Pervin Kaplan
Yerleşen 57 bin genç, üniversiteli olmaktan vazgeçti
04.10.2009 02:08:32
YÖK, son iki yıldır üniversitelerin kontenjanlarını sürekli artırıyor. Geçen yıl yüzde 25 civarında kontenjan artışına giderken, bu yıl
oran yüzde 15’te kaldı. Ancak “üniversite kapısındaki yığılmayı eritelim, herkesi üniversiteli yapalım” mantığı ve biraz da siyasi
baskılarla gerçekleştirilen bu kontenjan artışlarının sonuç vermediğini boş kontenjanlardaki sayının yüksekliği kanıtlıyor. Tercih
edilmeyen programlarda ya da üniversitelerde artırılan kontenjanlar bir işe yaramıyor. Gençler bir zamanların inşaat da dahil bazı popüler mühendislik programlarına bugün ilgi göstermiyor. Özellikle de ön lisans programlarına. Boş kontenjanlara baktığımızda
yoğunluğun bu programlarda olduğu dikkat çekiyor.
Yerleştirme sonuçları ilk açıklandığında oluşan 88 bini aşan boş kontenjanın 66 binden fazlası ön lisans programlarındaydı. Üstelik de baraj puanları aşan ve sınavsız geçiş hakkına sahip adayların da 400 bini aşkını tercih listesi bile hazırlamamıştı.
Bu kez de kayıtların ardından üniversitelerde oluşan boş kontenjanlar ek yerleştirme için açıklandı. Sayı 161 bini aşmış durumda. Boş kontenjanda çoğunluk yine ön lisans programlarında.
Ancak dikkat çeken, bir yükseköğretim programına yerleşmesine rağmen kayıt yaptırmayan adayların yüksekliği. Bu yıl 57 bini aşkın genç gelecek yıl puanlarının düşmesini de göze alarak, kayıt yaptırmadı ve üniversiteli olma hakkından vazgeçti.
Tüm bu sayılar bize yükseköğretimde yeni bir yapılanmaya gereksinim duyulduğunu gösteriyor. Sanıldığının aksine gençlerin derdi sadece “üniversiteli olmak” değil. Onlar üniversiteli işsizler ordusu arasına katılmak istemiyorlar. Bu açıdan da onlar yükseköğretimi planlamakla yükümlü olanlardan daha sağduyulular.
Yerleşen 57 bin genç, üniversiteli olmaktan vazgeçti
04.10.2009 02:08:32
YÖK, son iki yıldır üniversitelerin kontenjanlarını sürekli artırıyor. Geçen yıl yüzde 25 civarında kontenjan artışına giderken, bu yıl
oran yüzde 15’te kaldı. Ancak “üniversite kapısındaki yığılmayı eritelim, herkesi üniversiteli yapalım” mantığı ve biraz da siyasi
baskılarla gerçekleştirilen bu kontenjan artışlarının sonuç vermediğini boş kontenjanlardaki sayının yüksekliği kanıtlıyor. Tercih
edilmeyen programlarda ya da üniversitelerde artırılan kontenjanlar bir işe yaramıyor. Gençler bir zamanların inşaat da dahil bazı popüler mühendislik programlarına bugün ilgi göstermiyor. Özellikle de ön lisans programlarına. Boş kontenjanlara baktığımızda
yoğunluğun bu programlarda olduğu dikkat çekiyor.
Yerleştirme sonuçları ilk açıklandığında oluşan 88 bini aşan boş kontenjanın 66 binden fazlası ön lisans programlarındaydı. Üstelik de baraj puanları aşan ve sınavsız geçiş hakkına sahip adayların da 400 bini aşkını tercih listesi bile hazırlamamıştı.
Bu kez de kayıtların ardından üniversitelerde oluşan boş kontenjanlar ek yerleştirme için açıklandı. Sayı 161 bini aşmış durumda. Boş kontenjanda çoğunluk yine ön lisans programlarında.
Ancak dikkat çeken, bir yükseköğretim programına yerleşmesine rağmen kayıt yaptırmayan adayların yüksekliği. Bu yıl 57 bini aşkın genç gelecek yıl puanlarının düşmesini de göze alarak, kayıt yaptırmadı ve üniversiteli olma hakkından vazgeçti.
Tüm bu sayılar bize yükseköğretimde yeni bir yapılanmaya gereksinim duyulduğunu gösteriyor. Sanıldığının aksine gençlerin derdi sadece “üniversiteli olmak” değil. Onlar üniversiteli işsizler ordusu arasına katılmak istemiyorlar. Bu açıdan da onlar yükseköğretimi planlamakla yükümlü olanlardan daha sağduyulular.