Okay Gönensin Yazara ulaşmak için : ogonensin@gazetevatan.com Devletin koca kulakları
Tahmin edilenin doğru olduğu ortaya çıktı. Cep telefonu kayıtları beş yıl boyunca saklanıyor ve devletin herhangi bir birimi istediği zaman devlet kurumlarına veriliyor.
Bu kayıtlar her şeyi kapsıyor. Bütün konuşmalar, alınan-gönderilen mesajlar, hangi tarihte, hangi saatte telefonun sahibinin nerede olduğu biliniyor.
Özel hayatın gizliliği diye bir durum kalmamıştır. Herhangi bir devlet kurumu da bu kayıtları kolaylıkla elde etmektedir, ayrıca herhangi bir mahkemeden karar alınmak yoluyla da bu kayıtlara ulaşılabilmektedir.
***
Birçok ülkede, bu teknolojik imkânın kullanılması çok sıkı kurallara bağlı, ama bizde öyle değil ve güvenlikle ilgili değişik devlet kuruluşları bu kayıtlara istedikleri gibi ulaşıyor.
Terörle mücadele veya suçun önlenmesi gibi, kulağa mantıklı gelen gerekçelerin aşırı geniş yorumlarla kullanıldığı da anlaşılıyor. Bir de “teknik takip” diye bir deyim uydurularak, izlemeler kitabına uydurulmuş oluyor.
Ergenekon davası dolayısıyla da devletin içindekilerin bile birbirini dinlediği, izlediği ortaya çıktı.
Bu durumlardan mağdur olduğunu düşünenler tabii ki yargıya başvurup hakkını arayabilir. Ama yine Ergenekon soruşturmaları kapsamında öğrendik ki, astlarının kendisini dinlediğini fark eden Genelkurmay Başkanı bile bu konuda hukuki bir süreç başlatmamış, şikâyetçi olmamıştır.
Genelkurmay Başkanı bile yargı yoluyla bir sonuç almaya kalkmadığına göre herhangi bir sade vatandaşın bir sonuç almasını kimse bekleyemez.
***
Bunlar biliniyor ve Meclis’te kendisini “demokrat” olarak niteleyen, hatta “solcu” olarak, “sosyal demokrat” olarak niteleyen onlarca, yüzlerce milletvekili bulunuyor ve biri bile bu dehşet verici durumun giderilmesi için parmağını oynatmıyor.
“Demokratik açılım”ı sadece Kürt sorunu olarak görenler alabildiğine kavga ediyor, ama yine bu açılımın “herkes için demokrasi” olması yolunda tartışan bir siyasi parti ya da siyasi kişi de görünmüyor.
Demokraside insanlar istedikleri dilde konuşabilirler, ama kimsenin konuşmasını hiç kimse ***fi olarak dinleyemez, yargı kararı olmadan kimse kimseyi izleyemez.
İktidarda olanlar şunu da unutmasınlar: Bugün iktidarda olan yarın iktidardan düşünce bu kez onların gizli dinleme kayıtları ortaya dökülüverir.
Bunu düşünsünler ve gizli dinlemeyi, izlemeyi çok kesin ve hukuki kurallara bağlamak için hemen hareket etsinler.
Tahmin edilenin doğru olduğu ortaya çıktı. Cep telefonu kayıtları beş yıl boyunca saklanıyor ve devletin herhangi bir birimi istediği zaman devlet kurumlarına veriliyor.
Bu kayıtlar her şeyi kapsıyor. Bütün konuşmalar, alınan-gönderilen mesajlar, hangi tarihte, hangi saatte telefonun sahibinin nerede olduğu biliniyor.
Özel hayatın gizliliği diye bir durum kalmamıştır. Herhangi bir devlet kurumu da bu kayıtları kolaylıkla elde etmektedir, ayrıca herhangi bir mahkemeden karar alınmak yoluyla da bu kayıtlara ulaşılabilmektedir.
***
Birçok ülkede, bu teknolojik imkânın kullanılması çok sıkı kurallara bağlı, ama bizde öyle değil ve güvenlikle ilgili değişik devlet kuruluşları bu kayıtlara istedikleri gibi ulaşıyor.
Terörle mücadele veya suçun önlenmesi gibi, kulağa mantıklı gelen gerekçelerin aşırı geniş yorumlarla kullanıldığı da anlaşılıyor. Bir de “teknik takip” diye bir deyim uydurularak, izlemeler kitabına uydurulmuş oluyor.
Ergenekon davası dolayısıyla da devletin içindekilerin bile birbirini dinlediği, izlediği ortaya çıktı.
Bu durumlardan mağdur olduğunu düşünenler tabii ki yargıya başvurup hakkını arayabilir. Ama yine Ergenekon soruşturmaları kapsamında öğrendik ki, astlarının kendisini dinlediğini fark eden Genelkurmay Başkanı bile bu konuda hukuki bir süreç başlatmamış, şikâyetçi olmamıştır.
Genelkurmay Başkanı bile yargı yoluyla bir sonuç almaya kalkmadığına göre herhangi bir sade vatandaşın bir sonuç almasını kimse bekleyemez.
***
Bunlar biliniyor ve Meclis’te kendisini “demokrat” olarak niteleyen, hatta “solcu” olarak, “sosyal demokrat” olarak niteleyen onlarca, yüzlerce milletvekili bulunuyor ve biri bile bu dehşet verici durumun giderilmesi için parmağını oynatmıyor.
“Demokratik açılım”ı sadece Kürt sorunu olarak görenler alabildiğine kavga ediyor, ama yine bu açılımın “herkes için demokrasi” olması yolunda tartışan bir siyasi parti ya da siyasi kişi de görünmüyor.
Demokraside insanlar istedikleri dilde konuşabilirler, ama kimsenin konuşmasını hiç kimse ***fi olarak dinleyemez, yargı kararı olmadan kimse kimseyi izleyemez.
İktidarda olanlar şunu da unutmasınlar: Bugün iktidarda olan yarın iktidardan düşünce bu kez onların gizli dinleme kayıtları ortaya dökülüverir.
Bunu düşünsünler ve gizli dinlemeyi, izlemeyi çok kesin ve hukuki kurallara bağlamak için hemen hareket etsinler.
Yorum