ABD'li bir gökbilimci olan Prof. Dr. Mike Brown'un Güneş Sistemi'nde yeni bir gezegen keşfettiğine dair iddiaları, Cacabey Gök Bilim Medresesi'nde bulunan bir yapıtı doğrular nitelikte çıktı.
Kırşehir'de, 1872 yılında dönemin Valisi Caca Bey tarafından Gök Bilim Medresesi olarak yaptırılan ve içerisinde çok sayıda sınıflar bulunan Cacabey Gök Bilim Medresesi, ABD'li Profesör Brown'un ortaya attığı bir iddia ile turistlerin ilgi odağı haline geldi. California Teknoloji Enstitüsü'nün saygın astronomlarından olan Prof. Mike Brown'un yeni keşfi olan 10. gezegen ile ilgili "Buz ve kayalardan oluşan yeni gezegen, dünyaya 15 milyar kilometre uzaklıkta" sözü üzerine harekete geçen bilim adamları, Cacabey Medresesi içerisinde bulunan yapıtta incelemeye başlarken, yapılan araştırmalarda Plüton'dan büyük ve güneş etrafında şu ana kadar keşfedilen en uzak nesne olarak tahmin edilen 10. gezegenin Selçuklu döneminde yapılan araştırmalar sonucunda zaten keşfedildiği ileri sürüldü.
Yapıt üzerinde yıllarca araştırma yapan Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği Programı Öğretim Üyesi Nihat Arıkan, bilimsel araştırma sonrası yaptığı açıklamasında, medrese içerisinde bulunan yapıtın astronomik ölçümler sonucu yapıldığını ileri sürdü. Arıkan, "Gerek İslam gerekse diğer mimari sanat eserleri içerisinde bu tip sütunlara rastlanmaz. Bu sütunlar, Caynaların Ractuma bölgesindeki Tacapala mabedinde bulunan sütunlarla, Belur mabetlerindeki sütunlarla ve Hoyaleşvara mabedindeki sütunlarla kıyaslanmakta. Cacabey Medresesi'nde, büyük ihtimalle dünya merkezli gözlem sistemine bağlı kalınarak gözlemler yapılmış. Bu çalışmada sütunların bir astronomik ölçümler sonucu yapılmış olabileceği üzerinde duruyoruz. Bu bilgiler o dönem nasıl ve ne şekilde elde edilmiş, bununla ilgili de bir bilgi yok. Ancak, böyle bir sonuca varılması için astronomi ile spektroskopi arasında yakın bir ilişki olması gerekir" dedi.
10. gezegen teorilerinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu da kaydeden Arıkan, araştırmalarının devam ettiğini de belirtti. Arıkan, şöyle devam etti:
"Dünyanın ve diğer gezegenlerin hareketlerine bakıldığında, gezegenlerin güneş etrafındaki dönüşleri esnasında bazı gezegenlerin eksensel eğiklikleri mevcut. Gezegenlerin kendi ekseni etrafında dönmesinden dolayı bir açısal momentim oluşur. Eksenel eğiklik içerisinde bu açısal momentum döndürüldüğünde ortaya konisel bir yapı ortaya çıkar. Ancak, eksenel eğikliği olmayan gezegenlerde bu konisel durum söz konusu olmayıp, küresel bir yapı gösterirler. Bugünkü veriler doğrultusunda bu sütunların yorumlanması Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Plüton ve Charon ile son olarak da X gezegeni yani 10. gezegen bulunmaktadır. Yapıtın orta kısmında bulunan yuvarlak bölüm güneşi temsil etmektedir."
kaynak:
Kırşehir'de, 1872 yılında dönemin Valisi Caca Bey tarafından Gök Bilim Medresesi olarak yaptırılan ve içerisinde çok sayıda sınıflar bulunan Cacabey Gök Bilim Medresesi, ABD'li Profesör Brown'un ortaya attığı bir iddia ile turistlerin ilgi odağı haline geldi. California Teknoloji Enstitüsü'nün saygın astronomlarından olan Prof. Mike Brown'un yeni keşfi olan 10. gezegen ile ilgili "Buz ve kayalardan oluşan yeni gezegen, dünyaya 15 milyar kilometre uzaklıkta" sözü üzerine harekete geçen bilim adamları, Cacabey Medresesi içerisinde bulunan yapıtta incelemeye başlarken, yapılan araştırmalarda Plüton'dan büyük ve güneş etrafında şu ana kadar keşfedilen en uzak nesne olarak tahmin edilen 10. gezegenin Selçuklu döneminde yapılan araştırmalar sonucunda zaten keşfedildiği ileri sürüldü.
Yapıt üzerinde yıllarca araştırma yapan Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği Programı Öğretim Üyesi Nihat Arıkan, bilimsel araştırma sonrası yaptığı açıklamasında, medrese içerisinde bulunan yapıtın astronomik ölçümler sonucu yapıldığını ileri sürdü. Arıkan, "Gerek İslam gerekse diğer mimari sanat eserleri içerisinde bu tip sütunlara rastlanmaz. Bu sütunlar, Caynaların Ractuma bölgesindeki Tacapala mabedinde bulunan sütunlarla, Belur mabetlerindeki sütunlarla ve Hoyaleşvara mabedindeki sütunlarla kıyaslanmakta. Cacabey Medresesi'nde, büyük ihtimalle dünya merkezli gözlem sistemine bağlı kalınarak gözlemler yapılmış. Bu çalışmada sütunların bir astronomik ölçümler sonucu yapılmış olabileceği üzerinde duruyoruz. Bu bilgiler o dönem nasıl ve ne şekilde elde edilmiş, bununla ilgili de bir bilgi yok. Ancak, böyle bir sonuca varılması için astronomi ile spektroskopi arasında yakın bir ilişki olması gerekir" dedi.
10. gezegen teorilerinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu da kaydeden Arıkan, araştırmalarının devam ettiğini de belirtti. Arıkan, şöyle devam etti:
"Dünyanın ve diğer gezegenlerin hareketlerine bakıldığında, gezegenlerin güneş etrafındaki dönüşleri esnasında bazı gezegenlerin eksensel eğiklikleri mevcut. Gezegenlerin kendi ekseni etrafında dönmesinden dolayı bir açısal momentim oluşur. Eksenel eğiklik içerisinde bu açısal momentum döndürüldüğünde ortaya konisel bir yapı ortaya çıkar. Ancak, eksenel eğikliği olmayan gezegenlerde bu konisel durum söz konusu olmayıp, küresel bir yapı gösterirler. Bugünkü veriler doğrultusunda bu sütunların yorumlanması Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Plüton ve Charon ile son olarak da X gezegeni yani 10. gezegen bulunmaktadır. Yapıtın orta kısmında bulunan yuvarlak bölüm güneşi temsil etmektedir."
kaynak:
Yorum