İlk hata: Eruh

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    İlk hata: Eruh

    Büyük bir facianın kıyısından döndük. Abdullah Öcalan'ın 'yol haritası', beklendiği gibi bugün açıklansaydı, 'Kürt açılımı' diye büyük umut bağladığımız tarihi insiyatif, sakat doğacaktı. Düşünün... Öcalan'ın planı bugün planlandığı gibi Eruh'ta açıklansaydı, DTP'liler davul zurna ve havai fişekli kutlamalarla halay çekecek, şehit anaları ve Türkiye'nin kalanı ise 'Fesuphanallah' diyerek sinir ve umutsuzluk içinde televizyon kumandasına uzanıp Kürt açılımında 'Stop' tuşuna basacaktı.
    Yanlış anlaşılmasın. Bu satırların yazarı ilk günden itibaren hükümetin Kürt açılımını destekliyor; hatta toplumsal güven ortamı pekiştikçe, bu insiyatifin PKK'nın dağdan inmesine imkan verecek bir af paketiyle de genişletilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu anlamda Öcalan'ın devlet açısından resmi 'muhatap' değil, ancak çok önemli bir faktör olduğunu da teslim ediyorum.
    Ancak DTP'nin, PKK'nın gazıyla giriştiği '15 Ağustos' çılgınlığı, tam da bu süreci baltalamak için ideal bir sakarlık örneği.
    PKK'lılar 15 Ağustos ve Eruh baskınını bir 'milat' olarak kabul ediyor, Öcalan'ın açıklamasını bu tarihe denk getirerek çözüme katkıda bulunacaklarını sanıyorlar. Dün Kuzey Irak'taki PKK yönetimi, ancak PKK'ya has antika bir Marksist jargonla 15 Ağustos'u 'köleliğe, sömürgeciliğe, yerli işbirlikçiliğe, ihanete, ruhsal, düşünsel maddi-manevi olarak her türlü işgale karşı Kürt halkının umudu olan gerillalaşmanın zafer kazanmasıdır' diye tanımladı.
    Pardon? Siz Türkiye gerçeğinden bu kadar kopuk musunuz gerçekten? Er Süleyman Aydın ve Astsubay Memiş Arıbaş yaşamını yitirdiği 1984 Eruh baskını, PKK'nın ilk kanlı eylemi değil ama orduya yönelik ilk eylemiydi. Bu ve ardından gelen sayısız köy baskını, sivil ve devlet memurlarına yönelik saldırılar, bombalı eylemler ve son yıllarda şehir merkezlerindeki bombalı terör saldırıları, Türkiye'yi derinden yaraladı. Masum insanlar öldü; kan aktı, analar durmadan ağladı. Şehit cenazeleri birbiri ardına gelirken toplumda derin travmalar yaşandı. Türkiye şimdi bu yarayı iyileştirmeye çalışırken, siz barış için neden Türklerin acıyla andığı 15 Ağustos Öldürme Bayramı'nı mı seçiyorsunuz? Bu mudur empati?
    İşin mantığını anlamak mümkün değil. Olay şuna benziyor: Türkiye Ermeni halkıyla arayı düzeltmek istiyor ve bunın için Ermenistan'dan bir grup milletvekilini Van'a '1915 düşmanın yurttan temizlenmesi anma kutlamalarına' çağırıyor.
    15 Ağustos'u bu kadar kutsallaştırmak, empati değil körlük. PKK ve DTP çevrelerinde Kürtlerin yaşadığı acılarının, 'acılar hiyerarşisinde' her şeyin ve herkesin üstünde olduğu yanılgısı hakim. Kuşkusuz Kürtler çok baskı gördüler. Ama bu topraklarda çok insan acı çekti; Türk halkı da bu süreçte çok ağladı. Acılar hiyerarşisinde 'en mazlum benim!' diye bir yarışa girerek bir yere varamayız. Bu sağlıksız bir başlangıç.
    Hadi diyelim PKK Türkiye'den kopuk, dağlarda izolasyonun getirdiği düşünsel bir zaman tüneli içinde. Peki DTP neden buna alet oluyor? Eruh'ta bu yıl düzenlenen 'Çırav Doğu Sanat Festivali' ve açılış gecesinde atılan havayi fişekleri, İzmir'de, Muğla'da, Trabzon'da yaşayanlara nasıl bir dostluk mesajı yolluyor? Meclis'te Beşir Atalay'la oturup görüşen makul DTP ile Cizre'de Öldürme Bayramı organize eden DTP aynı parti mi?
    Ahmet Türk'ü, Cizre'deki kutlamalara katılmayarak Türkiye'nin hassasiyetine saygı gösterdiği için kutluyorum. Sanırım Öcalan da devletin ve kamuoyunun hassasiyetini anladı, Ankara'dan gelen mesajı doğru yorumladı ki yol haritasını dün açıklamadı.
    Öcalan ve Ahmet Türk'ün tavrı tesadüf değil. 15 Ağustos'u kutsallaştırmanın yanlış olduğunu biliyorlar. Amaç bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek...
    Türkiye’nin usta köşe yazarları Akşam’da okuyucularıyla buluşuyor. En çok okunan ve güncel köşe yazıları için Akşam Yazarları sayfamızı takip edin.
İşlem Yapılıyor