Ne iş yaparsan yap ama bildiğin işi yap

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    Ne iş yaparsan yap ama bildiğin işi yap

    Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın meşhur 'fındık stratejisi'ni basından izliyoruz. Önce 176 bin hektarlık alandan fındığın söküleceği, fındığı sökenlere de 'söküm parası' ödeneceği açıklandı. Sonra, 60-80 bin hektarlık alana yeniden ruhsat verilebileceği belirtildi.Geçtiğimiz hafta ise fındığı sökerek karanfil ekenlerin 101 kat daha fazla kazanacağı açıklandı. Karanfil olmazsa lale öneriliyor. Ne lalesi olduğu (lalenin türü) belirtilmemekle beraber bunun gelir getirecek bir lale türü olduğu anlaşılıyor.
    BAZI SORULAR
    Daha çok kazanmak kulağa oldukça hoş geliyor. Yine de şeytan dürtüyor insanı. Bu alternatif ürünler kime, hangi koşullarda satılacak? Malum, çiçekçilik Yalova ve Antalya'da yoğunlaşmış durumda. Pazarlama ve dağıtım nasıl olacak? Bunların hesabı yapıldı mı?
    Halk arasında yaygın bir deyiş var, bilirsiniz: 'Ne iş yaparsan yap ama bildiğin işi yap.' Karadenizli çiçekçiliği biliyor mu? Nasıl öğrenecek? Nasıl ve kime hangi fiyattan, kaç yıl süreyle satacak?
    Konuyla ilgili uzmanlar ve üreticiler, fındık konusuna sadece matematik olarak bakılmaması gerektiğini söylüyor. Birçok alanda fındık ekilmesi arazi yapısından kaynaklanıyor. Bunların sökülmesinin bölgenin ekolojik yapısı üzerindeki etkileri düşünüldü mü? Olayın bir de erozyon boyutu var.
    TERSİNE Mİ GİDİYORUZ?
    Başka bir konu da, iklim koşulları uygun bazı komşularımızın Türkiye'nin fındık tekelini kırmak için fındık üretimini teşvik etmesi. Bu durumda iki olasılık var: Ya onların yaptığı yanlış ya da bizimki...
    Fındığa olan yaklaşım ilgili çevrelerce eleştiriye tabi tutuldu. Belli ki konu yeterince tartışılmamış. Önce sökelim sonra yeni ruhsat verilebilir yönündeki açıklamalar ve ardından karanfil ekin, olmadı lale ekin...
    Eleştiri geldikçe değişen strateji olur mu? Fındık, Türkiye ile özdeş bir ürün. Böylesi bir ürünle ilgili politika belirlenirken konunun enine boyuna değerlendirilmesi gerekir.
    YOÐURT TEBLİÐİ
    Fındıkta olduğu gibi bizimle özdeş olan yoğurt konusundaki meşhur tebliği biliyorsunuz. Konuyla ilgili görüşlerimizi 3 Ağustos 2009 tarihli AKŞAM'da 'Yoğurdumuzun İdam Fermanı' başlığıyla yazdık. Konuyla ilgili olarak üreticilerden destek ve teşekkür iletileri aldık.
    Bir tek, durup dururken 'yoğurdun standardının neden değiştiği' sorusuna yanıt bulamadık. Halk arasındaki meşhur sözü uyarlayarak tekrar soralım: 'Bayram değil, seyran değil yoğurdun standardı neden değişti?' Eğer bu değişimin mantıklı bir nedeni varsa yetkililerin açıklamasını bekliyoruz. Yanlış yapılmışsa, hatadan dönmenin 'erdem' olduğunu anımsatıyoruz.
    YANLIŞ HESAP
    Gerek fındık gerekse yoğurt konusundaki kararların aceleye getirildiği ve masa başında alındığını düşünüyoruz. Ülkemizle özdeş olan bu ürünlerle ilgili kararların geniş katılımlı görüşmelerle ve zamana yayılarak alınması gerektiğini düşünüyoruz. Yoksa, fıkradaki gibi bir durumla karşılaşabiliriz.
    Arabasıyla Karadeniz'de doğa gezintisi yapan bir kişinin yolu bulanık bir dere tarafından kesilmiştir. Adam suyun derinliğini kestirmek için etrafına bakarken Temel'i görür. 'Su derin mi, arabayla geçilir mi?' diye sorar. Temel, 'derin değildur, geçebilursun' diye yanıtlar. Adam teşekkür eder ve gaza basar. Derenin ortasına geldiğinde araba sulara gömülür, adam canını zor kurtarır. Kendine geldikten sonra hiddetle Temel'e söylenir: 'Manyak mısın be adam, hani derin değildi? Az kalsın boğuluyordum.' Temel büyük bir şaşkınlıkla yanıtlar: 'Valla ben de bi şey anlamadum. Az önce karşıya bi ördek geçti. Su ancak beline gadar celeydu.'
    GÜNÜN SÖZÜ
    'Hayat merdivenlerini çıkarken insanlara iyi davranın; inerken yine aynı insanlara rastlayacaksınız.'
    Cenap Şahabettin

    Türkiye’nin usta köşe yazarları Akşam’da okuyucularıyla buluşuyor. En çok okunan ve güncel köşe yazıları için Akşam Yazarları sayfamızı takip edin.
İşlem Yapılıyor