Yaşadığım bu kent SAMSUN

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    Yaşadığım bu kent SAMSUN

    Köşe yazarı : Osman KARA
    Yaşadığım bu kent

    Ben bu kenti ilk 1961’de gördüm, Ordu’ya giderken gelip geçerken. Denizi ve ormanı da ilk kez bu kente ayak bastığım gün görmüştüm. Anadolu bozkırının ortasında dar bir vadiye sıkışmış küçük, şirin ve yeşil bir ilçede doğmuştum; çocukluğumun yaz ayları Tohma’nın kıyısındaki bahçelerde geçmişti. Ben ve biz yeşili bahçelerimizden, derya denizi de göllerimizden ibaret sanırdık. Samsun’dan Ordu’ya giderken yeşille mavinin sarmaş dolaş sevda dolu dansını doya doya izleyebilmek için yol hiç bitmesin isterdim.
    Ben bu kenti gördüğümde ve sevdiğimde Kemal Vehbi Gül Mülkiye Mektebi’ni, Yusuf Ziya Yılmaz da ortaokulu bitirmemişlerdi. Kent henüz betonlaşmamıştı ve kentli henüz kavgayla tanışmamıştı. Kimisi bir katlı, kimisi iki katlı, kimisi ahşap, kimisi kagir, kimisi zengin ve gösterişli, kimisi fakir ve bakımsız evlerin bahçelerinden gül ve hanımeli kokusu yayılırdı kentin caddelerine, sokaklarına.
    Ben bu kente adım attığımda Büyük Sinema yıkılmamış, Konak Sineması da henüz yapılmamıştı. Yazlık sinemalarda çekirdek çıtlatır, gazoz içerdik; kışlık sinemalarda ise perde arasında Alaska ya da Frigo dondurma yerdik.
    Kent güzel, kentliler daha da güzeldi. İnsanlar şık, insanlar güzel, insanlar zarifti. Türkçenin en güzeli konuşulurdu bu kentin caddelerinde, iş yerlerinde. Şarkıların en içlisi çalınırdı gazinolarda ve türkülerin en duygulusu dillendirilirdi konserlerde.
    Artık ne Büyük Sinema var bu kentte ne de Selçuk Sineması kaldı ortada. Yazlık sinemalar çoktan tarih oldular. Zamana şimdilik direnen tek bina Yıldız Sineması’nın binası; o da her an satılmayı ve yıkılmayı bekliyor. O yıllardan kalan son kışlık sinema Sümer daha geçenlere yıkıldı. Sokağından geçerken içimde bir yerlerin söküldüğünü, parçalandığını sandım.

    Bu kent uzun bir zamandan beri bir taraftan kavga dövüş yıkılıyor öbür taraftan yine kavga dövüş yeniden yapılıyor. Ne yıkan niye yıktığını anlatma ihtiyacını duyuyor ne de yapan ne yaptığını ve niye yaptığını anlatma sorumluluğunu hissediyor kent halkına karşı. Kavga ruhumuza işlemiş sanki, çıkmıyor.
    Sevdanın kentinden nasıl oldu da kavganın kentine dönüştük? Hepimizin bunu sorgulaması gerek. Bize sevda kenti bırakmışlardı büyüklerimiz, sevda vadisinde büyüdük ama bu vadinin nadide çiçeklerini büyütemedik bir türlü. Bizden sonrakiler zehirli saröaşıklar bırakıyoruz; umarım ki çocuklarımız bizi lanetlemezler.
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    #2
    Konu: Yaşadığım bu kent SAMSUN

    Eski SAMSUN resimleri (2)

    [ 01 ] [ 02 ] [ 03 ] [ 04 ] [ 05 ] [ 06 ] [ 07 ] [ 08 ] [ 09 ] [ 10 ] [ 11 ] [ 12 ] [ 13 ] [ 14 ] [ 15 ]
    [ 16 ] [ 17 ] [ 18 ] [ 19 ] [ 20 ] [ 21 ] [ 22 ] [ 23 ] [ 24 ] [ 25 ] [ 26 ] [ 27 ] [ 28 ] [ 29 ] [ 30 ]
    [ 31 ] [ 32 ] [ 33 ] [ 34 ] [ 35 ] [ 36 ] [ 37 ] [ 38 ] [ 39 ] [ 40 ]

    Yorum

    • sak55
      Banned
      • 30-05-2008
      • 2059

      #3
      Konu: Yaşadığım bu kent SAMSUN

      Samsun Resim Galeri

      [ 01 ] [ 02 ] [ 03 ] [ 04 ] [ 05 ] [ 06 ] [ 07 ] [ 08 ] [ 09 ] [ 10 ] [ 11 ] [ 12 ] [ 13 ] [ 14 ] [ 15 ]
      [ 16 ] [ 17 ] [ 18 ] [ 19 ] [ 20 ] [ 21 ] [ 22 ] [ 23 ] [ 24 ] [ 25 ]

      Yorum

      • sak55
        Banned
        • 30-05-2008
        • 2059

        #4
        Konu: Yaşadığım bu kent SAMSUN

        Samsun'un Tarihi Ve Tarihçesi

        Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919 yılında Kurtuluş Mücadelesini başlattığı Samsun'un Türk Kurtuluş Tarihinde müstesna bir yeri vardır. Çok eski çağların ticaret ve kültür merkezi liman şehridir. Günümüze kadar bu görünümünü devam ettirmiştir. Bugün de bu özelliğini korumaktadır. İç Anadolu'nun Karadeniz'e açılan penceresidir. Kara hava deniz ve demiryolu ulaşımına sahiptir.

        Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlamasında ve çağdaş Türkiye cumhuriyetinin kuruluşunda müstesna bir yere sahip olan Samsun Cumhuriyet tarihimiz içinde de Karadeniz Bölgesinin ve ülkemizin önemli bir merkezi haline gelmiştir. Her ne kadar henüz gereği gibi değerlendirilemeyen doğal ve ekonomik potansiyele sahip olmakla birlikte Samsun halen Karadeniz Bölgesinin nüfus sanayi ticaret doğal ve kültürel varlıklar ve zenginlikler açısından en büyük ilidir.

        Doğu Karadeniz boyunca kıyılara yapışık olarak uzanan dağlar Samsun'a ülkemizin iki büyük ve verimli ovasını armağan edercesine iç kısımlara çekilip sonra tekrar kıyıya paralel yoluna devam etmiştir. Verimli Çarşamba ve Bafra Ovaları ile bu ovalara hayat veren Yeşilırmak ve Kızılırmak Samsun'un belirgin coğrafi karakteristik özellikleridir. Bu ovalarda yetiştirilen tarımsal ürünler bölgemizin ticari ve sınai varlığının da asıl etkenleridir.

        İlimizin 957.888 ha. toprak büyüklüğünün % 46.87 si tarım alanı olup bu alanlarda başta tütün buğday pirinç şekerpancarı mısır fındık ayçiçeği meyve ve sebze olmak üzere çok çeşitli ürün yetiştirilmektedir. İlin tarımsal durumu nedeniyle tarıma dayalı sanayinin teşviki ve geliştirilmesi gereklidir.

        Organize Sanayi Bölgesi büyük ölçüde tamamlanmış olup Kavak ve Bafra Organize Sanayi Bölgelerinin bitirilme çalışmaları devam etmektedir.

        Her geçen yıl çeşitli bölüm ve fakültelerin eklenmesi ile gelişen Ondokuz Mayıs Üniversitesinin şu anki öğrenci sayısı 30000'dur. Üniversitemiz Samsun'un kültür odağı ve gurur kaynağıdır.

        Coğrafi konumu itibariyle bölgenin merkezi durumunda bulunan ilimizde hemen hemen tüm kuruluşları bölge müdürlükleri yer almaktadır.

        Samsun'un Tarihi
        Samsun İlimiz insanlık tarihi açısından çok eski bir yerleşim alanıdır. Başta bugünkü şehrin merkezi olmak üzere Kızılırmak vadisi Kavak Tekkeköy Çarşamba ovasında eski çağlardan beri insan iskan edilmiş ve yaşam sürmüştür.

        Orta Taş Devrinde (Mezolitik. M.Ö 10000-5000) insanların Tekkeköyde bulunan sığınaklarda yaşadıkları ve bölgenin en eski yerleşimcileri oldukları bilinmektedir. Yine Cilalı Taş Devri (Neolitik. MÖ. 5000-4000) ile Bakır-Tunç Devrinde (Kalkolitik. M.Ö.4000-1700) insanların Samsun merkez Dündar Tepe Kavak Kalenderoğlu ve Bafra İkiztepe de sürekli iskan oluşturarak yaşamlarını devam ettirdikleri yapılan arkeolojik kazılardan anlaşılmaktadır.

        Samsun İli sınırları içerisinde devlet kurarak yaşayan en eski topluluk Gaşkalar'dır. Bu medeniyette Gasgaslar da denilmektedir. (M.Ö.5000-3500) Bilinen bu ilk medeniyeti takiben bütün Kuzey Anadolu'ya hakim olan Paflagonlar Kızılırmak Havzasında yaşamışlardır. (m.ö. 3000-1100) Hititler (M.Ö. 2000-1200) Frigyalılar (M.Ö. 1182-M.Ö. 676) Kimmerler (M.Ö. 676) Lidyalılar (M.Ö. 1200-547 bugün Kara Samsun adıyla isimlendirilen yere ENETE adında bir site kurdular) Miletliler (İyonya) (M.Ö.2000- M.Ö.400) Egeden Karadeniz yoluyla ENETE'ye yerleşerek “Amisus” veya “Amisos” ismini verdiler. Perslerin (M.Ö.550-330) Lidya Kralı Krezus'u yenmeleri sonunda M.Ö. 546 Amisos Pers İmparatorluğunun eline geçti. M.Ö. 331 yılında Büyük İskenderin Persleri yenmesi sonucu Makedonya İmparatorluğu eline geçen Amisos İskenderin ölümüyle Pers kökenli Kont Krallığı (M.Ö. 255-63) kuruldu. Amisos Kont Krallığının başkenti oldu.

        Daha sonra M.Ö. 1. yy da Roma İmparatorluğu hakimiyetine giren Amisos M.S. 385 yılında Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasıyla Bizans İmparatorluğu'nun sınırları içerisinde kaldı. Amisos M.S 860 yılında Abbasiler zamanında halife Mutassım'ın emriyle Malatyalı korkunç Ömer komutasındaki kuvvetler tarafından ele geçirilmiş ise de Bizaslılar tarafından tekrar geri alınmıştır. Türklerin Anadolu'ya girmesiyle birlikte 1. Türkler birlikleri zamanında Danişmentliler tarafından Samsun kuşatılmış ise de alınamamıştır. Anadolu Selçukluları zamanında Samsun'un Müslüman yerleşim yerleri 1.185 yılında Anadolu Selçuklu hakimiyetine geçmiştir. İlk defa Amisos ismi Selçuklular tarafından Samsun olarak değiştirilerek kullanılmaya başlanılmıştır. Haçlı Seferleri sonrası başkent Trabzon olmak üzere Trabzon Rum İmparatorluğu Rum İmparatorluğu egemenliğine giren Samsun Cenevizlilerin Karadeniz'de ticareti ellerine geçirmeleri sonucunda 100 yıl kadar burada yaşamışlardır. Bu tarihlerde Türklerin yaşadığı Samsun'a “ Müslüman Samsun” 3 km. mesafede bulunan Cenevizlileri ticaret sitesine de “Gavur Samsun” denilmiştir.

        1.071 yılında Malazgirt Savaşı'ndan sonra Danişmentliler tarafından alınamayan Samsun'un deniz kıyısında bir kale kurarak Müslüman Samsun'u oluşturduktan sonra 1.243 Kösedağ Savaşı sonrası Trabzon Rum İmparatorluğu egemenliğine girmiş ise de 1.296 yılında tekrar Anadolu Türklerinin eline geçmiş ve 1.389 yılında da Yıldırım Beyazıt zamanında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti çökerken Canik Beyliğine de başkentlik yapmıştır.

        Mütareke Yıllarında Samsun
        Rum Pontus Cemiyetlerinin Bölücü Faaliyetleri

        20 yüzyıl başlarında bölücü faaliyetler Anadolu topraklarına yayıldı. Bu bölgede bağımsız bir devlet kurmak gayesi ile harekete geçen gruplardan biri de Doğu Karadeniz'deki Rumlar'dı. 1904 ‘te Merzifon'daki Amerikan Koleji'nde “Pontus Rum Cemiyeti” adı altında bir teşkilat kurulmuş ve hızla çevreye yayılmıştı. Papadopulaos adlı bir öğretmen tarafından kurulan bu cemiyet okul müdürü Mr.White'nin önderliğinde teşkilatlanmasını sürdürürken bir taraftan da itilaf devletlerinin desteğini sağlamıştır.Merzifon'da Anadolu Koleji'nde bir tek Türk talebe yoktu. 135 talebenin 108'i Ermeni 27'si Rum'du. Okul müdürü diğer kolejlerde olduğu gibi bir papazdı. 1893'de misyonerlerin tertiplediği devlet aleyhine yapılan gösterilerin planlayıcıları arasında Merzifon Anadolu Koleji müdürü olan papaz da bulunuyordu.

        Kısa sürede birçok kasabada teşkilatlanan Pontus Cemiyeti başta Müdafa-i Meşruta olmak üzere yeni yeni kuruluşlar ile bölgede teşkilatlanıyor bir tarafta da “20 yaşından büyük her üyenin silahlandırılması'na çalışıyordu. Kısa sürede 14 şube açan Müdafa-i Meşruta Cemiyeti'nin Çarşamba Bafra Havza ve Kavak ‘ta da şubeleri bulunduğu gibi Avrupa devletleriyle işbirliği yapmak gayesiyle “Mukaddes Anadolu Rum Cemiyeti” adı altında yurt dışı ağırlıklı bir teşkilatı da vardı.

        1.Dünya Savaşı yıllarında İtilaf devletlerinin açık desteğini de kazanan bölücü Rumlar çalışmalarını daha bir yoğunlaştırarak Çarlık Rusyasından da silah almayı başardılar. İngilizlerce de Mondros Mütarekesinin hemen ardından sadece Samsun Rumlarına 10000 tüfek dağıtılmış İstanbul'daki Rum Patrikhanesinin ve Yunanistan'ın isteği üzerine son 50 yılda Samsun ve yöresine “göçmen” adı altında 50000 Rum yerleştirilmiş bunların 25000 kadarı “Pontus Çeteleri” saflarında yer alarak Samsun ve Merkez kazaya bağlı köylerde 500 civarında kundaklama öldürme yaralama gibi olaylara katılarak “yoketme/Jenosid” kampanyasına girişmişlerdir.

        9.Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığı gün şehirde İngiliz askerleri vardı ve Merzifon dahil bölgede önemli bir askeri güç olarak bulunuyorlardı.Mustafa Kemal 21 Mayıs'ta Harbiye Nezareti (Genel Kurmay) ‘ne gönderdiği raporda; Samsun ve dolaylarında 40 kadar bölücü Rum çetesi bulunduğunu Müslüman halkın kaygı ve korku içinde yaşadığını Rum Çetelerine karşı bir tedbir olmak üzere bazı Laz çetelerinin para karşılığı bölgeye getirilip Rum saldırılarına karşı kullanıldığını belirtti. Söz konusu çetelerden biri ve en kuvvetlisi; Giresun Bölgesinde üstlenmekle birlikte Karadeniz'in hemen her yerinde baskınlar düzenleyen Rum çetelerini sık sık zor durumlara düşüren “Topal Osman” çetesi idi . Mustafa Kemal'in Samsun bölgesinde görüştüğü ilk kişilerden birisi de Topal Osman olmuştur.

        Yunan donanmasının 9 Haziran 1921 de İnebolu'yu bombalaması üzerine taşkınlıklarını iyice artıran Rum Çetelerine karşı Ankara Hükümeti 26 Haziran 1921'de Karadeniz'deki Rum nüfusunun başka bölgelere yerleştirilmesini kararlaştırdı. Nurettin Paşa komutasında Sivas'ta kurulan Merkez ordusuna “tenkil hareketi” görevi verildi. Merkez Ordusu Komutanlığı da Pontusçulukla uğraşanlar hakkında tutuklama kararı alarak bunları birer birer yakalamaya başladı. Merzifon'daki Amerikan Koleji de kapatıldı ve yöneticileri yurtdışı edildi. Bu arada Samsun ve Trabzon metropolit merkezleri basılarak çok sayıda silah ve belge ele geçirildi.İtilaf devletleri Rumlar'a karşı alınan bu tedbirleri tesirsiz hale getirmek için bazı teşebbüslerde bulunmaya başlayınca da Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Dışişlerinden aşağıdaki “nota” yı almakta gecikmedi:

        Pontus Devleti fikrini İstanbul'daki Rum Patrikhanesi ve Yunanistan yeniden diriltmişlerdir. Samsun ve Marmara denizi yöresinde şimdiye kadar 200000'den fazla Türk öldürülmüştür. Türk kadınlarının ırzına geçilmiş köyleri yakılmıştır. Türk uyruklu Rumlar Yunanistan tarafından silah altına alınmaktadır. Karadeniz Rumlarını etkisiz hale getirmek için Anadolu içlerine nakledilmektedirler. Samsun bölgesindeki Rum köylerinden 2500 tüfek ve bir milyondan fazla mermi ele geçirilmiştir.”

        Merkez Ordusu kuvvetlendirilerek sayısı artırılmış ve 1922 yılının başlarından itibaren de Pontus ayaklamasının bastırılmasına geçilmiştir. Bunun için de bölgeye dağılan milli kuvvetler asi Rum köylerini ve onların dayanağı olmuş yerleri birer birer taramaya başladı. Sonunda Pontus hayali ile başlayan Rumlar'ın elebaşıları ve onların yardakçıları tamamen yok edildi. Bir çıban başı olarak senelerce etkinliğini sürdüren Rumlar'ın bu tutumu kökünden kaldırıldı. Bunun için de Merkez Ordusu'unca ele geçirilen çetelerden 10886'sı kısmen affedildi. Orduya sığınmayıp direnen 11188 Rum da öldürüldü. Anadolu içlerinde oturmak zorunda bırakılan Rum kadın ve çocukları da 1923 yılı başlarında vapurlara bindirilerek Yunanistana gönderildi. Böylece Pontus hayalide sona ermiş oldu.

        Cumhuriyet Döneminde Samsunla İlgili Olarak Gerçekleşen Bazı Önemli Olaylar

        Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919 da Samsun'a çıktı.
        Mustafa Kemal Paşa 20 Eylül 1924'te tekrar Samsun'a geldi.
        Vezirköprü ilçesi Amasya ilinden ayrılarak Samsun'a bağlandı.
        Fransızların elinde bulunan sigara fabrikası Tekel'e devredildi.
        1927'da Elektrik Şebekesi hizmete açıldı.
        1929'da Samsun su şebekesine kavuştu.
        29 Ekim 1930 ‘da Gazi Kütüphanesi hizmete açıldı.
        1932'de Samsun-Sivas demiryolu hizmete açıldı.
        1934'te Kavak bucağı ilçe oldu.
        1944'te Alaçam bucağı ilçe oldu.
        1946'da verem Savaş Dispanseri hizmete açıldı.
        1953'te SSK Hastanesi hizmete açıldı.
        1954'te Halk Eğitim Merkezi hizmete açıldı.
        1957'de Samsun Havalimanı hizmete açıldı.
        1959'da Kızılay Kan Merkezi kuruldu.
        1960'ta Samsun Limanı hizmete açıldı.
        1961'de Samsun Fuarı hizmete açıldı.
        1968'de Karadeniz Bakır İşletmeleri hizmete girdi.
        1970'de Samsun Azot fabrikası üretime başladı.
        1973'te Belediye sarayı hizmete açıldı.
        1979'da Samsun şehirlerarası tam otomatik telefon görüşmesine açıldı.
        1982'de 19 Mayıs Üniversitesi öğretime başladı.
        1993 de Samsun Büyük Şehir statüsünü aldı
        1996'da Samsun İçme ve Kullanma suyu projesi tamamlandı.
        1997'de Samsun Kalkınmada Öncelikli Yöre Statüsüne alındı. Uygulamaya Ocak 1998'de geçildi.
        1998'de Samsun-Çarşamba Uluslararası Havalimanı resmi olarak açıldı. 1999 Şubatında seferler başladı

        Yorum

        İşlem Yapılıyor