Kış günü, rüzgâr öyle bir esiyor ki, ağacın çatalındaki serçenin yuvasını söküp atmış...
Zavallı serçecik, yolun kenarına düşmüş, yağmur yağıyor, soğuk, titriyor. Yoldan geçen bir manda, başka yer yokmuş gibi, gelmiş, serçenin üzerine pislemiş. Serçe boğulacak, son bir gayret başını çıkarmış, önce mandaya çok kızmış, sonra yatışmış, manda pisliğinin sıcağı hoşuna gitmiş, başlamış cik cik diye ötmeye...
* * *
Serçenin sesini duyan kedi, koşup gelmiş:
“Vah serçe, güzel serçe, senin başına neler gelmiş, gel seni kurtarayım.”
Serçe inanmış, kanadını uzatmış, kedi, kanadını kaptığı gibi serçeyi yutmuş...
* * *
Karşı ağaçta tüneyen karga, yavrusuna nasihat etmiş:
“Bak bu sana ders olsun, üzerine pisleyen herkesi düşman sanma, dost çıkabilir.
Seni pislikten kurtaran, herkes de dost değildir.
Eğer gırtlağına kadar boka gömülmüşsen, ağzını dilini tutmasını bil!”
Anladınız değil mi kırk yıllık karganın söylediklerini, kime yakıştırırsanız yakıştırın!
* * *
Adam kılığında adamlar vardır, bütün marifetleri, duymadım, görmedim, bilmedim demek...
Bir de, kendilerine yakıştırma yapmışlar:
“Suya sabuna dokunmaz!”
Celal Vardar, üç satırda ağızlarının payını vermiştir:
“Suya dokunmazmış,
Sabuna dokunmazmış,
Pise bak!”
* * *
* * *
Kurban Bayramı'nda bazılarının çok beğendiği fıkrayı yazmamak olur mu?
Her şeyi bilenler ya da bildiğini sananlar vardır, bunlardan biri arife günü kahvede ahkâm kesiyor, Kurban'ın tarihçesini anlatıyormuş:
“Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah'a dua etmiş:
- Allah'ım, bana bir kız çocuk ver, sana kurban edeyim!
Duası kabul olmuş, Allah ona bir kız çocuğu vermiş, adını Ayşe koymuş... Bir süre sonra, zamanı gelmiş, kızını Allah'a kurban edecek, yatırmış, tam bıçağı eline almış, Azrail gökten yanında bir keçiyle gelmiş:
- Kızının yerine bu keçiyi kurban et!”
* * *
Dinleyenlerden biri kalkmış, kahveden çıkıyor, anlatan adam sormuş:
“- Beğenmedin mi?
- Ulan neresini beğenip, neresini düzelteyim? Allah'a dua eden Hazreti Davut değil, Hazreti İbrahim... Kurban edilecek çocuk kız değil erkek, Hazreti İsmail... Gelen melek Azrail değil Cebrail, gökten gelen de keçi değil koç!”
Merak etmeyin, bu adamlar hiç eksilmedi, üredikçe ürüyorlar, üstelik zafer vere vere, yalan yanlış uydurarak...
alıntı
Zavallı serçecik, yolun kenarına düşmüş, yağmur yağıyor, soğuk, titriyor. Yoldan geçen bir manda, başka yer yokmuş gibi, gelmiş, serçenin üzerine pislemiş. Serçe boğulacak, son bir gayret başını çıkarmış, önce mandaya çok kızmış, sonra yatışmış, manda pisliğinin sıcağı hoşuna gitmiş, başlamış cik cik diye ötmeye...
* * *
Serçenin sesini duyan kedi, koşup gelmiş:
“Vah serçe, güzel serçe, senin başına neler gelmiş, gel seni kurtarayım.”
Serçe inanmış, kanadını uzatmış, kedi, kanadını kaptığı gibi serçeyi yutmuş...
* * *
Karşı ağaçta tüneyen karga, yavrusuna nasihat etmiş:
“Bak bu sana ders olsun, üzerine pisleyen herkesi düşman sanma, dost çıkabilir.
Seni pislikten kurtaran, herkes de dost değildir.
Eğer gırtlağına kadar boka gömülmüşsen, ağzını dilini tutmasını bil!”
Anladınız değil mi kırk yıllık karganın söylediklerini, kime yakıştırırsanız yakıştırın!
* * *
Adam kılığında adamlar vardır, bütün marifetleri, duymadım, görmedim, bilmedim demek...
Bir de, kendilerine yakıştırma yapmışlar:
“Suya sabuna dokunmaz!”
Celal Vardar, üç satırda ağızlarının payını vermiştir:
“Suya dokunmazmış,
Sabuna dokunmazmış,
Pise bak!”
* * *
* * *
Kurban Bayramı'nda bazılarının çok beğendiği fıkrayı yazmamak olur mu?
Her şeyi bilenler ya da bildiğini sananlar vardır, bunlardan biri arife günü kahvede ahkâm kesiyor, Kurban'ın tarihçesini anlatıyormuş:
“Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah'a dua etmiş:
- Allah'ım, bana bir kız çocuk ver, sana kurban edeyim!
Duası kabul olmuş, Allah ona bir kız çocuğu vermiş, adını Ayşe koymuş... Bir süre sonra, zamanı gelmiş, kızını Allah'a kurban edecek, yatırmış, tam bıçağı eline almış, Azrail gökten yanında bir keçiyle gelmiş:
- Kızının yerine bu keçiyi kurban et!”
* * *
Dinleyenlerden biri kalkmış, kahveden çıkıyor, anlatan adam sormuş:
“- Beğenmedin mi?
- Ulan neresini beğenip, neresini düzelteyim? Allah'a dua eden Hazreti Davut değil, Hazreti İbrahim... Kurban edilecek çocuk kız değil erkek, Hazreti İsmail... Gelen melek Azrail değil Cebrail, gökten gelen de keçi değil koç!”
Merak etmeyin, bu adamlar hiç eksilmedi, üredikçe ürüyorlar, üstelik zafer vere vere, yalan yanlış uydurarak...
alıntı
Yorum