hahohi ÖNCEKİ gün Kadıköy-Beşiktaş vapurunun kıçüstünde favori köşeme kurulmuş, çayımı söylemiş, uzun lafın kısası ‘Ah güzel İstanbul!’ pozisyonunu almış vaziyetteyken cep cihazı kımıldadı...
Arayan basketbol federasyonunda çalışan güzel arkadaşım, Cimbomlu Banuka (Adı böyle değil tabii. Adı Banu, soyadı Kılıçoğlu olduğu dönemde Banuka dendi öyle kaldı. Evlendi, soyadı Yelkovan oldu ama Banuka işte. Ay amma uzattım, pardon) ve beni basketbol maçına çağırıyor. Fakat sesi biraz limoni geliyor.
‘Ne oldu?’ dedim, ‘Aman grip gibi bir şey’ dedi.
Zorlama espri kontenjanından ‘Kuş gribi değil herhalde’ dedim. Baba espri Banuka’dan geldi: ‘Oğlum biz Cimbomluyuz; kuş gribi bizi bozmaz. Kanarya, Kartal düşünsün. Varsa Aslan Gribi, aslanlar gibi biz de ona yakalanırız...’
Arayan basketbol federasyonunda çalışan güzel arkadaşım, Cimbomlu Banuka (Adı böyle değil tabii. Adı Banu, soyadı Kılıçoğlu olduğu dönemde Banuka dendi öyle kaldı. Evlendi, soyadı Yelkovan oldu ama Banuka işte. Ay amma uzattım, pardon) ve beni basketbol maçına çağırıyor. Fakat sesi biraz limoni geliyor.
‘Ne oldu?’ dedim, ‘Aman grip gibi bir şey’ dedi.
Zorlama espri kontenjanından ‘Kuş gribi değil herhalde’ dedim. Baba espri Banuka’dan geldi: ‘Oğlum biz Cimbomluyuz; kuş gribi bizi bozmaz. Kanarya, Kartal düşünsün. Varsa Aslan Gribi, aslanlar gibi biz de ona yakalanırız...’