24. TTK hükümleri çerçevesinde tamamlanan sermayenin gelir sayılıp kurumlar vergisi ve KDV'ye tabi tutulması
Değerli DÜNYA okurları, TTK'nın eski ve yeni hükümlerine göre, şayet şirket sermayesini yitirmişse ortaklarca bu sermayenin tamamlanması bir zorunluluktur. Dolayısıyla şirket ortakları, şayet şirketin faaliyetlerini devam ettirmek istiyorlarsa, kaybolan sermaye kadar bir tutarı şirkete koyarak eksilen sermayeyi tamamlarlar.
Şirkete konulan bu tutar bilançonun pasifinde, öz sermaye hesabında dikkate alınmak üzere açılan bir hesap altında gösterilir.
Şirketler zaman zaman bahse konu hesabın adı olarak "Zarar Karşılığı" vb adlar kullanırlar.
Kanuni bir zorunluluk çerçevesinde, şirket ortaklarınca şirkete konulan, niteliği sermaye olan bu tutarların şirket için gelir olduğu, ayrıca KDV'ye de tabi tutulması gerektiği iddia edilebilmektedir.
Bu görüşe hiç bir şekilde katılabilmek mümkün değildir.
25. Yatırım indirimi stopajı vergilemesinin kar payı vergilemesi olmadığı iddiası
Değerli DÜNYA okurları, yatırım indirimi kaldırıldı ancak halen geçmişten gelen sorunları devam ediyor.
Önceden sorun olmayan bir konu daha sonra vergi incelemelerinde sorun haline geldi. Bildiğiniz üzere yatırım indirimi tutarı kurumlar vergisi matrahından indiriliyor, ancak stopaja tabi tutuluyor, kar dağıtımı yapıldığında da, mükerrer vergilemeyi önlemek için yatırım indirimi stopajına tabi tutulan kısım üzerinden ayrıca kar payı stopajı yapılmıyor.
Şayet yatırım indiriminden yararlanan şirketin çifte vergilemeyi önleme anlaşmamız olan bir ülkede mukim ortağı varsa, kar payı stopajı daha düşük olduğundan, yatırım indirimi stopajı ile anlaşmadaki kar payı stopajı oranı arasındaki fark iade ediliyordu. Şimdilerde edilmiyor. Her seferinde dava açılıyor. Neyse ki mahkemeler şu ana kadar vergi idaresinin aksine kararlar veriyor.
Uluslararası arenada bizi zor durumda bırakan bu yaklaşımın bir an önce gözden geçirilmesinde yarar bulunmaktadır.
Listemiz sürekli gelen uyarı ve sorularla uzuyor. Sizlerin de paylaşmak istediği hususlar olursa, paylaşırsanız memnuniyetle yer veririm.
Mali idareye teşekkür
Değerli DÜNYA okurları, bu seneye başladığımızda ilk üzerinde durduğumuz konu 119 no'lu KDV Genel Tebliği ile ilgili yaşanan bir sorundu. Tebliğe rağmen uygulamada yeni düzenleme geçmişe uygulanmaya çalışılıyordu.
Aşağıdaki "tamim"le Mali İdare geçmişe dönük uygulama yapılmamasını, tebliğde belirtildiği gibi uygulamanın tebliğ sonrası dönemlere yapılmasını duyurdu. Mali İdare'ye duyarlılığı için teşekkür ederiz.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIÐI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIÐI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)Sayı: B.07.1.GİB.4.34.17.01-130 (TAMİM-2012/KDV-2)-
Konu: İndirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iade
Taleplerinde iade tutarının hesaplanmasında hesaplanan
KDV ile yüklenilen KDV arasındaki farkın nasıl dikkate alınacağı
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIÐI TAMİMLERİ
SERİ: A SIRA NO: 282
.................................. UYGULAMA GRUP MÜDÜRLÜÐÜİlgi: a) 12.10.2010 tarihli, Seri A Sıra: 75-7518 sayılı tamim yazımız,
b) 23.06.2012 tarih, 28332 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 119 Seri No'lu KDV Genel Tebliği,
İlgi (a) da kayıtlı tamim yazımızda, mükelleflerin indirimli orana tabi işlemlerinden doğan katma değer vergisi iade taleplerinde, indirimli orana tabi teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi arasında oluşan (+) ( farkına ilişkin yapılacak işlemler 03.07.2009 tarihli ve 6651 sayılı yazımız ile Gelir İdaresi Başkanlığı'na intikal ettirildiği, bu kapsamdaki iade tutarlarının hesaplanmasında hesaplanan vergi ile yüklenilen vergi ( farkı tutarının bloke edilerek, blokede bırakılan tutara ilişkin işlemlerin Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan alınacak cevabi yazıya göre gerçekleştirilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Konuya ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığından alınan 28.02.2012 tarih, 22300 sayılı cevabi yazıda;
***
Bu çerçevede, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade taleplerinin halen yürürlükte bulunan genel tebliğlerdeki açıklamalar çerçevesinde yerine getirilmesi gerekmektedir." denilmektedir.
Bilindiği üzere, 119 Seri No'lu KDV Genel Tebliği öncesinde indirimli orana tabi teslimlerden doğan KDV iade uygulamasına ilişkin usul ve esaslar 74, 76, 82, 85, 99, 101, 105, 106, 111, 113 ve 114 Seri No'lu KDV Genel Tebliğlerinde açıklanmış, söz konusu tebliğlerde talep edilecek iade tutarının hesaplanmasında bir dönemde yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi farkının negatif olması halinde söz konusu negatif ( farkların ilgili dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşülmesi gerektiği yönünde bir belirleme yapılmamıştır.
Bu defa, 23.06.2012 tarih, 28332 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 119 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nde, bu tebliğin yayımından sonraki iade taleplerinde uygulanmak üzere indirimli orana tabi işlemler kapsamında yapılacak iadelere ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiş olup, Tebliğin "2.1. Yılı İçinde Mahsuben Talep Edilecek İade Tutarlarının Hesaplanması" başlıklı bölümünde;
***
Hesaplamalar aşağıdaki şekilde yapılacaktır:
***
İndirimli orana tabi işlemlerde iade tutarı, indirimli orana tabi teslim veya hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın sonraki döneme devreden KDV ile karşılaştırılması sonucu belirlenmektedir. Bu hesaplama yapılırken, indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasından fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşülecektir." şeklinde konuya açıklık getirilmiştir.
Buna göre, indirimli orana tabi teslimlerden doğan KDV iade talepleri ile ilgili olarak, 119 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin yayım tarihinden önce yürürlükte olan genel tebliğlerde yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi arasındaki negatif farkların talep edilecek KDV iade tutarından düşülmesi yönünde bir düzenleme bulunmadığından ve bu yönde düzenleme yapan 119 Seri No'lu KDV Genel Tebliği yayım tarihinden sonraki iade talepleri için uygulanacağından, 119 Seri No'lu KDV Genel Tebliğinin yayım tarihi öncesi talep edilmiş olan KDV iadelerine ilişkin ilgide kayıtlı tamim yazımıza istinaden blokede tutulan yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi arasındaki negatif farklara tekabül eden tutarların iadelerinin/mahsuplarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 119 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin yayımından sonraki, KDV İade taleplerinde ise iade tutarının hesaplanmasında, indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasındaki fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşüleceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini ve yazımızın Uygulama Grup Müdürlüğünüze bağlı Vergi Dairelerine dağıtımının sağlanmasını rica ederim.
Değerli DÜNYA okurları, TTK'nın eski ve yeni hükümlerine göre, şayet şirket sermayesini yitirmişse ortaklarca bu sermayenin tamamlanması bir zorunluluktur. Dolayısıyla şirket ortakları, şayet şirketin faaliyetlerini devam ettirmek istiyorlarsa, kaybolan sermaye kadar bir tutarı şirkete koyarak eksilen sermayeyi tamamlarlar.
Şirkete konulan bu tutar bilançonun pasifinde, öz sermaye hesabında dikkate alınmak üzere açılan bir hesap altında gösterilir.
Şirketler zaman zaman bahse konu hesabın adı olarak "Zarar Karşılığı" vb adlar kullanırlar.
Kanuni bir zorunluluk çerçevesinde, şirket ortaklarınca şirkete konulan, niteliği sermaye olan bu tutarların şirket için gelir olduğu, ayrıca KDV'ye de tabi tutulması gerektiği iddia edilebilmektedir.
Bu görüşe hiç bir şekilde katılabilmek mümkün değildir.
25. Yatırım indirimi stopajı vergilemesinin kar payı vergilemesi olmadığı iddiası
Değerli DÜNYA okurları, yatırım indirimi kaldırıldı ancak halen geçmişten gelen sorunları devam ediyor.
Önceden sorun olmayan bir konu daha sonra vergi incelemelerinde sorun haline geldi. Bildiğiniz üzere yatırım indirimi tutarı kurumlar vergisi matrahından indiriliyor, ancak stopaja tabi tutuluyor, kar dağıtımı yapıldığında da, mükerrer vergilemeyi önlemek için yatırım indirimi stopajına tabi tutulan kısım üzerinden ayrıca kar payı stopajı yapılmıyor.
Şayet yatırım indiriminden yararlanan şirketin çifte vergilemeyi önleme anlaşmamız olan bir ülkede mukim ortağı varsa, kar payı stopajı daha düşük olduğundan, yatırım indirimi stopajı ile anlaşmadaki kar payı stopajı oranı arasındaki fark iade ediliyordu. Şimdilerde edilmiyor. Her seferinde dava açılıyor. Neyse ki mahkemeler şu ana kadar vergi idaresinin aksine kararlar veriyor.
Uluslararası arenada bizi zor durumda bırakan bu yaklaşımın bir an önce gözden geçirilmesinde yarar bulunmaktadır.
Listemiz sürekli gelen uyarı ve sorularla uzuyor. Sizlerin de paylaşmak istediği hususlar olursa, paylaşırsanız memnuniyetle yer veririm.
Mali idareye teşekkür
Değerli DÜNYA okurları, bu seneye başladığımızda ilk üzerinde durduğumuz konu 119 no'lu KDV Genel Tebliği ile ilgili yaşanan bir sorundu. Tebliğe rağmen uygulamada yeni düzenleme geçmişe uygulanmaya çalışılıyordu.
Aşağıdaki "tamim"le Mali İdare geçmişe dönük uygulama yapılmamasını, tebliğde belirtildiği gibi uygulamanın tebliğ sonrası dönemlere yapılmasını duyurdu. Mali İdare'ye duyarlılığı için teşekkür ederiz.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIÐI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIÐI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)
Konu: İndirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iade
Taleplerinde iade tutarının hesaplanmasında hesaplanan
KDV ile yüklenilen KDV arasındaki farkın nasıl dikkate alınacağı
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIÐI TAMİMLERİ
SERİ: A SIRA NO: 282
.................................. UYGULAMA GRUP MÜDÜRLÜÐÜ
b) 23.06.2012 tarih, 28332 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 119 Seri No'lu KDV Genel Tebliği,
İlgi (a) da kayıtlı tamim yazımızda, mükelleflerin indirimli orana tabi işlemlerinden doğan katma değer vergisi iade taleplerinde, indirimli orana tabi teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi arasında oluşan (+) ( farkına ilişkin yapılacak işlemler 03.07.2009 tarihli ve 6651 sayılı yazımız ile Gelir İdaresi Başkanlığı'na intikal ettirildiği, bu kapsamdaki iade tutarlarının hesaplanmasında hesaplanan vergi ile yüklenilen vergi ( farkı tutarının bloke edilerek, blokede bırakılan tutara ilişkin işlemlerin Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan alınacak cevabi yazıya göre gerçekleştirilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Konuya ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığından alınan 28.02.2012 tarih, 22300 sayılı cevabi yazıda;
***
Bu çerçevede, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade taleplerinin halen yürürlükte bulunan genel tebliğlerdeki açıklamalar çerçevesinde yerine getirilmesi gerekmektedir." denilmektedir.
Bilindiği üzere, 119 Seri No'lu KDV Genel Tebliği öncesinde indirimli orana tabi teslimlerden doğan KDV iade uygulamasına ilişkin usul ve esaslar 74, 76, 82, 85, 99, 101, 105, 106, 111, 113 ve 114 Seri No'lu KDV Genel Tebliğlerinde açıklanmış, söz konusu tebliğlerde talep edilecek iade tutarının hesaplanmasında bir dönemde yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi farkının negatif olması halinde söz konusu negatif ( farkların ilgili dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşülmesi gerektiği yönünde bir belirleme yapılmamıştır.
Bu defa, 23.06.2012 tarih, 28332 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 119 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nde, bu tebliğin yayımından sonraki iade taleplerinde uygulanmak üzere indirimli orana tabi işlemler kapsamında yapılacak iadelere ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiş olup, Tebliğin "2.1. Yılı İçinde Mahsuben Talep Edilecek İade Tutarlarının Hesaplanması" başlıklı bölümünde;
***
Hesaplamalar aşağıdaki şekilde yapılacaktır:
***
İndirimli orana tabi işlemlerde iade tutarı, indirimli orana tabi teslim veya hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler üzerinden hesaplanan vergi arasındaki farkın sonraki döneme devreden KDV ile karşılaştırılması sonucu belirlenmektedir. Bu hesaplama yapılırken, indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasından fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşülecektir." şeklinde konuya açıklık getirilmiştir.
Buna göre, indirimli orana tabi teslimlerden doğan KDV iade talepleri ile ilgili olarak, 119 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin yayım tarihinden önce yürürlükte olan genel tebliğlerde yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi arasındaki negatif farkların talep edilecek KDV iade tutarından düşülmesi yönünde bir düzenleme bulunmadığından ve bu yönde düzenleme yapan 119 Seri No'lu KDV Genel Tebliği yayım tarihinden sonraki iade talepleri için uygulanacağından, 119 Seri No'lu KDV Genel Tebliğinin yayım tarihi öncesi talep edilmiş olan KDV iadelerine ilişkin ilgide kayıtlı tamim yazımıza istinaden blokede tutulan yüklenilen vergi ile hesaplanan vergi arasındaki negatif farklara tekabül eden tutarların iadelerinin/mahsuplarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 119 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin yayımından sonraki, KDV İade taleplerinde ise iade tutarının hesaplanmasında, indirimli orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasındaki fark, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşüleceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini ve yazımızın Uygulama Grup Müdürlüğünüze bağlı Vergi Dairelerine dağıtımının sağlanmasını rica ederim.