Kırık Cam Teorisi’ni bilmeyen hizmet vermesin!

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    Kırık Cam Teorisi’ni bilmeyen hizmet vermesin!

    Yavuz Semerci
    Kırık Cam Teorisi’ni bilmeyen hizmet vermesin!
    24.09.2009 17:21:57
    İŞE gelirken güzergâhımın üzerinde, tertemiz bir duvara, ünlü siyasetçinin tek yol olduğunu belirten bir slogan yazılmıştı. Akşam slogan, belediye tarafından boyanarak kapatılmıştı. Ertesi sabah, slogan tekrar yazılmıştı. Akşam silinmiş gördüm. Bu günlerce sürdü. Sloganı yazan da silen de bıkmadı. Şu an belediye kazanmış gözüküyor. Ve belediye ekipleri doğru yapıyor, bir kere göz yummaya başlayınca, arkasını alamayacaklarını biliyor.
    “Duvara yazarım, duvara yazdırmam” inatlaşması küçük ve önemsiz görünebilir. Bu inatlaşma, büyük şehirlerde suç artışının arka planını anlatan Kırık Cam Teorisi’ni hatırlattı. Milliyet’te Melih Aşık da köşesinde yazmıştı ama yine de üzerinden geçmekte fayda var...
    Teori, Philip Zimbardo adlı suç psikoloğunun 1969 yılında yaptığı deneye dayanıyor. Zimbardo, 10 yaşında iki arabanın birini (beyazların yaşadığı) zengin, diğerini suç oranları yüksek, fakir bir (siyah) mahalleye bırakıyor... Terk ediyor. Fakir bölgeye terk edilen araç birkaç gün içinde iskelet haline geliyor. Zengin bölgedeki otoya hiçbir şey olmuyor. Deney sahibi Zimbardo, dokunulmamış aracın camını, bir çekiş darbesiyle kırıyor ve çekiliyor. Kısa zaman içinde bu otomobil de yağmalanıyor.
    Zimbardo bu durumu şöyle açıklıyor: “Eğer ilk camın kırılmasına izin veriliyorsa ya da derhal müdahale edilerek suçlu yakalanmıyorsa, durdurulmuyorsa, suç artarak devam ediyor. Bir sokağın suç bölgesine dönüşmesi, tamir edilmeyen ya da müdahale edilmeyen bir cam kırığıyla başlamaktadır...”
    H
    Gerçekten, sel felaketinden sonra ortaya dökülenleri “ganimet niyetine” toplayan insanları düşünün. Onları kimse durdurmamıştı. Ertesi gün çevre illerden ganimet toplamaya gelenlerin nedeni de aynı teoriyle açıklanabilir.
    Duvar yazısı da böyle. Bir kere izin verdiniz mi, bir başkasının geleceğinden emin olabilirsiniz. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın polisleri dışarı çıkarması, sokaklarda dolaştırması bu nedenle önemli. Küçük suçların önlenmesi, büyüklerini engelliyor.
    Utanarak da olsa kendimden bir örnek: Geçen pazar günü, yolu kısaltan, kestirme ama girilmez noktadan sokağa daldım. 10 metre sonra caddeye çıkacağım. Karşımda trafik polisi. Memur ceza kesmeden önce 10 dakika beni dinledi: “Pazar günü çalışılır mı, orada ne arıyor, devlet vatandaşa tuzak kurar mı, kimsenin can güvenliğini tehli***e düşürmeden geçiş yaptım, zaten bu geçiş yasağı yanlış...” Kendimden geçmiş, makineli tüfek gibi konuşuyorum. Sonra gülmeye başladım ve sustum. Cezayı kesti, “Yolunuz açık olsun” deyip yolladı.
    H
    Yurtdışında yaşayanlar bilir... Avrupalılar ve Amerikalılar trafikte hız sınırına mutlaka riayet ederler. Bizden daha kültürlü, bilinçli ve medeni olduklarından değil, ceza yemekten korktuklarından böyle davranırlar. Çünkü bilirler ki mutlaka yakalanacaklardır. Ya radar ya da kamera, kural ihlallerini kaçırmaz... Ansızın arkasına yaslanacak polis ekibi de bonusu olur.
    Park edilmeyecek yere park etmekten çekinmelerinin nedeni de aynıdır. Ceza etiketi otomobilin camına yapıştırılır ve mutlaka tahsil edilir.
    Trafikteki etkin denetimin, diğer alanlarda suç işlemeye eğilim insanları da caydırdığı söylenir. Sözün özü: Kırık Cam Teorisi’ne uygun bir ülkede yaşıyorsanız, medenileşiyorsunuz demektir...
İşlem Yapılıyor