Mehmet Barlas
mbarlas@sabah.com.tr
Yazının kaynağına gitmek için tıklayınız...
Azerbaycan'la aramızı Rusya mı bulacak yani?
Dış siyaseti öfkeli gösterilerle şekillendirmek içerikli gelişmeleri, en son olarak Azerbaycan'da Türkiye'ye karşı sergilenen davranışlarda görüyoruz.
Önce Bakü'yü savunurken şehit düşen Türk askerleri için yapılan anıttaki Türk bayrakları indirildi.
Milliyet'te Cenk Başlamış'ın haberine göre 1918'de Bolşevik-Taşnak güçleriyle çatışmalarda şehit düşen 1130 Türk askerin mezarlarının bulunduğu anıttaki bayrakların direkleri de sökülmüş. Şehitliğin görevlileri, "Perşembe günü işçiler bayrakları kaldırdı, bu sabah da (dün) direkleri söktü, yerdeki direk çukurlarını kapatıp gittiler. Belli ki üstten bir yerden emir almışlardı" demişler.
Son haberlere göre Azerbaycan'da tüm Türk şirketleri önündeki Türk bayrakları indirilmeye başlanmış.
Geçen hafta Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Bursa'da Türk-Ermeni milli takımları arasındaki karşılaşmada Azeri bayrağına saygısızlık yapıldığı gerekçesiyle Türkiye'ye protesto notası vermişti.
Cuma günü de Devlet Başkanı İlham Aliyev yıllardır Türkiye'ye dünyadaki fiyatların üçte birine doğalgaz sattıklarını belirterek, yetkililere Türkiye'ye giden doğalgazın fiyatını artırmaları talimatını verdi.
Avrupa Birliği'ne doğalgaz ihracatına hazır olduklarını, AB'nin de bunu beklediğini, ancak son iki yıldır bu alanda gelişme sağlanamadığını ifade eden Aliyev, "Bunun da sebebi, Türkiye ile Azerbaycan arasında transit geçiş hakkıyla ilgili konularda uzlaşma elde edilememiş olmasıdır" dedi.
Tek millet değil miydik...
Bu gelişmelere bakanlar "Meğer tek millet iki devlet söylemi içi boş bir balonmuş" diye düşünmezler mi?
Ermenistan'la ilişkiden öteye ittifak kurmuş olan Rusya'ya kızmayacaksın, Ermenistan'la her türlü siyasi ve ekonomik işbirliğini sürdüren İran'a aldırmayacaksın... Ermenistan'a kanat açmış olan ABD karşısında sus pus olacaksın.
Sonra da Ermenistan'la kan davasına dönüşmüş olan komşuluğunu normale dönüştürmeye çalışan Türkiye'yi kendince protesto edeceksin.
Bakarsınız daha da ileriye gidilir ve Bakü meydanlarında toplanan kalabalıklar Türk bayrağını yakmaya falan kalkarlar.
Bütün bunlara şaşırmıyoruz.
Dış siyasetin bu tür davranışlarla şekillendirilmesine Türkiye'de de defalarca tanık olmadık mı?
- İtalyan mallarını boykot edelim...
- Fransa ile ipleri kopartalım...
- Amerikan ittifakından çıkalım...
Çeşitli olaylara dayalı biçimde oluşan bu tür tepkilerin, devlet ve siyaset katında da yankılandığını görmedik mi?
Oysa "Büyük devlet"ler dış siyasetlerinde pek böyle yapmazlar...
Gerçekten gelişmişlik
Örneğin gerçekten kendilerini rahatsız eden bir gelişme varsa, bunun sorumlusu olarak gördükleri ül***e "Ambargo" uygularlar... O ülkenin ve yöneticilerinin Amerikan ve İsviçre bankalarındaki hesaplarını dondururlar...
Bu da yetmezse o ül***i işgal bile ederler.
"Orta büyük devletler" ve "Gerçekten gelişmiş ülkeler" ise böyle durumlarda akıllarını kullanırlar.
Dış siyaseti ne sokağa ne de savaş meydanına dökerler. Aralarının en açık olduğu ülkelerle bile ticari ilişkilerini sürdürürler.
Dış siyaseti asla belirli isimlerin dostluklarına veya düşmanlıklarına endekslemezler. Zaten "Ülke yönetimi" onlarda asla "Aile şirketi yönetimi" ile karıştırılmaz.
En büyük düşmanlıkların bile belirli zaman diliminde dostluğa dönüşeceğini bilirler.
Bizler de zamanla böyle olacağız herhalde.
Ne "Tek millet iki devlet" gibi büyük sloganlara endeksleyeceğiz ilişkilerimizi...
Ne de kendi çözmemiz gereken ama çözemediğimiz sorunların (örneğin Karabağ sorunu) çözümlenmemesinin sorumluluğunu gerçek dostlarımıza yıkacağız.
Neyse... Bakarsınız Ermenistan'la Azerbaycan'ı aynı masada buluşturan Rusya, sonunda Türkiye ile Azerbaycan'ı da dostluklarını korumaları konusunda ikna eder.
mbarlas@sabah.com.tr
Yazının kaynağına gitmek için tıklayınız...
Azerbaycan'la aramızı Rusya mı bulacak yani?
Dış siyaseti öfkeli gösterilerle şekillendirmek içerikli gelişmeleri, en son olarak Azerbaycan'da Türkiye'ye karşı sergilenen davranışlarda görüyoruz.
Önce Bakü'yü savunurken şehit düşen Türk askerleri için yapılan anıttaki Türk bayrakları indirildi.
Milliyet'te Cenk Başlamış'ın haberine göre 1918'de Bolşevik-Taşnak güçleriyle çatışmalarda şehit düşen 1130 Türk askerin mezarlarının bulunduğu anıttaki bayrakların direkleri de sökülmüş. Şehitliğin görevlileri, "Perşembe günü işçiler bayrakları kaldırdı, bu sabah da (dün) direkleri söktü, yerdeki direk çukurlarını kapatıp gittiler. Belli ki üstten bir yerden emir almışlardı" demişler.
Son haberlere göre Azerbaycan'da tüm Türk şirketleri önündeki Türk bayrakları indirilmeye başlanmış.
Geçen hafta Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Bursa'da Türk-Ermeni milli takımları arasındaki karşılaşmada Azeri bayrağına saygısızlık yapıldığı gerekçesiyle Türkiye'ye protesto notası vermişti.
Cuma günü de Devlet Başkanı İlham Aliyev yıllardır Türkiye'ye dünyadaki fiyatların üçte birine doğalgaz sattıklarını belirterek, yetkililere Türkiye'ye giden doğalgazın fiyatını artırmaları talimatını verdi.
Avrupa Birliği'ne doğalgaz ihracatına hazır olduklarını, AB'nin de bunu beklediğini, ancak son iki yıldır bu alanda gelişme sağlanamadığını ifade eden Aliyev, "Bunun da sebebi, Türkiye ile Azerbaycan arasında transit geçiş hakkıyla ilgili konularda uzlaşma elde edilememiş olmasıdır" dedi.
Tek millet değil miydik...
Bu gelişmelere bakanlar "Meğer tek millet iki devlet söylemi içi boş bir balonmuş" diye düşünmezler mi?
Ermenistan'la ilişkiden öteye ittifak kurmuş olan Rusya'ya kızmayacaksın, Ermenistan'la her türlü siyasi ve ekonomik işbirliğini sürdüren İran'a aldırmayacaksın... Ermenistan'a kanat açmış olan ABD karşısında sus pus olacaksın.
Sonra da Ermenistan'la kan davasına dönüşmüş olan komşuluğunu normale dönüştürmeye çalışan Türkiye'yi kendince protesto edeceksin.
Bakarsınız daha da ileriye gidilir ve Bakü meydanlarında toplanan kalabalıklar Türk bayrağını yakmaya falan kalkarlar.
Bütün bunlara şaşırmıyoruz.
Dış siyasetin bu tür davranışlarla şekillendirilmesine Türkiye'de de defalarca tanık olmadık mı?
- İtalyan mallarını boykot edelim...
- Fransa ile ipleri kopartalım...
- Amerikan ittifakından çıkalım...
Çeşitli olaylara dayalı biçimde oluşan bu tür tepkilerin, devlet ve siyaset katında da yankılandığını görmedik mi?
Oysa "Büyük devlet"ler dış siyasetlerinde pek böyle yapmazlar...
Gerçekten gelişmişlik
Örneğin gerçekten kendilerini rahatsız eden bir gelişme varsa, bunun sorumlusu olarak gördükleri ül***e "Ambargo" uygularlar... O ülkenin ve yöneticilerinin Amerikan ve İsviçre bankalarındaki hesaplarını dondururlar...
Bu da yetmezse o ül***i işgal bile ederler.
"Orta büyük devletler" ve "Gerçekten gelişmiş ülkeler" ise böyle durumlarda akıllarını kullanırlar.
Dış siyaseti ne sokağa ne de savaş meydanına dökerler. Aralarının en açık olduğu ülkelerle bile ticari ilişkilerini sürdürürler.
Dış siyaseti asla belirli isimlerin dostluklarına veya düşmanlıklarına endekslemezler. Zaten "Ülke yönetimi" onlarda asla "Aile şirketi yönetimi" ile karıştırılmaz.
En büyük düşmanlıkların bile belirli zaman diliminde dostluğa dönüşeceğini bilirler.
Bizler de zamanla böyle olacağız herhalde.
Ne "Tek millet iki devlet" gibi büyük sloganlara endeksleyeceğiz ilişkilerimizi...
Ne de kendi çözmemiz gereken ama çözemediğimiz sorunların (örneğin Karabağ sorunu) çözümlenmemesinin sorumluluğunu gerçek dostlarımıza yıkacağız.
Neyse... Bakarsınız Ermenistan'la Azerbaycan'ı aynı masada buluşturan Rusya, sonunda Türkiye ile Azerbaycan'ı da dostluklarını korumaları konusunda ikna eder.
Yorum