Hafta Sonu dergisi, inek sağmak ve traktöre binmek dışında zorlanmayan Tuzcuoğlu’yla röportaj yaptı
‘Dürüye’ karakteriyle benzerlikler taşıyor musunuz?
Ben onun gibi sabırlı olamam. Ama çocuklarım olsaydı ve kocama aşık bir kadın olsaydım sabırla ve özlemle bekleyebilirdim; makul nedenlerolduğu taktirde tabii. Ama benzer yönlerimiz var; hayata karşı tek başına duruşu, ona ters gelen şeylere karşı başkaldırışı, ailesini sahiplenmesi gibi tavırları beni andırıyor. Bir de kurşun dökmeye nazara inanması var, ben de inanırım.
Köy yaşantısına alışabildiniz mi?
Ben kent hayatını özlemeyenlerdenim. 1.5 ay sonra iki günlüğüne gittim sadece İstanbul’a. İş bağlantılarımdan dolayı gidip geleceğim sadece. Şehir dışı işlerinde işe odaklı olduğum için de kent hayatı özlemi çekenlerden olmadım hiç. Sadece inek sağarken biraz zorlanıyorum. Gerçekten çok iriler. Bir de otomatik araba kullandığım için traktöre alışmam debriyaj ve fren çok sert olduğu için ilk başlarda biraz zor oldu.
Sette yaşanan ilginç bir anınız var mı?
En ilginç anılarım ineklerimle ahır sahnelerinde oluyor açıkçası. Bu sahnelerde bazen tezeklere basa basa oynadığımız oluyor.
Yöre halkıyla ilişkiniz nasıl?
Aksan konusunda bana yardımcı olan Firdevs benim buradaki en iyi arkadaşlarımdan birisi, Bir de Dürüye’nin evinin gerçek sahibi olan Nurgül Abla var. Sete ne zaman gitsem “Hıııhhh benim gız geldi işte” der. Sağolsun beni kızı gibi görüyor
Rolünüzü oynarken, esinlendiğiniz birisi oldu mu?
Köydeki kadınları inceledim ve kendi içimde buralı bir Dürüye yaratıp onu yaşatmaya çalışıyorum. Yani içimdeki Dürüye’yi çıkardım diyebilirim.
Anne olmadan annelik taslamak zorluyor mu sizi?
Katili oynuyorsanız cinayet işlemeniz gerekmiyor. O yüzden iyi bir gözlem yetisi, kişiler ve olaylarla kurduğunuz empati köprüsü, karakteri içselleştirip özümseme bu tür karakterleri doğru hissetmenizi sağlar. Gerçek oyuncularla şöhret sarhoşlarının da farkı buradadır zaten.
Röportaj: Yüksel ŞENGÜL
‘Dürüye’ karakteriyle benzerlikler taşıyor musunuz?
Ben onun gibi sabırlı olamam. Ama çocuklarım olsaydı ve kocama aşık bir kadın olsaydım sabırla ve özlemle bekleyebilirdim; makul nedenlerolduğu taktirde tabii. Ama benzer yönlerimiz var; hayata karşı tek başına duruşu, ona ters gelen şeylere karşı başkaldırışı, ailesini sahiplenmesi gibi tavırları beni andırıyor. Bir de kurşun dökmeye nazara inanması var, ben de inanırım.
Köy yaşantısına alışabildiniz mi?
Ben kent hayatını özlemeyenlerdenim. 1.5 ay sonra iki günlüğüne gittim sadece İstanbul’a. İş bağlantılarımdan dolayı gidip geleceğim sadece. Şehir dışı işlerinde işe odaklı olduğum için de kent hayatı özlemi çekenlerden olmadım hiç. Sadece inek sağarken biraz zorlanıyorum. Gerçekten çok iriler. Bir de otomatik araba kullandığım için traktöre alışmam debriyaj ve fren çok sert olduğu için ilk başlarda biraz zor oldu.
Sette yaşanan ilginç bir anınız var mı?
En ilginç anılarım ineklerimle ahır sahnelerinde oluyor açıkçası. Bu sahnelerde bazen tezeklere basa basa oynadığımız oluyor.
Yöre halkıyla ilişkiniz nasıl?
Aksan konusunda bana yardımcı olan Firdevs benim buradaki en iyi arkadaşlarımdan birisi, Bir de Dürüye’nin evinin gerçek sahibi olan Nurgül Abla var. Sete ne zaman gitsem “Hıııhhh benim gız geldi işte” der. Sağolsun beni kızı gibi görüyor
Rolünüzü oynarken, esinlendiğiniz birisi oldu mu?
Köydeki kadınları inceledim ve kendi içimde buralı bir Dürüye yaratıp onu yaşatmaya çalışıyorum. Yani içimdeki Dürüye’yi çıkardım diyebilirim.
Anne olmadan annelik taslamak zorluyor mu sizi?
Katili oynuyorsanız cinayet işlemeniz gerekmiyor. O yüzden iyi bir gözlem yetisi, kişiler ve olaylarla kurduğunuz empati köprüsü, karakteri içselleştirip özümseme bu tür karakterleri doğru hissetmenizi sağlar. Gerçek oyuncularla şöhret sarhoşlarının da farkı buradadır zaten.
Röportaj: Yüksel ŞENGÜL