Belki uzun bir yazı olacak ama ilginizi çekiyorsa lütfen okuyunuz....
Günümüz ve son 10 yıl dan bu yana gerek ihale kanununun değişmesi gerekse günün değişen şartları ve değişen SSK kanunundan dolayı müteahide artık her şey zul gelmektedir.
Eskiden yapılan ihalelerde iskonto rakamları %5-20 arasında gerçekleşirken ve ihaleyi kazanan çoğu çanta müteahidleri ihaleyi başkasına devredip komisyon alırdı yada kendisi 3-5 makine bulup yapmaya çalışırdı
bu arada iş avansı alırlardı dürüst olan yapmaya çalışır olmayanada işi bırakıp kaçardı.
AKP hükümeti nin iktidara gelir gelmez (ki bu çalışma önceki hükümetler tarafından yapılmıştır yanlış anlaşılmasın) değiştirilen ihale kanunu ile bu çantacı müteadilerin hiçbiri kalmadı denilebilir. Artık müteahit işi yapmadan parasını alamıyor,
devletimizin parası var maşallah işi yap gel paranı al mantığı en azından kurumlarımızın yıpratılması ve soyulmasının önüne geçmiştir. Geçmiştir ama inşaatlardan dolayı ülkemize giren makine parkıda katlanarak artmıştır. Yapılan işe vakıf bir çok personel yetiştirilmiştir.
Yetişen personelin istihdamı ise ayrıca bir sorun teşkil etmeye başladı derken , büyük müteahitlerin yurt dışında büyük işler alması ile türkiyedeki iş bilenlerin çoğuda yurt dışına bu müteahitlerle çıkmış ve istihdam sorunu yurtdışına işgücü kaydırılmak sureti ile oldukça başarılı bir çözüme kavuşmuştur. Yurtdışında sorun yok firmalar gerek Türkiyede işçi dışarı çıkmadan gerekse gittikleri ülkenin sigorlarından faydalanılmasından ötürü işçiliklerin sigorta boyutunda sorun yaşamamaktadırlar.
Ülkede ise ihaleler bana göre tam bir kaos ortamı oluşturmuş , açılan zarlarda olması gereken ve %25 mütehit payıda konduktan sonraki proje değerlerinden %75 lere kadar iskontolu işler alınmaya başlanmıştır. Büyük müteahtlerin bazıları
kar etmeyi düşünmeden bünyesindeki personeli istihdam amaçlı iş almaya çalışmaktadırlar. Fakat madalyonun öteki yüzü ise malesef içler acısıdır , zira 100 birime yapılacak işin 25 birime yapılması yada yapmaya çalışılması peşine bir sürü çözümsüz sorunlar getirecektir.
Projelerde imalaet hesapları yapılırken en önemli kalemlerden bazıları şunlarıdır , personel giderleri , şantiye giderleri , imalat giderleri ve akaryakıt giderleri. Bu kadar düşük fiyata alınan bir projede ise bunları hesaplayarak düşük rakam verenler mecburen bir takım önlemler almaları gerekirki bir önceki cümlede bunun izlerini bulabilirsiniz;
Personel giderlerini düşürmek için işine vakıf kişiyi çalıştıramamak , ücretleri tam göstermemek şeklinde , yada en kötüsü sigortasız çalıştırarak halledebilir.
Şantiye giderlerini , prefabrik yapılar dışında çadır gibi yada toplu yaşam alanında yatan kişi sayısını arttırarak çözebilir.
İmalat giderleri, vasfı düşük malzeme veya ürün kullanarak yada projenin ön gördüğü miktarı kullanmayarak çözebilir.
Akaryakıt giderlerini , kaçak akaryakıt yada biodizel gibi alternatif çözüm üreterek çözebilir.
Tüm türkiye ye bakarsanız sigortasız çalışan on binlerce kişinin olduğu görülebilir , bulunabilir. Hükümetler sigortasız işçi çalıştırma sorunlarını geçmişte halletmişlerdi buna göre Bazı sektörlerde işçi işe başlamadan 1 gün önce sigortalanmalı bazı sektörlerde ise çoğunlukla inşaat işerinde aynı gün sigortalanıp ve çalıştırılabilir hale getirmişleridir. Bu uygulama daha önce işçinin işe başlmasından sonra 30 gün süre içerisinde yapılabiliriyordu. Bu manada şimdiki uymulama işçi hakları açısından çok daha iyi bir uygulama haline gelmiştir. Ama buna rağmen denetim eksikleri ve yetersizliklerinden dolayı yine sigortasız işçi çalıştırılmaya devam edilebilmektedir. Sonuçları ise işverene asgari ücretin 3 katına , işçiye ise ya canına yada bedenine kalıcı hasar getirip sosyal güvencesininde olmaması ile sonuçlanmaktadır. Gündeme gelen olaylarda vefat eden işçilerin ailelerine çok kolay maaş bağlanırken nice insan sefalete düşmektedir.
Devam edecek ........
Günümüz ve son 10 yıl dan bu yana gerek ihale kanununun değişmesi gerekse günün değişen şartları ve değişen SSK kanunundan dolayı müteahide artık her şey zul gelmektedir.
Eskiden yapılan ihalelerde iskonto rakamları %5-20 arasında gerçekleşirken ve ihaleyi kazanan çoğu çanta müteahidleri ihaleyi başkasına devredip komisyon alırdı yada kendisi 3-5 makine bulup yapmaya çalışırdı
bu arada iş avansı alırlardı dürüst olan yapmaya çalışır olmayanada işi bırakıp kaçardı.
AKP hükümeti nin iktidara gelir gelmez (ki bu çalışma önceki hükümetler tarafından yapılmıştır yanlış anlaşılmasın) değiştirilen ihale kanunu ile bu çantacı müteadilerin hiçbiri kalmadı denilebilir. Artık müteahit işi yapmadan parasını alamıyor,
devletimizin parası var maşallah işi yap gel paranı al mantığı en azından kurumlarımızın yıpratılması ve soyulmasının önüne geçmiştir. Geçmiştir ama inşaatlardan dolayı ülkemize giren makine parkıda katlanarak artmıştır. Yapılan işe vakıf bir çok personel yetiştirilmiştir.
Yetişen personelin istihdamı ise ayrıca bir sorun teşkil etmeye başladı derken , büyük müteahitlerin yurt dışında büyük işler alması ile türkiyedeki iş bilenlerin çoğuda yurt dışına bu müteahitlerle çıkmış ve istihdam sorunu yurtdışına işgücü kaydırılmak sureti ile oldukça başarılı bir çözüme kavuşmuştur. Yurtdışında sorun yok firmalar gerek Türkiyede işçi dışarı çıkmadan gerekse gittikleri ülkenin sigorlarından faydalanılmasından ötürü işçiliklerin sigorta boyutunda sorun yaşamamaktadırlar.
Ülkede ise ihaleler bana göre tam bir kaos ortamı oluşturmuş , açılan zarlarda olması gereken ve %25 mütehit payıda konduktan sonraki proje değerlerinden %75 lere kadar iskontolu işler alınmaya başlanmıştır. Büyük müteahtlerin bazıları
kar etmeyi düşünmeden bünyesindeki personeli istihdam amaçlı iş almaya çalışmaktadırlar. Fakat madalyonun öteki yüzü ise malesef içler acısıdır , zira 100 birime yapılacak işin 25 birime yapılması yada yapmaya çalışılması peşine bir sürü çözümsüz sorunlar getirecektir.
Projelerde imalaet hesapları yapılırken en önemli kalemlerden bazıları şunlarıdır , personel giderleri , şantiye giderleri , imalat giderleri ve akaryakıt giderleri. Bu kadar düşük fiyata alınan bir projede ise bunları hesaplayarak düşük rakam verenler mecburen bir takım önlemler almaları gerekirki bir önceki cümlede bunun izlerini bulabilirsiniz;
Personel giderlerini düşürmek için işine vakıf kişiyi çalıştıramamak , ücretleri tam göstermemek şeklinde , yada en kötüsü sigortasız çalıştırarak halledebilir.
Şantiye giderlerini , prefabrik yapılar dışında çadır gibi yada toplu yaşam alanında yatan kişi sayısını arttırarak çözebilir.
İmalat giderleri, vasfı düşük malzeme veya ürün kullanarak yada projenin ön gördüğü miktarı kullanmayarak çözebilir.
Akaryakıt giderlerini , kaçak akaryakıt yada biodizel gibi alternatif çözüm üreterek çözebilir.
Tüm türkiye ye bakarsanız sigortasız çalışan on binlerce kişinin olduğu görülebilir , bulunabilir. Hükümetler sigortasız işçi çalıştırma sorunlarını geçmişte halletmişlerdi buna göre Bazı sektörlerde işçi işe başlamadan 1 gün önce sigortalanmalı bazı sektörlerde ise çoğunlukla inşaat işerinde aynı gün sigortalanıp ve çalıştırılabilir hale getirmişleridir. Bu uygulama daha önce işçinin işe başlmasından sonra 30 gün süre içerisinde yapılabiliriyordu. Bu manada şimdiki uymulama işçi hakları açısından çok daha iyi bir uygulama haline gelmiştir. Ama buna rağmen denetim eksikleri ve yetersizliklerinden dolayı yine sigortasız işçi çalıştırılmaya devam edilebilmektedir. Sonuçları ise işverene asgari ücretin 3 katına , işçiye ise ya canına yada bedenine kalıcı hasar getirip sosyal güvencesininde olmaması ile sonuçlanmaktadır. Gündeme gelen olaylarda vefat eden işçilerin ailelerine çok kolay maaş bağlanırken nice insan sefalete düşmektedir.
Devam edecek ........