Numara taşıma sistemini kötüye kullanmak isteyenleri engellemek için yeni bir formül üzerinde çalışılıyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, numara taşıma sisteminde 'kara liste' hazırlanması için talep geldiğini ancak herşeyden önce operatörler arasında bu konuda bir uzlaşma olması gerektiğini belirterek, ''Aksi takdirde biz konuyu inceliyoruz, gelişmeye göre bir düzenleme yapılabilir'' dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Acarer, numara taşıma uygulamasında bugüne kadar 22,5 milyon abonenin numarasını değiştirmeden farklı bir operatörden hizmet almaya başladığını belirtti. istemden yararlanan abone sayısının çok yüksek olmasına rağmen hiç şikayet almadıklarını Svurgulayan Acarer, ''63 milyon abonenin yüzde 33'ü numarasını değiştirmiş, yani üç aboneden biri numarasını taşımış. Böyle bir şey dünyada yok. Bir de numara taşıma sisteminin yazılımını bir Türk firması gerçekleştirdi, bu da çok güzel bir olay'' diye konuştu.
Numara taşıma sisteminde operatörlerin bazı aboneler nedeniyle sorun yaşadıklarını ifade eden Acarer, sistem için ''kara liste'' hazırlanması talebine ilişkin de şunları kaydetti:
''Bu sistemle ilgili zaman içerisinde düzenleme yapıldı. Abone isterse her gün operatör değiştiriyordu, bunu 3 ay şeklinde düzenledik. Bu düzenleme sayesinde 'borç takan' diye tabir ettiğimiz kullanıcı sayısında ve 'takılan borç' miktarında azalma oldu. Bu işi istismar edenler, abonelerin 1/10 bin oranında. 10 binde bir abone oranı, az gibi görünüyor ama 63 milyon abonede bu ciddi bir miktara ulaşıyor. Bu kişiler bu işi profesyonel yapınca bu rakam artıyor.
'Kara liste' hazırlanması için talep var ama herşeyden önce bu konuda operatörler arasında bir uzlaşma olması lazım. Kendi aralarında uzlaşma sağlarlarsa bizim düzenleme yapmamız bile gerekmez. Aksi takdirde bizim yapacağımız düzenlemenin tam hukuksal zemine oturması lazım. Onu da bizim düşünmemiz lazım çünkü doğrular var ama bir de kanun, düzenlemeler var. Üzerinde çalıştığımız konulardan bir tanesi bu. Bu konu görüşülüyor. Uzlaşma sağlanırsa bunu kendi aralarında çözerler. Aksi takdirde biz konuyu inceliyoruz, gelişmeye göre bir düzenleme yapılabilir.''
-''HİÇ KİMSE TELEFONA BAKARAK KONUŞMUYOR''-
Tayfun Acarer, Türkiye'nin bilgi teknolojileri alanındaki ithalatının yerli üretime dönüştürülmesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye'de bu alanda çok önemli bir kapasite bulunduğunu söyledi.
''Bu sektör gerçekten kabına sığmıyor'' diyen Acarer, otomotiv sektörünün bilgi iletişim teknolojilerini (ICT) yurt dışından satın aldığını vurguladı.
Türkiye'de AR-GE harcamalarının yüzde 1'e yaklaştığına dikkati çeken Acarer, ''2000'li yılların başında binli rakamlardan kendimizi kurtaramamışken, bugün yüzde 1'e ulaşmamız çok güzel. Bu, Avrupa'da yüzde 2'nin üstünde. Henüz doyum noktasında değiliz. Ulaştırma Şurası'nda Türkiye'nin 2023 hedefi yüzde 2,5 olarak belirlendi'' diye konuştu.
Üçüncü Nesil Mobil İletişim Sistemleri (3G) imtiyaz sözleşmesinde AR-GE koşulu bulunduğunu anımsatan Acarer, ''Bu koşul, 3G sistemlerinin hizmete girmesi kadar önemlidir. 3G 'görüntülü telefon' şeklinde tanımlanıyordu ama ben 'daha geniş bir bantta, çok daha hızlı bir erişim olacak' dedim. Dediğim de çıktı, hiç kimse telefona bakarak konuşmuyor'' dedi.
Yaklaşık 1,5 milyon mobil internet abonesi bulunduğunu kaydeden Acarer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye 2G'de zaten 2,90 ile 3G sistemlerine yaklaşmıştı. EDGE az buz bir teknoloji değil. Türkiye 3G'ye de en az 3,5'ten başladı. 4G'ye doğru hızla gidiyoruz. İmtiyaz sözleşmesinde en önemli unsurlar ARGE ve yerli kullanım koşulları. Bence bu maddeler 3G'den daha önemli. Türkiye 1G, 2G ile bir şey yapamadı, 3G'de de bir şey yapamıyor. Türkiye 3G'de sadece içerikte çok başarılı. Fakat 3G'nin ne transmisyonu ne de el terminallerinde bir şey yapabiliyor. Türkiye bu teknolojiler için çok ciddi paralar ödüyor. Türkiye'nin 3G'de tek kazancı içerikte. 3G imtiyaz sözleşmelerindeki ARGE ve yerli kullanım koşullarıyla bundan sonraki teknolojilerde avantajlar temin edeceğimizi düşünüyorum.''
Acarer, Türkiye'nin Uluslararası Telekomünikasyon Birliğine (ITU) yeniden üye seçilmesine ilişkin olarak da bu üyeliğin Türkiye'nin hakkı olduğunu, yaklaşık 160 yıl önce faaliyete geçen bu birliğin kurucu devletleri arasında bulunan Osmanlı'nın bir devamı nitelindeki Türkiye'nin, ITU'nun doğal üyesi olması gerektiğini söyledi.
BTK Başkanı Acarer, ''Bu konuda BTK ciddi bir çalışma yaptı. Sayın Binali Yıldırım'ın desteği çok önemliydi. Çok şükür ITU'ya üçüncü kez üye olduk'' diye konuştu.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, numara taşıma sisteminde 'kara liste' hazırlanması için talep geldiğini ancak herşeyden önce operatörler arasında bu konuda bir uzlaşma olması gerektiğini belirterek, ''Aksi takdirde biz konuyu inceliyoruz, gelişmeye göre bir düzenleme yapılabilir'' dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Acarer, numara taşıma uygulamasında bugüne kadar 22,5 milyon abonenin numarasını değiştirmeden farklı bir operatörden hizmet almaya başladığını belirtti. istemden yararlanan abone sayısının çok yüksek olmasına rağmen hiç şikayet almadıklarını Svurgulayan Acarer, ''63 milyon abonenin yüzde 33'ü numarasını değiştirmiş, yani üç aboneden biri numarasını taşımış. Böyle bir şey dünyada yok. Bir de numara taşıma sisteminin yazılımını bir Türk firması gerçekleştirdi, bu da çok güzel bir olay'' diye konuştu.
Numara taşıma sisteminde operatörlerin bazı aboneler nedeniyle sorun yaşadıklarını ifade eden Acarer, sistem için ''kara liste'' hazırlanması talebine ilişkin de şunları kaydetti:
''Bu sistemle ilgili zaman içerisinde düzenleme yapıldı. Abone isterse her gün operatör değiştiriyordu, bunu 3 ay şeklinde düzenledik. Bu düzenleme sayesinde 'borç takan' diye tabir ettiğimiz kullanıcı sayısında ve 'takılan borç' miktarında azalma oldu. Bu işi istismar edenler, abonelerin 1/10 bin oranında. 10 binde bir abone oranı, az gibi görünüyor ama 63 milyon abonede bu ciddi bir miktara ulaşıyor. Bu kişiler bu işi profesyonel yapınca bu rakam artıyor.
'Kara liste' hazırlanması için talep var ama herşeyden önce bu konuda operatörler arasında bir uzlaşma olması lazım. Kendi aralarında uzlaşma sağlarlarsa bizim düzenleme yapmamız bile gerekmez. Aksi takdirde bizim yapacağımız düzenlemenin tam hukuksal zemine oturması lazım. Onu da bizim düşünmemiz lazım çünkü doğrular var ama bir de kanun, düzenlemeler var. Üzerinde çalıştığımız konulardan bir tanesi bu. Bu konu görüşülüyor. Uzlaşma sağlanırsa bunu kendi aralarında çözerler. Aksi takdirde biz konuyu inceliyoruz, gelişmeye göre bir düzenleme yapılabilir.''
-''HİÇ KİMSE TELEFONA BAKARAK KONUŞMUYOR''-
Tayfun Acarer, Türkiye'nin bilgi teknolojileri alanındaki ithalatının yerli üretime dönüştürülmesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye'de bu alanda çok önemli bir kapasite bulunduğunu söyledi.
''Bu sektör gerçekten kabına sığmıyor'' diyen Acarer, otomotiv sektörünün bilgi iletişim teknolojilerini (ICT) yurt dışından satın aldığını vurguladı.
Türkiye'de AR-GE harcamalarının yüzde 1'e yaklaştığına dikkati çeken Acarer, ''2000'li yılların başında binli rakamlardan kendimizi kurtaramamışken, bugün yüzde 1'e ulaşmamız çok güzel. Bu, Avrupa'da yüzde 2'nin üstünde. Henüz doyum noktasında değiliz. Ulaştırma Şurası'nda Türkiye'nin 2023 hedefi yüzde 2,5 olarak belirlendi'' diye konuştu.
Üçüncü Nesil Mobil İletişim Sistemleri (3G) imtiyaz sözleşmesinde AR-GE koşulu bulunduğunu anımsatan Acarer, ''Bu koşul, 3G sistemlerinin hizmete girmesi kadar önemlidir. 3G 'görüntülü telefon' şeklinde tanımlanıyordu ama ben 'daha geniş bir bantta, çok daha hızlı bir erişim olacak' dedim. Dediğim de çıktı, hiç kimse telefona bakarak konuşmuyor'' dedi.
Yaklaşık 1,5 milyon mobil internet abonesi bulunduğunu kaydeden Acarer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye 2G'de zaten 2,90 ile 3G sistemlerine yaklaşmıştı. EDGE az buz bir teknoloji değil. Türkiye 3G'ye de en az 3,5'ten başladı. 4G'ye doğru hızla gidiyoruz. İmtiyaz sözleşmesinde en önemli unsurlar ARGE ve yerli kullanım koşulları. Bence bu maddeler 3G'den daha önemli. Türkiye 1G, 2G ile bir şey yapamadı, 3G'de de bir şey yapamıyor. Türkiye 3G'de sadece içerikte çok başarılı. Fakat 3G'nin ne transmisyonu ne de el terminallerinde bir şey yapabiliyor. Türkiye bu teknolojiler için çok ciddi paralar ödüyor. Türkiye'nin 3G'de tek kazancı içerikte. 3G imtiyaz sözleşmelerindeki ARGE ve yerli kullanım koşullarıyla bundan sonraki teknolojilerde avantajlar temin edeceğimizi düşünüyorum.''
Acarer, Türkiye'nin Uluslararası Telekomünikasyon Birliğine (ITU) yeniden üye seçilmesine ilişkin olarak da bu üyeliğin Türkiye'nin hakkı olduğunu, yaklaşık 160 yıl önce faaliyete geçen bu birliğin kurucu devletleri arasında bulunan Osmanlı'nın bir devamı nitelindeki Türkiye'nin, ITU'nun doğal üyesi olması gerektiğini söyledi.
BTK Başkanı Acarer, ''Bu konuda BTK ciddi bir çalışma yaptı. Sayın Binali Yıldırım'ın desteği çok önemliydi. Çok şükür ITU'ya üçüncü kez üye olduk'' diye konuştu.