Element 117’nin sentezlenmesiyle 1’den 118’e zincir tamamlandı.
Rus ve Amerikalı fizikçilerden oluşan bir ekip Moskova yakınlarındaki Dubna’da bulunan Nükleer Araştırmalar Enstitüsü’nde Periyodik Tablo’da 117. sıradaki elementi sentezleyerek Periodik Tablo’da eksik diş gibi duran boşluğu tamamladılar. En ağır atomların (şimdilik) son sıralarında yer alan 116. ve 118. elementler daha önce oluşturulmuştu.
Dünyamız, doğal olarak bulunan 90 elementten oluşuyor. Bunların ötesindekiler nükleer reaktörlerde ya da laboratuarlarda gerçekleşen nükleer tepkimelerle sentezleniyor.
Çekirdeğinde 117 protona sahip yeni element, kalsiyum ve berkelyum atomlarının bir parçacık hızlandırıcısında kaynaştırılmasıyla oluşturuldu. Öteki çok ağır atomlar gibi 117. element de saniyenin çok küçük kesiri kadar sürelerde var olabildikten sonra sırayla daha hafif elementlere ve parçacıklara bozunuyor. Yine de 116. ve 118. “süperağır” elementler gibi, periyodik tabloda varlığı kuramsal olarak öngörülen bir “kararlılık adası” içine oturtuluyor.
Fizikçilerin herhangi bir pratik kullanım alanı olmayan böylesine kısa ömürlü elementleri oluşturmak için bu kadar çaba harcaması, “sade vatandaş” için kolay anlaşılabilir bir durum değil. Süperağır elementlerin sentezlenme nedeni, tüm elementleri oluşturan proton ve nötronların birbirleriyle nasıl bağlandığını açıklayan modellerin sınanmasında önemli rol almaları.
Bu modellerse daha sık rastlanan elementlerin evrendeki oranlarını açıklamaya yarıyor. Modeller ayrıca Dünya’da ya da meteoritlerde doğal olarak bulunabilecek kadar kararlı olabilen öteki bazı egzotik atomlarla ilgili çıkarsamalara olanak veriyor.
Bu ağır elementler, resmi bir ad konuncaya kadar taşıdıkları proton sayısının hanelerinin Latince adlarıyla kaydediliyorlar (Ör: element110 = ununnilium [sonradan darmstadyum], element 111 = unununum [sonradan röntgenyum], 112 = ununbium, 113 = ununtrium, 114 = ununquadium, 115 = ununpentium, 116 = ununhexium, 117 = ununseptium, 118 = ununoctium).
ntvmsnbc
Rus ve Amerikalı fizikçilerden oluşan bir ekip Moskova yakınlarındaki Dubna’da bulunan Nükleer Araştırmalar Enstitüsü’nde Periyodik Tablo’da 117. sıradaki elementi sentezleyerek Periodik Tablo’da eksik diş gibi duran boşluğu tamamladılar. En ağır atomların (şimdilik) son sıralarında yer alan 116. ve 118. elementler daha önce oluşturulmuştu.
Dünyamız, doğal olarak bulunan 90 elementten oluşuyor. Bunların ötesindekiler nükleer reaktörlerde ya da laboratuarlarda gerçekleşen nükleer tepkimelerle sentezleniyor.
Çekirdeğinde 117 protona sahip yeni element, kalsiyum ve berkelyum atomlarının bir parçacık hızlandırıcısında kaynaştırılmasıyla oluşturuldu. Öteki çok ağır atomlar gibi 117. element de saniyenin çok küçük kesiri kadar sürelerde var olabildikten sonra sırayla daha hafif elementlere ve parçacıklara bozunuyor. Yine de 116. ve 118. “süperağır” elementler gibi, periyodik tabloda varlığı kuramsal olarak öngörülen bir “kararlılık adası” içine oturtuluyor.
Fizikçilerin herhangi bir pratik kullanım alanı olmayan böylesine kısa ömürlü elementleri oluşturmak için bu kadar çaba harcaması, “sade vatandaş” için kolay anlaşılabilir bir durum değil. Süperağır elementlerin sentezlenme nedeni, tüm elementleri oluşturan proton ve nötronların birbirleriyle nasıl bağlandığını açıklayan modellerin sınanmasında önemli rol almaları.
Bu modellerse daha sık rastlanan elementlerin evrendeki oranlarını açıklamaya yarıyor. Modeller ayrıca Dünya’da ya da meteoritlerde doğal olarak bulunabilecek kadar kararlı olabilen öteki bazı egzotik atomlarla ilgili çıkarsamalara olanak veriyor.
Bu ağır elementler, resmi bir ad konuncaya kadar taşıdıkları proton sayısının hanelerinin Latince adlarıyla kaydediliyorlar (Ör: element110 = ununnilium [sonradan darmstadyum], element 111 = unununum [sonradan röntgenyum], 112 = ununbium, 113 = ununtrium, 114 = ununquadium, 115 = ununpentium, 116 = ununhexium, 117 = ununseptium, 118 = ununoctium).
ntvmsnbc