Başbakan Erdoğan, ABD'de yaptığı temaslarla ilgili bilgi verdi ve Batılılar'ı İran konusunda uyardı, Irak'ta yaşananlardan ders alınması gerektiğini hatırlattı. Başbakan Erdoğan'ın İran'a açıkça verdiği destek çok ama çok konuşulacak.
Bilal YAKINBAŞ / Özlem Şahin ŞAKAR bildiriyor -
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ''Biz böyle bir şeyi (İran'ın nükleer santrallerine saldırı senaryosu) bölgede temenni etmeyiz, yani bu çok çok yanlış bir şey olur, yani bundan bu çılgınlığa teşebbüs edenler salt olarak zarar görmez'' dedi.
Erdoğan, ''Bakın Irak'la ilgili süreci yaşıyoruz, bunun bize ders olması lazım, yani şimdi sormak gerekir, kendi kendimize soralım yani Irak'ta neyi hallettik. Şu anda bir ülke bir medeniyet bana göre çöktü, milyonu aşkın insan öldü'' diye konuştu.
Erdoğan, The Plaza Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı.
Erdoğan, basın toplantısında bu sıralar ABD medyasında gündemde olan ''İran'ın nükleer tesislerine saldırmak gibi bir konunun gündemde olup olmayacağına, ''İran'a karşı böyle bir çılgınlığın'' yapılıp yapılmayacağına yönelik bir soru üzerine şunları söyledi:
''Biz böyle bir şeyi bölgede temenni etmeyiz, yani bu çok çok yanlış bir şey olur, yani bundan bu çılgınlığa teşebbüs edenler salt olarak zarar görmez. Bakın Irak'la ilgili süreci yaşıyoruz, bunun bize ders olması lazım, yani şimdi sormak gerekir, kendi kendimize soralım yani Irak'ta neyi hallettik:
Şu anda bir ülke bir medeniyet bana göre çöktü, milyonu aşkın insan öldü. Şimdi aslında bir Irak medeniyeti Irak'taki bu medeniyeti yeniden inşa etmek acaba bizim kaç yılımızı alır, veya yeniden inşa edebilir miyiz, veya oradaki medeniyet artık çöken medeniyetler arasında mı yer alır. Amerika'nın belki de finans krizinin içerisinde Irak'taki yaptığı harcamalar ona neden olmuş olabilir, tabii bilemiyoruz resmi rakam nedir, ne kadar para harcanmıştır? Amerika'nın da orada kayıpları var, ha nedir Saddam rejimi yıkılmıştır olan budur. Şimdi yeni bir demokratik düzenin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılıyor, temennimiz odur ki toprak bütünlüğüne saygılı bir yapı orada meydana gelsin.
Ama daha bu bir yere oturmadan böyle bir şeyi çözemeyen Dünya şimdi İran üzerinde devamlı böyle bir şeyi düşünüyor, tek bahanesi nükleer silah. Tamam da bu nükleer silahın bulunduğu başka ülkeler var, niye bunlar konuşulmuyor, bunların da konuşulması lazım. Yani burada bir haksızlık var gibi geliyor bana, hepsi konuşulsun ve kimde varsa nükleer silah hepsi bu konuyla ilgili adımlarını atsın. Çünkü bir şeyin tesirinin olabilmesi için önce onu kendinizin yapmaması lazım, eğer kendiniz bunu yapıyorsanız bunun karşı tarafa tesiri olmaz, yapılan harcamalar da ne o nükleer silah yatırımını yapana bir şey kazandırıyor, ne de o korkuyu verdikleri topluma.''
-''BÖYLE OLMAMALIYDI''-
Erdoğan, ''Clinton Vakfı'nın toplantısında o gün yaşanan gerginlikle ilgili olarak ''neler yaşandığının sorulması üzerine ise bunun üzerinde durulacak bir konu olmadığını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bana göre çok çok basit bir olaydı. Bu sadece Washington güvenlik servisiyle, bize verilmiş olan güvenlik görevlileri arasındaki bir olaydı, olayın gazetelere yansıması da bizi üzmüştür. Yani bizim polisimizle, bizim güvenliğimizle alakalı bir konu değil, tamamen kendi güvenlikleri arasındaki bir iletişimsizlikten gelen bir şeydir ve konuyla ilgili de zaten ABD'nin yetkilileri açıklamalarını yaptılar.
Olay odur ve bunun dışında herhangi bir şey yok. Tabi ben olay o boyuta gelince artık o toplantıya katılmayı da doğru bulmadım. Tabi katılamadığım için de üzüldüm. Böyle olmamalıydı, ama herhangi bir abartılacak bir şey yok. Aynı şekilde tabi Clinton ailesi de bundan üzüldü ve eşleriyle ertesi gün yemekte görüştüğümüzde onlar da bu konuyla ilgili bize özür beyan ettiler. Bunu da çok samimi bir şekilde söylediler. Böyle bir büyük ebatlı bir şey söz konusu değil.
-AFGANİSTAN'A ASKER GÖNDERİLMESİ-
Afganistan'a ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
''Orada biliyorsunuz Kasım ayında görev devralma sürecimiz olacak. Buraya ne kadar asker gideceği noktasında bir rakam vermek gereksiz, zaten tarih geldiğinde gönderilecek sayı da açıklanacaktır. Bu bin mi olur, bin küsur mü olur? Ne olursa o zaman bunu açıklamakta fayda görürler. Şu anda kesinleşmiş herhangi bir rakam söz konusu değil. Ama yeteri olan neyse bugüne kadar zaten orada deneyimi olan bir ül***iz.
Şu ana kadar sadece Albayımızın dışında da orada bir şehidimiz olmadı. O da biliyorsunuz bir trafik kazası. Çünkü Afganistan halkının Türk Askerine karşı Türkiye'ye karşı farklı bir yaklaşımı var.''
Erdoğan, Afganistan'a yapılan yardımlara devam edileceğini de belirterek, ''Tarihten gelen o birliğimiz beraberliğimiz bütünlüğümüz yine kendini gösteriyor. Kasım ayındaki Kabil'de komutayı devralmamız inanıyorum ki Afganistanda farklı bir moral de verecektir. Şu anda yapılmış bir seçim var henüz neticeleri kesin olarak açıklanmadı. Temennim odur ki Afganistanda içinde bulunduğu şu süreçten süratle çıkar ve bir kalkınma hamlesi içerisine girer'' diye konuştu.
Bir gazetecinin ''Demokratik Açılım konusunda Savcılar dava açıyorlar'' sözleri üzerine Erdoğan, ''İç siyaseti konuşmayalım demokratik açılımla ilgili düşüncelerimi zaten söyledim'' yanıtını verdi.
-''EN AZ ÜÇ DİYORUM...''-
''Yapılan bir araştırmada Türkiye'nin nüfusunun 2050 yılında 98 milyon olacağı belirtiliyor'' sözleri üzerine Erdoğan, şöyle devam etti:
''İnşallah, ne kadar olursa Türkiye ekonomisi o kadar güçlenir. Benim düşüncem ben 3 söyledim, en az üç diyorum. Nüfusunuz ne kadar fazla olursa o kadar güçlü olursunuz. Bunu unutmayın, şu anda dünyada dikkat edin, kimse Hindistan'ı gündeme getirmiyordu, Çin'i gündeme getirmiyordu. Bakın Çin, Hindistan şu anda nereye sıçradı ve şu anda dünya gündeminde belirleyici iki önemli ülke konumuna geldi. Aynı şekilde bir Japonya'nın durumuna bakın.''
Başbakan Erdoğan bir gazetecinin IMF'deki Türkiye'nin hisselerinin yükseldiğini ifade etmesi üzerine ''Daha kesinleşmedi, ama görünen o ki artacak, çerçeve bu'' dedi.
Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ABD'deki temaslarını sürdüreceklerini de bildirdi.
Bilal YAKINBAŞ / Özlem Şahin ŞAKAR bildiriyor -
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ''Biz böyle bir şeyi (İran'ın nükleer santrallerine saldırı senaryosu) bölgede temenni etmeyiz, yani bu çok çok yanlış bir şey olur, yani bundan bu çılgınlığa teşebbüs edenler salt olarak zarar görmez'' dedi.
Erdoğan, ''Bakın Irak'la ilgili süreci yaşıyoruz, bunun bize ders olması lazım, yani şimdi sormak gerekir, kendi kendimize soralım yani Irak'ta neyi hallettik. Şu anda bir ülke bir medeniyet bana göre çöktü, milyonu aşkın insan öldü'' diye konuştu.
Erdoğan, The Plaza Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı.
Erdoğan, basın toplantısında bu sıralar ABD medyasında gündemde olan ''İran'ın nükleer tesislerine saldırmak gibi bir konunun gündemde olup olmayacağına, ''İran'a karşı böyle bir çılgınlığın'' yapılıp yapılmayacağına yönelik bir soru üzerine şunları söyledi:
''Biz böyle bir şeyi bölgede temenni etmeyiz, yani bu çok çok yanlış bir şey olur, yani bundan bu çılgınlığa teşebbüs edenler salt olarak zarar görmez. Bakın Irak'la ilgili süreci yaşıyoruz, bunun bize ders olması lazım, yani şimdi sormak gerekir, kendi kendimize soralım yani Irak'ta neyi hallettik:
Şu anda bir ülke bir medeniyet bana göre çöktü, milyonu aşkın insan öldü. Şimdi aslında bir Irak medeniyeti Irak'taki bu medeniyeti yeniden inşa etmek acaba bizim kaç yılımızı alır, veya yeniden inşa edebilir miyiz, veya oradaki medeniyet artık çöken medeniyetler arasında mı yer alır. Amerika'nın belki de finans krizinin içerisinde Irak'taki yaptığı harcamalar ona neden olmuş olabilir, tabii bilemiyoruz resmi rakam nedir, ne kadar para harcanmıştır? Amerika'nın da orada kayıpları var, ha nedir Saddam rejimi yıkılmıştır olan budur. Şimdi yeni bir demokratik düzenin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılıyor, temennimiz odur ki toprak bütünlüğüne saygılı bir yapı orada meydana gelsin.
Ama daha bu bir yere oturmadan böyle bir şeyi çözemeyen Dünya şimdi İran üzerinde devamlı böyle bir şeyi düşünüyor, tek bahanesi nükleer silah. Tamam da bu nükleer silahın bulunduğu başka ülkeler var, niye bunlar konuşulmuyor, bunların da konuşulması lazım. Yani burada bir haksızlık var gibi geliyor bana, hepsi konuşulsun ve kimde varsa nükleer silah hepsi bu konuyla ilgili adımlarını atsın. Çünkü bir şeyin tesirinin olabilmesi için önce onu kendinizin yapmaması lazım, eğer kendiniz bunu yapıyorsanız bunun karşı tarafa tesiri olmaz, yapılan harcamalar da ne o nükleer silah yatırımını yapana bir şey kazandırıyor, ne de o korkuyu verdikleri topluma.''
-''BÖYLE OLMAMALIYDI''-
Erdoğan, ''Clinton Vakfı'nın toplantısında o gün yaşanan gerginlikle ilgili olarak ''neler yaşandığının sorulması üzerine ise bunun üzerinde durulacak bir konu olmadığını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bana göre çok çok basit bir olaydı. Bu sadece Washington güvenlik servisiyle, bize verilmiş olan güvenlik görevlileri arasındaki bir olaydı, olayın gazetelere yansıması da bizi üzmüştür. Yani bizim polisimizle, bizim güvenliğimizle alakalı bir konu değil, tamamen kendi güvenlikleri arasındaki bir iletişimsizlikten gelen bir şeydir ve konuyla ilgili de zaten ABD'nin yetkilileri açıklamalarını yaptılar.
Olay odur ve bunun dışında herhangi bir şey yok. Tabi ben olay o boyuta gelince artık o toplantıya katılmayı da doğru bulmadım. Tabi katılamadığım için de üzüldüm. Böyle olmamalıydı, ama herhangi bir abartılacak bir şey yok. Aynı şekilde tabi Clinton ailesi de bundan üzüldü ve eşleriyle ertesi gün yemekte görüştüğümüzde onlar da bu konuyla ilgili bize özür beyan ettiler. Bunu da çok samimi bir şekilde söylediler. Böyle bir büyük ebatlı bir şey söz konusu değil.
-AFGANİSTAN'A ASKER GÖNDERİLMESİ-
Afganistan'a ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
''Orada biliyorsunuz Kasım ayında görev devralma sürecimiz olacak. Buraya ne kadar asker gideceği noktasında bir rakam vermek gereksiz, zaten tarih geldiğinde gönderilecek sayı da açıklanacaktır. Bu bin mi olur, bin küsur mü olur? Ne olursa o zaman bunu açıklamakta fayda görürler. Şu anda kesinleşmiş herhangi bir rakam söz konusu değil. Ama yeteri olan neyse bugüne kadar zaten orada deneyimi olan bir ül***iz.
Şu ana kadar sadece Albayımızın dışında da orada bir şehidimiz olmadı. O da biliyorsunuz bir trafik kazası. Çünkü Afganistan halkının Türk Askerine karşı Türkiye'ye karşı farklı bir yaklaşımı var.''
Erdoğan, Afganistan'a yapılan yardımlara devam edileceğini de belirterek, ''Tarihten gelen o birliğimiz beraberliğimiz bütünlüğümüz yine kendini gösteriyor. Kasım ayındaki Kabil'de komutayı devralmamız inanıyorum ki Afganistanda farklı bir moral de verecektir. Şu anda yapılmış bir seçim var henüz neticeleri kesin olarak açıklanmadı. Temennim odur ki Afganistanda içinde bulunduğu şu süreçten süratle çıkar ve bir kalkınma hamlesi içerisine girer'' diye konuştu.
Bir gazetecinin ''Demokratik Açılım konusunda Savcılar dava açıyorlar'' sözleri üzerine Erdoğan, ''İç siyaseti konuşmayalım demokratik açılımla ilgili düşüncelerimi zaten söyledim'' yanıtını verdi.
-''EN AZ ÜÇ DİYORUM...''-
''Yapılan bir araştırmada Türkiye'nin nüfusunun 2050 yılında 98 milyon olacağı belirtiliyor'' sözleri üzerine Erdoğan, şöyle devam etti:
''İnşallah, ne kadar olursa Türkiye ekonomisi o kadar güçlenir. Benim düşüncem ben 3 söyledim, en az üç diyorum. Nüfusunuz ne kadar fazla olursa o kadar güçlü olursunuz. Bunu unutmayın, şu anda dünyada dikkat edin, kimse Hindistan'ı gündeme getirmiyordu, Çin'i gündeme getirmiyordu. Bakın Çin, Hindistan şu anda nereye sıçradı ve şu anda dünya gündeminde belirleyici iki önemli ülke konumuna geldi. Aynı şekilde bir Japonya'nın durumuna bakın.''
Başbakan Erdoğan bir gazetecinin IMF'deki Türkiye'nin hisselerinin yükseldiğini ifade etmesi üzerine ''Daha kesinleşmedi, ama görünen o ki artacak, çerçeve bu'' dedi.
Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ABD'deki temaslarını sürdüreceklerini de bildirdi.
Yorum