Önyargı
İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar; 'Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi...'
Berber çocuğa seslenir: 'Ali, buraya gel!'
Bunun üzerine çocuk sakince dükkâna girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, 'bak şimdi' diye fısıldar ve bir elinde 5 liralık, diğer elinde 50 liralık bir banknot olduğu halde çocuğa sorar:
'Hangisini istiyorsan alabilirsin? '
Çocuk dalgın dalgın bir 5 liraya bir de 50 liraya bakar ve sonunda 5 liralık banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır.
Berber işadamına döner ve gülerek:
'Gördün mü? Sana söylemiştim.' der.
Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür. Yanına giderek, neden 50 liralık değil de, 5 liralık banknotu aldığını sorar. Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir:
'Eğer 50 liralığı alırsam oyun biter!'
Dale Carnegie diyor ki,
“Tanrı'nın bile insanlar hakkındaki hükmünü, ömürleri sona erdikten sonra verdiğine inanırken... Biz kim oluyoruz da insanları birkaç kez görmek, iki-üç yazı okumak, birkaç dedikodu dinlemekle yargılama hakkına sahip olabiliyoruz!”
Yorum