İspat etmek ne kadar zor!

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • sak55
    Banned
    • 30-05-2008
    • 2059

    İspat etmek ne kadar zor!

    Yavuz Semerci
    İspat etmek ne kadar zor!
    13.12.2009 19:06:22
    "EY devletim! Açık beyanımdır ki senden dehşet derecesinde korkuyorum!"
    Beni etkileyen bu cümlenin sahibi, Devrimci Karargâh Örgütü üyesi olmak suçlamasıyla
    hapiste yapan Sevim Öztürk...
    Kendisinden neden bir terörist yaratılmaya çalışıldığını anlamadığını anlatmış
    Milliyet Gazetesi'ne gönderdiği mektubunda.
    İstanbul Bostancı'da bir emniyet amiri ile bir vatandaşın ölümüyle sonuçlanan ve
    Devrimci Karargâh adlı örgütün üyesi Orhan Yılmazkaya'nın da ölü ele geçtiği
    operasyon sonrasında tutuklananlar arasındaydı Sevim Öztürk.
    Gazeteci arkadaşımız Aylin Duruoğlu da aynı örgütün üyesi olduğu gerekçesiyle
    aylardır içeride. Neden içerideydi? Delil var mıydı? Hazırlık soruşturmasının
    tamamlanmadığı, kanıt toplama sürecinin devam ettiği gerekçesiyle hâkim karşısına
    çıkmadan geçen aylar...
    Konuya ilişkin iki yazı yazmıştım. Sonunda soruşturma tamamlandı ve 23 Şubat 2010
    tarihinde bu kişiler hâkim karşısına çıkacak.
    Sevim Öztürk, kendisi hakkında dosyadaki delilleri sayıyor:
    "Boşandığım eşimin evinde bulunan bilgisayar içindeki üç dört adet tamamı ailece
    geçirdiğimiz ortamlarda çekilmiş doğum günü, brunch fotoğrafları ile oğlumun
    matematik ödevinde geçen ismim, bir de 'Mister No' kitabının üzerindeki bir adet
    parmak izim..."
    Tüm bu deliller üzerinden Öztürk, örgüt üyesi olmak, (evi kullanan kişi sayılarak)
    evinde patlayıcı madde ve silah bulundurmakla suçlanıyor.
    Aylin Duruoğlu neden içeride? Dosyada yazılı tek bir delil var: "Öldürülen terörist
    Orhan Yılmazkaya teknik takipteyken, Aylin ile yemek yemiş (bir kez) ve bu
    görüntülenmiş."
    Yemek yerken görüntülenmek, Aylin'in örgüt üyesi olarak kabul edilmesine yol açmış.
    Bir de 1997 yılında 1 Mayıs gösterilerine izinsiz katılmaktan polisçe gözaltına
    alınmış Aylin...
    İki kadın da Yılmazkaya ile okul arkadaşı olduklarını saklamıyor.
    Eski arkadaşlarınız ile yıllar sonra görüşmek, medeni bir ilişki kurmak, yasadışı
    örgüt üyesi suçlamasına dönüşen bir delil sayılabiliyormuş demek ki! Bu haliyle
    gerçekten korkutucu değil mi?
    Gerçekten de bireylerin korkması gereken tek güç, devletin kendisi. Eğer devlet
    (herhangi bir kurumu, tapu dairesi bile olabilir, fark etmez) sizi suçluyorsa,
    yandınız demektir. Suçlamanın hangi delillerle yapıldığı önemli değildir. Suçlamanın
    doğru olmadığını sizin ispat etmeniz istenir.
    Düşünün, emniyet sizi bir teröristle yemek yerken görüntülüyor... Ve bu durum, örgüt
    üyesi olmak için yeterli bir delil sayılıyor.
    Peki siz adı geçen kişiyle okul arkadaşı olduğunuz için arada bir (topu topu 3 kez)
    görüştüğünüzü ve hayatın doğal akışına uygun bir yemek yediğinizi, dolayısıyla örgüt
    üyesi olmadığınızı nasıl kanıtlayacaksınız? Yemin ederek mi?
İşlem Yapılıyor