Digital Video ile uğraşan insanların, zaman zaman kafalarını kurcalayan bir konudur YUV 8 bit - 10 bit kodlama. Burada sadece sıkıştırmasız digital video'dan bahsettiğimizi bilmenizi isterim. 8-10 bit farkı, sıkıştırmasız çalışmıyorsanız, diğer kayıpların yanında çok fazla önem ifade etmeyebilir.
"x-bit" ifadesi kodlamada renk kanalı başına kullanılan bit sayısını ifade eder. 8-bit kayıt yapan bir sistem, her bir renk kanalı için 8 bit örnekler kayıt eder. Bu ise, her bir renk kanalı için 256 seviyelik bir örnekleme demektir. Pratikte belli seviyelerin altı ve üstü CCIR-601'e göre illegal sayılacağı için, bize yaklaşık kanal başına 220 seviyelik bir örnekleme olanağı kalır. 10 bit kayıt yapan bir sistemde ise teorik olarak, her bir renk kanalı başına 1024 seviye bir örnekleme yapılabilmektedir. İlk bakışta iki kodlama yapısı arasında, çok ciddi bir fark görünmekle birlikte, pek çok renk değerinin insan gözü tarafından fark edilememesi ve pek çok seviyenin legal seviye dışında kalması gibi nedenlerle, pratikteki fark rakamların ifade ettiğinden çok daha azdır.
Buna rağmen, tabii ki bir fark vardır ve bazı durumlarda bu fark edilebilir olur. 8 bit hassasiyetin oluşturduğu problem çoğunlukla karşımıza "banding" olarak çıkar. Bilgisayar tarafından oluşturulan grafiklerin detaylarında, özellikle bu tip bir problemle karşılaşılabilir. "Gradient" grafikler bu problemin açıkça ortaya çıkabildiği uygulamalardır. En çok rastlanılan olay, kanal başına 8 bit örneklenmiş olan RGB grafiklerin (24 bit veya 32 bit alpha'lı), video'ya aktarılması sırasında günyüzüne çıkan durumdur. Bu sorun ortaya çıktığında, 256 seviye (8 bit) RGB renk kanalı, 220 seviye (8 bit) YUV'ye çevrilme durumunda kalır. Bu noktada RGB'deki 36 seviye, YUV'de bu karşılığı bulamaz. Karşılığın bulunamamasından dolayı bazı detaylar video'da gösterilemez, temsil edilemez. Bu olay, karşımıza "banding" (seviyelenme, renkler arası kademelenme) olarak çıkar. Bu sadece RGB-YUV çevirme işlemlerinde ortaya çıktığından, olay video kurgucularından çok, video da bilgisayar tabanlı grafikle uğraşan insanların bir sorunudur.
8-10 bit farkının ortaya çıktığı bir başka nokta ise, üstüste gerçekleştirilen video sıkıştırma işlemleridir. Video defalarca sıkıştırıldığında hassasiyetten kaynaklanan yuvarlama (rounding) hataları göze çarpabilir. Buna bir nevi jenerasyon kaybı diyebiliriz. 10 bit kodlama, jenerasyon kaybını ortadan kaldırmasa bile azaltmaktadır diyebiliriz.
8-10 bit farkından etkilenmek, digital video ile uğraşan kişinin yaptığı işe bağlıdır. Non Lineer kurgu ile uğraşanlar bu farkı hiç bir şekilde hissetmezken, bilgisayar tabanlı video grafik ile uğraşanlar 10 bit ihtiyacı duyabilirler. Kurgu işlemi sırasında, video üzerinde çok fazla işlem yapılmadığı için 8-10 bit farkı, non lineer kurgucuları hemen hemen hiç ilgilendirmez. Bunun yanında genel de 8 bit işlemesi kolay olduğu için, realtime operasyonlara çok daha fazla imkan vererek kullanıcının işini kolaylaştırır.
8-10 bit farkını irdelerken, özellikle donanımların dışında, işin bir de yazılım tarafını düşünmekte fayda vardır. Video işleyen donanımın 10 bit hassasiyetinde digitize yapmasının, eğer çalıştığı yazılım 10 bit'i desteklemiyorsa pek de bir faydası yoktur. Şöyle ki, siz donanımınızla video'yu içeriye 10 bit alabilirsiniz, fakat 8 bit çalışan yazılımınız bunu işlerken 8 bit'e indirir ve bu aşamadan sonra video'nuz hep 8 bit kalır. Çok popüler olan ve 10 bit donanımlarla çalıştığı söylenen kurgu yazılımları çoğunlukla 8 bit yapıdadır. 10 bit hassasiyetinde çalışan yazılımlar genelde grafik ve compositing yazılımlarıdır ( After Effetcs, Combustion, Digital Fusion gibi ).
Video kayıt cihazları açısından düşündüğümüzde, karşımıza çok da farklı bir durum çıkmaz. Eğer dış kaynaktan sistemin içerisine video alıyorsanız (VTR'den sisteme), dış kaynağınızın hassasiyeti de önemlidir. 8 bit bir VTR'den sistemin içerisine, 10 bit kayıt yapmanın nasıl bir faydası olabilir; 2 bitlik yer kaybından başka. Bunun tam tersi de doğrudur. Sisteminizde 10 bit olarak bulunan bir video'yu, 8 bitlik bir VTR'ye aktarmanın da ayni şekilde faydası yoktur. Bu noktada sizinle hangi kayıt ortamlarının 8 bit olduğunu paylaşabilirim; DV, DVCAM, DVCPro ve DVCPro50, hepsi 8 bit yapılardır. Bunu fazla şaşırtıcı bulmamış olabilirsiniz, fakat; Betacam SX, Digital-S (D9) ve hatta sıkıştırmasız formatlar D1 ve D2 bile 8-bit’tir. İşin ilginç yanı 10 bit bir arabirime sahip olmasına rağmen, kayıt yapısı olarak Digital Betacam dahi 8 bit çalışmaktadır. Bu, şu manaya gelir: Siz bu kayıt ortamlarına 10 bit sinyaller gönderseniz bile, bu ortamlar sizin sinyalinizi 8 bit'e düşürecek ve öyle kayıt yapacaklardır. Sadece sıkıştırmasız D5 formatı tam olarak 10 bit’tir.
Bütün bu noktaları değerlendirmeye aldığımızda, sadece bilgisayar kaynaklı grafiklerin, bilgisayar içerisinde işlenmesi sırasında 8-10 bit farkı tam bir mana ifade eder.
computorium
"x-bit" ifadesi kodlamada renk kanalı başına kullanılan bit sayısını ifade eder. 8-bit kayıt yapan bir sistem, her bir renk kanalı için 8 bit örnekler kayıt eder. Bu ise, her bir renk kanalı için 256 seviyelik bir örnekleme demektir. Pratikte belli seviyelerin altı ve üstü CCIR-601'e göre illegal sayılacağı için, bize yaklaşık kanal başına 220 seviyelik bir örnekleme olanağı kalır. 10 bit kayıt yapan bir sistemde ise teorik olarak, her bir renk kanalı başına 1024 seviye bir örnekleme yapılabilmektedir. İlk bakışta iki kodlama yapısı arasında, çok ciddi bir fark görünmekle birlikte, pek çok renk değerinin insan gözü tarafından fark edilememesi ve pek çok seviyenin legal seviye dışında kalması gibi nedenlerle, pratikteki fark rakamların ifade ettiğinden çok daha azdır.
Buna rağmen, tabii ki bir fark vardır ve bazı durumlarda bu fark edilebilir olur. 8 bit hassasiyetin oluşturduğu problem çoğunlukla karşımıza "banding" olarak çıkar. Bilgisayar tarafından oluşturulan grafiklerin detaylarında, özellikle bu tip bir problemle karşılaşılabilir. "Gradient" grafikler bu problemin açıkça ortaya çıkabildiği uygulamalardır. En çok rastlanılan olay, kanal başına 8 bit örneklenmiş olan RGB grafiklerin (24 bit veya 32 bit alpha'lı), video'ya aktarılması sırasında günyüzüne çıkan durumdur. Bu sorun ortaya çıktığında, 256 seviye (8 bit) RGB renk kanalı, 220 seviye (8 bit) YUV'ye çevrilme durumunda kalır. Bu noktada RGB'deki 36 seviye, YUV'de bu karşılığı bulamaz. Karşılığın bulunamamasından dolayı bazı detaylar video'da gösterilemez, temsil edilemez. Bu olay, karşımıza "banding" (seviyelenme, renkler arası kademelenme) olarak çıkar. Bu sadece RGB-YUV çevirme işlemlerinde ortaya çıktığından, olay video kurgucularından çok, video da bilgisayar tabanlı grafikle uğraşan insanların bir sorunudur.
8-10 bit farkının ortaya çıktığı bir başka nokta ise, üstüste gerçekleştirilen video sıkıştırma işlemleridir. Video defalarca sıkıştırıldığında hassasiyetten kaynaklanan yuvarlama (rounding) hataları göze çarpabilir. Buna bir nevi jenerasyon kaybı diyebiliriz. 10 bit kodlama, jenerasyon kaybını ortadan kaldırmasa bile azaltmaktadır diyebiliriz.
8-10 bit farkından etkilenmek, digital video ile uğraşan kişinin yaptığı işe bağlıdır. Non Lineer kurgu ile uğraşanlar bu farkı hiç bir şekilde hissetmezken, bilgisayar tabanlı video grafik ile uğraşanlar 10 bit ihtiyacı duyabilirler. Kurgu işlemi sırasında, video üzerinde çok fazla işlem yapılmadığı için 8-10 bit farkı, non lineer kurgucuları hemen hemen hiç ilgilendirmez. Bunun yanında genel de 8 bit işlemesi kolay olduğu için, realtime operasyonlara çok daha fazla imkan vererek kullanıcının işini kolaylaştırır.
8-10 bit farkını irdelerken, özellikle donanımların dışında, işin bir de yazılım tarafını düşünmekte fayda vardır. Video işleyen donanımın 10 bit hassasiyetinde digitize yapmasının, eğer çalıştığı yazılım 10 bit'i desteklemiyorsa pek de bir faydası yoktur. Şöyle ki, siz donanımınızla video'yu içeriye 10 bit alabilirsiniz, fakat 8 bit çalışan yazılımınız bunu işlerken 8 bit'e indirir ve bu aşamadan sonra video'nuz hep 8 bit kalır. Çok popüler olan ve 10 bit donanımlarla çalıştığı söylenen kurgu yazılımları çoğunlukla 8 bit yapıdadır. 10 bit hassasiyetinde çalışan yazılımlar genelde grafik ve compositing yazılımlarıdır ( After Effetcs, Combustion, Digital Fusion gibi ).
Video kayıt cihazları açısından düşündüğümüzde, karşımıza çok da farklı bir durum çıkmaz. Eğer dış kaynaktan sistemin içerisine video alıyorsanız (VTR'den sisteme), dış kaynağınızın hassasiyeti de önemlidir. 8 bit bir VTR'den sistemin içerisine, 10 bit kayıt yapmanın nasıl bir faydası olabilir; 2 bitlik yer kaybından başka. Bunun tam tersi de doğrudur. Sisteminizde 10 bit olarak bulunan bir video'yu, 8 bitlik bir VTR'ye aktarmanın da ayni şekilde faydası yoktur. Bu noktada sizinle hangi kayıt ortamlarının 8 bit olduğunu paylaşabilirim; DV, DVCAM, DVCPro ve DVCPro50, hepsi 8 bit yapılardır. Bunu fazla şaşırtıcı bulmamış olabilirsiniz, fakat; Betacam SX, Digital-S (D9) ve hatta sıkıştırmasız formatlar D1 ve D2 bile 8-bit’tir. İşin ilginç yanı 10 bit bir arabirime sahip olmasına rağmen, kayıt yapısı olarak Digital Betacam dahi 8 bit çalışmaktadır. Bu, şu manaya gelir: Siz bu kayıt ortamlarına 10 bit sinyaller gönderseniz bile, bu ortamlar sizin sinyalinizi 8 bit'e düşürecek ve öyle kayıt yapacaklardır. Sadece sıkıştırmasız D5 formatı tam olarak 10 bit’tir.
Bütün bu noktaları değerlendirmeye aldığımızda, sadece bilgisayar kaynaklı grafiklerin, bilgisayar içerisinde işlenmesi sırasında 8-10 bit farkı tam bir mana ifade eder.
computorium