anadilimiz eriyor

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • hikmet24
    Member
    • 28-11-2005
    • 1724

    anadilimiz eriyor






















    Yabancı dillerin, özellikle İngilizcenin dilimiz üzerindeki etkisi son yıllarda gittikçe yıkıcı bir hâl alıyor. Yabancı kelimelerin sık kullanılması dışında yabancı dildeki eklerin Türkçe kelimelere eklenerek yeni kelimeler türetilmesi gibi acayiplikler de dikkati çekiyor.



    Öyle ki, artık yiyecek isimleri, işyerleri unvanları ve meslek dalları bile bu tuhaf karışımlı kelimelerle ifade edilir oldu. Bir tür karmaşa demek olan bu durumun bazı örnekleri şöyle:



    Otel adları: Otium Otel, Sun Zeynep, Ozy Clup Koraltan Hotel, Sultan Pataros Hotel, Kiriş Alinda Beach, Royal Resort, Bodrum Deluxe, Grand Cevahir Hotel, Çardak’s Holiday Villa.



    Sinema adları: Cinecity Alkent, İstinye Cinemall, Cinepol, Arıplex, Capitol, Spectrum.



    Hastane adları: Muğla Yücelen Hospital, TEM Hospital, Dentistanbul, Acıbadem Hospital, Medical Park.



    Alış veriş merkezleri: Metrocity, Tepe Nautilus, Atrium, Capitol, Galeria, Carrefour.



    Konut alanında: Mashattan, Yesh Hill, Pelican Hill, Elisium Residence, Inn City, Arkeon Evleri, Greenium Konakları, Rose Park Evleri, Elit Park, Hill Side, Ağaoğlu My World, Selvice Evler, Olympiakent, Şelâle Premium Residence, Alice Village.



    Giyim eşyası alanında: Club Monako, Oysho, Damat and Tween, Mavi Jeans, Uptown, Fenerium, GS Store, Dryman Kuru Temizleme, Dry Cleaning, Expres Terzi, Network, Vepa Sport, Aslı Natural Collection.



    Cep telefonu: Cep to cep, Bizbize cell, Mobil Portföy, Ringa, Web Mesaj Cell.



    Eğlence alanı ve lokanta adları: Vişne yerine Whisne, Taksim yerine Taxim, Balkon yerine Balcon, Rumeli yerine Roumelie, Matrak yerine MatRock, Durak yerine DoRock, Paşa yerine Pasha, Efendi yerine Efendy, Eksen yerine Exen, Berduş yerine Berdush, Eylül’s, Hammam, Cahide’s, Paper Moon, The Hacının Yeri, Casaba, Chamdan, Dog-Shop, Dönerchi, Kebabi, The Marmara, Dönerland’s, Emmim Cihcken and Kitchen, Cafe Salad Pideskender, My Fish, Cafe Oley.



    Eskişehir Milletvekili Fahri Keskin, Türkçenin yozlaştırılmasını, yabancı isimlerin yaygınlaşmasını önlemek amacıyla hazırladığı yasa teklifini, TBMM’ne sunuyor.



    “Ticarette de Türkçe” sloganıyla bir kampanya başlatan Türkçemizi Canlandırma Derneği’nin başkanı Deniz Yiğit, bu konuda şunları söyledi:



    “Türkçe, kök ve eklerin pırıl pırıl saydamlığı, her yerde özdeş kalan kökün sözcüğün başında bir bakışta kendini göstermesi, bu köke art arda bitişebilen eklerle en sınırsız sayıda sözcük türetilebilmesi gibi özellikleriyle olağanüstü gelişme gücü bulunan bir dil. İçine düştüğü bu durumu gerçekten hak etmiyor. Türkçenin bu durumdan kurtulması gerekli. Fransa’da da böyle bir yozlaşma vardı. Ama onlar buna yasayla önlem aldı.”



    Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın da, Türkçenin yanlış ve bozuk kullanılması karşısında birtakım yasal düzenlemelere gidilmesini şart görüyor. Ancak, bunların yasaklayıcı ve cezalandırıcı nitelik taşımamasını tercih ediyor. Akalın “Dil olmazsa ne insan, ne millet, ne de uygarlık olabilir” diyor.


    Türkçeye Nasıl Fransız Kaldık?



    Benin, Burkina Faso, Kamerun, Merkezi Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo Cumhuriyeti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Cibuti, Gabon, Guinea, Fildişi Sahili, Madagaskar, Mali, Moritanya, Nijerya, Ruanda, Senegal, Tago, Tunus ve Fas.



    Sıraladığımız ülkelerin en belirgin ortak özelliği sorulmuş olsaydı, belki çoğumuzun aklına gelen ilk cevap “Bu ülkeler Afrika’da yer alıyor” olurdu. Evet doğru. Ama bir ortak özellikleri daha var ki, Afrika’da yer almak kadar belirgin ve ayırt edici: Frankofon ülkeler ailesine mensup olmaları.



    Frankofon kelimesin aslı “La Francophonie.” Anlamı kısaca “Fransızca konuşan” demek. Uluslararası camiada “Frankofon Ülkeler” denilince, tıpkı yukarıdaki zikrettiğimiz ülkelerde olduğu gibi, 18 ülkede Fransızca resmî dil olarak kullanılıyor. Ayrıca 57 ülkede Fransızca ya ikinci dil, ya da yaygın olarak kullanılmakta.



    Afrika’daki Fransızca konuşulan toplam yerleşim alanı ABD’den daha büyük. Bu ülkelerdeki toplam nüfus ise 254 milyon. Bu rakam ise çeyrek milyar insanın doğrudan veya dolaylı olarak Fransızcayı ortak iletişim aracı olarak kullandıkları anlamına geliyor. Kısaca bu kadar geniş bir alanın ve sayılmayacak kadar çok farklılıkların bulunduğu bir bölgenin ortak paydasını oluşturuyor Fransızca.



    Kısaca “Frankofon” olma özelliği saydığımız bu ülkelerde yaşayan insanlar kendi öz dillerine “Fransız” kalmış durumdalar.


    Peki ya biz?



    Little Big, Big Star, Marko Delli, Conan Jeans, Lee, Weber Jeans ve Galila Restaurant, LC Waikiki, Rodi, Big Free, Tifanny, Cotton Shop, Benson Jeans, McDonald’s, Burger King, Pizza Hut, Domino’s Pizza, Carousel, Galleria, Capitol, Atrium, Carrefour, Groseri Market, Coiffeur Angle gibi telaffuzda bile zorlandığımız belki binlerce isim…



    Rainbow Kasabı, Kadir Has Center, Dürüm Land, Cafe Beyzade, Galaxy Alışveriş Merkezi, Ev Shop, Yeşil Plaza, Vatan Computer gibi yarı Türkçe isimler…



    CoonDra (Kundura), Mardini (Mardin), Velini (Veli), Efendy (Efendi), Eskidji (Eskici), Laila (Leyla), Kiosk (Köşk), Ramsey (Remzi) gibi Türkçeden bozma yabancı isimler…



    Sokaklarda, caddelerde gördüklerimiz, günlük konuşmalarımız, gazetemiz, dergimiz, yiyip–içtiğimiz pek çok şey yabancı. Ama bir gerçek var ki, biz artık o yabancı şeylere artık hiç de yabancı değiliz.


    Yabancılaşma, artık hiç yadırganmaz durumda. Belki de kaçınılmaz veya sıradan görülüyor. Yabancılaşmanın veya gönüllü işgal altına girmenin temelinde yatan gerekçe veya gerekçeler hakkında epey madde sıralayabiliriz. Bizdeki yabancı hayranlığından, hayatın hemen her aşamasında yağmur misali karşımıza çıkmasına kadar yüzlerce sebep bulabiliriz.


    Bu sebeplerin en önde gelenlerinden birisi, toplum olarak, bir şekildeki kullanımlarda çok istekli oluşumuz olsa gerek. Duyduğumuz yabancı bir kelimeyi kullanırken ilk birkaç denemede hafiften bir yabancılık çeksek de, çok geçmeden o kelimelerin Türkçe karşılıklarını unutuyoruz. Derken dildeki bu dönüşüm tabelalara da yansıyor. Tabelalar yabancılaştıkça, insanlarda daha fazla yabancı hayranlığı oluşuyor. Yabancı hayranlığı daha fazla yabancı kelime kullanmayı doğuruyor. Ve bir kısır döngü devam edip gidiyor.


    alıntıdır saygılar
  • M.A.S
    Member
    • 22-10-2006
    • 806

    #2
    Konu: anadilimiz eriyor

    Dil ,kültürün aynasıdır.Bakalım ileride kültür de kalacak mı merak ediyorum.Kültürün yok olması iç çatışmayı beraberinde getirir yani ;


    -Dil ve kültür geçmiş ile gelecek arasında bir köprü vazifesi görür.
    -Bir toplumun oluşmasında ve ayakta kalmasında ortak dil ve kültürün önemli bir payı vardır.
    -Kültür ve dil bir toplumun yaşayış biçiminden önemli izler taşır.
    -Kültür ve dil bir milletin en önemli ortak özelliklerindendir.


    Not:Muğla'da Yücelen Hospital yoktur.Adı geçen kuruluş "Hastane" adını kullanmaktadır.Örnek vermek istemişler ama o kadar "Hospital" adını kullanan hastane arasından "Hastane" adını kullananı seçmişler.

    Yorum

    • emin_070
      Senior Member
      • 03-07-2006
      • 3337

      #3
      Konu: anadilimiz eriyor

      paylaşım için TŞK

      benim fikrim bu Türkçe'nin yozlaştırılması misyonerlik faaliyetinin bir dalı diyorum.

      Yorum

      • hikmet24
        Member
        • 28-11-2005
        • 1724

        #4
        Konu: anadilimiz eriyor

        Originally posted by M.A.S
        Dil ,kültürün aynasıdır.Bakalım ileride kültür de kalacak mı merak ediyorum.Kültürün yok olması iç çatışmayı beraberinde getirir yani ;


        -Dil ve kültür geçmiş ile gelecek arasında bir köprü vazifesi görür.
        -Bir toplumun oluşmasında ve ayakta kalmasında ortak dil ve kültürün önemli bir payı vardır.
        -Kültür ve dil bir toplumun yaşayış biçiminden önemli izler taşır.
        -Kültür ve dil bir milletin en önemli ortak özelliklerindendir.


        Not:Muğla'da Yücelen Hospital yoktur.Adı geçen kuruluş "Hastane" adını kullanmaktadır.Örnek vermek istemişler ama o kadar "Hospital" adını kullanan hastane arasından "Hastane" adını kullananı seçmişler.
        ilginize teşekkürler üstadım
        saygılar

        Yorum

        • eren511
          Member
          • 29-07-2006
          • 2805

          #5
          Konu: anadilimiz eriyor

          git gide dilimize yabancılaşıyoruz özellikle bunda görsel medya ve internetin payı çok büyük...

          Yorum

          • malcolm
            Member
            • 17-02-2008
            • 1019

            #6
            Konu: anadilimiz eriyor

            Dilin yozlaşması, bence farklı etkenleri de bir kenara koyarsak bence en çok "tembellikle" ilgili bir durum. En basitinden bilgisayar ortamlarına bakın, yazılımlardaki dil (free, full, enter, o***, restart, reset vs) hangimizi günlük hayatta bu kelimelerin Türkçe karşılığını kullanıyor? Bu yazılımların üreticileri hangi uyruktan genel olarak? Örnekler çoğaltılabilir. Yani bilişim teknolojisinde ve teknolojide aşırı ihracata bağımlı her millet, bu bağımlılıktan kurtulmadıkça dili de tehlikededir, kültürü de tehlikededir; hem de hiçbir "komplo teorisi"ne gerek kalmadan.
            Son düzenleme malcolm; 09-09-2009, 04:37.

            Yorum

            • sak55
              Banned
              • 30-05-2008
              • 2059

              #7
              Konu: anadilimiz eriyor

              elinne sağlık güzel bir paylaşım

              Yorum

              • zigana
                Senior Member

                • 26-01-2004
                • 3796

                #8
                Konu: anadilimiz eriyor

                Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum
                Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
                Bir ferman yayınlamıştı:
                "Bu günden sonra, divanda, dergâhta, Bargahta, mecliste, meydanda
                Türkçe'den başka dil konuşulmaya" diye
                Hatırlayanınız var mı?

                Dolanın yurdun dört bir yanını,
                Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri, Fermana uyanınız var mı?
                Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim,
                Dolandığımız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
                Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

                Tanıtımın "demo", sunucunun "spiker",
                Gösteri adamının "showmen", Radyo sunucusunun "diskjo***",
                Hanım ağanın, "firstlady" olduğuna
                Şaşıranınız var mı?

                Dükkânın "store", bakkalın "market", torbanın "poşet",
                Mağazanın "süper", "hiper", "gross market",
                Ucuzluğun, "damping" olduğuna
                Kananınız var mı?

                İlan tahtasının "billboard", sayı tablosunun "skorboard",
                Bilgi alışının "brifing", bildirgenin "deklarasyon",
                Merakın, uğraşın "hobby" olduğuna
                Güleniniz var mı?

                Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
                Beldelerin girişinde "welcome" çıkışında "goodbye"
                Okuyanınız var mı?

                Korumanın, muhafızın, "body guard",
                Sanat ve meslek pirlerinin "duayen",
                İtibarın, saygınlığın,"prestij" olduğunu
                Bileniniz var mı?

                Sekinin, alanın "platform", merkezin "center",
                Büyüğün "mega", küçüğün "mikro", sonun "final",
                Özlemin hasretin, "nostalji" olduğunu
                Öğreneniniz var mı?


                İş hanımızın "plaza", bedestenimizin "galeria",
                Sergi yerlerimizi, "center room", "show room",
                Büyük şehirlerimizi, "mega kent" diye
                Gezeniniz var mı?

                Yol üstü lokantamızın "fast food",
                Yemek çeşitlerimizin "menü",
                Hesabını, "adisyon" diye
                Ödeyeniniz var mı?

                İki katlı evinizi "dubleks",
                Üç katlı komşu evini "tripleks",
                Köşklerimizi "villa", eşiğimizi "antre",
                Bahçe çiçeklerini "flora" diye
                Koklayanınız var mı?

                Sevimlinin "sempatik", sevimsizin "antipatik",
                Vurguncunun "spekülatör", eşkıyanın "mafya",
                Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa, "sponsorluk"
                Diyeniniz var mı?

                Mesireyi, kır gezisini "picnic",
                Bilgisayarı "computer", hava yastığını "air bag",
                Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı, "o***" diye
                Konuşanınız var mı?

                Çarpıcı önemli haberler, "flash haber",
                Yaşa, varol sevinçleri, "oley oley",
                Yıldızları, "star" diye
                Seyredeniniz var mı?
                Virvirik dağının tepesindeki köyde,
                "Cafe show" levhasının altında,
                Acının da acısı
                Kahve içeniniz var mı?

                Toprağımızı, bayrağımızı,
                İnancımızı çaldırmayalım derken,
                Dilimizin çalındığına, talan edildiğine,
                Özün el diline özendiğine,
                İçi yananınız var mı?

                Masallarımızı, tekerlemelerimizi,
                Ata sözlerimizi unuttuk,
                Şarkılarımızı, türkülerimizi,

                Ninnilerimizi kaybettik,
                Türkçe'miz elden gidiyor,
                Dizini döveniniz var mı?

                Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum,
                Göreniniz, bileniniz,
                Duyanınız var mı?

                Bir ferman yayınlamıştı ...
                Hayal meyal hatırlayıp da,
                Sahip çıkanınız var mı?

                Yorum

                • alize31
                  Member
                  • 23-04-2007
                  • 758

                  #9
                  Konu: anadilimiz eriyor

                  Türkçe konuştukları , işyerlerine Türkçe isimler verdiklerinde sanki o resimdeki gibi dillerine batacak bazılarının.kalitesizliklerini gavurca isimler koyarak kapatmaya çalışıyorlar.

                  Yorum

                  • hikmet24
                    Member
                    • 28-11-2005
                    • 1724

                    #10
                    Konu: anadilimiz eriyor

                    merak etmeyin arkadaşlar yakında kürtçe isim koyma modası başlayacak sizinde işyeriniz varsa harıl,harıl kürtçe isim bulma derdine düşme zamanı çok yakındır, bu sözümü lütfen yabana atmayın
                    saygılar

                    Yorum

                    • SELÇUK KAYA
                      Senior Member
                      • 12-05-2005
                      • 4809

                      #11
                      Konu: anadilimiz eriyor

                      dönüp dolaşıp yine hükümete ,devlete mevki sahiplerine gelecez...aciz yönetimlerin,yöneticilerin suçudur bugün yaşananalar ve bundan sonrada yaşanacaklar..mevzu bahis olan din,dil,vatan,millet,toprak ise yaptırımların , kanunların daha sert ve keskin olması gerekir....

                      yukarıda zigana kardeşimin paylaşımını dikkatle okumak lazım...



                      hikmet kardeş.... ağzından yel alsın inşallah... eğer o günleride görürsek bırakıp gidelim bu toprakları...

                      Yorum

                      • track__1
                        Junior Member
                        • 01-09-2008
                        • 379

                        #12
                        Konu: anadilimiz eriyor

                        türkçenin yok oluşu osmanlının son döneminde başlamış ve malesef devam etmekte...

                        Yorum

                        • hikmet24
                          Member
                          • 28-11-2005
                          • 1724

                          #13
                          Konu: anadilimiz eriyor

                          Originally posted by SELÇUK KAYA
                          dönüp dolaşıp yine hükümete ,devlete mevki sahiplerine gelecez...aciz yönetimlerin,yöneticilerin suçudur bugün yaşananalar ve bundan sonrada yaşanacaklar..mevzu bahis olan din,dil,vatan,millet,toprak ise yaptırımların , kanunların daha sert ve keskin olması gerekir....

                          yukarıda zigana kardeşimin paylaşımını dikkatle okumak lazım...



                          hikmet kardeş.... ağzından yel alsın inşallah... eğer o günleride görürsek bırakıp gidelim bu toprakları...
                          Selçuk (mideko) ustam size duyduğum saygı paylaşımcılığınızdan,öğretiliciğinizden dolayı sonsuzdur,ağzından yel alır inşallah,lafına bende inşallah diyerek,evvelallah Hz.Muhammedin ümmetiyiz vede Türk Milletiyiz mutluyuz, şahsınıza üstümdeki emeklerinizden dolayı saygılar ve hürmetler sunarım
                          Son düzenleme hikmet24; 11-09-2009, 23:07.

                          Yorum

                          • hikmet24
                            Member
                            • 28-11-2005
                            • 1724

                            #14
                            Konu: anadilimiz eriyor

                            Originally posted by track__1
                            türkçenin yok oluşu osmanlının son döneminde başlamış ve malesef devam etmekte...
                            Osmanlı Türkçe konuşa,konuşa bir hal olmuş gibi böyle saçma cevap yazmanız takdir-e şayandır

                            Yorum

                            • track__1
                              Junior Member
                              • 01-09-2008
                              • 379

                              #15
                              Konu: anadilimiz eriyor

                              Originally posted by hikmet24
                              Osmanlı Türkçe konuşa,konuşa bir hal olmuş gibi böyle saçma cevap yazmanız takdir-e şayandır
                              Osmanlıca asla gerçek bir dil değildir. Evet Osmanlıca her ne kadar kendi gramer kurallarını oluşturmuş olmakla birlikte Türkçe-Farsça-Arapça'nın kompoze ettiği bir birleşik dildir. 11. yüzyıldan sonra Anadolu'da konuşulmaya ve kullanılmaya başlayan Türkçe'nin zaman içinde Farsça ve Arapçayla karışması sonucu oluşmuştur. Halk günlük yaşamında hep kendi geleneğindeki Türkçe'yi kullanmaya devam ederken Osmanlı beyliği'nin Osmanlı Devleti ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu olmasıyla Devlet yazışmalarından başlayarak bu kompoze dil yaşamaya başlamıştır. Edebiyat alanında 15.yüzyıldan itibaren bu dilin kullanılarak hayat bulduğunu görürüz. 19. yüzyıla gelindiğinde ise günlük hayatta da bu dilin kısmen kullanılması İstanbul'da başlamıştır. Bu yabancılaşma çabası aslında, Fransızca'nın bu dönemde Avrupa'da hakim dil olmasına alternatif olarak Türkçe kullanmaya çalışan ve dilini koruma çabasındaki Türk aydınlarının, Türkçe'nin bu iş için gramer yapısı nedeniyle yeterli olmayışı dolayısıyla bu dili kullanmaya başlamalarından başka bir şey değildir. Ancak görürüz ki Avrupa özentisinde olmayan gerçek Türk aydınları hep Türkçe'yi kullanmaya devam etmişlerdir. Ve bugün kullandığımız güzel Türkçe'miz işte bu yüzyıllardır hatta binyıllardır kullanılagelen dildir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk her alanda olduğu gibi Dil alanında da halkımızın kullandığı ve gerçekten yaşayan özgün bir dil olan Türkçe'yi devlet dili haline getirmiş ve halkla devletin arasındaki anlaşılmazlıkları ortadan kaldırmıştır. Yüzyıllardır Türklerin gerçek dili Türkçe'dir. Osmanlı döneminde Arap harfleriyle yazılmıştır. O nedenle de Osmanlıca denilen kompoze dille karıştırılmıştır hep ama kitapları, risaleleri, kitabeleri, mezartaşlarını okuyun göreceksiniz ki Türkçe olanların sayısı yüzde yetmişlerin üzerindedir.

                              neymiş halk dili Türkçeymiş...
                              neymiş yüzyıllardır hatta binyıllardır....
                              19. yüzyılda fransızcanın yaygınlaşması dili bozmaya başlamış...
                              neymiş efem cumhuriyetin dili değil cumhurun dili binyıllardır türçe imiş...
                              bu arada başınıza Osmanlı düşsün emi.........

                              Yorum

                              İşlem Yapılıyor