DİJİTAL DEVRİM GELİYOR... TÜRKİYE'DE YERİ GÖÐÜ DİJİTAL ÇANAKLAR SARDI.DİJİTAL DEVRİM GELİYOR... TÜRKİYE'DE YERİ GÖÐÜ DİJİTAL ÇANAKLAR SARDI
teknolojik devrim şimdi televizyonda yaşanıyor. Ankara yıllardır analog ''tahsis'' sistemi ve ''kablo'' yöntemiyle televizyonculuğun gelişmesini, yaygınlaşmasını, büyümesini engelliyor. Televizyonların kısıtlı gelirlerini çeşitli adlar altında ellerinden almaya çalışıyor. Şimdi Ankara, teknolojideki önemli bir gelişme sonucunda bu konuda da yerinde bir by-pass ile karşı karşıya. Dijital devrim geliyor! Nedir dijital devrim? Bugün İstanbul ve Ankara'nın belirli semtleri dışına çıkabilenler, gözleri Türkiye'de olanları görebilenler, Kastamonu'nun dağ köylerinde gezenlerin gözünden kaçmayan bir şey var. Her evin balkonunda çatısında minnacık bir beyaz çanak var. Bu çanak Türksat uydusuna çevrili. Vatandaş yıllardır Ankara'nın kendisine getiremediği bir hizmeti ''by-pass'' yoluyla çözmüş. Televizyon kendisine gelemiyorsa o televizyona gitmiş. Minnacık çanağı ile Türksat'taki tüm Türk ve yabancı kanalları izliyor. Milyonlarca insanın evinde artık ATV ile HABERTÜRK, Kanal D ile CNN Türk, STAR ile NTV arasında hiçbir fark yok. Hepsi ulusal kanal olmuş. Çanak satışı yıldırım hızıyla ilerliyor. Yeni ev kuran kimse artık nasıl ki sabit hatlı telefon ile uğraşmıyorsa, askı bozması antenlerle cızırtılı yayın almaya da çalışmıyor. Alıyor bir çanak pırıl pırıl yayına kavuşuyor. Yapılan tahminlere göre 2009'da çanakları ile televizyon izleyen ev sayısı 10 milyona yaklaşacak. AGB daha bügünden 2 milyona yaklaşmış çanak izleyicilerini bir şekilde ölçümlerin içine dahil etme arayışı içinde. Peki bunun anlamı ne. Anlamı şu. Tekeller bir kez daha teknoloji sayesinde yıkılacak. Bir kereye mahsus 50-100 milyon verip uydudan temiz TV yayını almak yerine kimse Telekom'a yalvarıp da evine kablo yoluyla televizyon bağlantısı yaptırmayacak. Özelleştirilmezse, 'Kablo' tarihin çöplüğüne gidecek. Böylece zamanında kabloyu özelleştirmeyen rekabete açmayan idare, tıpkı Tekel'in sigara ihalesinde başına gelenleri yaşayacak. Günün birinde bir bakacak ki, kablo diye bir ''araç'' kalmamış.
KAYNAK. HABERTÜRK
teknolojik devrim şimdi televizyonda yaşanıyor. Ankara yıllardır analog ''tahsis'' sistemi ve ''kablo'' yöntemiyle televizyonculuğun gelişmesini, yaygınlaşmasını, büyümesini engelliyor. Televizyonların kısıtlı gelirlerini çeşitli adlar altında ellerinden almaya çalışıyor. Şimdi Ankara, teknolojideki önemli bir gelişme sonucunda bu konuda da yerinde bir by-pass ile karşı karşıya. Dijital devrim geliyor! Nedir dijital devrim? Bugün İstanbul ve Ankara'nın belirli semtleri dışına çıkabilenler, gözleri Türkiye'de olanları görebilenler, Kastamonu'nun dağ köylerinde gezenlerin gözünden kaçmayan bir şey var. Her evin balkonunda çatısında minnacık bir beyaz çanak var. Bu çanak Türksat uydusuna çevrili. Vatandaş yıllardır Ankara'nın kendisine getiremediği bir hizmeti ''by-pass'' yoluyla çözmüş. Televizyon kendisine gelemiyorsa o televizyona gitmiş. Minnacık çanağı ile Türksat'taki tüm Türk ve yabancı kanalları izliyor. Milyonlarca insanın evinde artık ATV ile HABERTÜRK, Kanal D ile CNN Türk, STAR ile NTV arasında hiçbir fark yok. Hepsi ulusal kanal olmuş. Çanak satışı yıldırım hızıyla ilerliyor. Yeni ev kuran kimse artık nasıl ki sabit hatlı telefon ile uğraşmıyorsa, askı bozması antenlerle cızırtılı yayın almaya da çalışmıyor. Alıyor bir çanak pırıl pırıl yayına kavuşuyor. Yapılan tahminlere göre 2009'da çanakları ile televizyon izleyen ev sayısı 10 milyona yaklaşacak. AGB daha bügünden 2 milyona yaklaşmış çanak izleyicilerini bir şekilde ölçümlerin içine dahil etme arayışı içinde. Peki bunun anlamı ne. Anlamı şu. Tekeller bir kez daha teknoloji sayesinde yıkılacak. Bir kereye mahsus 50-100 milyon verip uydudan temiz TV yayını almak yerine kimse Telekom'a yalvarıp da evine kablo yoluyla televizyon bağlantısı yaptırmayacak. Özelleştirilmezse, 'Kablo' tarihin çöplüğüne gidecek. Böylece zamanında kabloyu özelleştirmeyen rekabete açmayan idare, tıpkı Tekel'in sigara ihalesinde başına gelenleri yaşayacak. Günün birinde bir bakacak ki, kablo diye bir ''araç'' kalmamış.
KAYNAK. HABERTÜRK
Yorum