Asya'da maymun yakalamak..

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • ali_ekber
    Member
    • 15-11-2004
    • 2525

    Asya'da maymun yakalamak..

    Asya'da maymun yakalamak
    için kullanılan bir çeşit tuzak vardır: Bir Hindistan cevizi oyulur ve
    iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin
    altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu
    yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir. Yumruk
    yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun tatlının kokusunu alır,
    yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini
    dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan
    dışarı çıkmaz. Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz.
    Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece, kendi
    bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey, elini açıp
    yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu
    tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.

    Bizleri de
    tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve
    zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Tüm yapmamız gereken; elimizi
    açıp benliğimizi, bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak ve
    dolayısıyla özgür olmaktır! Bu örnekle benzeştirirsek; ben, sahip
    olduğumuzu düşündüğümüz her
    şeyin bizim için birer tuzak olduğunu
    fark etmediğimizi düşünüyorum:

    —Çoğunlukla konuşmaktan fazla bir
    özelliğini kullanmadığımız son model cep telefonlarına sahip olmak,
    —Ortalama
    15 m2´sini kullandığımız ama kullandığımız alandan 10–20 kat büyük
    evlere sahip olmak,
    —Belki bir kez giydikten sonra çok uzun sure
    dolabımızın bir köşesinde unuttuğumuz günün modasına uygun giysilere
    sahip olmak
    —Okumadığımız kitaplara sahip olmak,
    —Asla kadranın
    gösterdiği sürate ulaşamayacağımız en süratli arabaya sahip olmak,
    —Bize
    günde 3–5 kez zamanı, başkalarına sürekli zenginliğimizi gösteren kol
    saatlerine sahip olmak,
    —Vakit bulup gidilemeyen, gidilse bile
    dinlendirmekten çok uzak; tabiri caizse yorgunluktan haşatımızı
    çıkaracak deniz kenarına yakın bir yazlık, bir dinlence evine sahip
    olmak,
    —Vaktimize, nakdimize, aklımıza, çenemize zarar verse bile bir
    futbol takımı taraftarlığına sahip olmak,
    —Oturmadığımız koltuk
    takımları, izlemediğimiz dev ekran televizyonlar; kullanmadığımız,
    faydalanmadığımız daha nelere sahip olmak... Ya da sahip olduğumuzu
    sanmak...
    —Sadece çevre olsun diye bulunduğumuz ortamlar ve
    arkadaşlıklar

    O maymun gibi; avucumuzda tuttuğumuz sürece
    (faydalanamasak bile) sahip olduğumuzu sanmıyor muyuz? Ve ancak
    parmaklarımızı gevşetip bunlardan vazgeçtiğimiz zaman gerçekten özgür
    olup tüm yeteneklerimizi kullanabilir hale gelmeyecek miyiz?

    Aslında
    biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya gelmişiz. Ah bunu bir
    anlayabilsek. ..

    Doç .Dr. Erol ERÇAÐ
İşlem Yapılıyor