Balık aklı...

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    Balık aklı...

    Balık sezonunun açılmasına en çok bizim üzülmemiz lazım... Üzerimizde bir tedirginlik...
    Bir korku olmalı...
    Çünkü bizzat balık olan biz değil miyiz?
    Balıktaki hafızanın aynısı bizde yok mu?
    Tıpkı av sezonu açılınca ağlara takılan balıklar gibi bir ağa takılmayı beklemiyor muyuz?
    Tek farkı bizi yakalayacak ağların, denize atılmaması.
    Trafikte yolda giderken tepesine araba düşerek ölen biz değil miyiz?
    Evde otururken pencereden giren kurşunla ölen kim?
    Efendi efendi, daha güvenli olsun diye trenle ailesine giderken önüne dozer çıkınca trenin, ölenler hangi ülkede?
    İşe giderken, otoyolda, arabasının içinde, sele kapılıp boğulanlar hangi memleketin insanları?
    Balıktan hiç farkımız yok bizim.
    Bakın balık gibi ölüyoruz işte.
    Bile bile...
    Her seferinde aynı şekilde...
    Balık gibiyiz, çünkü hatırlamıyoruz hiçbir şeyi...
    N'oldu sel felaketi?
    Sorumlular?
    Belediye başkanı, dere yatağını imara açanlar, utançlarından sel bölgesine gidemeyip helikopterle gezenler?
    Hatırlıyor musunuz kimdi bunlar?
    Yok...
    Bu en yakın zamanda olanı.
    Bu bile kafanızı karıştırdı değil mi?
    Biraz daha zorlayalım o zaman...
    N'oldu Deniz Feneri?
    Almanya'da soruşturulup, mahkeme süreci tamamlanıp, suçluların hepsi tıkıldığı yolsuzlukla ilgili Türkiye'de yargı ne yaptı?
    Üzerinden ne kadar zaman geçti mesela onu hatırlıyor musunuz?
    17 Eylül 2008'de Almanya mahkemesi kararı verdi, cezayı kesti, sorumlular hapiste...
    Bizde ne oldu?
    Soruşturma sürüyor hala.
    Soruşturma...
    Mahkeme?
    Henüz yok...
    Zaman aşımına doğru inşallah.
    Ne davasıydı bu?
    Deniz Feneri.
    Hatırladık mı peki bir şeyler?
    'Valla en son televizyonda reklamları vardı. Çamur atma diyorlardı galiba.'
    Balık hafızalıyız.
    Bu kadar kısa sürede unutan bir millet daha var mı acaba?
    İşin en kötü tarafı ne biliyor musunuz?
    Balıkçılar biliyorlar bunu.
    'Nasıl olsa unuturlar, susun konuşmayın geçer' diyorlar...
    Ve geçiyor hakikaten...
    Patır patır ölüyor insanlar yollarda.
    Her bayram, her gün, her an...
    Ne yapıyor İçişleri Bakanlığı, Meclis, sorumlular?
    Hiç...
    Kıçımızı yırtıyoruz 'Önlem alın, yasa çıkarın, cezaları caydırıcı yapın, geciktirmeden tahsil edin, sabit radarlar koyun, otomasyon sistemiyle radar cezalarını anında muhatabına yollayın' diye...
    Balıkçıdan ses yok.
    Susuyor çünkü...
    Bekliyor ki unutalım diye.
    Kaç kişi ölmüştü bayramda trafik kazalarında?
    -.....?
    Unuttunuz değil mi?
    İyi o zaman.
    Balıkçı ava çıkabilir tekrar...
    Türkiye’nin usta köşe yazarları Akşam’da okuyucularıyla buluşuyor. En çok okunan ve güncel köşe yazıları için Akşam Yazarları sayfamızı takip edin.
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    #2
    Konu: Balık aklı...

    22 Temmuz 2004'te Pamukova'da yaşanan ve 41 kişinin öldüğü tren faciası
    'Hızlı tren'de suç ölenlerin!
    'Kazada TCDD suçlu'
    Türkiye, 22 Temmuz 2004'te Pamukova'dan gelen haberle sarsıldı. 234 yolcu ve dokuz personeliyle Haydarpaşa Garı'ndan çıkan 'hızlandırılmış' Yakup Kadri Karaosmanoğlu treni saat 19.45'te Pamuk-ova'da raydan çıkmış ve 41 kişi yaşamını yitirmişti. Ankara-İstanbul arasındaki hızlandırılmış tren seferlerini kazadan 45 gün önce beraber başlatan Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ulaştırma Bakanı Yıldırım hemen olay yerine gitti.
    Olayın şoku atlatılır atlatılmaz herkes kazanının nedenini araştırmaya başladı. Bilirkişi raporları netti. Kazada sekizde dört, 80 kilometre hızla gitmeleri gerekirken 132 kilometre hız yapan makinistler, sekizde de dört de yol tamiratlarını yapmayan ve sinyalizasyon hatası yapan TCDD yönetimi suçluydu.
    Sivil toplum örgütleri ve muhalefet tek sesti: "TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım istifa etmeli."
    Süleyman Karaman'ı tepkilerin azalmaması üzerine kazadan 55 gün sonra görevden alan Yıldırım eleştirileri 'ustaca' savuşturdu: "Zor anlarda kaçacak adam değilim. Kazayı fırsat bilip bize karşı yönelenler ül***e kötülük yapıyor..."
    Yıldırım bu sözlerle kazadan yakasını sıyırırken "Hayatım boyunca altında kaldığım tek iş bu oldu" diyen Karaman da görevden alınmasınını kendisini zerre kadar etkilemediğini söyledi. Gelişmeler Karaman'ın gerçekten de zerre etkilenmediğini gösterdi. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11 Mayıs 2005'te Karaman'ın görevden alınmasının hukuka uygun olmadığına hükmetti ve Karaman yeniden görevinin başına döndü. Hızlandırılmış tren seferlerinde duvara çarpan Binali ve Yıldırım edindikleri tecrübelerle şimdi Ankara-İstanbul arasındaki hızlı tren seferlerini başlatmak için çalışıyor.
    Hem Yıldırım, hem Karaman hem de bilirkişi raporları tarafından hız limitlerini aşmakla suçlanan ve kazadan sonra işten çıkarılan iki makinistin de TCDD'deki görevlerine döndüğü dün ortaya çıktı.
    Sicil affından yararlandılar
    Kazayla ilgili Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın dünkü duruşmasına tutuksuz yargılanan Fikret Karabulut ve Recep Sönmez de katıldı. Yaklaşık üç yıldır bitirilemeyen davada mahkeme heyeti tren şefi ve makinistlerin kusurlarının yeniden incelenmesi amacıyla yeniden oluşturulan bilirkişi heyetinin raporunun hazır olmaması nedeniyle duruşmayı erteledi. Mahkeme çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Karabulut ve Sönmez, hükümetin çıkardığı sicil affından faydalanarak bir ay önce işbaşı yaptıklarını söyledi. Makinistlerin avukatı İsmail Gürses de Karabulut ve Sönmez'in Haydarpaşa Tren İstasyonu'nda geri hizmette çalıştıklarını açıkladı.
    Hızlandırılmış tren faciasının tüm sorumluları hiçbir şey olmamış gibi yaşamlarına kaldıkları yerden devam ediyor.

    http://dir.groups.yahoo.com/group/an...su/message/210

    unutulmaması gerekenlerden
    Son düzenleme sak55; 28-09-2009, 19:18.

    Yorum

    İşlem Yapılıyor