‘Ergenekon’da gizli tanığı ben değil savcı deşifre etti’
Ergenekon davası avukatlarından Dizdar sanıklardan Yüksel Dilsiz’in aynı zamanda tanık da olduğunu iddia edince ortalık karıştı
VATAN HABER MERKEZİ
Yüzyılın davası olarak adlandırılan Ergenekon duruşması’nın 6 Ağustos 2009 tarihinde yani geçtiğimiz perşembe günü yapılan duruşmasında ilginç bir olay yaşandı.
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Levent Ersöz’ün avukatı Ali Rıza Dizdar mahkeme başkanı Köksal Şengün’den izin aldı ve Yüksel Dilsiz adlı sanık hakkında konuştu: ” Şu anda sanık sandalyesinde oturan Yüksel Dilsiz aynı zamanda tanık olarak da görünüyor. Yaptığım araştırmaya göre Ahmet Faruk adlı tanığın imzası ile şu anda tutuksuz olarak yargılanan Yüksel Dilsiz’in imzaları aynı. CMYK’nın 191’inci maddesine göre tanıklar duruşma salonunda bulunamazlar. Çıkartılmaları gerekir.
İlaçla ifade verdim
Ali Rıza Dizdar’ın bu açıklamasından sonra sanık Yüksel Dilsiz söz aldı. Ergenekon Davası’nında “Silahlı terör örgütüne üye olma, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek”le suçlanan Dilsiz’in açıklamaları ise daha ilginç oldu: “Ben savcıya ifade vermedim. Emniyette psikolojik baskı altına alındım. Hatta kendime gelmem için ilaç bile verdiler.” Bu açıklamalar ile mahkemede bir sessizlik hakim olurken bu sefer savcı söz aldı. Onun sözleri ise daha çarpıcı oldu: “Avukat Ali Rıza Dizdar, gizli tanığımızı deşifre etmiştir. Kimliğini açıkladığı için hakkında gizli tanığı deşifre ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunuyorum.”
İyi ki şikayet etti
Bu olayın ardından konuştuğumuz Avukat Ali Rıza Dizdar savcının kendisinden şikayetçi olmasından son derece memnun olduğunu söylüyor. Bu yol ile adaleti koruduğunu iddia ediyor: “Ben bir tanığın duruşma salonunda bulunmayacağına dikkat çektim. CMYK’nın 191. maddesinin uygulanması konusunda yetkilileri uyardım. Bunları yaparken de ’gizli tanık’ifadesini kullanmadım. Ben bu kişinin sadece ’sanık’olabileceğini söyledim. Ancak savcı ’gizli tanık’diyerek kendisi bu kişiyi deşifre etti.”
İtirafçı olabilir
Bir davada sanık olan bir kişinin tanık olamayacağını söylüyor Dizdar: “TCK’nın 221. maddesi vardır. Bu madde etkin pişmanlığı düzenler. Eğer bir kişinin suçu varsa, yapılanları samimi olarak itiraf eder ve adaletin yerini bulmasına yardımcı olur. Bu kişiye nasıl bir ceza verileceği ise mahkemenin takdiridir. Bunun adı ise etkin pişmanlıktır. Eğer Dilsiz sanık ise ancak etkin pişmanlıktan faydalanır ve yapılanları itiraf eder. Burada dikkat çeken nokta şudur. Dilsiz, terör örgütüne üyelikten 24 Ekim 2008 tarihinde gözaltına alınıyor. Ayın 28’inde tahliye ediliyor. 31’inde ise ’Ahmet Faruk’kod adıyla gizli tanık olarak ifade veriyor. Aynı zamanda şu anki davanın iddinamesinde ise sanık olarak yargılanıyor. Eğer bu kişi sanıksa etkin pişmanlıktan faydalanabilir, itirafçı olur. Gizli tanık olamaz.”
Dizdar, tanıklığın çok farklı olduğuna dikkat çekiyor: “Tanık tarafsızdır. Tanık sanık değildir. Dava sırasında şüphelilerin ifadesi dinlendikten sonra tanıkların ifadeleri alınır. Bunlar yapılırken de tanıklar şüphelilerin ifadelerini dinlemezler. Duruşmada ben gizli tanığı deşifre etmedim. Sadece tanığın salondan çıkarılması konusunda yetkilileri uyardım. Ben sadece adaleti korudum.”
İMZA DİKKATİMİ ÇEKTİ
ALİ Rıza Dizdar, Yüksel Dilsiz’in tanık olduğunu nasıl saptadğını ise şöyle anlattı: “Dava kapsamında 240 klasörü tek tek inceledim. 183. klasörde Yüksel Dilsiz’in ifadelerini okudum. Bursa 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 24 Ekim 2008’de ifadesi alınmış. Müvekkilim Levent Ersöz hakkında iddiaları dikkatimi çekti. Daha sonra ise iddinameyi okumaya başladım. Burada ise ’Gizli Tanık Ahmet Faruk’un ifadeleri dikkatimi çekti. İfadesinin başında ise ’Ben Ergenekon Terör Örgütü hakkında daha önce Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na şüpheli sıfatı ile ifade vermiştim’yazıyordu. Bunu okuyunca hemen aklıma Yüksel Dilsiz’in ifadesi geldi. Çünkü o da Bursa’da ifade vermişti. Ayrıca iki ifadede de benzer bilgiler yer alıyordu. Bunun üzerine iki ifadenin altındaki imzalara bakınca şüphelendim.” İmzaların benzer çıkması üzerine araştırmayı derinleştiren Dizdar Adil Tıp’taki grafoloji uzmanlarından yardım almış: Onlar da imzaları inceledi. Birden fazla grafoloji uzmanı inceleme yaptı. Sonunda hepsi bana imzaların aynı olduğunu söyledi. Hatta bu konuda rapor da aldım ama raporu kullanmama gerek kalmadan durum netleşti. Şimdi gizli tanık ifadelerini daha dikkatli inceliyorum.”
Güler Zere eylemcilerine polis ablukası
İleri derecede kanser hastası olmasına rağmen tahliye edilmeyen hükümlü Güler Zere’nin serbest bırakılması için eylemler sürüyor. Dün Adana’da 50 kişi, basın açıklaması yapmak için Adana Adli Tıp Kurumu’na yürümek istedi. Polis müdürleri yürümek isteyen grubu kaldırımdan ve çevredekileri rahatsız etmeden yürümeleri konusunda uyardı. Yürüyüş başladıktan yaklaşık 100 metre sonra yeniden ikaz edilen grup uyarıları dikkate almayınca çevik kuvvet polisleri tarafından ablukaya alındı. Grup Adli Tıp Kurumu önündeki geniş güvenlik önlemleri arasında basın açıklaması yaptı. Bu arada Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Zere’nin durumunu bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı.
Ergenekon davası avukatlarından Dizdar sanıklardan Yüksel Dilsiz’in aynı zamanda tanık da olduğunu iddia edince ortalık karıştı
VATAN HABER MERKEZİ
Yüzyılın davası olarak adlandırılan Ergenekon duruşması’nın 6 Ağustos 2009 tarihinde yani geçtiğimiz perşembe günü yapılan duruşmasında ilginç bir olay yaşandı.
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Levent Ersöz’ün avukatı Ali Rıza Dizdar mahkeme başkanı Köksal Şengün’den izin aldı ve Yüksel Dilsiz adlı sanık hakkında konuştu: ” Şu anda sanık sandalyesinde oturan Yüksel Dilsiz aynı zamanda tanık olarak da görünüyor. Yaptığım araştırmaya göre Ahmet Faruk adlı tanığın imzası ile şu anda tutuksuz olarak yargılanan Yüksel Dilsiz’in imzaları aynı. CMYK’nın 191’inci maddesine göre tanıklar duruşma salonunda bulunamazlar. Çıkartılmaları gerekir.
İlaçla ifade verdim
Ali Rıza Dizdar’ın bu açıklamasından sonra sanık Yüksel Dilsiz söz aldı. Ergenekon Davası’nında “Silahlı terör örgütüne üye olma, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek”le suçlanan Dilsiz’in açıklamaları ise daha ilginç oldu: “Ben savcıya ifade vermedim. Emniyette psikolojik baskı altına alındım. Hatta kendime gelmem için ilaç bile verdiler.” Bu açıklamalar ile mahkemede bir sessizlik hakim olurken bu sefer savcı söz aldı. Onun sözleri ise daha çarpıcı oldu: “Avukat Ali Rıza Dizdar, gizli tanığımızı deşifre etmiştir. Kimliğini açıkladığı için hakkında gizli tanığı deşifre ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunuyorum.”
İyi ki şikayet etti
Bu olayın ardından konuştuğumuz Avukat Ali Rıza Dizdar savcının kendisinden şikayetçi olmasından son derece memnun olduğunu söylüyor. Bu yol ile adaleti koruduğunu iddia ediyor: “Ben bir tanığın duruşma salonunda bulunmayacağına dikkat çektim. CMYK’nın 191. maddesinin uygulanması konusunda yetkilileri uyardım. Bunları yaparken de ’gizli tanık’ifadesini kullanmadım. Ben bu kişinin sadece ’sanık’olabileceğini söyledim. Ancak savcı ’gizli tanık’diyerek kendisi bu kişiyi deşifre etti.”
İtirafçı olabilir
Bir davada sanık olan bir kişinin tanık olamayacağını söylüyor Dizdar: “TCK’nın 221. maddesi vardır. Bu madde etkin pişmanlığı düzenler. Eğer bir kişinin suçu varsa, yapılanları samimi olarak itiraf eder ve adaletin yerini bulmasına yardımcı olur. Bu kişiye nasıl bir ceza verileceği ise mahkemenin takdiridir. Bunun adı ise etkin pişmanlıktır. Eğer Dilsiz sanık ise ancak etkin pişmanlıktan faydalanır ve yapılanları itiraf eder. Burada dikkat çeken nokta şudur. Dilsiz, terör örgütüne üyelikten 24 Ekim 2008 tarihinde gözaltına alınıyor. Ayın 28’inde tahliye ediliyor. 31’inde ise ’Ahmet Faruk’kod adıyla gizli tanık olarak ifade veriyor. Aynı zamanda şu anki davanın iddinamesinde ise sanık olarak yargılanıyor. Eğer bu kişi sanıksa etkin pişmanlıktan faydalanabilir, itirafçı olur. Gizli tanık olamaz.”
Dizdar, tanıklığın çok farklı olduğuna dikkat çekiyor: “Tanık tarafsızdır. Tanık sanık değildir. Dava sırasında şüphelilerin ifadesi dinlendikten sonra tanıkların ifadeleri alınır. Bunlar yapılırken de tanıklar şüphelilerin ifadelerini dinlemezler. Duruşmada ben gizli tanığı deşifre etmedim. Sadece tanığın salondan çıkarılması konusunda yetkilileri uyardım. Ben sadece adaleti korudum.”
İMZA DİKKATİMİ ÇEKTİ
ALİ Rıza Dizdar, Yüksel Dilsiz’in tanık olduğunu nasıl saptadğını ise şöyle anlattı: “Dava kapsamında 240 klasörü tek tek inceledim. 183. klasörde Yüksel Dilsiz’in ifadelerini okudum. Bursa 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 24 Ekim 2008’de ifadesi alınmış. Müvekkilim Levent Ersöz hakkında iddiaları dikkatimi çekti. Daha sonra ise iddinameyi okumaya başladım. Burada ise ’Gizli Tanık Ahmet Faruk’un ifadeleri dikkatimi çekti. İfadesinin başında ise ’Ben Ergenekon Terör Örgütü hakkında daha önce Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na şüpheli sıfatı ile ifade vermiştim’yazıyordu. Bunu okuyunca hemen aklıma Yüksel Dilsiz’in ifadesi geldi. Çünkü o da Bursa’da ifade vermişti. Ayrıca iki ifadede de benzer bilgiler yer alıyordu. Bunun üzerine iki ifadenin altındaki imzalara bakınca şüphelendim.” İmzaların benzer çıkması üzerine araştırmayı derinleştiren Dizdar Adil Tıp’taki grafoloji uzmanlarından yardım almış: Onlar da imzaları inceledi. Birden fazla grafoloji uzmanı inceleme yaptı. Sonunda hepsi bana imzaların aynı olduğunu söyledi. Hatta bu konuda rapor da aldım ama raporu kullanmama gerek kalmadan durum netleşti. Şimdi gizli tanık ifadelerini daha dikkatli inceliyorum.”
Güler Zere eylemcilerine polis ablukası
İleri derecede kanser hastası olmasına rağmen tahliye edilmeyen hükümlü Güler Zere’nin serbest bırakılması için eylemler sürüyor. Dün Adana’da 50 kişi, basın açıklaması yapmak için Adana Adli Tıp Kurumu’na yürümek istedi. Polis müdürleri yürümek isteyen grubu kaldırımdan ve çevredekileri rahatsız etmeden yürümeleri konusunda uyardı. Yürüyüş başladıktan yaklaşık 100 metre sonra yeniden ikaz edilen grup uyarıları dikkate almayınca çevik kuvvet polisleri tarafından ablukaya alındı. Grup Adli Tıp Kurumu önündeki geniş güvenlik önlemleri arasında basın açıklaması yaptı. Bu arada Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Zere’nin durumunu bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı.
Yorum