Köşe yazarı : Naci AltuncuYazara mesaj gönderin
Kıssadan hisse bir kaç anekdot
Zamanın birinde bir ülkenin padişahı yalana merak sarmış. Tellallarını çağırıp şöyle bir buyrukta bulunmuş;
“Varın ülkemin her tarafına duyurun. Padişahımız yalancı olan herkesi saraya davet ediyor. Her kim padişahımıza yalan söyler ve söylediği yalanın yalan olduğuna padişahımızı inandırırsa ona 40 kese altın hediye verecektir deyin” demiş.
Tellallar çıkmış duyuruyu yapmışlar.
Çok geçmeden yalancılar sarayı doldurmuş. Yalan yalan üstüne… Yalanlar gırla gitmiş. Herkes yalanını söylemiş ama padişah hiç birine bu yalandır dememiş. Örneğin; adamın biri devesinin konuştuğunu, bir başkası oğlunun daha altı aylıkken Kuran'ı okumaya başladığını bile söylemiş ama padişah “bu yalan” dememiş. “Olabilir Allah her şeye muktedirdir, nasıl takdir ederse öyle olur” demiş.
Ödülü alan çıkmamış derken bir gün bir yalancı çıkıp gelmiş.
“Padişahım demiş 40 yıl önce benim babamla senin babam arkadaştı” demiş.
Padişah “olabilir” demiş.
“Babanız bir savaşa giderken hazinedeki para yeterli olmamış” demiş.
Padişah “yetmemiş olabilir” demiş.
“O zaman benim babam çok zengindi” demiş.
Padişah yine “olabilir” demiş.
Adam, “Böyle olunca sizin babanız benim babamdan 5 küp altın borç alıp savaşa gitti” demiş.
Padişah "olabilir" deyince:
Adam; “ben o altınları almak için geldim” demiş.
Padişah; “Öyle şey olur mu benim babam koskoca padişah ne diye bir kulundan ödünç altın alsın yalan bu” diye kükremiş.
Adam gayet sakin ve pişkin.
“Padişahım eğer bu anlattıklarım yalandır diyorsanız o zaman iki kese altın ödülümü verin” demiş.
Varın padişahı ve yalancıyı siz güncelleştirin
Bir başka hikaye.
Anadolu’nun bir köyünde bir ağa bir yoksulu çoban tutar. Çobanı iyi giydirir. İyi yataklarda yatırır. Sıcak odada konuşlandırır. Çobana son derece nazik hitap eder. Ama yemeğini az verir. Azığını kıt hazırlatır.
Zamanla açlığa dayanamayan çoban firar eder.
Ağa adamlarını salar, çobanı yakalatır ve kadının huzuruna çıkartır.
Kadıya çobana verdiği değeri anlatmak için çobana döner;
“Ulan be nankör” der. “Seni giydirmedim mi, ısıtmadım mı, soğukta mı yatırdım, banyonu mu eksik yaptırdım, hakaret mi ettim. Sövdüm, saydım mı?” der.
Çoban boynu bükük dinler. Kadı çobana döner.
“Ne diyorsun doğru mu?" der.
Çoban "Doğru" der.
Kadı kızar “Eee o zaman niye kaçtın" diye çıkışınca,
Çoban “Ağam iyi söyler, güzel söyler ama ağama bi sorun ekmek teknesini niye hep atlar” der.
Bu hikayeyi de siz güncelleştirin. Geçen ay memurlarla hükümet arasında yapılan toplu görüşmelere göre yorumlayın ve kıssadan hisse çıkartın.
Yazının siteye eklenme tarihi : 15.09.2009
Kıssadan hisse bir kaç anekdot
Zamanın birinde bir ülkenin padişahı yalana merak sarmış. Tellallarını çağırıp şöyle bir buyrukta bulunmuş;
“Varın ülkemin her tarafına duyurun. Padişahımız yalancı olan herkesi saraya davet ediyor. Her kim padişahımıza yalan söyler ve söylediği yalanın yalan olduğuna padişahımızı inandırırsa ona 40 kese altın hediye verecektir deyin” demiş.
Tellallar çıkmış duyuruyu yapmışlar.
Çok geçmeden yalancılar sarayı doldurmuş. Yalan yalan üstüne… Yalanlar gırla gitmiş. Herkes yalanını söylemiş ama padişah hiç birine bu yalandır dememiş. Örneğin; adamın biri devesinin konuştuğunu, bir başkası oğlunun daha altı aylıkken Kuran'ı okumaya başladığını bile söylemiş ama padişah “bu yalan” dememiş. “Olabilir Allah her şeye muktedirdir, nasıl takdir ederse öyle olur” demiş.
Ödülü alan çıkmamış derken bir gün bir yalancı çıkıp gelmiş.
“Padişahım demiş 40 yıl önce benim babamla senin babam arkadaştı” demiş.
Padişah “olabilir” demiş.
“Babanız bir savaşa giderken hazinedeki para yeterli olmamış” demiş.
Padişah “yetmemiş olabilir” demiş.
“O zaman benim babam çok zengindi” demiş.
Padişah yine “olabilir” demiş.
Adam, “Böyle olunca sizin babanız benim babamdan 5 küp altın borç alıp savaşa gitti” demiş.
Padişah "olabilir" deyince:
Adam; “ben o altınları almak için geldim” demiş.
Padişah; “Öyle şey olur mu benim babam koskoca padişah ne diye bir kulundan ödünç altın alsın yalan bu” diye kükremiş.
Adam gayet sakin ve pişkin.
“Padişahım eğer bu anlattıklarım yalandır diyorsanız o zaman iki kese altın ödülümü verin” demiş.
Varın padişahı ve yalancıyı siz güncelleştirin
Bir başka hikaye.
Anadolu’nun bir köyünde bir ağa bir yoksulu çoban tutar. Çobanı iyi giydirir. İyi yataklarda yatırır. Sıcak odada konuşlandırır. Çobana son derece nazik hitap eder. Ama yemeğini az verir. Azığını kıt hazırlatır.
Zamanla açlığa dayanamayan çoban firar eder.
Ağa adamlarını salar, çobanı yakalatır ve kadının huzuruna çıkartır.
Kadıya çobana verdiği değeri anlatmak için çobana döner;
“Ulan be nankör” der. “Seni giydirmedim mi, ısıtmadım mı, soğukta mı yatırdım, banyonu mu eksik yaptırdım, hakaret mi ettim. Sövdüm, saydım mı?” der.
Çoban boynu bükük dinler. Kadı çobana döner.
“Ne diyorsun doğru mu?" der.
Çoban "Doğru" der.
Kadı kızar “Eee o zaman niye kaçtın" diye çıkışınca,
Çoban “Ağam iyi söyler, güzel söyler ama ağama bi sorun ekmek teknesini niye hep atlar” der.
Bu hikayeyi de siz güncelleştirin. Geçen ay memurlarla hükümet arasında yapılan toplu görüşmelere göre yorumlayın ve kıssadan hisse çıkartın.
Yazının siteye eklenme tarihi : 15.09.2009
Yorum