Daum "Her iki takım için önemli bir maç..."
Teknik Direktörümüz Chirstopf Daum, PSV Eindhoven ile yarın akşam oynayacağımız Şampiyonlar Ligi mücadelesi'nin son hazırlıklarını yapmak üzere Takımımzla birlikte geldiği Philips Stadı'nda basın toplantısı düzenledi. Daum "Kazanmak için riskler alacağız. Rakibimizin ilk dakikalardaki baskısını atlatırsak boş alanlar bularak sonuca gidebileceğimizi düşünüyorum" dedi. Teknik Direktörümüz Daum, maç ile ilgili düşüncelerini söyledikten sonra Basın mensuplarının sorularını cevapladı. İşte Teknik Diretkörümüzün basın toplantısının tam metni;
Öncelikle Basın Toplantısına Hoşgeldiniz...Yarın oynayacağımız maç her iki taraf için görülmeye değer bir maç. Çünkü bizim için galibiyet, UEFA’ya devam etmemizi sağlayacak. PSV kazanırsa, onlarda Şampiyonlar Ligi’ne devam etme şansı yakalayacaklar. Yapmış olduğumuz ilk maçta olumlu tecrübeler kazandık. Bunları yarın sahada uygulamak istiyoruz. Öncelikle dikkat etmemiz gereken, Eindhoven’in maçın başlaması ile birlikte başlayacak baskılı oyununu durdurmamız gerekiyor. Tabii ki oyunun akışına göre Eindhoven gol bulamazsa taktik değişikliklere gidecek, bu da bizim lehimize olacaktır. Bulacağımız boş alanları değerlendirerek sonuca gidebiliriz. Görevlerimizden bir taneside iyi bir form yakalayan Farfan’ı kontrol etmek. Yine Farfan gibi Beasley’de oyunu etkileyebilecek ve dikkat edilmesi gereken bir oyuncu.
Şimdi burada tüm Eindhoven takımını tek tek burada değerlendirmek istemiyoruz. Yeterli bilgilerimiz var ve bunları sahada uygulamaya çalışacağız. Son maçımızda Milan’a karşı iyi hazırlanmıştık ancak Shevchenko’ya karşı yaptığımız bireysel hatalarla rakibimizin etkili olmasını sağladık. Yarın önemli bir nokta olan ilk gol sonucu belirleyecektir. Temennim bu ilk golü bizim bulmamız ve oyunu istediğimiz gibi yönlendirmek. Eğer bunu rakibimiz bulursa işimiz oldukça güçleşecektir.
Bu sezon oynamış olduğumuz maçlarıda göz önünde bulunduracak olursak, kimi maçları geriden gelerek çevirme şansını yakalamıştık. Eğer böyle bir durum yaşayacak olursak oyuncularımın taktik disipline bağlı kalmaları ve bunu unutmamaları gerekiyor.
PSV’nin Hollanda’da ofansif bir anlayışa sahip olmasına ne diyorsunuz?
Hollanda’da maçların ofansiv bir anlayışla oynandığını biliyoruz. Ancak uluslar arası arenada bu durum daha farklı. Eindhoven bu sene farklı bir durumla karşı karşıya. Birçok oyuncusunu kaybetti, yeni oyuncularla yeni bir takım oluşturdu ve Hiddink defanstan başlayan bu yapılanmayı başarıyla gerçekleştirdi. Böyle bir durumda ofansif bir yapılanma düşünseydi sıkıntı yaşayabilirdi. Doğru hamleler yaptığını sezon başladıktan sonra ve bugüne kadar gelinen süreçte gördük. Guus Hiddink’in oluşturduğu bu takımda taktiksel disiplinin ne kadar oturduğunu görmek için birçok kez 1-0 kazandıkları maçlara bakabiliriz. Geçen sene ki PSV tecrübeli ve oturmuş bir kadroya sahipti. Bu yüzden ofansif anlayış daha belirgindi. Ancak yenilenmiş PSV daha henüz o istediği ofansif anlayışa ulaşamadı.
Anelka ve Serkan’ın durumları nedir?
Her ikiside oynayabilecek durumda.
Son iki maçta Schalke ve Milan’a yenildiniz, yarın ki maçı kazanmak istiyorsunuz. Bu maç için ne gibi değişiklikler düşünüyorsunuz?
Şu anki durumumuz o maçlardan çok daha farklı. İlk maçta kaybedecek fazla birşeyimiz yoktu. 1-1 giden bir maç bizim için iyi bir sonuçtu. Ancak yetinmedik 3 puanı almak için uğraştık ancak puansız geri döndük. PSV gibi düşünmüş olsaydık 1 puanı alabilirdik. Yarın bize bir beraberlik yeterli olmayacak. Bu yüzden daha fazla risk alarak 3 puan almaya çalışacağız. Schalke maçını değerlendirecek olursak 9 kişi ile 11 kişiden daha iyi mücadele verdik. 9 kişi ile bile oyunu dengeleyecek pozisyonlar yakalayabildik. Bana 9 kişi ile mi oynamak istersiniz ? diye soracak olursanız, tabii ki hayır.11 kişi ile başlayıp maçı 11 kişi ile bitirmek isterim. Schalke’de oynanan maçta bir rakibin sinirlerini nasıl bozacağımızı da öğrendik. 9 kişi kalan takımımız rakibin sinirlerini yıpratmasını bildi. Dolayısı ile bu değerlendirmelerin karışımını alacak olursak, Milan maçındaki topa sahip olma konusunu başarır, Schalke maçında rakibimizin sinirlerini yıprattığımız gibi, PSV’li oyunculara bu uygulamada başarılı olursak istediğimiz sonucu alabileceğimizi düşünüyorum.
Galatasaray ve Trabzonspor maçlarından sonra fazla gülmüyorsunuz. Yüzünüzde hep bir durgunluk var. Sebebi nedir?
"Galatasaray maçından sonra beni ne kadar takip ettiğinizi bilmiyorum. Ancak tecrübe ettiğim bir olay var ki, Medya’nın aşırı övgüleri ile bir anda kendinizi zirvede buluyorsunuz. Tabii bu yaşanan duygularla da alakalı. Duygularınızı dengeleyebilirseniz, oyuncularınızı daha iyi kontrol altında tutabilirsiniz. Ayaklarınız yere basarak hareket edersiniz. Aynı durumu sezon başında da yaşadık Everton’u 5-0 yendiğimiz maçtan sonra, sezon açılışından önce bu sonucun iyi olmadığını söylemiştim. Nitekim sonrasında alınan iki beraberlikte en çok eleştiriyi yine ben almış oldum. Basına göre o iki hafta sonunda görevime son verilmesi gerekirdi. O iki maçtan sonra 12 maçlık bir seri yakaladık buda her zaman yakalanan bir başarı değildi. Galatasaray maçından sonra dile getirdiğim bir nokta vardı “Her maçı kazanamayız” ancak bunun bir sonraki maçta olacağını tahmin edemezdim. Takımın uyanması için böyle bir sonuca ihtiyaç vardı. Ve bunun cevabınıda oyuncularım yarın sahada verecek.
Gerginliğimin bir başka nedenide dün, uzun süre birlikte çalıştığım Eike Immel’in sağlık sorunları nedeni ile ekibimden ayrılmak istemesi moralimi bozdu. Ne kadar üzgün bir ifadeye sahip olduğumu bilmiyorum. Ancak Trabzonspor maçından sonra gülerek medya karşısına çıkmak benim tarzım değil.
Üzüldüğüm bir başka nokta da yarın alacağımız sonuç ne olursa olsun Şampiyonlar Ligi’ne devam edemeyişimizdir. Bir kademe daha atlamamız gerektiğini düşünmüştüm, inanmama rağmen bunu başaramadık. Yarın oynayacağımız maç Şampiyonlar Ligi’nde ki son maçımız ve buda üzücü" dedi.
05.12.2005 20:37
Teknik Direktörümüz Chirstopf Daum, PSV Eindhoven ile yarın akşam oynayacağımız Şampiyonlar Ligi mücadelesi'nin son hazırlıklarını yapmak üzere Takımımzla birlikte geldiği Philips Stadı'nda basın toplantısı düzenledi. Daum "Kazanmak için riskler alacağız. Rakibimizin ilk dakikalardaki baskısını atlatırsak boş alanlar bularak sonuca gidebileceğimizi düşünüyorum" dedi. Teknik Direktörümüz Daum, maç ile ilgili düşüncelerini söyledikten sonra Basın mensuplarının sorularını cevapladı. İşte Teknik Diretkörümüzün basın toplantısının tam metni;
Öncelikle Basın Toplantısına Hoşgeldiniz...Yarın oynayacağımız maç her iki taraf için görülmeye değer bir maç. Çünkü bizim için galibiyet, UEFA’ya devam etmemizi sağlayacak. PSV kazanırsa, onlarda Şampiyonlar Ligi’ne devam etme şansı yakalayacaklar. Yapmış olduğumuz ilk maçta olumlu tecrübeler kazandık. Bunları yarın sahada uygulamak istiyoruz. Öncelikle dikkat etmemiz gereken, Eindhoven’in maçın başlaması ile birlikte başlayacak baskılı oyununu durdurmamız gerekiyor. Tabii ki oyunun akışına göre Eindhoven gol bulamazsa taktik değişikliklere gidecek, bu da bizim lehimize olacaktır. Bulacağımız boş alanları değerlendirerek sonuca gidebiliriz. Görevlerimizden bir taneside iyi bir form yakalayan Farfan’ı kontrol etmek. Yine Farfan gibi Beasley’de oyunu etkileyebilecek ve dikkat edilmesi gereken bir oyuncu.
Şimdi burada tüm Eindhoven takımını tek tek burada değerlendirmek istemiyoruz. Yeterli bilgilerimiz var ve bunları sahada uygulamaya çalışacağız. Son maçımızda Milan’a karşı iyi hazırlanmıştık ancak Shevchenko’ya karşı yaptığımız bireysel hatalarla rakibimizin etkili olmasını sağladık. Yarın önemli bir nokta olan ilk gol sonucu belirleyecektir. Temennim bu ilk golü bizim bulmamız ve oyunu istediğimiz gibi yönlendirmek. Eğer bunu rakibimiz bulursa işimiz oldukça güçleşecektir.
Bu sezon oynamış olduğumuz maçlarıda göz önünde bulunduracak olursak, kimi maçları geriden gelerek çevirme şansını yakalamıştık. Eğer böyle bir durum yaşayacak olursak oyuncularımın taktik disipline bağlı kalmaları ve bunu unutmamaları gerekiyor.
PSV’nin Hollanda’da ofansif bir anlayışa sahip olmasına ne diyorsunuz?
Hollanda’da maçların ofansiv bir anlayışla oynandığını biliyoruz. Ancak uluslar arası arenada bu durum daha farklı. Eindhoven bu sene farklı bir durumla karşı karşıya. Birçok oyuncusunu kaybetti, yeni oyuncularla yeni bir takım oluşturdu ve Hiddink defanstan başlayan bu yapılanmayı başarıyla gerçekleştirdi. Böyle bir durumda ofansif bir yapılanma düşünseydi sıkıntı yaşayabilirdi. Doğru hamleler yaptığını sezon başladıktan sonra ve bugüne kadar gelinen süreçte gördük. Guus Hiddink’in oluşturduğu bu takımda taktiksel disiplinin ne kadar oturduğunu görmek için birçok kez 1-0 kazandıkları maçlara bakabiliriz. Geçen sene ki PSV tecrübeli ve oturmuş bir kadroya sahipti. Bu yüzden ofansif anlayış daha belirgindi. Ancak yenilenmiş PSV daha henüz o istediği ofansif anlayışa ulaşamadı.
Anelka ve Serkan’ın durumları nedir?
Her ikiside oynayabilecek durumda.
Son iki maçta Schalke ve Milan’a yenildiniz, yarın ki maçı kazanmak istiyorsunuz. Bu maç için ne gibi değişiklikler düşünüyorsunuz?
Şu anki durumumuz o maçlardan çok daha farklı. İlk maçta kaybedecek fazla birşeyimiz yoktu. 1-1 giden bir maç bizim için iyi bir sonuçtu. Ancak yetinmedik 3 puanı almak için uğraştık ancak puansız geri döndük. PSV gibi düşünmüş olsaydık 1 puanı alabilirdik. Yarın bize bir beraberlik yeterli olmayacak. Bu yüzden daha fazla risk alarak 3 puan almaya çalışacağız. Schalke maçını değerlendirecek olursak 9 kişi ile 11 kişiden daha iyi mücadele verdik. 9 kişi ile bile oyunu dengeleyecek pozisyonlar yakalayabildik. Bana 9 kişi ile mi oynamak istersiniz ? diye soracak olursanız, tabii ki hayır.11 kişi ile başlayıp maçı 11 kişi ile bitirmek isterim. Schalke’de oynanan maçta bir rakibin sinirlerini nasıl bozacağımızı da öğrendik. 9 kişi kalan takımımız rakibin sinirlerini yıpratmasını bildi. Dolayısı ile bu değerlendirmelerin karışımını alacak olursak, Milan maçındaki topa sahip olma konusunu başarır, Schalke maçında rakibimizin sinirlerini yıprattığımız gibi, PSV’li oyunculara bu uygulamada başarılı olursak istediğimiz sonucu alabileceğimizi düşünüyorum.
Galatasaray ve Trabzonspor maçlarından sonra fazla gülmüyorsunuz. Yüzünüzde hep bir durgunluk var. Sebebi nedir?
"Galatasaray maçından sonra beni ne kadar takip ettiğinizi bilmiyorum. Ancak tecrübe ettiğim bir olay var ki, Medya’nın aşırı övgüleri ile bir anda kendinizi zirvede buluyorsunuz. Tabii bu yaşanan duygularla da alakalı. Duygularınızı dengeleyebilirseniz, oyuncularınızı daha iyi kontrol altında tutabilirsiniz. Ayaklarınız yere basarak hareket edersiniz. Aynı durumu sezon başında da yaşadık Everton’u 5-0 yendiğimiz maçtan sonra, sezon açılışından önce bu sonucun iyi olmadığını söylemiştim. Nitekim sonrasında alınan iki beraberlikte en çok eleştiriyi yine ben almış oldum. Basına göre o iki hafta sonunda görevime son verilmesi gerekirdi. O iki maçtan sonra 12 maçlık bir seri yakaladık buda her zaman yakalanan bir başarı değildi. Galatasaray maçından sonra dile getirdiğim bir nokta vardı “Her maçı kazanamayız” ancak bunun bir sonraki maçta olacağını tahmin edemezdim. Takımın uyanması için böyle bir sonuca ihtiyaç vardı. Ve bunun cevabınıda oyuncularım yarın sahada verecek.
Gerginliğimin bir başka nedenide dün, uzun süre birlikte çalıştığım Eike Immel’in sağlık sorunları nedeni ile ekibimden ayrılmak istemesi moralimi bozdu. Ne kadar üzgün bir ifadeye sahip olduğumu bilmiyorum. Ancak Trabzonspor maçından sonra gülerek medya karşısına çıkmak benim tarzım değil.
Üzüldüğüm bir başka nokta da yarın alacağımız sonuç ne olursa olsun Şampiyonlar Ligi’ne devam edemeyişimizdir. Bir kademe daha atlamamız gerektiğini düşünmüştüm, inanmama rağmen bunu başaramadık. Yarın oynayacağımız maç Şampiyonlar Ligi’nde ki son maçımız ve buda üzücü" dedi.
05.12.2005 20:37
Yorum