Bağımlılık deyince aklınıza ne geliyor? Muhtemeldir ki, uyuşturucu, alkol, sigara ve benzeri maddeler. Ama madalyonun bir de öteki yüzü var ki, üzerinde uzun uzadıya düşünmek gerekir. Örneğin, internet, televizyon, cep telefonu ve benzeri teknolojik masum bağımlılıklar...
Bağımlılığı Engelleme, Mücadele ve Eğitim Vakfı’nın dünkü toplantılarına katıldım. Alanlarında uzman seçkin üyelerle birlikte bu konuları konuştuk. Farklı açılımlar getirmeye çalıştık. Ortaya öylesine farklı bağımlılıklar çıktı ki, şaştık kaldık. Şimdi bu konuda ciddi bir çalışma yürütüyorlar. Sanırım yakında kamuoyu ile de paylaşırlar.
Bilgisayar oyunları deyip geçmeyin, öylesine bağımlılık yaratıyor ki, bütün gününü ya da gecesini bilgisayar başında geçirenler var. Tıpkı sohbet sitelerinde “geyik” yapanlar gibi.
Peki ya dizilere ne denir? Hafta boyu hemen her gece kanal kanal dolaşıp, her şeyden kopup dizi izleyenler de sizce bir “bağımlı” değil mi?
Bir de erkeklerin anne bağımlılığından söz edildi ki şaşıran fazla çıkmadı. Demek ki yaygınmış. Hani şu evlenip, çoluk çocuğa karışsa da ille de her fırsatta “ah annem” diyenlerin bağımlılığı...
Peki ya futbol bağımlılığı, o takım, bu takım demeden hiçbir maçı kaçırmayanlar ve futbol dışında gündemi olmayanların bağımlılığı?
Cep telefonuyla bu kadar konuşan, mesajlaşan başka bir ülke var mı bilmiyorum ama sınırsız konuşmalı abonelikler tam bize göre. Sanki telefona yapışıklar. Telefonları çalmadığı ya da konuşmadıkları zaman tedirgin olan o kadar çok insan var ki? Daha önce ne yapıyorlardı anlamak mümkün değil.
Yeme içme bağımlılığı olanlar da yok mu? Fazlasıyla bulmak mümkün. Kolalı içecek ya da kahve içmeden duramayanlardan ekmeksiz doymayanlara kadar ne ararsanız var. Çay yine de en masum olanı.
Bağımlılıkla ilgili herhalde sizin de onlarca anekdotunuz vardır. Aklınıza gelenleri bize yazın, vakfa önerelim, o konulardaki bağımlılıkları önleyecek ya da kurtaracak çözüm önerileri de geliştirsinler.
Hayata küstürüyor
Peki bağımlılık kişiler üzerinde ne gibi etkiler yaratıyor? Öylesine uzun bir liste var ki, sıralamaya kalksam değil köşe, sayfa yetmez.
Ama her şeyden önce, kişiyi hayattan koparıp aldığı kesin. Benim asıl üzerinde durduğum ise masum bağımlılıklar, hiç farkına varmadan kişiye, aileye, topluma ve ül***e öyle büyük zararlar veriyor ki saymakla bitmez.
Örneğin dizi bağımlılığı nedeniyle artık konuşmuyoruz, okumuyoruz, üretmiyoruz, hiçbir şeyle ilgilenmiyoruz. Varsa yoksa onlar ve o dizilerin kahramanları. Televizyonlar da onlar, gazeteler de onlar, sohbetler de onlar. Siyasette, ekonomide, eğitimde neler oluyor umurlarında bile değil. Ülke kutuplara ayrılmış, işsizlik tavan yapmış, eğitim dibe vurmuş kimin umurunda!..
Vakfın tespit ettiği, gençlerdeki değişimlerden bazıları da şunlar:
- Çocuğunuz öğrenim görüyorsa ve de o güne kadar derslerinde başarılıysa, artık okuldan kaçar devam etmez. Başarısız olur. Öğrenimini yarım bırakır.
- İşi ve mesleği varsa, iş başarısı düşer, mesleğini yapamaz hale gelir.
- Canlı ve neşeli ise neşesini yitirir, mutsuz ve karamsar olur.
- Eve gelir gelmez, çevresindekilerle konuşmadan, onların sorularını yanıtlamadan, doğrudan odasına çekilir-kapanır-yalnız kalmak ister. Aileden kimseyle konuşmak istemez.
- Sinirlidir, saldırgandır ya da içe dönüktür.
- Sıklıkla yalan söyler, yapmadığını yapmış gibi gösterir.
Özetin özeti: Bağımlılıklar gibi elbette etkileri de birbirinden çok değişik. Ama hemen hepsinin yarattığı bir farklılık var. Asosyallikten en yakınlarını üzmeye kadar. En uçtakilerden, en masumuna kadar hiçbirini hafife almamak gerekir!..
Bağımlılığı Engelleme, Mücadele ve Eğitim Vakfı’nın dünkü toplantılarına katıldım. Alanlarında uzman seçkin üyelerle birlikte bu konuları konuştuk. Farklı açılımlar getirmeye çalıştık. Ortaya öylesine farklı bağımlılıklar çıktı ki, şaştık kaldık. Şimdi bu konuda ciddi bir çalışma yürütüyorlar. Sanırım yakında kamuoyu ile de paylaşırlar.
Bilgisayar oyunları deyip geçmeyin, öylesine bağımlılık yaratıyor ki, bütün gününü ya da gecesini bilgisayar başında geçirenler var. Tıpkı sohbet sitelerinde “geyik” yapanlar gibi.
Peki ya dizilere ne denir? Hafta boyu hemen her gece kanal kanal dolaşıp, her şeyden kopup dizi izleyenler de sizce bir “bağımlı” değil mi?
Bir de erkeklerin anne bağımlılığından söz edildi ki şaşıran fazla çıkmadı. Demek ki yaygınmış. Hani şu evlenip, çoluk çocuğa karışsa da ille de her fırsatta “ah annem” diyenlerin bağımlılığı...
Peki ya futbol bağımlılığı, o takım, bu takım demeden hiçbir maçı kaçırmayanlar ve futbol dışında gündemi olmayanların bağımlılığı?
Cep telefonuyla bu kadar konuşan, mesajlaşan başka bir ülke var mı bilmiyorum ama sınırsız konuşmalı abonelikler tam bize göre. Sanki telefona yapışıklar. Telefonları çalmadığı ya da konuşmadıkları zaman tedirgin olan o kadar çok insan var ki? Daha önce ne yapıyorlardı anlamak mümkün değil.
Yeme içme bağımlılığı olanlar da yok mu? Fazlasıyla bulmak mümkün. Kolalı içecek ya da kahve içmeden duramayanlardan ekmeksiz doymayanlara kadar ne ararsanız var. Çay yine de en masum olanı.
Bağımlılıkla ilgili herhalde sizin de onlarca anekdotunuz vardır. Aklınıza gelenleri bize yazın, vakfa önerelim, o konulardaki bağımlılıkları önleyecek ya da kurtaracak çözüm önerileri de geliştirsinler.
Hayata küstürüyor
Peki bağımlılık kişiler üzerinde ne gibi etkiler yaratıyor? Öylesine uzun bir liste var ki, sıralamaya kalksam değil köşe, sayfa yetmez.
Ama her şeyden önce, kişiyi hayattan koparıp aldığı kesin. Benim asıl üzerinde durduğum ise masum bağımlılıklar, hiç farkına varmadan kişiye, aileye, topluma ve ül***e öyle büyük zararlar veriyor ki saymakla bitmez.
Örneğin dizi bağımlılığı nedeniyle artık konuşmuyoruz, okumuyoruz, üretmiyoruz, hiçbir şeyle ilgilenmiyoruz. Varsa yoksa onlar ve o dizilerin kahramanları. Televizyonlar da onlar, gazeteler de onlar, sohbetler de onlar. Siyasette, ekonomide, eğitimde neler oluyor umurlarında bile değil. Ülke kutuplara ayrılmış, işsizlik tavan yapmış, eğitim dibe vurmuş kimin umurunda!..
Vakfın tespit ettiği, gençlerdeki değişimlerden bazıları da şunlar:
- Çocuğunuz öğrenim görüyorsa ve de o güne kadar derslerinde başarılıysa, artık okuldan kaçar devam etmez. Başarısız olur. Öğrenimini yarım bırakır.
- İşi ve mesleği varsa, iş başarısı düşer, mesleğini yapamaz hale gelir.
- Canlı ve neşeli ise neşesini yitirir, mutsuz ve karamsar olur.
- Eve gelir gelmez, çevresindekilerle konuşmadan, onların sorularını yanıtlamadan, doğrudan odasına çekilir-kapanır-yalnız kalmak ister. Aileden kimseyle konuşmak istemez.
- Sinirlidir, saldırgandır ya da içe dönüktür.
- Sıklıkla yalan söyler, yapmadığını yapmış gibi gösterir.
Özetin özeti: Bağımlılıklar gibi elbette etkileri de birbirinden çok değişik. Ama hemen hepsinin yarattığı bir farklılık var. Asosyallikten en yakınlarını üzmeye kadar. En uçtakilerden, en masumuna kadar hiçbirini hafife almamak gerekir!..
Yorum