ABS (Antiblokaj sistemi)
ABS taşıtlarda sürüş güvenliğini artırmak için kullanılan bir sistemdir.
Ani frende bloke olmaya meyilli tekerleklerin bloke olmasını ,fasılalı fren basıncı uygulayarak
engellemektedir. Tehlike anında sürücünün ideal fren basıncını ayarlaması mümkün değil.
Ancak ABS her tekerleğin fren basıncını ayrı ayrı kumanda eder.
Fren mesafesinin kısalması ile birlikte (bazı durumlarda uzayabiliyor) frenleme esnasında aracı
direksiyon ile istediğiniz yöne doğru kumanda edebilirsiniz.Yani ayağınız fren pedalına basılı
durumdayken bile araca yön verebilirsiniz.
ABS'yi doğru kullanmanız için öneriler
-Frenlemede ABS devreye girdiği zaman fren pedalında titreşim olduğunu hisedersiniz.
Bu bir arıza değildir,sistem böyle çalışır.Sürücü bunu dikkate almayıp fren pedalına basmaya
devam etmelidir.Düz şanzımanlı araçlarda frenleme esnasında debriyaja da basarak frenleme yapılmalıdır.
Aksi taktirde fren mesafesi uzayabilir.
Çalışma prensibi
Frenleme esnasında tekerlek dönmeye devam eder ancak pedala basma gücü artınca
yolda yuvarlanan lastikler bloke olmaya başlar.İşte ABS tam o an devreye girer ve blokajı ortadan kaldırır.
Tekerlekler bloke olduğunda, lastik bölgesel olarak aşınır ve kumanda edilemez.
Tecrübesiz sürücüler bu durumda frene basmaya devam ederler.Oysa fren pedalını bırakıp
tekerleklerin yeniden dönmesine izin vermek daha doğrudur.Maksimum fren etkisi % 30 ile %50 kaymada
kendini gösterir.Yani tekerlek yüzeyde yarı yarıya kaymaya başladığında. ABS her tekerleği ayrı ayrı
frenleyerek optimum frenlemeyi yapmaya çalışır.Blokaj % 30 ile 50 yi geçer geçmez fren basıncı azaltılarak
aracın direksiyon ile kumanda edilebilir olması sağlanır.Tüm tekerleklere bu müdahale yapıldığında frenleme
esnasında aracı kumanda etmek te mümkün olabilmektedir. Bazı durumlarda ABS fren mesafesinin
uzamasına neden olabilir.Örneğin stabilize yol, kumlu yol, karlı zeminde yeterli direnç oluşamadığı için
fren mesafesi uzar ancak aracaı kumanda edebilme avantajı devam eder.
Yapı ve çalışma prensibi
Binek araçlarda 4 Kanal ABS kullanılır.Her tekerlekte bir sensör yer alır.Sensörler tekerlek devrini algılar
ve elektronik kontrol ünitesine gönderirler. Ana fren merkezinden tekerlek fren merkezlerine giden hatlar
2 ayrı kanaldan gider.Her hatta hızla kapanabilen manyetik ventiller vardır.8 tane ventilin 4 tanesi normal şartlarda
sürekli açık, diğer 4 ü ise kapalıdır. Güvenlik nedeniyle ,elektrik kesilse dahi yaylar vasıtası ile ventillerin
bu durumuda kalması sağlanır.Normal frenlemede geleneksel fren sistemi gibi çalışır.
Fren basıncı ana merkezden açık kanallar aracılığı ile tekerlek silindirlerişne ulaşır.
Tekerleklerden biri kilitlenmeye meyil ettğinde açık ventil kapatılır ve
o zamana kadar oluşan fren basıncı korunur. Kilitlenme devam ederse kapalı olan diğer ventil açılır.
Bu kanal ABS biriminin içinden elektrikli bir pompaya gider.Ventil açılır açılmaz pompa çalışmaya başlar.
Pompa ,açık ventilden geri giden fren sıvısını ana merkez ve kapalı ventil arasındaki kanala pompalar.
Tekerlek silindirindeki fren basıncı düşer.Tekerlek devri yeniden artınca 1.ventil yeniden açılır, 2.si kapanır
ve ABS yeniden devreye girmiş olur. ABS'nin açma kapama hareketlerinin süreleri sistem ve üreticiye göre
değişiklik göstermektedir. Binek araçlarda saniyede 8 ila 12 defa, motorsikletlerde saniyede 15 defaya kadar.
ABS saatte 6 km/s lik hızda pasif durumdadır. Pedaldaki titreme hareketi açma kapama hareketinden kaynaklanır.
Binek araçlarda genellikle 2 bağımsız fren hattı olduğu için 2 adet pompa mevcuttur.Ancak her iki pompa
bir elektro motor tarafından hareket ettirilir.Daha yüksek frekansa sahip bir ABS sistemi,
frenleme etkisini daha da artıracaktır. Farklı üreticiler elektrikli bir sistem üzerinde çalışıyorlar.
Doğrudan tekerlek silindirleri üzerinde çalışacak olan sistemin daha etkili olacağı düşünülüyor.
Basınçlı hava ile çalışan fren sistemlerinde (ağır ticari araçlarda) ABS aynı prensiple çalışır.
Ancak geri besleme pompaları kullanılmaz çünkü hava iyi bir transfer vasıtasıdır ve dozajını ayarlamak daha kolaydır.
Fren gücü dağılımı
ABS'nin yeni versiyonları ön ve arka aks arasındaki fren güç dağılım görevini de üstlenirler.
Daha önceleri bu iş mekanik olarak yapılırdı.Bazı ağır vasıtalarda mekanik sistem hala kullanılmaktadır.
Fren güç dağılımının ABS tarafından yapılmasının faydaları:
-Fren güç dağılımı ön ve arka akslarda eşit olarak dağıtılır.Aynı zamanda tekerleklere çapraz dağılım da eşit orandadır..
Mekanik dağıtıcılarla bu iş bukadar hassas yapılamıyor.
-Hafif frenlemelerde bile arka aks frenleniyor.Mekanik yöntemle fren gücü dağılımı yapıldığında
arka frenler daha az frenleme yaptığı için disklerin temizlenmesi mümkün değildi.
Bir süre sonra arka diskler üzerinde korozyon oluşur ve frenleme etkisi azalırdı.
Otomobilin yürüdüğü yolda sağ ve sol tekerleklerin temas ettiği zeminlerin kayganlıkları birbirinden farklı olursa
(Örneğin sol tekerlek kuru asfaltta,sağ tekerlek ise yol kenarında birikmiş çamur veya benzer kaygan zeminde).
Böyle bir durumda ani frenleme yapılırsa direksiyon döner ve araç kontrolden çıkar çünkü kuru olan zeminde
lastikler yere daha iyi tutunur.ABS üreticileri, kuru zeminde olan tekerlekteki fren basınç oluşumunu geciktirerek
bunu önlemeye çalışırlar.Bu sayede, sürücü direksiyona gereken karşı müdahaleyi daha kolay gerçekleştirebilir.
Kuru zeminde ABS'nin tekerleğin tam durması için ihtiyaç duyduğu süre üreticinin üretim felsefesi doğrultusunda
farklılık gösterebilir.Spor otomobillerde süre binek otomobillerden daha kısadır. Sürenin uzun olması yani tekerleğin
tam durması için gereken fren basıncının geciktirilmesi fren mesafesini uzatır..
ABS'nin tarihçesi
Hava ulaşımında duyulan ihtiyaçlardan dolayı gelişmiş bir teknolojidir.Uçakların iniş sırasında frenleme yaparken
tekerleklerin kilitlenip uçağın pistten çıkmaması için mekanik sistemler kullanılmaktaydı.
1936 da benzer bir sistemin patentini BOSCH almıştı. Sistem ilk haliyle yaklaşık 1000 mekanik parçadan oluşmaktaydı
ve çok kullanışlı ve hızlı değildi. Dijital teknolojinin gelişmesi sayesinde parça sayısı yaklaşık 140 adete düştü.
Böylece ABS artık seri olarak üretilebiliyordu.1969 yılında ABS'nin ilk nesli uluslararası otomobil fuarı IAA'da
Amerikalı üretici ITT (daha önceki adı Alfred Teves) taraından tanıtıldı.
Binek araçta ilk ABS kullanımı
İlk ABS'li binek araç Jensen FF marka araçtı.1966 yılında Dunlop-Maxaret isimli mekanik bir ABS sistemiydi.
1978 de Bosch ABS'yi piyasaya sürdü ve isim hakkını satın aldı.Diğer üreticiler aynı sisteme
farklı isimler kullanıyorlar(ABV gibi).
ABS önce Mercedes'in S-sınıfında (W116) kullanıldı.Ardından BMW'nin 7 serisinde (E23).
2003 yılının sonlarında Almanya'da piyasaya sürülen binek araçların yaklaşık % 90 ı ABS donanımına sahipti.
Avrupa'da 1 Temmuz 2004 yılından itibaren 2,5 tonun altındaki binek araçlarda ABS zorunlu bir standart
.Japon ve Kore üreticileri de aynı standartları kabul etmektedirler.
Ağır tivari araçlarda ABS kullanımı
Ocak 1991 tarihinden bu yana Almanya'da 3,5 tonun üzerindeki ağır ticari araçlar
ve koltuk sayısı 8 den fazla olan otobüslerde ABS zorunlu
Motorsikletlerde ABS kullanımı
Motorsikletlerde ilk defa 1988 yılında BMW K 100 modelinde opsiyonel olarak ABS'yi sundu.
Motorsikletlerde de standart olması için çalışmalar sürmektedir.Trafik kazası araştırmacıları tüm motorsikletterin
ABS ile donatılmış olması durumunda her 4 ölümcül kazadan birinin önleneceği görüşünde.
Motorsiklette Aprilia, Ducati, Honda, Suzuki, Yamaha, Kawasaki markaları, Mopedlerde ise
Honda, Peugeot, Piaggio und Suzuki ABS'li modeller sunmaktadır.
Avantajlar ve dezavantajlar
Normal şartlar altında ABS li bir otomobilin durma mesafesi geleneksel fren sistemine sahip bir otomobilin
durma mesafesinden daha kısa değildir.Ancak gevşek zeminde (kar,stabilize yol..) ABS li aracın durma mesafesi uzar
çünkü gevşek zemin yeterli direnci göstermez ve tekerlekler kilitlenmesin diye azar azar dönmeye devam ederler.
Ama en önemli avantajı aracı direksiyon ile kumanda etmeye devam edebilmeniz.ABS olmayan araçlarda
tekerlekler kilitlenir ve direksiyonla araca yön veremezsiniz.
-Bu sayede yolda duran engele çarpmamak için araca yön verebilirsiniz.
-Islak zeminlerde aracın frenlemeye gösterdiği tepki daha iyidir.
-Tekerlek kilitlenmediği için ani frenlerde lastikler eşit oranda aşınır.Geleneksel fren sistemlerinde
kilitlenmeden dolayı lastik bölgesel olarak aşırı derecede aşınır.
-Tek taraflı lastik aşınmaları daha sonra balans ve lastik sesi sorunlarına neden olabilir.
ABS taşıtlarda sürüş güvenliğini artırmak için kullanılan bir sistemdir.
Ani frende bloke olmaya meyilli tekerleklerin bloke olmasını ,fasılalı fren basıncı uygulayarak
engellemektedir. Tehlike anında sürücünün ideal fren basıncını ayarlaması mümkün değil.
Ancak ABS her tekerleğin fren basıncını ayrı ayrı kumanda eder.
Fren mesafesinin kısalması ile birlikte (bazı durumlarda uzayabiliyor) frenleme esnasında aracı
direksiyon ile istediğiniz yöne doğru kumanda edebilirsiniz.Yani ayağınız fren pedalına basılı
durumdayken bile araca yön verebilirsiniz.
ABS'yi doğru kullanmanız için öneriler
-Frenlemede ABS devreye girdiği zaman fren pedalında titreşim olduğunu hisedersiniz.
Bu bir arıza değildir,sistem böyle çalışır.Sürücü bunu dikkate almayıp fren pedalına basmaya
devam etmelidir.Düz şanzımanlı araçlarda frenleme esnasında debriyaja da basarak frenleme yapılmalıdır.
Aksi taktirde fren mesafesi uzayabilir.
Çalışma prensibi
Frenleme esnasında tekerlek dönmeye devam eder ancak pedala basma gücü artınca
yolda yuvarlanan lastikler bloke olmaya başlar.İşte ABS tam o an devreye girer ve blokajı ortadan kaldırır.
Tekerlekler bloke olduğunda, lastik bölgesel olarak aşınır ve kumanda edilemez.
Tecrübesiz sürücüler bu durumda frene basmaya devam ederler.Oysa fren pedalını bırakıp
tekerleklerin yeniden dönmesine izin vermek daha doğrudur.Maksimum fren etkisi % 30 ile %50 kaymada
kendini gösterir.Yani tekerlek yüzeyde yarı yarıya kaymaya başladığında. ABS her tekerleği ayrı ayrı
frenleyerek optimum frenlemeyi yapmaya çalışır.Blokaj % 30 ile 50 yi geçer geçmez fren basıncı azaltılarak
aracın direksiyon ile kumanda edilebilir olması sağlanır.Tüm tekerleklere bu müdahale yapıldığında frenleme
esnasında aracı kumanda etmek te mümkün olabilmektedir. Bazı durumlarda ABS fren mesafesinin
uzamasına neden olabilir.Örneğin stabilize yol, kumlu yol, karlı zeminde yeterli direnç oluşamadığı için
fren mesafesi uzar ancak aracaı kumanda edebilme avantajı devam eder.
Yapı ve çalışma prensibi
Binek araçlarda 4 Kanal ABS kullanılır.Her tekerlekte bir sensör yer alır.Sensörler tekerlek devrini algılar
ve elektronik kontrol ünitesine gönderirler. Ana fren merkezinden tekerlek fren merkezlerine giden hatlar
2 ayrı kanaldan gider.Her hatta hızla kapanabilen manyetik ventiller vardır.8 tane ventilin 4 tanesi normal şartlarda
sürekli açık, diğer 4 ü ise kapalıdır. Güvenlik nedeniyle ,elektrik kesilse dahi yaylar vasıtası ile ventillerin
bu durumuda kalması sağlanır.Normal frenlemede geleneksel fren sistemi gibi çalışır.
Fren basıncı ana merkezden açık kanallar aracılığı ile tekerlek silindirlerişne ulaşır.
Tekerleklerden biri kilitlenmeye meyil ettğinde açık ventil kapatılır ve
o zamana kadar oluşan fren basıncı korunur. Kilitlenme devam ederse kapalı olan diğer ventil açılır.
Bu kanal ABS biriminin içinden elektrikli bir pompaya gider.Ventil açılır açılmaz pompa çalışmaya başlar.
Pompa ,açık ventilden geri giden fren sıvısını ana merkez ve kapalı ventil arasındaki kanala pompalar.
Tekerlek silindirindeki fren basıncı düşer.Tekerlek devri yeniden artınca 1.ventil yeniden açılır, 2.si kapanır
ve ABS yeniden devreye girmiş olur. ABS'nin açma kapama hareketlerinin süreleri sistem ve üreticiye göre
değişiklik göstermektedir. Binek araçlarda saniyede 8 ila 12 defa, motorsikletlerde saniyede 15 defaya kadar.
ABS saatte 6 km/s lik hızda pasif durumdadır. Pedaldaki titreme hareketi açma kapama hareketinden kaynaklanır.
Binek araçlarda genellikle 2 bağımsız fren hattı olduğu için 2 adet pompa mevcuttur.Ancak her iki pompa
bir elektro motor tarafından hareket ettirilir.Daha yüksek frekansa sahip bir ABS sistemi,
frenleme etkisini daha da artıracaktır. Farklı üreticiler elektrikli bir sistem üzerinde çalışıyorlar.
Doğrudan tekerlek silindirleri üzerinde çalışacak olan sistemin daha etkili olacağı düşünülüyor.
Basınçlı hava ile çalışan fren sistemlerinde (ağır ticari araçlarda) ABS aynı prensiple çalışır.
Ancak geri besleme pompaları kullanılmaz çünkü hava iyi bir transfer vasıtasıdır ve dozajını ayarlamak daha kolaydır.
Fren gücü dağılımı
ABS'nin yeni versiyonları ön ve arka aks arasındaki fren güç dağılım görevini de üstlenirler.
Daha önceleri bu iş mekanik olarak yapılırdı.Bazı ağır vasıtalarda mekanik sistem hala kullanılmaktadır.
Fren güç dağılımının ABS tarafından yapılmasının faydaları:
-Fren güç dağılımı ön ve arka akslarda eşit olarak dağıtılır.Aynı zamanda tekerleklere çapraz dağılım da eşit orandadır..
Mekanik dağıtıcılarla bu iş bukadar hassas yapılamıyor.
-Hafif frenlemelerde bile arka aks frenleniyor.Mekanik yöntemle fren gücü dağılımı yapıldığında
arka frenler daha az frenleme yaptığı için disklerin temizlenmesi mümkün değildi.
Bir süre sonra arka diskler üzerinde korozyon oluşur ve frenleme etkisi azalırdı.
Otomobilin yürüdüğü yolda sağ ve sol tekerleklerin temas ettiği zeminlerin kayganlıkları birbirinden farklı olursa
(Örneğin sol tekerlek kuru asfaltta,sağ tekerlek ise yol kenarında birikmiş çamur veya benzer kaygan zeminde).
Böyle bir durumda ani frenleme yapılırsa direksiyon döner ve araç kontrolden çıkar çünkü kuru olan zeminde
lastikler yere daha iyi tutunur.ABS üreticileri, kuru zeminde olan tekerlekteki fren basınç oluşumunu geciktirerek
bunu önlemeye çalışırlar.Bu sayede, sürücü direksiyona gereken karşı müdahaleyi daha kolay gerçekleştirebilir.
Kuru zeminde ABS'nin tekerleğin tam durması için ihtiyaç duyduğu süre üreticinin üretim felsefesi doğrultusunda
farklılık gösterebilir.Spor otomobillerde süre binek otomobillerden daha kısadır. Sürenin uzun olması yani tekerleğin
tam durması için gereken fren basıncının geciktirilmesi fren mesafesini uzatır..
ABS'nin tarihçesi
Hava ulaşımında duyulan ihtiyaçlardan dolayı gelişmiş bir teknolojidir.Uçakların iniş sırasında frenleme yaparken
tekerleklerin kilitlenip uçağın pistten çıkmaması için mekanik sistemler kullanılmaktaydı.
1936 da benzer bir sistemin patentini BOSCH almıştı. Sistem ilk haliyle yaklaşık 1000 mekanik parçadan oluşmaktaydı
ve çok kullanışlı ve hızlı değildi. Dijital teknolojinin gelişmesi sayesinde parça sayısı yaklaşık 140 adete düştü.
Böylece ABS artık seri olarak üretilebiliyordu.1969 yılında ABS'nin ilk nesli uluslararası otomobil fuarı IAA'da
Amerikalı üretici ITT (daha önceki adı Alfred Teves) taraından tanıtıldı.
Binek araçta ilk ABS kullanımı
İlk ABS'li binek araç Jensen FF marka araçtı.1966 yılında Dunlop-Maxaret isimli mekanik bir ABS sistemiydi.
1978 de Bosch ABS'yi piyasaya sürdü ve isim hakkını satın aldı.Diğer üreticiler aynı sisteme
farklı isimler kullanıyorlar(ABV gibi).
ABS önce Mercedes'in S-sınıfında (W116) kullanıldı.Ardından BMW'nin 7 serisinde (E23).
2003 yılının sonlarında Almanya'da piyasaya sürülen binek araçların yaklaşık % 90 ı ABS donanımına sahipti.
Avrupa'da 1 Temmuz 2004 yılından itibaren 2,5 tonun altındaki binek araçlarda ABS zorunlu bir standart
.Japon ve Kore üreticileri de aynı standartları kabul etmektedirler.
Ağır tivari araçlarda ABS kullanımı
Ocak 1991 tarihinden bu yana Almanya'da 3,5 tonun üzerindeki ağır ticari araçlar
ve koltuk sayısı 8 den fazla olan otobüslerde ABS zorunlu
Motorsikletlerde ABS kullanımı
Motorsikletlerde ilk defa 1988 yılında BMW K 100 modelinde opsiyonel olarak ABS'yi sundu.
Motorsikletlerde de standart olması için çalışmalar sürmektedir.Trafik kazası araştırmacıları tüm motorsikletterin
ABS ile donatılmış olması durumunda her 4 ölümcül kazadan birinin önleneceği görüşünde.
Motorsiklette Aprilia, Ducati, Honda, Suzuki, Yamaha, Kawasaki markaları, Mopedlerde ise
Honda, Peugeot, Piaggio und Suzuki ABS'li modeller sunmaktadır.
Avantajlar ve dezavantajlar
Normal şartlar altında ABS li bir otomobilin durma mesafesi geleneksel fren sistemine sahip bir otomobilin
durma mesafesinden daha kısa değildir.Ancak gevşek zeminde (kar,stabilize yol..) ABS li aracın durma mesafesi uzar
çünkü gevşek zemin yeterli direnci göstermez ve tekerlekler kilitlenmesin diye azar azar dönmeye devam ederler.
Ama en önemli avantajı aracı direksiyon ile kumanda etmeye devam edebilmeniz.ABS olmayan araçlarda
tekerlekler kilitlenir ve direksiyonla araca yön veremezsiniz.
-Bu sayede yolda duran engele çarpmamak için araca yön verebilirsiniz.
-Islak zeminlerde aracın frenlemeye gösterdiği tepki daha iyidir.
-Tekerlek kilitlenmediği için ani frenlerde lastikler eşit oranda aşınır.Geleneksel fren sistemlerinde
kilitlenmeden dolayı lastik bölgesel olarak aşırı derecede aşınır.
-Tek taraflı lastik aşınmaları daha sonra balans ve lastik sesi sorunlarına neden olabilir.