Avrupa Birliği’nin “müfettişleri” yıllardır her işimize burunlarını sokarken, ne çok istemiştim bir devlet büyüğünün çıkıp da “Bu konu Avrupa Birliği’ni ilgilendirmez. Onlara ne oluyor” demesini...
Ama demediler...
Tam tersine; Avrupa Birliği’nin o çok bilmiş bürokratlarının Türk yargısının saygınlığını azaltacak yorumlarına sığındılar...
“Madem tam üye olacağız, o zaman onların dediğini yapmamız lazım” dediler...
***
İktidar partisinin kapatılmasıyla ilgili dava sürecinde, iki günde bir AB’nin adamlarını getirtip, ahkâm kestirttiler...
Anayasamızı yerden yere vurdurttular...
Anayasa Mahkemesi’ne olmayacak hakaretler yağdırttılar...
Hatta, “Eğer bu partiyi kapatırsanız, biz de sizi üyeliğe almayız” diye tehdit bile ettirdiler...
***
Kendi gizli gündemlerindeki her adımı, AB mazeretine dayandırdılar...
Kimsenin aklında bile yokken, bu ülkede “etnik köken ayırımı”nı bile AB marifetiyle gündemimize soktular...
AB komiserleri, “Sınıflardaki Atatürk fotoğrafları AB standartlarına aykırı” diye saçmaladıklarında bile, hiçbir devlet büyüğümüz, “Onlara ne oluyor, işimize karışmasınlar” demedi...
Oysa... Ne büyük bir umutla beklemiştim, böyle “cesur” bir çıkışı...
***
Ulusal egemenliğimiz ve değerlerimiz söz konusu olduğunda, “AB ne söylüyorsa doğru söylüyordur” diyenler, dün kişisel ve kurumsal tarihlerinde ilk kez, “AB bu işe karışmasın, bu konu AB’yi ilgilendirmez” diye rest çektiler...
Peki; konu neydi?
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında tutuklama kararı çıkarttığı Darfur Kasabı Ömer El Beşir’in Ankara ziyareti...
AB, bu soykırım sanığının Türkiye’ye gelmesine “nota” vererek karşı çıktı...
Bizimkiler de ilk kez, “AB’ye ne” diyerek efelendiler...
***
Yıllarca beklemiştim devlet büyüklerinin AB müfettişlerine ağızlarının payını vermesini...
Ama ne yalan söyleyeyim; Darfur Kasabı için değil...
Ulusal onurumuz için!
*****
GÜNÜN SORUSU
Yıllardır askerin her açıklamasını “Türkiye’de darbe girişimi” başlığıyla okurlarına duyuran ABD basınında dün, “Türk askerleri; laik, demokratik ve Batı yanlısı cumhuriyetin baltalanmasını seyretmekten başka pek bir şey yapamıyor” yorumu yayınlandı...
Bakalım bizim yandaş medyadaki arkadaşlar şimdi ABD basınını da darbecilikle suçlayacak mı...
Ama demediler...
Tam tersine; Avrupa Birliği’nin o çok bilmiş bürokratlarının Türk yargısının saygınlığını azaltacak yorumlarına sığındılar...
“Madem tam üye olacağız, o zaman onların dediğini yapmamız lazım” dediler...
***
İktidar partisinin kapatılmasıyla ilgili dava sürecinde, iki günde bir AB’nin adamlarını getirtip, ahkâm kestirttiler...
Anayasamızı yerden yere vurdurttular...
Anayasa Mahkemesi’ne olmayacak hakaretler yağdırttılar...
Hatta, “Eğer bu partiyi kapatırsanız, biz de sizi üyeliğe almayız” diye tehdit bile ettirdiler...
***
Kendi gizli gündemlerindeki her adımı, AB mazeretine dayandırdılar...
Kimsenin aklında bile yokken, bu ülkede “etnik köken ayırımı”nı bile AB marifetiyle gündemimize soktular...
AB komiserleri, “Sınıflardaki Atatürk fotoğrafları AB standartlarına aykırı” diye saçmaladıklarında bile, hiçbir devlet büyüğümüz, “Onlara ne oluyor, işimize karışmasınlar” demedi...
Oysa... Ne büyük bir umutla beklemiştim, böyle “cesur” bir çıkışı...
***
Ulusal egemenliğimiz ve değerlerimiz söz konusu olduğunda, “AB ne söylüyorsa doğru söylüyordur” diyenler, dün kişisel ve kurumsal tarihlerinde ilk kez, “AB bu işe karışmasın, bu konu AB’yi ilgilendirmez” diye rest çektiler...
Peki; konu neydi?
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında tutuklama kararı çıkarttığı Darfur Kasabı Ömer El Beşir’in Ankara ziyareti...
AB, bu soykırım sanığının Türkiye’ye gelmesine “nota” vererek karşı çıktı...
Bizimkiler de ilk kez, “AB’ye ne” diyerek efelendiler...
***
Yıllarca beklemiştim devlet büyüklerinin AB müfettişlerine ağızlarının payını vermesini...
Ama ne yalan söyleyeyim; Darfur Kasabı için değil...
Ulusal onurumuz için!
*****
GÜNÜN SORUSU
Yıllardır askerin her açıklamasını “Türkiye’de darbe girişimi” başlığıyla okurlarına duyuran ABD basınında dün, “Türk askerleri; laik, demokratik ve Batı yanlısı cumhuriyetin baltalanmasını seyretmekten başka pek bir şey yapamıyor” yorumu yayınlandı...
Bakalım bizim yandaş medyadaki arkadaşlar şimdi ABD basınını da darbecilikle suçlayacak mı...
Yorum