Türkiye en hızlı büyüyen 8. ülke
Kapat
X
-
Konu: Türkiye en hızlı büyüyen 8. ülke
Şeker fabrikaları için nihai pazarlık bitti
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'ye ait Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba Şeker fabrikalarının bir bütün halinde portföy grubu olarak (Portföy C) özelleştirme ihalelerinin nihai pazarlık görüşmelerinde en yüksek teklifi 606 milyon dolarla Ak-Can Şeker Sanayi ve Ticaret A.Ş verdi. Yazı Boyutu 10 12 14 16 Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı Sami Ölmeztoprak başkanlığında yapılan ihalenin nihai pazarlık görüşmelerine 9 firma katıldı.
Pazarlık görüşmelerinde elemesiz yapılan ilk turda en yüksek teklif 391 milyon dolar olarak belirlendi. Daha sonra 4 elemeli yazılı tur yapıldı ve birinci elemeli turda en yüksek teklif 426 milyon dolar olurken, Çelikler Taahhüt İnşaat ve Sanayi A.Ş. elendi. İkinci elemeli turda en yüksek teklif 453 milyon 750 bin dolar oldu. Bu turda Türkiye Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği elenirken, üçüncü elemeli turda ise en yüksek teklif 481 milyon 300 bin dolara çıktı.
Bu turda Torunlar Gıda Sanayi ve Tic. A.Ş-Gülsan Holding A.Ş Ortak Girişim Grubu elendi. Dördüncü turda da Elektrosan Elektrobakır Sanayi A.Ş elendi.
Yazılı elemeli turların ardından komisyon tarafından belirlenen 506 milyon dolar başlangıç tutarı ve 500 bin dolar artırım aralığıyla açık artırmaya geçildi.
Açık artırma 35 tur sürdü. Açık artırmada sırasıyla Özaltın İnşaat Tic. ve San. A.Ş, Konya Şeker San. ve Tic. A.Ş, Yıldırım Holding A.Ş çekildi. 35. turda, Ak-Can Şeker Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin 605 milyon 500 bin dolarlık teklifinin ardından Kuzey Anadolu Şeker Fabrikaları Ortak Girişim Grubu da ihaleden çekildiğini açıkladı.
Böylelikle ihalede en yüksek teklifi Ak-Can Şeker San. ve Tic. A.Ş vermiş oldu. İhale Komisyon Başkanı Sami Ölmeztoprak'ın, Ak-Can Şeker San. ve Tic. A.Ş'ye ''rakamı düzeltelim mi?'' diye sorması üzerine, söz konusu şirketin yetkilileri teklifini 606 milyon dolara yükseltti. Komisyon Başkanı Ölmeztoprak, ihalenin teknik olarak sonuçlandığını belirtti.
İhalenin ardından Ak-Can Şeker San. ve Tic. A.Ş Koordinatörü Ebubekir Demircan, gazetecilerin soruları üzerine firmalarının 7 ortaklı, inşaat ve madencilik konusunda faaliyet gösterdiğini söyledi.
Firmada yabancıların bulunmadığını ifade eden Demircan, bundan sonraki özelleştirme ihalelerine de katılmayı düşündüklerini belirtti.
(AA)Yorum
-
Konu: Türkiye en hızlı büyüyen 8. ülke
Bunlara satın talimatı abd den geliyor.Para getiren kuruluş kalmasın ki, ab ve abd ye muhtaç olup, onların boyunduruğu altına girsinler.Ortamda müsait.Şeker fab.larınıda sattılar.Daha satacak çok şey var.Pekii bu satılanların parası nerde.Yandaşlarının cebinde.Oh be ne ala memleket.Bütün bu olanlardan sonra hala akp yalakası varmı?var..Yorum
-
Konu: Türkiye en hızlı büyüyen 8. ülke
Ülkemizde OLAN fakat BİTMEYENLER 2009...
A Y N A ..
Alıntı (gönderi)
sevgi ve saygılarımla.smile_nono
Sürekli suni gündemler yaratılarak Türk Halkından hayati gerçekler kaçırılıyor. Ergenekon, ıslak imza, kafes, açılım-saçılım saçmalamaları ile asıl kafeslenen Türk Halkıdır.
Halkı gerçek gündemin dışında tutmak için planlandığı anlaşılan bu psikolojik savaş taktikleri olmasaydı, bu gün neleri konuşuyor olurduk?
İlhan Kesici’nin ART’de Ümit Zileli’ye anlattığı ekonomik verilere bir göz atalım:
a) Bütün dünya ortalama olarak %1.1 küçüldü.
b) Krizin anavatanı ABD %2.7 küçüldü.
c) Türkiye hariç gelişmekte olan ülkeler ortalama %1.7 büyüdü.
d) Çin % 9 büyüdü.
e) Hindistan % 5.4 büyüdü.
f) Ve Türkiye % 6.5 küçüldü. Cumhuriyet’ten bugüne dönemler itibarı ile büyüme oranları:
a) 1923-1929 arası büyüme %10.3 (Savaş sonrası ve Osmanlı’nın borçlarının da ödendiği yıllar. Yanmış, yıkılmış bir ülke. Aydını, doktoru, mühendisi savaş meydanlarında kalmış bir ülke.)
b) 1923-1938 büyüme %7.4 (Ülke sıfırdan imar ediliyor, yokluk içinde bir ülke)
c) 1950-56 büyüme %e 7.2
d) 1966-70 arası büyüme %6.7
e) 1983-89 arası büyüme %5.1
f) 1923-2002 arası yani AKP öncesinin 79 yılın ortalaması büyüme %4.6.
g) 2003-2009 yani AKP hükümetleri ortalaması büyüme %4.0
Türkiye’nin ülke borcu 2003 yılında 214 milyar dolar iken, 2009 yılında 521 milyar dolara çıkmış.
2003-2009 arası 225 milyar dolar faiz ödenmiş. Kesici; 225 milyar dolarla 60 tane Atatürk barajı yapılabileceğini söylüyor.
AKP 30 milyar dolarlık özelleştirme yapmış. Hani o düşman oldukları Cumhuriyet var ya? O Cumhuriyet döneminde; Türk Halkının dişinden, tırnağından artırıp yaptığı ne varsa satmışlar.
AKP döneminde istihdam yaratılmadı, uygulanan politikalar ile yaratılması da engellendi.
Patlatılan sis bombaları olmasaydı, kapanan işyerlerini, işsizliği, açlığı konuşuyor olurduk. Yaşlımıza saygı(!) söyleminde bulunan Başbakan ve partisinin; emekliyi nasıl açlığa mahkum ettiğini konuşuyor olurduk. İşçinin, memurun nasıl yoksullaştırıldığını, tarım ve hayvancılığın hangi politikalar ile yok edildiğini sorguluyor olurduk. Bir telefon faturasına 7 kalem vergi koymanın vergi mi yoksa soygun mu olduğunu tartışıyor olurduk, tartışamıyoruz.
Düşük kur, yüksek faiz politikaları ile Türkiye’nin nasıl soydurulduğunu tartışamıyoruz. Türkiye %6.5 küçülürken, bankaların %10 büyümesini ve bu bankaların da %55’inin üzerinde yabancı banka olduğunu tartışamıyoruz.
Tarım alanı dahil, Türkiye’nin satılan toprak miktarını bilmiyoruz.
Çıkarılan “Bölgesel Kalkınma Ajansları Kanunu” ile amaçlanan nedir? Ül***e getirisi, götürüsü nedir? Bunları irdeleyemiyoruz.
Ermeni açılımı diye ortaya çıkan AKP’nin, Türk Devleti yerine Ermeni çıkarlarını koruyan bir açılımı neden yapma gereği duyduğunu tartışırdık, tartışamıyoruz.
AKP’nin iktidara geldikten sonra PKK’yı koruyup, kollayan uygulamaları hangi amaçla yaptığını, PKK ile niye mücadele etmediğini ve geldiğimiz noktada PKK’yı hangi amaç için siyasallaştırdığını tartışamıyoruz.
Kıbrıs Türkleri, Türk basınında adeta unutturuldu, Başbakan ağzına almıyor. Suni gündemler yaratılmasaydı, Kıbrıs’ta geldiğimiz noktayı ve oynanan oyunları tartışırdık.
Trabzon’da Rum mu var da Rumca radyo yayını yapılıyor? Rum Pontus hayalinin gerçekleşmesi için atılan bir adım mı?
Bu kepazelikler yaşanırken, Batı Trakya Türkleri’nin kendi müftülerini bile atayamadığını konuşuyor olurduk.
AKP’nin ve Tayyip Efendinin bu kilise açma sevdası nedir, bunu tartışmalıydık. Afyon’un AKP’li Belediye Başkanı Çoban, Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’yu kan gölüne çeviren işgalci Yunan askerlerini şehit ilan ederek onlar için anıt yaptıracağını söyledi. Bu kepazelikleri konuşmak yerine; ıslak imza, kafes konuşularak, aslında Türk Halkı kafesleniyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın garip uygulamaları var. Suni gündemler nedeni ile bu konuları hiç konuşamıyoruz. Okulların adından Türkiye Cumhuriyeti ibaresi çıkarıldı, onuncu yıl marşı kaldırıldı. Özel yurtlar yönetmeliği değiştirilerek dinsel propaganda yapmak serbest bırakıldı(Cemaate yapılan bir kıyak olsa gerek). 700’e yakın imam Milli Eğitime kaydırıldı. Talim Terbiye Kurulunun tüm üyeleri ile beraber 167 uzmanı da görevden alındı.
Üniversite Sınavları okulların nasıl dibe vurduğunu gösterdi. Açılan üniversitelerin çoğu göstermelik, kadrolarını dolduracak öğretim görevlisi bulunamıyor. Üniversiteler cemaat kadrolarının eline geçiyor. Bunları da konuşup tartışamıyoruz.
Eczaneler üzerinde oynanan oyunlar ve eczanelerin hangi amaç için kapanmaya zorlandığını konuşmalıydık, konuşamıyoruz. Getirilen yeni sağlık yasası ve yaratacağı mağduriyetler, doktorun kalitesiz hizmete zorlanması ve sebepleri… Bunları tartışamıyoruz.
Türk Halkının bir kesimi sürekli fakirleşirken AKP yandaşlarının hangi mucizeler ile sürekli zenginleştiğini sorgulayamıyoruz.
Verso Araştırma Şirketi’nin sahibi Erhan Göksel “Dubai borcunu ödeyemediği için el değiştirecek” diyor. Göksel; 59 milyar dolarlık borç ertelemesi isteyen Dubai’ye “Yahudi sermayesi tarafından el konulmak üzere” olduğunu ileri sürüyor. Dubai şokunun Türkiye’yi de etkileyeceğini belirten Göksel, Dubai’de yatırımı bulunan Türk şirketlerinin ağır bir krizin eşiğine geleceği, hatta batacağı uyarısında bulunuyor. Ekim 2008-Temmuz 2009 dönemleri arasında Türkiye’ye giriş yapan 18.7 milyar dolarlık sıcak paranın yüzde 90’ının Körfez sermayesi olduğunu, Merkez Bankası’nın bayram ertesinde faizleri artırmaması halinde, sıcak paranın Körfez’in yangınını söndürmek için çıkışa geçeceğini iddia ediyor.
Bu konuları da tartışamıyoruz.
Yunanistan hızla silahlanıyor. Adalar anlaşmalara aykırı bir şekilde yılardır silahlandırılıyor. Yunanistan kime karşı ve hangi amaçla silahlanıyor, bunları da irdeleyemiyoruz.
Aslan Bulut, “CFR’nin programı AKP’nin parti programı haline getirildi” diye defalarca yazdı. Bunun ne anlama geldiğini de konuşamıyoruz.
AKP’nin azınlıklar yaratma eylemlerinin altında ne yatıyor? Toplumda büyük sosyal patlama ve yıkımlara sebep olabilecek olumsuz enerji birikimlerini de irdeleyemiyoruz.
Türkiye’nin üzerine Ergenekon, ıslak imza, kafes diye adlandırılan “sis bombaları” atılıyor. Bu sis bombaları altında göz gözü görmüyor. Asıl konuşulması gerekenler konuşulamıyor. Sorulması gerekenler sorulamıyor. Besleme basın ve AKP el ele vererek ülkenin uçuruma sürüklenişini sis bombaları patlatarak gözden kaçırıyor.
AKP Türkiye’nin etnik ve inanç farklılıkları bağlamında bölünüp, parçalanma projesinde etkin rol alıyor, oynuyor, yönetilerek yönetiyor. Besleme basının maaşlı ajan kadroları sis bombalarının pimini çekiyor.
Bu maaşlı ajanları MİT’in, Emniyet’in, Askeri İstihbarat’ın bilmemesi mümkün değil. MİT Ve Emniyet’i geçelim ama, her an bir iftira kurşunu yiyen asker bu ilişkiyi halka niye açıklamaz, işte onu anlamıyorum.
Gelen bir ileti: Hitler dönemi
ALMANYA’da, Weimar Cumhuri-yeti’ni kim yıktı? Adolf Hitler.
Hitler’in kurduğu cumhuriyetin adı neydi? Demokratik Cumhuriyet.
Hitler’in parlamento darbesiyle kurduğu bu cumhuriyetin silah gücü neydi? Polisler.
Hitler’in diktatör olmak istediğini anlamayıp, ona ‘yetki kanunu’ veren kimlerdi? Merkez sağ partiler.
Hitler’i diktatör yapacak yasalara ve uygulamalara mecliste karşı çıkan kimdi? 88 sosyal demokrat milletvekili.
Hitler’in arkasındaki meclis gücü neydi? 441 milletvekili.
Hitler’e karşı çıkan basının ve muhalefetin başına ne geldi? Hepsi cezaevine tıkıldı.
Hitler’in Reichstag yangını gibi provokasyonlarla kandırıp ele geçirdiği son kurum hangisiydi? Alman ordusu.
Hitler’in hedefindeki ilk gazete hangisiydi? ‘Freiheit’ (yani Hürriyet!..)
Aklınıza bir benzerlik mi geldi acaba? (Özden ANIL)
“Sis bombaları” patlatılmasaydı Türk Halkı AKP’nin asıl yüzünü ve Türkiye gerçeklerini görecekti. AKP’yi yöneten güçler ve amaçları da çoktan ortaya çıkmış olacaktı.
:flower:Yorum
-
Konu: Türkiye en hızlı büyüyen 8. ülke
Gazetedeki haberi okuyunca “Galiba teğet geçmiş!” dedik... Biliyorsunuz, ekonomik kriz başlayınca Başbakan Erdoğan “Bizi teğet geçer!” dediğinde, bazıları hemen karşılık verdi:
“Teğet mi geçer, deler mi geçer” görürsünüz...
Gazetedeki haber şuydu:
“Ekonomik büyümenin ön göstergesi olarak kabul edilen sanayi üretimi, kriz sürecinde 14 aydır ilk kez artış göstererek moralleri düzeltti. Üretim ekimde beklentilerin de üzerine çıkarak, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 6.5 arttı. Bir önceki aya göre artış oranı yüzde 13.7’yi buldu.”
* * *
Kriz teğet geçmez, deler geçer diyenler örnekler veriyorlardı. (x)
Yoksulluk arttı, 7.172.983 işçi, esnaf ve çiftçi emeklisi açlık sınırının altında kaldı.
Buna teğet geçiş mi denir, delip geçiş mi denir?
* * *
Ekonomi 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 14.3 küçüldü, işsizlik yüzde 15.8 oldu.
Buna teğet geçiş mi denir, delip geçiş mi denir?
* * *
Hükümet şekere yüzde 5.2, suya yüzde 8.5, elektriğe yüzde 10, doğalgaza yüzde 22.5 zam yaptı, akaryakıta da her ay zam yapıldı.
Buna teğet geçiş mi denir, delip geçiş mi denir?
* * *
Sağlık reformu adına “hasta olma vergisi” kondu. Hastalar aile hekimlerine, sağlık ocaklarına 2 lira, devlet ve üniversite hastanelerine 8 lira, özel hastanelere 15 lira, zamlı katkı payı ödüyorlar.
Buna teğet geçiş mi denir, delip geçiş mi denir?
* * *
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’e göre 89 bin esnaf kepenk kapattı, 950 bin kişinin işyerine haciz geldi, karşılıksız çek sayısı 9 milyon 585 bin, protestolu senet sayısı da 1 milyon 574 bini aştı.
Buna teğet geçiş mi denir, delip geçiş mi denir?
* * *
Bir yabancı banka yetkilisi diyor ki:
“Krizde dünyanın diğer bölgelerinde üst gelir beyaz grubu sayısı azalırken, Türkiye’de artış gözlendi.”
Buna teğet geçiş mi denir, delip geçiş mi denir?
* * *
“Ak Parti” hükümet olduğundan bu yana halka ait fabrikaları, bankaları, limanları 30 milyar 712 milyon dolar karşılığında özelleştirdi, sattı, 414 milyar 503 milyon lira borçlandı. Türkiye’de her çocuk 9825 lira borçla doğuyor.
Buna teğet geçiş mi denir, delip geçiş mi denir?
* * *
Türkiye 2002 yılında dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında en hızlı büyüyen üçüncü ül***di, 2009 yılında da 17. sıraya geriledi.
Buna teğet geçiş mi denir, delip geçiş mi denir?
* * *
Avrupa Birliği ilerleme raporunun 66. sayfasında “Türkiye nüfusunun yüzde 18.56’lık kesimi açlık sınırının altında yaşamaktadır” deniliyor.
Buna teğet geçiş mi denir, delip geçiş mi denir?
——————
http://www.milliyet.com.tr/Yazar.asp...20Pulur&ver=56—————-Yorum
Yorum