Pervin Kaplan
Okullarda hijyeni sağlamak mümkün mü?
26.10.2009 17:49:32
Domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsünden korunmak için okullarda hijyen çalışmalarında bütçe yine velilerin sırtına yıkılacak. Zaten Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgesinde de bütçe için gösterilen üç kaynaktan biri okul aile birlikleri yani veliler. Henüz okullardan velilere dezenfaktan giderleri için "bağış" talebi gelmediyse nedeni okullar açılalı henüz bir ay olduğu için kasalarının bağışlarla dolu olması. Önümüzdeki günlerde temizlik giderlerini biz ödemeye başlarız. Aslında okulların veliler dışında seçenekleri de bulunmuyor. Çünkü okullara "kendi işini kendin gör" mantığıyla yaklaşıldığında onlar da velilerden yardım istiyor.
Ancak salgının yayılmasını önlemek için okullarda hijyeni sağlayacak kadro yeterli mi? Nicelik açısından baktığımızda yetersizliğini eski Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer kendi okulundan örnekle anlatıyor: "2 bin öğrencinin eğitim gördüğü bizim okulda geçen yıl 10 tane temizlik işçisi çalışırken, bu yıl sayı 4'e indi. Çünkü okulun bütçesi bu yıl yetersiz kalınca temizlik işçisine ayıracak kaynak kalmadı. İstanbul'da 4 bin 500 nüfuslu okullar da var. Bu okullarda hijyen nasıl sağlanacak?"
Bu kadroyu nitelik açısından değerlendirirsek; eskiden olduğu gibi temizlik görevlileri değil, maaşları okul aile birliklerince ödenen işçiler çalışıyor ve temizlikten ne kadar anladıkları tartışılır. Dinçer, başka bir noktaya daha dikkat çekiyor: "Bu kişilerin çalıştırılma kriterleri yok. Bazı okullar temizlik şirketlerinden hizmet alıyor, bazıları da bizim gibi kendi işçisini kendi buluyor. Ancak bu kişilerin çocuklarla dolu bir ortama uygun olup olmadıklarına bakılmıyor."
Okullarda çalıştırılanların niteliği de domuz gribi kadar çocuklarımızı risk altında bırakan başka bir nokta.
Okullarda hijyeni sağlamak mümkün mü?
26.10.2009 17:49:32
Domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsünden korunmak için okullarda hijyen çalışmalarında bütçe yine velilerin sırtına yıkılacak. Zaten Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgesinde de bütçe için gösterilen üç kaynaktan biri okul aile birlikleri yani veliler. Henüz okullardan velilere dezenfaktan giderleri için "bağış" talebi gelmediyse nedeni okullar açılalı henüz bir ay olduğu için kasalarının bağışlarla dolu olması. Önümüzdeki günlerde temizlik giderlerini biz ödemeye başlarız. Aslında okulların veliler dışında seçenekleri de bulunmuyor. Çünkü okullara "kendi işini kendin gör" mantığıyla yaklaşıldığında onlar da velilerden yardım istiyor.
Ancak salgının yayılmasını önlemek için okullarda hijyeni sağlayacak kadro yeterli mi? Nicelik açısından baktığımızda yetersizliğini eski Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer kendi okulundan örnekle anlatıyor: "2 bin öğrencinin eğitim gördüğü bizim okulda geçen yıl 10 tane temizlik işçisi çalışırken, bu yıl sayı 4'e indi. Çünkü okulun bütçesi bu yıl yetersiz kalınca temizlik işçisine ayıracak kaynak kalmadı. İstanbul'da 4 bin 500 nüfuslu okullar da var. Bu okullarda hijyen nasıl sağlanacak?"
Bu kadroyu nitelik açısından değerlendirirsek; eskiden olduğu gibi temizlik görevlileri değil, maaşları okul aile birliklerince ödenen işçiler çalışıyor ve temizlikten ne kadar anladıkları tartışılır. Dinçer, başka bir noktaya daha dikkat çekiyor: "Bu kişilerin çalıştırılma kriterleri yok. Bazı okullar temizlik şirketlerinden hizmet alıyor, bazıları da bizim gibi kendi işçisini kendi buluyor. Ancak bu kişilerin çocuklarla dolu bir ortama uygun olup olmadıklarına bakılmıyor."
Okullarda çalıştırılanların niteliği de domuz gribi kadar çocuklarımızı risk altında bırakan başka bir nokta.
Yorum