar öğrenci acımasızca soyuluyor. Ev kiraları 750-1000 TL arası. Yurtta barınmanın bedeli ise 400-600 TL arası...”
***
Bakan başarabilir mi?
Yapıyı kazıyabilir mi?
Yanlış kaynamış kemiği kırabilir mi? Kırabilirse harika olur. Tersi de olabilir. Yemeye alışmış model, Bakan’ı da yiyebilir. Ancak, hakkını teslim edelim, Yavru Vatan’daki Bakan’ın yaptığı soylu bir başkaldırıdır. Bu soylu başkaldırıdan Anavatan Türkiye’deki ABD bağımlılarının örnek alması önerilir. Gerçekten “Kürt-Türk, bölünmeden kucaklaşacaksa” bu Kıbrıslı Bakan’ın “ekonomik boyunduruktan sıyrılma isyanına” benzer bir titreyip kendine dönme adımı atmalıdır.
ABD yardımı bizi kuklalaştırdı.
Az rastlanan bir isyandı. Asil bir başkaldırı, örnek davranıştı. Yavru Vatan Kıbrıs’ın hesap uzmanlığından gelme Maliye Bakanı Ersin Tatar’dan yükselen öfkede herkesin örnek alması gereken dersler vardı.
Hay-huy içinde kaynayıp gitti.
“Türkiye’den al.
Kıbrıslı’ya yedir.
Buna izin vermeyeceğim.
Bu yapıyı kazıyıp atacağım.
Geri adım atmayacağım.
Biz Çingene kabilesi değiliz.
Biz Kıbrıs’ta devletiz.”
Bakan bunları söylüyordu. Önceki hükümet, Türkiye’den bir yılda harcanmak üzere alınan yardımı, 4 ayda yiyip-yedirip çekip gitmişti.
Kıbrıs’ın Maliye Bakanı’nın asil, erdemli, soylu isyanı bu tavraydı. Kıbrıslı Bakan’ın, bu başkaldırısı üzerine Kıbrıs’a yerleşmiş emekli gazeteci bir arkadaşımdan, “bakanı isyana götüren tabloyu daha da netleştirecek” bilgiler ve gözlemler göndermesini rica ettim.
***
Arkadaşım bilgileri dün gönderdi:
Şunları yazıyordu:
“KKTC’nin nüfusu 300 bin.
Vekil sayısı 50.
Her seçimden sonra tüm yönetim (bürokrat) tabakası değiştiriliyor.
Görevden alınan 200 kadar yüksek mevki sahibi, 5 bin TL maaşını alarak müşavir adı altında evde yatıyor. Kamuda çalışan personelin yüzde 20-30’u hiç işe gitmeden maaş alıyor. Burada esnafların büyük bir çoğunluğu fiş kesmiyor.
Vergi ödemiyorlar.
Türkiye’de gazi maaşı 400 TL.
KKTC 2 bin 800 TL.
Türkiye’de 20 yıllık öğretmen, 1.700 TL, burada ise 4 bin 600 TL maaş alıyor.
Mesleki okullardaki teknik öğretim görevlileri hiç derse girmiyor, sınav yapmıyor, onarım yapmıyor. Ama kendilerini öğretmen olarak adlandırıyorlar. Bu teknik öğretim görevlileri (yani teknisyenler) yılda sadece 100 gün okula geliyorlar. Ama 4 bin TL kadar maaş alıyorlar. Her yerde devasa klimalar olduğu halde sıcaklar bahane edilerek resmi kurumlar senenin büyük bir diliminde öğleye kadar çalışıyor. 250 bin nüfuslu adada 211 bin adet taşıt var. Çok yaşlıları ve bebekleri çıkarırsak kişi başına 1-2 tane araba düşüyor. Kamuda çalışanların sendikaları en ufak bir durumu protesto etmek için hemen iş bırakıyorlar. Sürekli olarak eylem ve tatil söz konusu.
***
Çok az sayıda Kıbrıslı hariç İslam dininin hiçbir ilkesini uygulamıyorlar ama kandil günleri resmi tatil yapıyorlar.
Türkiye’de tüp gaz 45 TL.
Burada ise 20 TL.
Türkiye’de 1 litre akaryakıt 3.25 TL dolayında.
Burada ise 1.8 TL.
Sigaralar Türkiye’den yüzde 10-20 daha ucuz. Alkollü içkiler Türkiye’den yüzde 25-50 daha ucuz. 100’lük cep telefonu kontörü TC’de 20 TL, KKTC’de 5 TL.
KKTC yurttaşlarının oturduğu evlerin büyüklüğü 150-350 metrekare. Küçük evlerde sadece öğrenciler, TC’li işçiler oturuyor. Türkiye’den gelen paralarla herkes villa sahibi olmuş durumda. TC’den buraya okumaya gelen 40 bin kadar öğrenci acımasızca soyuluyor. Ev kiraları 750-1000 TL arası. Yurtta barınmanın bedeli ise 400-600 TL arası...”
***
Bakan başarabilir mi?
Yapıyı kazıyabilir mi?
Yanlış kaynamış kemiği kırabilir mi? Kırabilirse harika olur. Tersi de olabilir. Yemeye alışmış model, Bakan’ı da yiyebilir. Ancak, hakkını teslim edelim, Yavru Vatan’daki Bakan’ın yaptığı soylu bir başkaldırıdır. Bu soylu başkaldırıdan Anavatan Türkiye’deki ABD bağımlılarının örnek alması önerilir. Gerçekten “Kürt-Türk, bölünmeden kucaklaşacaksa” bu Kıbrıslı Bakan’ın “ekonomik boyunduruktan sıyrılma isyanına” benzer bir titreyip kendine dönme adımı atmalıdır.
ABD yardımı bizi kuklalaştırdı.
Yorum