bir arkadaşımızın olayıdır bilgilendirmek
amaçlı yayınlıyorum
Lütfen dikkat edelim çok önemlidir.
--------------------------------------------------------------------------------
Arkadaşlar Merhaba,
Başımızdan geçen kötü bir olayı sizinle paylaşmak ve sizlerinde
nedenleri hakkında dikkatli olmanız konusunda uyarmak istedim.
12 Eylül sabahı 10 yaşındaki oğlum yatağından kalktıktan 10 dakika
sonra lavabo'nun önünde kriz geçirdi. Yerde vucudu kaskatı iken
titremelerle birlikte, göz bebekleri kayboldu, nefes zorluğu,
ağızda köpürmeler. Hemen acile kaldırıldı. Yapılan tastlerden
sonra konulan teşhis sara (epilepsi) idi. İlaç tedavisine
başlandı.
Daha şoku üzerimizden atamadan 9 gün sonra 21 Eylül sabahı 07:00
de oğlum benim yanımda yatakta iken yine kriz geçirdi. İlk
müdehaleyi yaptıktan sonra bu sefer Fakülteye gittik. Orada da
yeniden tetkikler yapıldı. Teşhis aynı idi. Bizdeki belirtilere
göre 8-14 yaşındaki çocuklarda görülebilen bir sara çeşidi imiş.
Kullanılan ilaç 20-21 gün sonra beyne ulaştığı için, beyin henüz
ilaçtan fayda görmeye başlamamış idi.
Araştırmalarımıza göre ve bu konuda en iyisi olduğunu öğrendiğimiz
Fakültedeki profesör'den ( Mehmet Okan) randevu almıştık. Dün
yapılan görüşme ve muayeneden sonra hocanın bize (sizlere de)
dikkat etmemiz gereken konular şunlar idi.
- Epilepsi'yi tetikleyen unsurlar 50 Hertz TV' ve
Monitörlerdeki resim kaymalarını çocuk beyni daha kolay
algılayayıp, beyin, istem dışı bu atlamaları takip ettiği için
yoruluyormuş. Yorulan beyin daha sonra bir boşalma isteğiyle
vucuda nöbet geçirtiyormuş. Bu nedenle mümkünse 50 Hertz
üzerindeki cihaz kullanımı. (Avrupa'da 60 Hertz altında TV
üretilmesi yasaklanmış.) Oğlum bu yaz hemen hemen her gün
saatlerce 50 hertz olan TV'de playstation ve yanındaki
Bilgisayar'da oyun oynadı. Bir çok arkadaşımın çocuğu, yeğeni de
aynı durumda olduğu için bu maili hazırlayarak uyarmak istedim.
- Tetiklemeyi yapan diğer bir unsur "kafein" yani Kola.
Profesör çocukların beyni için kolanın çok zararlı olduğunu
belirtti. Kafeinli içeceklerden özellikle kola ve enerji
içeceklerinden çocukları uzak tutun dedi.
- Tetiklemeyi yapan bir diğer unsur da yanıp sönen
ışıklar, yani disko ışıkları. Bu ışıkları evde karanlıkta veya loş
ışıkta izlenilen Tv veya bilgisayar olunları oluşturuyor. Tv' yi
en az 3 metre ve aydınlık ortamda izlenmesini ve özellikle söyledi
hoca. Bilgisayarı ise günde en fazla 20 dakika ile sınırladı.
- Son nöbetten sonra en az 2 yıl sürekli (kontrollü) ilaç
kullanımı ile sorunun epeyce giderilebileceğini ve 14 yaşından
sonra %96 oranında bir daha nöbet geçirilmeyeceğini belirtti.
Bilgi edinmenizi, dikkatli olmanızı ve bu sorunu yaşamış ve olumlu
sonuç almış arkadaşların bana geri dönmelerini rica ederim.
SARA (EPILEPSI)
.....SARA: Tıbbi ismi EPİLEPSİ'dir.Tekrarlayan nöbetlerle
karekterize sıklıkla geçici bilinç kayıplarına neden olan bir
durumdur. Ancak sara hastalığında bilinç kaybı her zaman oluşmaz.
.....Sara neden oluşur?
1-Beyin tümörleri:Özellikle 35 yaşından sonra başlayan sara
hastalığında sıklıkla beyin tümörü tespit edilir.Beynin içinde
büyüyen tümör baskı yaparak beyinin elektrik düzenini bozar ve
sara nöbetleri oluşur.
2-Doğuştan oluşan bozukluklar: Beyinin yapısal bozuklukları vardır
ve doğuştan gelir.Ailevi,yani kalıtsal özelliklerde etkilidir.
3-Beyin ameliyatlarından sonra sara hastalığı oluşabilir.
4-Çocukluğunda havale geçiren insanların ileriki dönemde sara
hastalığına yakalanma riski yüksektir.
5-Beyine yeterli kan gitmesini engelleyen durumlarda beyin
dokusundaki besin maddeleri ve oksijen azalır.Bu da beyin
hücrelerinde hasara neden olur ve sara krizi oluşur.
6-Tiroid bezinin hastalıklarında sara meydana gelebilir.
7-Beslenme bozuklukları: B6 vitamini eksikliğinde sara krizi
oluştuğu tespit edilmiştir.
.....TESHIS: Sara hastaliginin kesin teshisi "sara nöbetinin direk
olarak hekim tarafindan gözlenmesi" ile koyulur.Uzman hekim
bayilmanin sara olup olmadigini net olarak anlayabilir.
.....Teşhisde EEG denilen ve beyin elektrik dalgalarını ölçen bir
tetkikden de yararlanılır.Ancak EEG %50 oranında kesin teşhis
aracıdır.Yani EEG normal çıkan bir insanda kesinlikle sara yoktur
denemez.
.....TEDAVİ: Bayılmayı engelleyici çeşitli ilaçlar vardır.Bu
ilaçlar mutlaka bir nörolog veya beyin cerrahisi uzmanı tarafından
seçilmelidir.Hastalığın şekline uygun ilaç başlandıktan sonra
bayılma nöbetleri azalacaktır. Unutulmaması gereken önemli nokta;
antiepileptik denen bu ilaçlar kullanıldığı takdirde, bayılmanın
tamamen geçeceği, bir daha hiç olmayacağı diye bir kural
olmamasıdır.. Amaç;bayılma şiddetini azaltmak,nöbetler arasındaki
süreyi uzatmaktır. Düzenli tedavi gören vakalarda nöbetler aylarca
oluşmayabilir.İlaç kullanılırken bayılma olsa dahi tedavi asla
bırakılmamalıdır.Bazı hastalar tekrar bayılınca tedavinin
etkisinin olmadığını düşünerek,ilaçları bırakmaktadırlar.Yine sık
rastlanan hatalardan biriside,uzun zaman bayılmayan hastaların
"artık iyileştim" diyerek ilaçlarını bırakmalarıdır.Her iki
durumda da hastalık şiddetini arttırarak devam edecektir.
İlaçlarla kontrol altına alınamayan durumlar vardır. Gün içinde
onlarca kez nöbet geçiren hastalarda ilaç tedavisi etkili olmazsa
cerrahi tedaviye başvurulur. Ancak bu ameliyatlar sara
ameliyatları konusunda özel bir ilgi gösteren merkezlerde,
uzmanları tarafından yapılırlar. Ülkemizde sara cerrahisi yapan
merkezler mevcuttur. Buralarda oldukça başarılı sonuçlar
alınmaktadır.
****PRATİK BİLGİLER*** Evimizde, çevremizde zaman zaman bayılan
insanlara rastlarız. Bunların sara veya sinirsel bayılma olup
olmadığını anlamak yararlı olabilir. Genelde sinirsel bayılmalar
daha sıklıkla olmaktadır. Acil servislere yıldırım hızıyla, trafik
içinde çeşitli riskler göze alınarak getirilen hastaların büyük
çoğunluğu sinirsel bayılmalardır.
SARA
SINIRSEL BAYILMA
1- Hasta kütük gibi devrilir. Yer seçimi yapmaz. Atesin
içine,taşa, suyun içine düsebilir..
1- Bayılacağı yeri seçer, genelde kendine zarar gelmeyecek
yerleri seçer.
2- Sıklıkla kafasını veya vücudunun çesitli yerlerini
çarpma nedeni ile yaralayabilir.
2- Vücudunda herhangi bir yaralanma oluşmaz.
3- Gözleri açıktır ve göz bebegi yukarı kaymıstır.Yalnızca
göz akı görünür.
3- Göz kapakları kapalıdır ve gözlerini kırpıstırırlar. Göz
kapaklarına dokununca kırpıstırma artar.
4- Etrafdaki konusmaları duymazlar.
4- Etraftaki konusmaları duyarlar.
5- Uyandıklarında sersem gibidirler.Asırı derecede
yorgunluk hissederler..
5- Ağlayarak uyanırlar. Genelde bir tartısma sonrası
bayılırlar.
6- Genelde dillerini ısırır ve yaralarlar..
6- Yaralanma olmaz
***KRİZ GEÇİREN SARA'LI HASTAYA İLK YARDIM***·
- Lütfen, kriz geçiren saralının burnuna soğan dayamayınız. ·
- Lütfen, ağzına kaşık, Çubuk vs. sokup çenesini zorlamayınız.
Dişlerinin kırılmasına veya dilinin yaralanmasına sebep
olabilirsiniz. ·
- Lütfen başına toplanıp hava almasını engellemeyiniz.
- Lütfen; hastaya kolonya banyosu yaptırmayınız.
....Hasta yüzüstü yatırılır.Soluk almasına engel olabilecek
herhangi bir cisim varsa uzaklaştırılır. Düştüğü yerde ateş, su
vs. varsa derhal normal bir alana çekilir. Ağzında biriken
köpükler bir mendil vasıtasıyla silinir. Hastanın başında sakin
bir şekilde nöbetin bitmesi beklenir.
....Normalde nöbet bir kaç dakika sürer ve kendiliğinden sonlanır.
Şayet nöbet uzarsa ve hasta dakikalar sonra hala ayılmadıysa hemen
bir hastahaneye müracaat etmelidir
amaçlı yayınlıyorum
Lütfen dikkat edelim çok önemlidir.
--------------------------------------------------------------------------------
Arkadaşlar Merhaba,
Başımızdan geçen kötü bir olayı sizinle paylaşmak ve sizlerinde
nedenleri hakkında dikkatli olmanız konusunda uyarmak istedim.
12 Eylül sabahı 10 yaşındaki oğlum yatağından kalktıktan 10 dakika
sonra lavabo'nun önünde kriz geçirdi. Yerde vucudu kaskatı iken
titremelerle birlikte, göz bebekleri kayboldu, nefes zorluğu,
ağızda köpürmeler. Hemen acile kaldırıldı. Yapılan tastlerden
sonra konulan teşhis sara (epilepsi) idi. İlaç tedavisine
başlandı.
Daha şoku üzerimizden atamadan 9 gün sonra 21 Eylül sabahı 07:00
de oğlum benim yanımda yatakta iken yine kriz geçirdi. İlk
müdehaleyi yaptıktan sonra bu sefer Fakülteye gittik. Orada da
yeniden tetkikler yapıldı. Teşhis aynı idi. Bizdeki belirtilere
göre 8-14 yaşındaki çocuklarda görülebilen bir sara çeşidi imiş.
Kullanılan ilaç 20-21 gün sonra beyne ulaştığı için, beyin henüz
ilaçtan fayda görmeye başlamamış idi.
Araştırmalarımıza göre ve bu konuda en iyisi olduğunu öğrendiğimiz
Fakültedeki profesör'den ( Mehmet Okan) randevu almıştık. Dün
yapılan görüşme ve muayeneden sonra hocanın bize (sizlere de)
dikkat etmemiz gereken konular şunlar idi.
- Epilepsi'yi tetikleyen unsurlar 50 Hertz TV' ve
Monitörlerdeki resim kaymalarını çocuk beyni daha kolay
algılayayıp, beyin, istem dışı bu atlamaları takip ettiği için
yoruluyormuş. Yorulan beyin daha sonra bir boşalma isteğiyle
vucuda nöbet geçirtiyormuş. Bu nedenle mümkünse 50 Hertz
üzerindeki cihaz kullanımı. (Avrupa'da 60 Hertz altında TV
üretilmesi yasaklanmış.) Oğlum bu yaz hemen hemen her gün
saatlerce 50 hertz olan TV'de playstation ve yanındaki
Bilgisayar'da oyun oynadı. Bir çok arkadaşımın çocuğu, yeğeni de
aynı durumda olduğu için bu maili hazırlayarak uyarmak istedim.
- Tetiklemeyi yapan diğer bir unsur "kafein" yani Kola.
Profesör çocukların beyni için kolanın çok zararlı olduğunu
belirtti. Kafeinli içeceklerden özellikle kola ve enerji
içeceklerinden çocukları uzak tutun dedi.
- Tetiklemeyi yapan bir diğer unsur da yanıp sönen
ışıklar, yani disko ışıkları. Bu ışıkları evde karanlıkta veya loş
ışıkta izlenilen Tv veya bilgisayar olunları oluşturuyor. Tv' yi
en az 3 metre ve aydınlık ortamda izlenmesini ve özellikle söyledi
hoca. Bilgisayarı ise günde en fazla 20 dakika ile sınırladı.
- Son nöbetten sonra en az 2 yıl sürekli (kontrollü) ilaç
kullanımı ile sorunun epeyce giderilebileceğini ve 14 yaşından
sonra %96 oranında bir daha nöbet geçirilmeyeceğini belirtti.
Bilgi edinmenizi, dikkatli olmanızı ve bu sorunu yaşamış ve olumlu
sonuç almış arkadaşların bana geri dönmelerini rica ederim.
SARA (EPILEPSI)
.....SARA: Tıbbi ismi EPİLEPSİ'dir.Tekrarlayan nöbetlerle
karekterize sıklıkla geçici bilinç kayıplarına neden olan bir
durumdur. Ancak sara hastalığında bilinç kaybı her zaman oluşmaz.
.....Sara neden oluşur?
1-Beyin tümörleri:Özellikle 35 yaşından sonra başlayan sara
hastalığında sıklıkla beyin tümörü tespit edilir.Beynin içinde
büyüyen tümör baskı yaparak beyinin elektrik düzenini bozar ve
sara nöbetleri oluşur.
2-Doğuştan oluşan bozukluklar: Beyinin yapısal bozuklukları vardır
ve doğuştan gelir.Ailevi,yani kalıtsal özelliklerde etkilidir.
3-Beyin ameliyatlarından sonra sara hastalığı oluşabilir.
4-Çocukluğunda havale geçiren insanların ileriki dönemde sara
hastalığına yakalanma riski yüksektir.
5-Beyine yeterli kan gitmesini engelleyen durumlarda beyin
dokusundaki besin maddeleri ve oksijen azalır.Bu da beyin
hücrelerinde hasara neden olur ve sara krizi oluşur.
6-Tiroid bezinin hastalıklarında sara meydana gelebilir.
7-Beslenme bozuklukları: B6 vitamini eksikliğinde sara krizi
oluştuğu tespit edilmiştir.
.....TESHIS: Sara hastaliginin kesin teshisi "sara nöbetinin direk
olarak hekim tarafindan gözlenmesi" ile koyulur.Uzman hekim
bayilmanin sara olup olmadigini net olarak anlayabilir.
.....Teşhisde EEG denilen ve beyin elektrik dalgalarını ölçen bir
tetkikden de yararlanılır.Ancak EEG %50 oranında kesin teşhis
aracıdır.Yani EEG normal çıkan bir insanda kesinlikle sara yoktur
denemez.
.....TEDAVİ: Bayılmayı engelleyici çeşitli ilaçlar vardır.Bu
ilaçlar mutlaka bir nörolog veya beyin cerrahisi uzmanı tarafından
seçilmelidir.Hastalığın şekline uygun ilaç başlandıktan sonra
bayılma nöbetleri azalacaktır. Unutulmaması gereken önemli nokta;
antiepileptik denen bu ilaçlar kullanıldığı takdirde, bayılmanın
tamamen geçeceği, bir daha hiç olmayacağı diye bir kural
olmamasıdır.. Amaç;bayılma şiddetini azaltmak,nöbetler arasındaki
süreyi uzatmaktır. Düzenli tedavi gören vakalarda nöbetler aylarca
oluşmayabilir.İlaç kullanılırken bayılma olsa dahi tedavi asla
bırakılmamalıdır.Bazı hastalar tekrar bayılınca tedavinin
etkisinin olmadığını düşünerek,ilaçları bırakmaktadırlar.Yine sık
rastlanan hatalardan biriside,uzun zaman bayılmayan hastaların
"artık iyileştim" diyerek ilaçlarını bırakmalarıdır.Her iki
durumda da hastalık şiddetini arttırarak devam edecektir.
İlaçlarla kontrol altına alınamayan durumlar vardır. Gün içinde
onlarca kez nöbet geçiren hastalarda ilaç tedavisi etkili olmazsa
cerrahi tedaviye başvurulur. Ancak bu ameliyatlar sara
ameliyatları konusunda özel bir ilgi gösteren merkezlerde,
uzmanları tarafından yapılırlar. Ülkemizde sara cerrahisi yapan
merkezler mevcuttur. Buralarda oldukça başarılı sonuçlar
alınmaktadır.
****PRATİK BİLGİLER*** Evimizde, çevremizde zaman zaman bayılan
insanlara rastlarız. Bunların sara veya sinirsel bayılma olup
olmadığını anlamak yararlı olabilir. Genelde sinirsel bayılmalar
daha sıklıkla olmaktadır. Acil servislere yıldırım hızıyla, trafik
içinde çeşitli riskler göze alınarak getirilen hastaların büyük
çoğunluğu sinirsel bayılmalardır.
SARA
SINIRSEL BAYILMA
1- Hasta kütük gibi devrilir. Yer seçimi yapmaz. Atesin
içine,taşa, suyun içine düsebilir..
1- Bayılacağı yeri seçer, genelde kendine zarar gelmeyecek
yerleri seçer.
2- Sıklıkla kafasını veya vücudunun çesitli yerlerini
çarpma nedeni ile yaralayabilir.
2- Vücudunda herhangi bir yaralanma oluşmaz.
3- Gözleri açıktır ve göz bebegi yukarı kaymıstır.Yalnızca
göz akı görünür.
3- Göz kapakları kapalıdır ve gözlerini kırpıstırırlar. Göz
kapaklarına dokununca kırpıstırma artar.
4- Etrafdaki konusmaları duymazlar.
4- Etraftaki konusmaları duyarlar.
5- Uyandıklarında sersem gibidirler.Asırı derecede
yorgunluk hissederler..
5- Ağlayarak uyanırlar. Genelde bir tartısma sonrası
bayılırlar.
6- Genelde dillerini ısırır ve yaralarlar..
6- Yaralanma olmaz
***KRİZ GEÇİREN SARA'LI HASTAYA İLK YARDIM***·
- Lütfen, kriz geçiren saralının burnuna soğan dayamayınız. ·
- Lütfen, ağzına kaşık, Çubuk vs. sokup çenesini zorlamayınız.
Dişlerinin kırılmasına veya dilinin yaralanmasına sebep
olabilirsiniz. ·
- Lütfen başına toplanıp hava almasını engellemeyiniz.
- Lütfen; hastaya kolonya banyosu yaptırmayınız.
....Hasta yüzüstü yatırılır.Soluk almasına engel olabilecek
herhangi bir cisim varsa uzaklaştırılır. Düştüğü yerde ateş, su
vs. varsa derhal normal bir alana çekilir. Ağzında biriken
köpükler bir mendil vasıtasıyla silinir. Hastanın başında sakin
bir şekilde nöbetin bitmesi beklenir.
....Normalde nöbet bir kaç dakika sürer ve kendiliğinden sonlanır.
Şayet nöbet uzarsa ve hasta dakikalar sonra hala ayılmadıysa hemen
bir hastahaneye müracaat etmelidir
Yorum