RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun: “Ürün yerleştirme, kavram ve uygulama olarak Türkiye'nin yeni tanıştığı bir alan”
2. Uluslararası Ürün Yerleştirme Sempozyumu 17-18 Ocak 2014 tarihlerinde İstanbul’da düzenlendi. Sempozyuma RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Üst Kurul Üyeleri Nurullah Öztürk, Dr. Hamit Ersoy, Süleyman Demirkan, Esat Çıplak, Ali Öztunç ile TVYD Başkanı Zahid Akman, RATEM Başkanı Dursun Güleryüz, yayın kuruluşlarının temsilcileri ve ABD, Almanya ve Türkiye’den ticari iletişim alanında faaliyet gösteren kuruluşların temsilcileri ile ürün yerleştirme ile ilgili uzmanlar katıldı.
3P Product Placement Production tarafından gerçekleştirilen sempozyumun açış konuşmasını yapan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, bir ticari iletişim yöntemi olan ürün yerleştirmenin, kavram ve uygulama olarak Türkiye’nin yeni tanıştığı bir alan olduğunu söyledi. Dursun, Avrupa Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesinin 2010 yılında düzenlenmesiyle birlikte ürün yerleştirmenin AB mevzuatına girdiğini hatırlattı. Bir programın içine ürün yerleştirme uygulaması yaparken uyuma çok dikkat edilmesini ve programın bir parçasıymış gibi verilmesi gerektiğini belirten Dursun,, "Ürün yerleştirme uygulamasındaki temel amaç, programın içine doğal ortamın bir parçasıymış gibi yerleştirilen ürün ve hizmete ait artanın veya ürünün, izleyiciler üzerinde olumlu etki bırakmasını sağlamaktır" dedi.
Mevcut markaların pazar payını artırabilmek için yeni tutundurma faaliyetlerine ihtiyaç duyduklarını belirten Dursun, "İşletmelerin ürün ve hizmetlerinin nihai tüketiciye ulaşmasında geleneksel reklam tekniklerinin etkinliğinin azalması, reklamcıların yeni arayışlara yönelmesine sebep olmuştur. Bu arayışlar sonucunda ilk olarak ABD'de ortaya çıkan ürün yerleştirme, hem firmaların ürün ve hizmetlerinin tanıtılmasında oldukça etkili olmuş hem de reklam piyasasındaki firmaların kârını artırması sonucunda bu sektörün parlayan yıldızı haline gelmiş bulunuyor" dedi.
RTÜK Başkanı Dursun, 3 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun AB müktesebatı dikkate alınarak hazırlandığını belirterek, "Türk medya sektörünün standart yasal düzenlemeleri ile AB'nin yasal düzenlemeleri arasında hiçbir fark bulunmuyor. Ürün yerleştirme açısından da AB ile önemli hiçbir farkımızın olmadığını ifade etmem gerekir" diye konuştu.
Günümüzde tüketiciyi reklama maruz bırakmadan ürünlerin fark edilmesini sağlayan bir uygulama olan ürün yerleştirmenin en çok tercih edilen reklam türü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Davut Dursun, Türkiye’de ürün yerleştirme uygulamalarının en çok içecek, iletişim ve otomotiv sektöründe görüldüğünü söyledi.
6112 Sayılı Kanunun 13. maddesinde düzenlenen ürün yerleştirme uygulamasına, bazı kurallar çerçevesinde izin verildiğini söyleyen Dursun, çocuk programları, haber bültenleri ve dini programlarda ürün yerleştirme yapılamayacağına dikkat çekti. Dursun, "Sinema ve televizyon için yapılmış filmler, diziler ile spor ve genel eğlence programları haricinde yayınlarda ürün yerleştirmeye yönelik uygulamalara yer verilemez" dedi.
Ürün yerleştirme uygulamalarının, ticari iletişimle ilgili düzenlemelere tabi olduğunu söyleyen Dursun, burada genel şartın ürün yerleştirmenin programın bütünlüğünü hiçbir şekilde bozmaması olduğunu vurgulayarak “Uygulama esnasında, ürün veya hizmete ilişkin ayrıntılı bilgi verilemez. Ürün veya hizmetin satın alınması veya kiralanması doğrudan teşvik edilemez” diye konuştu..
6112 Sayılı Yasa ile serbest bırakılan ürün yerleştirmenin ilk uygulamalarının yaratıcılıktan uzak, izleyiciyi rahatsız eden ve doğallık kriterine ters düşen uygulamalar şeklinde ekrana getirildiğini söyleyen Dursun, “6112 Sayılı Yasa’da yer alan doğallık kavramı, uygulamanın kriterlere uygunluğu ve etkinliği açısından da en önemli unsurların başında gelmektedir. Ürün yerleştirme konusunda izleyiciyi en çok rahatsız eden uygulamalar, doğallık olgusunun yeterince anlaşılıp doğru yorumlanmamasından kaynaklanmaktadır” diyerek, bir saatlik programa sadece dört ürünün yerleştirilebileceğini, bu rakamın yapılacak olan çalışmalarla değişebileceğini belirtti.
Ürün yerleştirmenin Türk medya sektörü için yeni bir gelir alanı olduğuna da değinen Dursun, uygulamanın başladığı 3 Mart 2011 tarihinden bugüne kadar bu konuda yapılan ihlaller nedeniyle Üst Kurul tarafından yayın kuruluşlarına yönelik 21 müeyyide kararı alındığını söyledi.
Toplantının açılış bölümünde konuşan Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD) Başkanı Zahid Akman, RTÜK kanununun yenilenmesinden sonra reklamcılık alanında ürün yerleştirmenin önemli bir uygulama haline dönüştüğünü söyledi.
Üst Kurul Üyesi Nurullah Öztürk, Türkiye’de Ürün Yerleştirmenin Ekonomiye Katkıları, Yasal Mevzuat ve Yarattığı Katma Değerler konulu panelde, iletişim teknolojilerinin çok hızlı bir şekilde geliştiğini, yeni reklam mecralarının ortaya çıkmasıyla 2011 yılından itibaren ürün yerleştirme uygulamasının da başladığını belirterek, çeşitli sektörlerin ürün yerleştirme uygulaması sayesinde bu alanla tanıştıklarını söyledi.
Üst Kurul Üyesi Dr. Hamit Ersoy ise Türkiye’de Ürün Yerleştirme Sürecinin, İşleme Yöntemi ve Sonuçları konulu panelde ürün yerleştirmenin daha önce gizli reklam şeklinde verildiğini, bunun da ihlal oluşturduğunu belirterek, 6112 Sayılı Yasa ile ürün yerleştirmenin yasalaştığını ve böylelikle yeni bir reklam çeşidinin ortaya çıktığını ifade etti.
18 Ocak 2014 tarihinde sona eren sempozyumda, Uluslararası İçerik, Uluslararası Ürün Yerleştirme, Hollywood Filmlerinde Markaların Konumu ve Etkin Ürün Yerleştirme Uygulamalarının Kriterleri konularında oturumlar gerçekleştirildi. Bu bağlamda sempozyuma Almanya’dan katılan Dr. Ferdinand Froning ürün yerleştirmenin Türkiye’de yeni kullanılmaya başlanan bir uygulama olmasına rağmen bu alanda çalışmaların olmasını güzel bir sonuç olarak değerlendirdiğini söyledi. ABD’den katılan Ralph Watson ise ürün yerleştirmenin insanların psikolojik yaklaşımlarını ve motivasyonlarını nasıl etkilediğini araştırdığını belirtti ve bu tür uygulamalar yapılırken psikolojik durumların ve motivasyonun göz önünde bulundurulması gerektiğine değindi. Sempozyum panellerin bitiminden sonra sorulan soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.
2. Uluslararası Ürün Yerleştirme Sempozyumu 17-18 Ocak 2014 tarihlerinde İstanbul’da düzenlendi. Sempozyuma RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Üst Kurul Üyeleri Nurullah Öztürk, Dr. Hamit Ersoy, Süleyman Demirkan, Esat Çıplak, Ali Öztunç ile TVYD Başkanı Zahid Akman, RATEM Başkanı Dursun Güleryüz, yayın kuruluşlarının temsilcileri ve ABD, Almanya ve Türkiye’den ticari iletişim alanında faaliyet gösteren kuruluşların temsilcileri ile ürün yerleştirme ile ilgili uzmanlar katıldı.
3P Product Placement Production tarafından gerçekleştirilen sempozyumun açış konuşmasını yapan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, bir ticari iletişim yöntemi olan ürün yerleştirmenin, kavram ve uygulama olarak Türkiye’nin yeni tanıştığı bir alan olduğunu söyledi. Dursun, Avrupa Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesinin 2010 yılında düzenlenmesiyle birlikte ürün yerleştirmenin AB mevzuatına girdiğini hatırlattı. Bir programın içine ürün yerleştirme uygulaması yaparken uyuma çok dikkat edilmesini ve programın bir parçasıymış gibi verilmesi gerektiğini belirten Dursun,, "Ürün yerleştirme uygulamasındaki temel amaç, programın içine doğal ortamın bir parçasıymış gibi yerleştirilen ürün ve hizmete ait artanın veya ürünün, izleyiciler üzerinde olumlu etki bırakmasını sağlamaktır" dedi.
Mevcut markaların pazar payını artırabilmek için yeni tutundurma faaliyetlerine ihtiyaç duyduklarını belirten Dursun, "İşletmelerin ürün ve hizmetlerinin nihai tüketiciye ulaşmasında geleneksel reklam tekniklerinin etkinliğinin azalması, reklamcıların yeni arayışlara yönelmesine sebep olmuştur. Bu arayışlar sonucunda ilk olarak ABD'de ortaya çıkan ürün yerleştirme, hem firmaların ürün ve hizmetlerinin tanıtılmasında oldukça etkili olmuş hem de reklam piyasasındaki firmaların kârını artırması sonucunda bu sektörün parlayan yıldızı haline gelmiş bulunuyor" dedi.
RTÜK Başkanı Dursun, 3 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun AB müktesebatı dikkate alınarak hazırlandığını belirterek, "Türk medya sektörünün standart yasal düzenlemeleri ile AB'nin yasal düzenlemeleri arasında hiçbir fark bulunmuyor. Ürün yerleştirme açısından da AB ile önemli hiçbir farkımızın olmadığını ifade etmem gerekir" diye konuştu.
Günümüzde tüketiciyi reklama maruz bırakmadan ürünlerin fark edilmesini sağlayan bir uygulama olan ürün yerleştirmenin en çok tercih edilen reklam türü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Davut Dursun, Türkiye’de ürün yerleştirme uygulamalarının en çok içecek, iletişim ve otomotiv sektöründe görüldüğünü söyledi.
6112 Sayılı Kanunun 13. maddesinde düzenlenen ürün yerleştirme uygulamasına, bazı kurallar çerçevesinde izin verildiğini söyleyen Dursun, çocuk programları, haber bültenleri ve dini programlarda ürün yerleştirme yapılamayacağına dikkat çekti. Dursun, "Sinema ve televizyon için yapılmış filmler, diziler ile spor ve genel eğlence programları haricinde yayınlarda ürün yerleştirmeye yönelik uygulamalara yer verilemez" dedi.
Ürün yerleştirme uygulamalarının, ticari iletişimle ilgili düzenlemelere tabi olduğunu söyleyen Dursun, burada genel şartın ürün yerleştirmenin programın bütünlüğünü hiçbir şekilde bozmaması olduğunu vurgulayarak “Uygulama esnasında, ürün veya hizmete ilişkin ayrıntılı bilgi verilemez. Ürün veya hizmetin satın alınması veya kiralanması doğrudan teşvik edilemez” diye konuştu..
6112 Sayılı Yasa ile serbest bırakılan ürün yerleştirmenin ilk uygulamalarının yaratıcılıktan uzak, izleyiciyi rahatsız eden ve doğallık kriterine ters düşen uygulamalar şeklinde ekrana getirildiğini söyleyen Dursun, “6112 Sayılı Yasa’da yer alan doğallık kavramı, uygulamanın kriterlere uygunluğu ve etkinliği açısından da en önemli unsurların başında gelmektedir. Ürün yerleştirme konusunda izleyiciyi en çok rahatsız eden uygulamalar, doğallık olgusunun yeterince anlaşılıp doğru yorumlanmamasından kaynaklanmaktadır” diyerek, bir saatlik programa sadece dört ürünün yerleştirilebileceğini, bu rakamın yapılacak olan çalışmalarla değişebileceğini belirtti.
Ürün yerleştirmenin Türk medya sektörü için yeni bir gelir alanı olduğuna da değinen Dursun, uygulamanın başladığı 3 Mart 2011 tarihinden bugüne kadar bu konuda yapılan ihlaller nedeniyle Üst Kurul tarafından yayın kuruluşlarına yönelik 21 müeyyide kararı alındığını söyledi.
Toplantının açılış bölümünde konuşan Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD) Başkanı Zahid Akman, RTÜK kanununun yenilenmesinden sonra reklamcılık alanında ürün yerleştirmenin önemli bir uygulama haline dönüştüğünü söyledi.
Üst Kurul Üyesi Nurullah Öztürk, Türkiye’de Ürün Yerleştirmenin Ekonomiye Katkıları, Yasal Mevzuat ve Yarattığı Katma Değerler konulu panelde, iletişim teknolojilerinin çok hızlı bir şekilde geliştiğini, yeni reklam mecralarının ortaya çıkmasıyla 2011 yılından itibaren ürün yerleştirme uygulamasının da başladığını belirterek, çeşitli sektörlerin ürün yerleştirme uygulaması sayesinde bu alanla tanıştıklarını söyledi.
Üst Kurul Üyesi Dr. Hamit Ersoy ise Türkiye’de Ürün Yerleştirme Sürecinin, İşleme Yöntemi ve Sonuçları konulu panelde ürün yerleştirmenin daha önce gizli reklam şeklinde verildiğini, bunun da ihlal oluşturduğunu belirterek, 6112 Sayılı Yasa ile ürün yerleştirmenin yasalaştığını ve böylelikle yeni bir reklam çeşidinin ortaya çıktığını ifade etti.
18 Ocak 2014 tarihinde sona eren sempozyumda, Uluslararası İçerik, Uluslararası Ürün Yerleştirme, Hollywood Filmlerinde Markaların Konumu ve Etkin Ürün Yerleştirme Uygulamalarının Kriterleri konularında oturumlar gerçekleştirildi. Bu bağlamda sempozyuma Almanya’dan katılan Dr. Ferdinand Froning ürün yerleştirmenin Türkiye’de yeni kullanılmaya başlanan bir uygulama olmasına rağmen bu alanda çalışmaların olmasını güzel bir sonuç olarak değerlendirdiğini söyledi. ABD’den katılan Ralph Watson ise ürün yerleştirmenin insanların psikolojik yaklaşımlarını ve motivasyonlarını nasıl etkilediğini araştırdığını belirtti ve bu tür uygulamalar yapılırken psikolojik durumların ve motivasyonun göz önünde bulundurulması gerektiğine değindi. Sempozyum panellerin bitiminden sonra sorulan soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.