Konu: Polis işçiye müdahale etti
Yiğit Bulut
Bu tabloyu buzdolabınızın üstüne yapıştırın!
20.12.2009 22:51:33
BU ülkenin “ağırlığını” biz çekiyoruz! Biz ölüyoruz, biz askere adam gönderiyoruz, biz tabutunu teslim alıyoruz! Şirketler yabancı sermayeye satılıyor, parklarda “biz” coplanıyoruz! İşin garibi “coplayan da, coplanan da” BİZİZ! Kısacası; zor ve zahmetli olan her yerde “biz” varız!
İşin bir de biz “olmayan kısmı” var. Türkiye’nin ödediği yıllık 52 milyar doları “biz” almıyoruz. Ülkenin en güzel otellerinde “biz” kalmıyoruz. En iyi evlerde “biz” oturmuyoruz. Bankalardaki en kabarık hesapların listesinde “biz” yokuz. En iyi arabaları “biz” kullanmıyoruz.
Değerli dostlar, bir yerde bir hata var ama nerede? Hükümete biz oy veriyoruz ama “biz” parklarda coplanıyoruz. Hükümet edenlerin önünde el pençe divan durdukları “biz” değiliz. Dediğim gibi “biz”de veya sistemde bir hata var.
Bu soruyu düşünürken sizlere “düşünce dünyanızı” açmak için bir de liste vermek istiyorum. Amacım “eleştirmek değil” sadece gerçeği “tüm çıplaklığıyla” ortaya koymak.
Türkiye’nin yıllık ödediği “35-50 milyar dolarlık” faizi alan bonoların % 82’si İngiliz ve Alman bankaları ve müşterilerinin...
Telsim, İngiliz’in...
Kuşadası Limanı, İsraillinin...
İzmir Limanı, Hong Konglunun...
Araç muayene işi Alman’ın...
Telekom altyapımız Ortadoğuluların...
Başak Sigorta, Fransız’ın...
Adabank, Kuveytli’nin...
İETT Garajı, Dubailinin...
Avea, Lübnanlının...
Petkim, Azeri ortaklı şirketin...
Rakı, Amerikalının...
Finansbank, Yunan’ın...
Oyakbank, Hollandalının...
Denizbank, Belçikalının...
Türkiye Finans, Kuveytlilerin...
TEB, Fransız’ın...
C Bank, İsraillinin...
MNG Bank, Lübnanlının...
Alternatif Bank, Yunan’ın...
Dışbank, Hollandalının...
Şekerbank, Kazak’ın...
Yapı Kredi’nin yarısı İtalyan’ın...
Turkcell’in yarısı Finlinin, Rus’un...
Beymen’in yarısı Amerikalının...
Enerjisa’nın yarısı Avusturyalının...
Garanti’nin ve Akbank’ın bir bölümü Amerikalının...
Eczacıbaşı İlaç, Çek’in...
İzocam, Fransız’ın...
TGRT(Fox), Amerikalının...
Demirdöküm, Alman’ın...
Döktaş, Fransız’ın...
Süper FM, Kanadalının...
Yeraltı kaynaklarımızın işletmesinin % 51’inden fazlası yabancı firmaların.
Değerli dostlar, daha onlarca şirket ve sahiplik “hikâyesi” yazarım. Bunları “nerede olduğumuzu görmemiz” ve hayal kurmadan geleceğimizi sorgulamamız adına yazdım. Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye gerçeğini sorgulayacaksak “sahip olmadan” güçlenebilecek bir Türkiye olamayacağını anlamamız gerekli.
Son söz: Ülkesinin varlıklarına sahip çıkamayanlar, geleceklerine de sahip olamazlar
Yiğit Bulut
Bu tabloyu buzdolabınızın üstüne yapıştırın!
20.12.2009 22:51:33
BU ülkenin “ağırlığını” biz çekiyoruz! Biz ölüyoruz, biz askere adam gönderiyoruz, biz tabutunu teslim alıyoruz! Şirketler yabancı sermayeye satılıyor, parklarda “biz” coplanıyoruz! İşin garibi “coplayan da, coplanan da” BİZİZ! Kısacası; zor ve zahmetli olan her yerde “biz” varız!
İşin bir de biz “olmayan kısmı” var. Türkiye’nin ödediği yıllık 52 milyar doları “biz” almıyoruz. Ülkenin en güzel otellerinde “biz” kalmıyoruz. En iyi evlerde “biz” oturmuyoruz. Bankalardaki en kabarık hesapların listesinde “biz” yokuz. En iyi arabaları “biz” kullanmıyoruz.
Değerli dostlar, bir yerde bir hata var ama nerede? Hükümete biz oy veriyoruz ama “biz” parklarda coplanıyoruz. Hükümet edenlerin önünde el pençe divan durdukları “biz” değiliz. Dediğim gibi “biz”de veya sistemde bir hata var.
Bu soruyu düşünürken sizlere “düşünce dünyanızı” açmak için bir de liste vermek istiyorum. Amacım “eleştirmek değil” sadece gerçeği “tüm çıplaklığıyla” ortaya koymak.
Türkiye’nin yıllık ödediği “35-50 milyar dolarlık” faizi alan bonoların % 82’si İngiliz ve Alman bankaları ve müşterilerinin...
Telsim, İngiliz’in...
Kuşadası Limanı, İsraillinin...
İzmir Limanı, Hong Konglunun...
Araç muayene işi Alman’ın...
Telekom altyapımız Ortadoğuluların...
Başak Sigorta, Fransız’ın...
Adabank, Kuveytli’nin...
İETT Garajı, Dubailinin...
Avea, Lübnanlının...
Petkim, Azeri ortaklı şirketin...
Rakı, Amerikalının...
Finansbank, Yunan’ın...
Oyakbank, Hollandalının...
Denizbank, Belçikalının...
Türkiye Finans, Kuveytlilerin...
TEB, Fransız’ın...
C Bank, İsraillinin...
MNG Bank, Lübnanlının...
Alternatif Bank, Yunan’ın...
Dışbank, Hollandalının...
Şekerbank, Kazak’ın...
Yapı Kredi’nin yarısı İtalyan’ın...
Turkcell’in yarısı Finlinin, Rus’un...
Beymen’in yarısı Amerikalının...
Enerjisa’nın yarısı Avusturyalının...
Garanti’nin ve Akbank’ın bir bölümü Amerikalının...
Eczacıbaşı İlaç, Çek’in...
İzocam, Fransız’ın...
TGRT(Fox), Amerikalının...
Demirdöküm, Alman’ın...
Döktaş, Fransız’ın...
Süper FM, Kanadalının...
Yeraltı kaynaklarımızın işletmesinin % 51’inden fazlası yabancı firmaların.
Değerli dostlar, daha onlarca şirket ve sahiplik “hikâyesi” yazarım. Bunları “nerede olduğumuzu görmemiz” ve hayal kurmadan geleceğimizi sorgulamamız adına yazdım. Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye gerçeğini sorgulayacaksak “sahip olmadan” güçlenebilecek bir Türkiye olamayacağını anlamamız gerekli.
Son söz: Ülkesinin varlıklarına sahip çıkamayanlar, geleceklerine de sahip olamazlar
Yorum