Orta oyunu

Kapat
Konu Kapalı.
X
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    Orta oyunu

    TAMAM, bugünkü hükümetin başlattığı “açılım” başarıya ulaşsın. Ülkemizde artık kan dökülmesin. “Yaratandan ötürü yaratılanı seven” Başbakanımız da mutlu olsun. İyi de bunlar yapılırken, Başbakan’ın ifadesiyle “Koskoca Türkiye Cumhuriyeti” âleme rezil olmasın.


    En azından hükümet adına Habur’a veya Cizre’ye gidenler, yargının işine burnunu sokmasın.
    Oysa önceki gün “zafer” işaretleri vererek Habur’dan Türkiye’ye giren 34 kişi ile ilgili işlemler hakkında, arkadaşımız Okan Konuralp’in Silopi’den verdiği bilgiler durumun hiç de öyle olmadığını gösteriyor.
    Biliyorsunuz bu 34 kişinin hepsi (tabii üstelik üniformasıyla gelen 8 PKK’lı da) dün yetkili Nöbetçi Mahkeme tarafından serbest bırakıldılar.
    Okan Konuralp’in haberinin bu konuyla ilgili kısmını özetleyerek aktarıyoruz:
    “Kandil Dağı’ndan ve Mahmur isimli kamptan 34 kişinin Türkiye’ye gelişiyle başlayan ‘Hangi koşullarda serbest kalmaları sağlanacak’ belirsizliği ‘pişmanlık’ yasasına getirilen yeni içtihat yoluyla aşıldı.”
    Okan’ın sözünü ettiği, Ceza Yasası’nın “etkin pişmanlık”la ilgili 221’nci maddesi hükmüdür. Bu madde özetle:
    * Suç işlenmeden önce verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan;
    * Örgüt üyesi olan ama örgütün suçuna iştirak etmeksizin örgütten gönüllü olarak ayrıldığını bildiren;
    * Örgütün suçuna katılmadan yakalanan fakat örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlayan bilgi veren;
    * Örgütü kuran, yöneten veya üye olan ama gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyeti ve işlediği suçlar hakkında bilgi veren kişiye ceza verilmeyeceğini söylüyor.
    Demek ki gelenlerin durumunu bu madde kılıfına uydurmak için
    Habur’da bir kumpanya kurulmuş. Bu kumpanya üstelik ancak Yargıtay’ın yetkisinde olan “içtihat üretme” hakkını da kendinde görmüş. Nitekim Okan şunları aktarıyor:
    “İfadelerde, ‘kimin isteği ve neden geldiniz sorularına hangi yanıtların verileceği’ krizinin aşılmasında DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın telefon diplomasisi etkili oldu.”
    Sanmayın ki sadece ikisi bu işe bulaşmış. Anlaşılan devletimiz 34 PKK’lıyı karşılamak için meğer tam kadro orada bekliyormuş. Örneğin İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş, önceden gidip Cizre’de beklemiş.
    Sonunda PKK’lıların “Abdullah Öcalan’ın talimatı gereği buraya geldik” ifadesine “Ve hükümetin demokratik açılımına destek vermek için” ibaresinin eklenmesinde mutabık kalmışlar.
    Bu tabloyu tanınmış hukukçu Turgut Kazan’la konuştuk. “Şimdi Türkiye’de, sayısını bilemediğim kadar insan PKK’ya destek vermek yahut üye olmak iddiasıyla tutuklu yahut hükümlü sıfatıyla hapiste yatıyor. Adalet onlara bunu reva görürken üniformasıyla gelen, etkin pişmanlıktan yararlanmayı reddeden insanların serbest bırakılması için yapılanlar bir hukukçu olarak beni utandırıyor” dedi.
    Haksız mı?
    TAMAM, bugünkü hükümetin başlattığı “açılım” başarıya ulaşsın. Ülkemizde artık kan dökülmesin. “Yaratandan ötürü yaratılanı seven” Başbakanımız da mutlu...
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    #2
    Konu: Orta oyunu

    Ensonhaber-ÖZEL Türkiye son iki gündür teslim olan PKK'lıları konuşuyor. Öte yandan dün toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı büyük dikkatle takip edildi. Ancak yayınlanan bildiride Kürt Açılımı ve yaşanan son gelişmelere ilişkin tek bir satırın yer almaması dikkat çekiciydi.
    MECLİS'E GELEBİLİRLER
    Teslim olan 34 PKK'lının serbest bırakılmasının ardından süreci NTV'de yayınlanan Canlı Gaste programına değerlendiren DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, sağduyu çağrısı yaptı. Diğer yandan Can Dündar'ın serbest bırakılan PKK'lıların DTP'nin Meclis'teki Grup toplantısına katılıp katılmayacağı sorusuna Ahmet Türk ilginç bir cevap verdi. Türk, 'Artık serbest kalan 34 kişi normal vatadaşlar gibi isterlerse Meclis'e gelebilir' diye konuştu.
    İŞTE TÜRK'ÜN O SÖZLERİ

    Yorum

    • sak55
      Banned
      • 30-05-2008
      • 2059

      #3
      Konu: Orta oyunu

      şimdi bunlara başbakanımız kadrolu bir iş yaşlı olanlarada emekli maaşı bağlar

      Yorum

      • sak55
        Banned
        • 30-05-2008
        • 2059

        #4
        Konu: Orta oyunu

        Hadi gelin MR’ınızı çe***im...


        Kimmiş bu gelen teröristler?

        “Barış” grubu.



        Sen kimsin bu durumda?
        “Savaş” grubu.
        *
        “Demokrasi, özgürlük, barış, empati, uzlaşı, kültür, hoşgörü, etik, insan hakları” gibi saygın kavramları, seni susturmak için, sana karşı kullanıyorlar.
        *
        “Kara propaganda”dır bu.
        *
        Terörün silahsız olanı.
        *
        Cephanesi, hile, iftira, entrika, fitne, nifak, dedikodu ve rivayettir... Maske takar. Yalanı, gerçek gibi anlatır. Ajanı, aydın diye ambalajlar. Yorum üfler, manşet pompalar. Biat edeni yüceltir, itaat edeni alkışlar. Varolmayanı, varmış gibi gösterir. Saptırır... “Bu açılımın içinde ne var?” diye sor mesela... “Analar ağlasın mı istiyorsun?” diye kontra sorar. Dağa çıkan sendin çünkü! Hayatında kırmızı ışıkta bile geçmediğin halde, anaları ağlatan sanki senmişsin gibi suçlanırsın, utanırsın, susarsın.
        *
        At izi, it izine karışır böylece.
        *
        Ve, muhtemelen...
        Endişelisin bu yüzden.
        Moralin bozuk.
        Mutsuzsun.
        Böbreğinde taş varmış gibi, kıvranıyor beynindeki düşünceler... Aklın karışık, zihnin bulanık, vicdanın sancılı... Devlete inancın sarsıldı. Güvenini kaybettin. Geçenlerde, o arkadaş ortamında, öyle düşünmediğin halde, öyle düşünüyormuş gibi yaptın, hâlâ için içini yiyor. Irkçı filan diye yaftalanmaktan korktuğun için, fikirlerini özgürce ifade edemiyorsun. Kendini yalnız hissediyorsun, “Bi tek ben aksini düşünüyorum herhalde” diyorsun. Son zamanlarda sık sık “Acaba ben mi yanlış düşünüyorum” duygusuna kapılıyorsun. Ramak kaldı... Sürüye katılmak üzeresin.
        *
        Çünkü... Bir türlü açamadıkları
        açılımın önünde tek engel var.
        *
        Sana PKK’lıların teslim olduğunu söylüyorlar ama, aslında senin tıpış tıpış teslim olmanı bekliyorlar.

        Yorum

        • sak55
          Banned
          • 30-05-2008
          • 2059

          #5
          Konu: Orta oyunu

          Serdar Akinan


          Yaşasın adalet

          Vedat Yenerer'i bilir misiniz? Cumhuriyet gazetesinde, 32.Gün'de... Birçok haber merkezinde çalıştı.
          Afganistan'da, Irak'ta, Çeçenistan'da, Bosna'da... Gidip haber yapmadığı cephe kalmadı. Kurşun yağmuru altında haber yaptığını bilen bilir. Bir cuma sabahı 25 tane polis evini bastı.
          Bu savaşlardan hatıra diye getirdiği boş kovanları, deden kalma eski bir tüfeği aldılar. Hakim karşısına tam dört gün sonra çıkabildi.
          Dört gün...
          Vedat, savcıların, 'güçlü şüphe' gerekçesi ile 'terör örgütü üyesi olmak' ve 'vahim nitelikte silah' bulundurmak suçlarından tutuklanarak cezaevine konuldu. Gazetelar ve televizyonlar aylarca 'Terörist Vedat Yenerer' diye yayın yaptı.
          Her bir suçuna 100'er sene hapis istendi.
          Vedat Yenerer, tam 11 ay bir gün sonra serbest bırakıldı.
          Adli Tıp, o 'vahim nitelikte silah'a 'ateşli silah bile değildir' diye bir değil iki kez rapor verdi.
          Adli Tıp Kurumu'nun iki kez rapor vermesi pek görülen bir şey değildir.
          Nedeni ise çok hoş!..
          Hoş, zira, hakimler, 'Polis raporuyla bu kadar tezat olamaz. Herhalde raporlar karıştı' diyerek bir kez daha 'vahim nitelikte silah'ı yolladılar ve rapor aynen geldi... 'Bu ateşli bir silah olarak değerlendirilemez.'
          Neyse mahkeme safahatı sürüyor. Kararın ne çıkacağını elbette bilemeyiz. Ancak Türkiye'de hukukun usulü ve sürati hakkında iki kelam etmemizde mahsur olmasa gerek.
          Nedeni de şu:
          PKK'nın silahlı propagandayı benimsemiş bir örgüt olduğu konusunda bir şüphe olabilir mi?
          Bu örgütün 'bir numarası' yakalandı diye biliyorum.
          Hatta yargılandı ve ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.
          İmralı Adası'nda da cezasını çekiyor. Yani, TC açısından, kanunlar açısından 'terör' devam ediyor.
          Yargıtay, öyle bir içtihat yarattı ki, bu içtihattan ötürü, polise taş atan çocuklar, 25-30 yılla yargılanıyor ve hepsi tutuklu...
          Yıllar içinde on binlerce insan öldü...
          Şimdi 34 kişi geldi mi?
          Geldi.
          Bu arkadaşlardan beşi terör örgütü üyesi mi?
          Üyesi...
          Mesela örgütün iki numarası Murat Karayılan'ın onları uğurlama görüntüleri yayınlandı mı?
          Yayınlandı.
          Şimdi anlamadığım şu?
          Lütfen savcılarımız ve hakimlerimiz, yüce Türk adaletinin ortak yüksek vicdanı ve aklı beni mazur görsün ama...
          Ergenekon'da sabaha karşı evlerinden alınan akademisyenler, gazeteciler, işadamları 'ne ile suçlandığını bilmeden' savcı karşısına çıkmak için günlerce bekletilirken, hakim karşısına günler sonra çıkartılırken... Hala ne ile suçlandıkları bilmeden veya savunma haklarını kullanmak için aylarca cezaevinde yatarken... Bu kanlı terör örgütünün kasası hastanede beş kuruşsuz ölürken...
          Habur'da ayaklarına giden 'özel yetkili savcılar' tarafından karşılanan ve 'teslim olmaya gelmedim' demelerine karşın jet hızıyla serbest bırakılan 'terör örgütü üyesi' olduğu aklen ve vicdanen sabit bu insanlar bu gece evlerine gidip huzur içinde uyuyacaklar.
          Bu ülkede, ne o 'taş atan' çocukların anaları rahat uyumalı...
          Ne de, aylarca 'Ergenekon terör örgütü üyesi' damgası ile gezen ve şimdi teker teker serbest bırakılan insanlar...
          Ne de bizler...

          Yorum

          • sak55
            Banned
            • 30-05-2008
            • 2059

            #6
            Konu: Orta oyunu

            Savcılar ve hâkim, 34 kişinin tutuklanmaması için her türlü hukuki yardımı yaptı. Gözaltı olmaması için Habur Sınır Kapısı’nda mahkeme kuruldu. Yargı, gelenlere “Sayın Öcalan” ve “önderlik” ifadelerini kullanmaları halinde çıkacak sıkıntıyı anlattı. Hâkim, “Sayın Öcalan” ifadesini de tutanağa geçirmedi
            İKNA ETMEYE ÇALIŞTI
            Yargı, terörist Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla, Mahmur Kampı’ndan gelen 26 ve Kandil’deki örgüt kamplarından gelen sekiz kişinin tutuklanmaması için seferber oldu. Grubun gözaltına alınmaması için Habur’da mahkeme kuruldu. Savcılar, sorguladıkları isimleri, “Sayın Öcalan” ve “önderlik” ifadelerini kullanmamaları konusunda ikna etmeye çalıştı.

            Sorgularında bu ifadeleri özellikle kullanan beş kişi, “örgüt üyeliği” suçundan tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Savcılık, mahkemeye “talepte bulunmamalarına rağmen bu kişilerin etkin pişmanlıktan yararlanabileceklerini” anımsattı.

            SAYIN ÖCALAN ISRARI

            Hâkimin, avukatlara yönelik, “Suça konu kelimeler kullanılmasın. Üsluplara dikkat edilsin. Bu kritik süreçte, kimse zor durumda kalmasın” uyarısının ardından, beş kişi, hâkimlik ifadelerinde “önderlik” ifadesini kullanmadı. Beş kişiden bazıları, “Sayın Öcalan” ifadesini sorgusunda da kullanmakta ısrar etti. Ancak, hâkim bu ifadeleri tutanağa geçmedi. Yüzlerce kişiyi çok daha hafif eylemlerden tutuklayan yargı beş kişiyi serbest bıraktı.
            SİVİL KARŞILAMA
            Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giren 34 kişi, 1999’da Türkiye’ye gelen ve tuğgeneral komutanlığındaki askeri birlik tarafından karşılanan grubun aksine, Şırnak Vali Yardımcısı Abdullah Akdaş başkanlığındaki bir grup sivil yetkili tarafından karşılandı. Akdaş, “Hoşgeldiniz” dedi. Olağan şartlarda, örgütle bağlantılı olanların gözaltına alınarak Diyarbakır’a götürülmesi ve sorgulanması gerekiyordu.
            Bu kez özel yetkili 4 savcı Diyarbakır’dan Habur’a geldi. Grup, sınır kapısının 200 metre ilerisindeki Tarım İl Müdürlüğü binasına götürüldü.
            ORTAK İFADE
            Önceden hazırlanan odalarda tutulan ve sağlık kontrolünden geçirilen grup, özel yetkili savcılarca akşam saat 21.00’den gece saat 02.00’ye kadar sorgulandı. Sorgu sürerken, polis bariyerleriyle çevrilen binanın önünde sürekli olarak bir ambulans bekletildi. Binanın, güvenlik şartları uygun olduğu için önceden hazırlandığı bildirildi.
            Sorgulanan beşi Kandil, 24’ü Mahmur’dan gelen 29 kişi, “Örgüte ne zaman katıldın?”, “Nerelerde bulundun?”, “Neden geldin?” sorularına karşılık, ortak bir ifade kullandı ve “Tıkanan barış sürecini açmak için Öcalan’ın çağrısıyla Türkiye’ye geldik” dedi.
            Türkçe bilmeyenlerin sorgusu sırasında tercüman yardımı alındığı bildirildi. Sorgulananlara, “Pişmanlıktan yararlanmak isteyip istemediği” sorulmadı. Üçü Kandil, ikisi Mahmur’dan gelen beş kişi ise, sorgularında bu 29 kişiden farklı olarak, “Kürt halkının önderi sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine, barışa katkı sağlamak üzere Türkiye’ye geldim” şeklinde ifade verdi.
            SAVCILAR SIKINTIDA
            “Önderlik” ve “sayın” kavramlarının kullanıldığı bu ifade, savcıları sıkıntıya soktu. Sabaha karşı, “beş kişinin tutuklanması istemiyle hâkimliğe sevk edildiği” haberleri kamuoyuna yansıdı. Ancak, beş kişinin tutuklanmadan önce “ifadelerini değiştirmeleri” konusunda ikna edilmeye çalışıldığı, ikna edilemeyince hâkimliğe sevk edildikleri ileri sürüldü.
            Savcılığın müzekkeresinde, beş kişinin verdiği ifadeler sıralanarak, TCK’nın “örgüt üyeliği” başlıklı 314. maddesi uyarınca tutuklanmaları talep edildi. Müzekkereye, beş kişinin herhangi bir talepte bulunmamasına rağmen, “TCK’nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilecekleri” notu düşüldü.
            Savcılar, müzekkereyi Silopi’den gelen sulh ceza hâkimine sundu. Kandil’den gelen PKK’lı Hüseyin İpek, Vilayet Yakut ve Elif Uludağ ile Mahmur’dan gelen Musa Tomak ve Nurettin Turgut’un avukatları, tutuklama talebini değerlendirecek olan hâkim ve savcılarla görüştü. Hâkim ve savcılar kendi aralarında da görüştü.
            HAKİMİN İFADE TELKİNİ
            Hâkimin, savcılarla yaptığı görüşmede, “Bu ifadeleri mahkeme huzurunda tekrarlarlarsa, tutuklamak zorunda kalırım. Hâkim huzurunda böyle söylememeleri gerekir” dediği belirtildi.
            Hâkimin, avukatlarla yaptığı sohbette de “Suça konu kelimeler kullanılmasın. Üsluplara dikkat edilsin. Kimse zor durumda bırakılmasın. Biz de sürece katkı sağlamak istiyoruz” şeklinde konuştuğu ifade edildi.
            Hâkimin örtülü uyarısı üzerine beş kişiyle görüşen avukatlar, “önderlik” ve “sayın” kelimelerinin kullanılması halinde tutuklanabileceklerini, diğer 29 kişi gibi ifade vermeleri halinde serbest kalacaklarını müvekkillerine söyledi. Ancak, İpek, bu kavramları kullandı.
            ÖNDERLİK GİTTİ
            Hâkim önüne çıkan beş kişi, “önderlik” ifadesini kullanmadan, “Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine barışa katkı sağlamak üzere Türkiye’ye geldim” dedi. Hâkim, sadece “suçluyu övme” suçunu oluşturan “Sayın Öcalan” ifadesini tutanağa geçmeyeceğini belirtti. Tartışma sonunda, tutanağa “Sayın Öcalan” ifadesi yazılmadı. Tutanakta, beş kişinin, “Öcalan’ın çağrısı üzerine Türkiye’ye geldiklerini” söyledikleri açıkça belirtildi.
            AYNI SÖZLERDEN TUTUKLANDILAR
            BUGÜNE kadar, yüzlerce kişi, düzenlenen yasal basın açıklamalarına katıldığı gerekçesiyle tutuklandı. Buna, bu eylemlere katılım konusunda PKK’nın da çağrı yapması ve eylemde PKK sloganları atılması gerekçe gösterildi. Açıkça, “Öcalan’ın talimatıyla Türkiye’ye geldiğini” söyleyen ‘Barış Grubu’ üyesi PKK’lılar ise, demokratik açılım sürecinin etkisiyle serbest bırakıldı. (Milliyet)

            Yorum

            • track__1
              Junior Member
              • 01-09-2008
              • 379

              #7
              Konu: Orta oyunu

              Yurtta sulh

              25 yıllık kanlı dönemin artık kapanmakta olduğunu anlamak için "Eve dönenler"e öncülük eden Seydi Fırat'ın SABAH'a açıklamalarını okumak yeterli:
              "Mahmur kampına gittiğimde, insanlar Türkiye'ye gelmek için adeta üzerime atladılar. Ağladık, sarıldık, o sahneleri anlatmak çok zor."
              Oysa Mahmur'dakileri dönüşe ikna için başta BM Mülteciler Yüksek Komiserliği temsilcileri olmak üzere birçok yetkili yıllarca dil döktü. Verilen her türlü güvenceye rağmen, bir kişi bile dönmedi. Şimdi "Dönmek isteyen var mı" diye soranın "Üstüne atlıyorlar!"
              Hiç kuşkumuz yok; Mahmur'daki havanın benzeri Kandil'de de esiyor.

              İki boyutlu vizyon
              Adını koyalım: Bu değişiklik, örgütün çözülmesinin değil, varlığının anlamını yitirmeye başlamasının sonucu.
              Devlet dün İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın bir daha hatırlattığı gibi, bir hedef, bir "Kardeşlik Projesi", bir vizyon ortaya koydu: 1- Terörsüz Türkiye. 2- Demokratik standartların yükseldiği Türkiye.
              İkincinin yolu, ilkinden geçiyor. Terör bitmeden demokratik standartların yükseltilmesi aşamasına geçilemez.
              Geçildiğinde de çok farklı bir tablo ortaya çıkar:
              Herkesin köken, inanç ve kültürel değerlerine saygı gösterildiği, farklılıkların özgürce yaşandığı, "Kopenhag Kriterleri"nin tam uygulandığı ve içselleştirildiği bir Türkiye.
              İşte bu proje kapıları açtı. "Makulde buluşma", "Demokraside kenetlenme", "Toplumsal barışı güçlendirme" zeminini yarattı.
              Kandil'den ve Mahmur'dan gelenlerin "Yetkililere ulaştırmak istedikleri" mektuptaki talepler de bu parametreleri yansıtıyor. Neler isteniyor mektupta? Sayalım:
              Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesine bağlı olarak, diyalog ve müzakere yoluyla Kürt sorununa demokratik siyasal çözüm bulmak.

              Özgür, birlikte

              Türkiye demokratik ulusunun bir parçası olarak Kürt halk kimliği temelinde ve anayasal güvenceye sahip olarak özgür, eşit ve birlikte yaşamak.
              Kürtçe'yi özgürce konuşmak, öğrenmek, geliştirmek ve tarihi değerlerimizi, kültürümüzü ve coğrafyamızı anadilde yaşamak.
              Çocukları Kürtçe adlandırmak, eğitmek ve büyütmek.
              Kürt halkı olarak tarihimizi, kültürümüzü, sanatımızı ve edebiyatımızı özgürce yaşamak, geliştirmek ve korumak.
              Kendi kimliğimizle demokratik toplumsal örgütlenmemizi geliştirmek, demokratik siyaset yapmak ve kendimizi özgürce ifade etmek.
              Köy, kasaba ve şehirlerimizde özel harekâtçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, yeterli imkânlara kavuşmuş olarak ve güvenlik içinde yaşamak.
              Türkiye'nin demokratikleşmesi için sivil-demokratik bir anayasa hazırlanması.
              Öcalan'ın hazırladığı yol haritasının kamuoyuna açıklanması.
              Kim bu taleplere ya da beklentilere itiraz edebilir ki? Zaten kamuoyu da aylardır benzer önerileri tartışmıyor mu? "Herkesin dilini özgürce öğrenmesi ve konuşması, tüm etnik grupların kültürel değerlerinin geliştirilmesi, özgün ve tarihi coğrafi isimlerin geri verilmesi, Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanunu'nun değiştirilmesi, yeni bir Anayasa hazırlanması veya 1982 Anayasası'nın ilk üç madde hariç yenilenmesi" konularında kamuoyunun ezici çoğunluğunda genel uzlaşı yok mu?
              Dahası, bu taleplerin çoğu zaten çoktan hayata geçirilmedi mi?
              Türkiye "Yurtta sulh"a hiç bu kadar yakın olmadı...

              Yorum

              • track__1
                Junior Member
                • 01-09-2008
                • 379

                #8
                Konu: Orta oyunu

                Hepimizin katili bu düzendir!!

                Rasim Ozan Kütahyalı - 21.10.2009


                Çeyrek asırlık bu kirli ve çözümsüz savaş bitiyor mu? Galiba evet... Geçen hafta Diyarbakır ve Batman’da gezerken halkın merakla beklediği şey barış gruplarının Türkiye’ye gelme meselesiydi... O gruplara karşı gösterilecek tavrı merak ediyorlardı... “Bu sefer her şey olumlu olsun inşallah” duaları eksik olmuyordu, tüm konuştuğum Kürt kardeşlerimin dilinden... 10 yıl evvel bu fırsat kaçırılmıştı... Türk devlet aklı “Karşı tarafı dize getirdik” psikolojisiyle bu barış elini tutmadı o zaman... Sonuç ne oldu? Binlerce genç Türkiye yurttaşı daha bu kirli ve karanlık savaş uğruna yok yere kara toprağın altına girdi...

                Habur sınır kapısından ülkelerine gelecek olan PKK’lı gruplara yönelik hükümetin bu seferki tavrı çok olumlu oldu... Bu 34 kişinin tamamı serbest olmalı. Sanırım öyle de olacak. Ahmet Altan’ın dediği gibi evlerine gitmeliler ve annelerinin yaptığı içli köfteleri yemeliler... Barış bu demek zaten... Normalleşme bu demek... Bu paragrafın ilk cümlesini o kasıtla kurdum. O 34 kişi “ülkemiz”e giriş yapmadı, kendi ülkelerine giriş yaptılar... Dağda ne kadar genç varsa, bu ülke o gençlerin de ülkesi...

                Bu bağlamda teslim olmak, pişmanlık duymak, af dilemek, aman dilemek gibi karşı tarafı aşağılayıcı tabirlerden tüm sağduyu sahibi Türkler kaçınmalıdır... Bu ülkenin Kürtleri, onurlu bir barış karşılığında 86 yıl boyunca yaşadıkları tüm zulümleri geride bırakmaya hazırlar... Kürt halkının çok büyük çoğunluğunda bir zerre geçmişe yönelik hesap sorma duygusu yok... Biz Türklerde de “Şu kadar şehit verdik” “Dize geldiler, teslim oldular” tipi bir söylem asla olmamalı... Zaten Türkiye’de bu iç savaş Türkler ve Kürtler arasında yaşanmadı... Sistem ile Kürtler arasında yaşandı... Bu çarpık ve bozuk devlet düzeni Kürtlerin yanı sıra dindarları, Alevileri, gayrımüslimleri ve fikrini ve kimliğini özgürce ifade eden binlerce başka yurttaşımızı da mağdur etti, hâlâ da ediyor...

                Bu çeyrek asırlık savaş sırasında vefat eden askerlerimize karşı da birinci dereceden bu düzen sorumludur... Bu askerlerimizin katili öncelikle Türk devlet sistemidir... Bu ülkenin gencecik evlatlarını kendi bozuk ve çarpık düzenini sürdürmek için gayrımeşru biçimde ölüme yollayan Türk devlet sistemi vefat eden tüm Türk askerlerine karşı sorumludur... Bu savaş o gençlerin savaşı değildi... Çoğunlukla o gençleri ve o gençlerin ailelerini de “ikinci sınıf yurttaş” sayan bu bozuk ve çarpık düzenin ayakta kalma savaşıydı çeyrek asırdır bize yaşatılan bu savaş...

                Öyle bozuk, öyle adaletsiz, öyle çarpık bir düzen ki bu, din istismarı yapılarak “şehit” denilen bu gençlerimizin başörtülü eşleri ve anneleri hâlâ orduevlerine giremiyor ve ordu tesislerinden yararlanamıyor. Türk gencini ölüme çağırırken İslâmi değerleri kullanmaktan çekinmeyen ordumuz, sonrasında inandığı din gereği örtünen şehit yakınlarını kendi içine almıyor ve dışlıyor... Bu ülkenin şehit yakınları ve gazileri hâlâ çok sınırlı imkânlara sahip, çok kısıtlı bir maaş alıyorlar... Yaşadığımız bu barış sürecinin bir parçası da Türk ordusu bünyesinde vefat eden ve sakat kalan yurttaşlarımıza karşı bu devletin gereğini tam anlamıyla yapması olmalıdır...

                Askerlerimizi bu bozuk sistemin yaşaması için kurban edilecek varlıklar olarak gören İttihatçı zihniyetin askerlerimiz üzerinden yeni bir tezgâh çevirmesine izin vermemeliyiz... Pimi çekilmiş el bombasıyla katledilen dört askerimizin ailesine “Bu konuyu fazla kurcalamayın, yoksa oğullarınızın şehitlik beratını iptal ederiz” diyen ahlak ve şeref yoksunu zihniyetler bu ülkede bir de utanmadan “şehitlerimiz edebiyatı” yapamazlar!! O gençlerin katili bizzat bu zihniyettir çünkü...

                Bu olumlu süreci baltalamak isteyen kimi güçler, mağduru oldukları sistem tarafından savaştırılıp, katlettirilen bu gençleri bir kez daha savaşın devam etmesi için istismar etmek isteyecekler... “Bu şehitler niçin verildi?” diyecekler, barış sürecini durdurmak için...

                Evet, biz de bu soruyu soruyoruz... “Bu şehitler niçin verildi?”... Türkiye için, ülkemiz için savaşa gönderildiğini sandı bu gençler... Oysa Türkiye’mizi daha güçsüz ve daha yoksul bırakan bu egemen zihniyet o gençlere ve o gençlerin yakınlarına ihanet etti... Tek derdi bu bozuk ve adaletsiz devlet düzenini sürdürmekti... O düzen ayakta kalamıyor, mecburen yıkılıyor... Gelecekte, daha özgür ve daha adil bir Türkiye bizleri bekliyor... Geçmişte bırakmaya hazırlandığımız bu çarpık düzenin dinî duygularını istismar ederek ölüme yolladığı bu gençlerin ailelerinden resmen özür dilemek zorunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti...

                Kimliği inkâr edilen, asimile edilmek istenen ve türlü zulümler gören Kürt yurttaşımızla, bu bozuk devlet düzeni tarafından yok yere ölüme yollanmış şehit yakını ya da gazi yurttaşımız özbeöz kardeştir... Kimsenin araya nifak sokmasına izin vermeyiz... Kalleş olan ve tarihe gömülmesi gereken bu bozuk ve çarpık düzendir... Kimsenin kuşkusu olmasın ki tarihe de gömülecektir...

                Yorum

                • track__1
                  Junior Member
                  • 01-09-2008
                  • 379

                  #9
                  Konu: Orta oyunu

                  sak arkadaş tarafsız sadece haber taşımaksa benim eklediklerimide eklemeliydin
                  sadece kendi görüşünü taşıyıp cevap yazan banada siyaset yapma diyemessin
                  siyasetin en derinini aylardır sen yapıyorsun sadece kendi görüşünü taşıyarak
                  bu memleketteki insanlar sadece ne senin gibi nede hürriyet yazarları gibi düşünmüyorlar.......
                  Son düzenleme track__1; 21-10-2009, 17:51.

                  Yorum

                  • M.A.S
                    Member
                    • 22-10-2006
                    • 806

                    #10
                    Konu: Orta oyunu

                    Gereksiz neler isteniyor mektupta? Sayalım:

                    Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesine bağlı olarak, diyalog ve müzakere yoluyla Kürt sorununa demokratik siyasal çözüm bulmak.

                    Ortada bir kürt sorunu yok.Gereksiz kişiler var.
                    ----------------------------------------------------------------------
                    Özgür, birlikte
                    Türkiye demokratik ulusunun bir parçası olarak Kürt halk kimliği temelinde ve anayasal güvenceye sahip olarak özgür, eşit ve birlikte yaşamak.

                    T.C. Anayasası,Türkiye Cumhuriyeti kimliğine sahip herkese(Beğenmiyorlarsa gidecekleri yer ve yerler de bellidir.) eşit davranmaktadır.Aksini iddia eden ispatlasın.
                    ----------------------------------------------------------------------
                    Kürtçe'yi özgürce konuşmak, öğrenmek, geliştirmek ve tarihi değerlerimizi, kültürümüzü ve coğrafyamızı anadilde yaşamak.

                    Güneydoğu'da ve Doğu Anadolu'da gidin bakın herkes kürtçeyi anadilinden öğreniyor ve konuşuyor.Aksini iddia eden varsa ispatlasın.Kültürlerini de(Başlık parası,kan davası vs.) rahatça yaşıyorlar.Yaşayamıyorum diyen varsa kanıtıyla ispatlasın.

                    Batman'da kutlamalar eşliğinde kürtçe dil eğitim merkezi açıldı da hangi kürt ilgi gösterdi,kapandı gitti çok şükür.

                    -----------------------------------------------------------------------

                    Çocukları Kürtçe adlandırmak, eğitmek ve büyütmek.

                    Yıllardır çocuklarına rojin,rojda,beritan,baran vs. isimleri zaten koymuyorlar mıydı?Bilmeyen varsa gidip görsün.

                    Eğitmek ve büyütmek konusuna gelince anaları zaten kürt değil mi?Benim anam mı eğitiyor?

                    -----------------------------------------------------------------------

                    Kürt halkı olarak tarihimizi, kültürümüzü, sanatımızı ve edebiyatımızı özgürce yaşamak, geliştirmek ve korumak.

                    Ortada tarihleri varsa buraya aktarsın.Ne zaman ne yapmışlar şeklinde.

                    Sanatlarını şeş mi meş mi diye bir kanalda göstermeye çalışıyorlardır herhalde.İzleyen ve anlayan varsa anlatırsa iyi olur.

                    Edebiyat konusuna gelince,Avrupa'da istedikleri zaman her şeyi zamanında yazılı hale getirdiler(pkk nasıl bir örgüttür diye)

                    -----------------------------------------------------------------------

                    Kendi kimliğimizle demokratik toplumsal örgütlenmemizi geliştirmek, demokratik siyaset yapmak ve kendimizi özgürce ifade etmek.

                    Meclisteki detepeyle kendilerini özgürce ifade edemiyorlar mıymış?

                    -----------------------------------------------------------------------

                    Köy, kasaba ve şehirlerimizde özel harekâtçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, yeterli imkânlara kavuşmuş olarak ve güvenlik içinde yaşamak.

                    Bu istek onların, bizlere(Türklere) ve güvenlik güçlerimize ne gözle baktıklarını ortaya koymaktadır.Beğenmiyorlarsa BOROZANİ Korusun.

                    -----------------------------------------------------------------------

                    Türkiye'nin demokratikleşmesi için sivil-demokratik bir anayasa hazırlanması.

                    Türkiye zaten demokratik bir ülke.

                    -----------------------------------------------------------------------

                    Öcalan'ın hazırladığı yol haritasının kamuoyuna açıklanması.

                    Bu kişi zaten sabun olmalı.Gerisi boş.

                    ----------------------------------------------------------------------

                    Yorum

                    • sak55
                      Banned
                      • 30-05-2008
                      • 2059

                      #11
                      Konu: Orta oyunu

                      Türkiye'nin demokratikleşmesi



                      meclise baksınlar milletvekillerimizin ne kadarı kürt kökenli bu ülke demokratik değilse onların orada ne işi var siyaset derkende bir partinin borazanlığını yapmıyorumu kıastetdim yoksa hayatın kendisi siyaset

                      Yorum

                      • sak55
                        Banned
                        • 30-05-2008
                        • 2059

                        #12
                        Konu: Orta oyunu

                        Originally posted by M.A.S
                        Gereksiz neler isteniyor mektupta? Sayalım:

                        Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesine bağlı olarak, diyalog ve müzakere yoluyla Kürt sorununa demokratik siyasal çözüm bulmak.

                        Ortada bir kürt sorunu yok.Gereksiz kişiler var.
                        ----------------------------------------------------------------------
                        Özgür, birlikte
                        Türkiye demokratik ulusunun bir parçası olarak Kürt halk kimliği temelinde ve anayasal güvenceye sahip olarak özgür, eşit ve birlikte yaşamak.

                        T.C. Anayasası,Türkiye Cumhuriyeti kimliğine sahip herkese(Beğenmiyorlarsa gidecekleri yer ve yerler de bellidir.) eşit davranmaktadır.Aksini iddia eden ispatlasın.
                        ----------------------------------------------------------------------
                        Kürtçe'yi özgürce konuşmak, öğrenmek, geliştirmek ve tarihi değerlerimizi, kültürümüzü ve coğrafyamızı anadilde yaşamak.

                        Güneydoğu'da ve Doğu Anadolu'da gidin bakın herkes kürtçeyi anadilinden öğreniyor ve konuşuyor.Aksini iddia eden varsa ispatlasın.Kültürlerini de(Başlık parası,kan davası vs.) rahatça yaşıyorlar.Yaşayamıyorum diyen varsa kanıtıyla ispatlasın.

                        Batman'da kutlamalar eşliğinde kürtçe dil eğitim merkezi açıldı da hangi kürt ilgi gösterdi,kapandı gitti çok şükür.

                        -----------------------------------------------------------------------

                        Çocukları Kürtçe adlandırmak, eğitmek ve büyütmek.

                        Yıllardır çocuklarına rojin,rojda,beritan,baran vs. isimleri zaten koymuyorlar mıydı?Bilmeyen varsa gidip görsün.

                        Eğitmek ve büyütmek konusuna gelince anaları zaten kürt değil mi?Benim anam mı eğitiyor?

                        -----------------------------------------------------------------------

                        Kürt halkı olarak tarihimizi, kültürümüzü, sanatımızı ve edebiyatımızı özgürce yaşamak, geliştirmek ve korumak.

                        Ortada tarihleri varsa buraya aktarsın.Ne zaman ne yapmışlar şeklinde.

                        Sanatlarını şeş mi meş mi diye bir kanalda göstermeye çalışıyorlardır herhalde.İzleyen ve anlayan varsa anlatırsa iyi olur.

                        Edebiyat konusuna gelince,Avrupa'da istedikleri zaman her şeyi zamanında yazılı hale getirdiler(pkk nasıl bir örgüttür diye)

                        -----------------------------------------------------------------------

                        Kendi kimliğimizle demokratik toplumsal örgütlenmemizi geliştirmek, demokratik siyaset yapmak ve kendimizi özgürce ifade etmek.

                        Meclisteki detepeyle kendilerini özgürce ifade edemiyorlar mıymış?

                        -----------------------------------------------------------------------

                        Köy, kasaba ve şehirlerimizde özel harekâtçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, yeterli imkânlara kavuşmuş olarak ve güvenlik içinde yaşamak.

                        Bu istek onların, bizlere(Türklere) ve güvenlik güçlerimize ne gözle baktıklarını ortaya koymaktadır.Beğenmiyorlarsa BOROZANİ Korusun.

                        -----------------------------------------------------------------------

                        Türkiye'nin demokratikleşmesi için sivil-demokratik bir anayasa hazırlanması.

                        Türkiye zaten demokratik bir ülke.

                        -----------------------------------------------------------------------

                        Öcalan'ın hazırladığı yol haritasının kamuoyuna açıklanması.

                        Bu kişi zaten sabun olmalı.Gerisi boş.

                        ----------------------------------------------------------------------
                        beerbeer

                        Yorum

                        • sak55
                          Banned
                          • 30-05-2008
                          • 2059

                          #13
                          Konu: Orta oyunu

                          teröristler şov yaptı özel mahkeme kuruldu ve ayaklarına gidildi verecekleri cevabı bile yargı mensupları yol gösterdi daha ne diyelim onlara özel demokrasi

                          Yorum

                          • M.A.S
                            Member
                            • 22-10-2006
                            • 806

                            #14
                            Konu: Orta oyunu

                            Az önce tvlerde gösterilerdeki çocuklarla yapılan röportajda çocukların teslim olan teröristler için"onlar bizim askerimiz"dediğini duyanlar olmuştur.

                            Bu çocukları eğitenler ve büyütenlerin anneleri ve babaları oldukları belli.Bazı çocuklar da nedendir(İçgüdüsel olduğunu biliyorum,ruhlarına işlemiş.) treni taşlamaya başladı.

                            Sorun onlarda bunu iyi bilin.

                            Bu kendini bilmezlerin amacı belli.Sözde Kürdistan devletini kurmak.

                            Yorum

                            • ali_ekber
                              Member
                              • 15-11-2004
                              • 2525

                              #15
                              Konu: Orta oyunu

                              Bu kendini bilmezlerin amacı belli.Sözde Kürdistan devletini kurmak.
                              abd emirli,hükümet destekli ilk aşamalar başladı sanırım,artık hiç bir şey umrumda değil,her zaman kanunlara saygılı odum,vergimi ödedim,primlerimi ödedim,elektrik paramı ödedim,şimdi tutarlar benim ödediğim paralarla,bu kadar insanı katledenlere bir de maaş bağlarlar,onuda öderiz,nasıl olsa biz kanunlara sadık insanlarız,
                              hepsinin canı cehenneme,bundan sonra hiç bir şey ödemiyorum

                              Yorum

                              İşlem Yapılıyor